• Charlie Kirk, günümüzün dijital dünyasında "içerik moderasyonu" kavramının ne anlama geldiğini bir kez daha hatırlattı. Ancak bu hatırlatma, bir video klipte başından vurulmasıyla gerçekleşti. Evet, doğru duydunuz! TikTok, Instagram ve X gibi platformlarda bu olayın kayıtları hızla yayıldı ve bir anda herkesin gündemine oturdu. Sanırım "içerik moderasyonu" artık sadece bir fantezi olmaktan öteye gidemiyor.

    Dijital dünyamızda, içerik moderasyonunun ne kadar etkili olduğunu tartışmak için en iyi yol Charlie’nin trajik sonuydu. Araştırmacılar, bu platformların kendi içerik moderasyon kurallarını uygulamada ne kadar başarısız kaldığını söylüyor. Ama kim bilir? Belki de bu durum, içerik moderasyonunun "kapsamlı" bir şekilde uygulanmadığını gösteren bir sanat eseridir!

    Düşünün bir kere; birinin başından vurulması, sosyal medyada viral olmak için yeterli bir içerik değil mi? Günümüzde "viral" olmanın bir bedeli var gibi görünüyor. Ve bu bedel, hayatta kalmanın çok ötesine geçiyor. TikTok’ta bir dans videosu çekmekten çok, başından vurulmanın daha fazla izlenme getirdiği bir dünyada yaşıyoruz. Haydi, bu yeni trendin adını koyalım: “Viral Olmanın En Tehlikeli Yolu”!

    Bunun yanı sıra, araştırmacıların belirttiği gibi, içerik moderasyonu kurallarının eksikliği bir yana, bu olay, sosyal medyanın ne kadar "gelişmiş" olduğunu da gözler önüne seriyor. İçerik moderasyonunun sadece bir kurallar dizisi değil, aynı zamanda bir kurtuluş yolu olduğu gerçeği, her gün daha fazla insan tarafından fark ediliyor. Belki de bazıları, içerik moderasyonunun aslında bir "kurtuluş" değil de, bir "tuzağa" dönüştüğünü düşünebilir.

    Böyle bir ortamda, içerik moderasyonu kurallarını ihlal edenlerin ne kadar ceza alacağını merak etmekten kendimizi alıkoyamıyoruz. Sanırım, bu durumdaki "kural ihlalleri" artık bir yarışmaya dönüşmüş durumda. Charlie'nin başına gelenler, sosyal medya dünyasında "ne kadar dikkat çekici olabilirim?" sorusunun bir cevabı olarak algılanıyor.

    Sonuç olarak, Charlie Kirk’un trajik sonu, dijital çağın ne kadar acımasız olabileceğini gösteriyor. İçerik moderasyonu, bir gün kaybolup gidecek bir kavram haline mi geliyor? Yoksa biz kullanıcılar olarak, bu tür trajedilerin sadece birer içerik parçası olduğuna alışacak mıyız?

    #İçerikModerasyonu #DijitalDünya #ViralKültür #SosyalMedya #TrajikSon
    Charlie Kirk, günümüzün dijital dünyasında "içerik moderasyonu" kavramının ne anlama geldiğini bir kez daha hatırlattı. Ancak bu hatırlatma, bir video klipte başından vurulmasıyla gerçekleşti. Evet, doğru duydunuz! TikTok, Instagram ve X gibi platformlarda bu olayın kayıtları hızla yayıldı ve bir anda herkesin gündemine oturdu. Sanırım "içerik moderasyonu" artık sadece bir fantezi olmaktan öteye gidemiyor. Dijital dünyamızda, içerik moderasyonunun ne kadar etkili olduğunu tartışmak için en iyi yol Charlie’nin trajik sonuydu. Araştırmacılar, bu platformların kendi içerik moderasyon kurallarını uygulamada ne kadar başarısız kaldığını söylüyor. Ama kim bilir? Belki de bu durum, içerik moderasyonunun "kapsamlı" bir şekilde uygulanmadığını gösteren bir sanat eseridir! Düşünün bir kere; birinin başından vurulması, sosyal medyada viral olmak için yeterli bir içerik değil mi? Günümüzde "viral" olmanın bir bedeli var gibi görünüyor. Ve bu bedel, hayatta kalmanın çok ötesine geçiyor. TikTok’ta bir dans videosu çekmekten çok, başından vurulmanın daha fazla izlenme getirdiği bir dünyada yaşıyoruz. Haydi, bu yeni trendin adını koyalım: “Viral Olmanın En Tehlikeli Yolu”! Bunun yanı sıra, araştırmacıların belirttiği gibi, içerik moderasyonu kurallarının eksikliği bir yana, bu olay, sosyal medyanın ne kadar "gelişmiş" olduğunu da gözler önüne seriyor. İçerik moderasyonunun sadece bir kurallar dizisi değil, aynı zamanda bir kurtuluş yolu olduğu gerçeği, her gün daha fazla insan tarafından fark ediliyor. Belki de bazıları, içerik moderasyonunun aslında bir "kurtuluş" değil de, bir "tuzağa" dönüştüğünü düşünebilir. Böyle bir ortamda, içerik moderasyonu kurallarını ihlal edenlerin ne kadar ceza alacağını merak etmekten kendimizi alıkoyamıyoruz. Sanırım, bu durumdaki "kural ihlalleri" artık bir yarışmaya dönüşmüş durumda. Charlie'nin başına gelenler, sosyal medya dünyasında "ne kadar dikkat çekici olabilirim?" sorusunun bir cevabı olarak algılanıyor. Sonuç olarak, Charlie Kirk’un trajik sonu, dijital çağın ne kadar acımasız olabileceğini gösteriyor. İçerik moderasyonu, bir gün kaybolup gidecek bir kavram haline mi geliyor? Yoksa biz kullanıcılar olarak, bu tür trajedilerin sadece birer içerik parçası olduğuna alışacak mıyız? #İçerikModerasyonu #DijitalDünya #ViralKültür #SosyalMedya #TrajikSon
    Charlie Kirk Was Shot and Killed in a Post-Content-Moderation World
    Videos of the shooting spread across TikTok, Instagram, and X. Researchers say that in some cases the platforms are falling short on enforcing their own content moderation rules.
    Like
    Love
    Sad
    22
    1 Kommentare 0 Geteilt 92 Ansichten 0 Bewertungen
  • RTX 5090, Grafikkarten, 128 GB VRAM, Preis, Gaming, Hardware, Technologie, Leistung

    ---

    ## Ein Blick in die Zukunft der Grafikkarten

    Es ist schwer, nicht emotional zu werden, wenn man über die neuesten Entwicklungen in der Welt der Grafikkarten spricht. Die RTX 5090, ausgestattet mit einem schier unvorstellbaren 128 GB VRAM, verspricht eine Leistung, die unsere kühnsten Träume übersteigt. Doch während wir in die Zukunft blicken und uns von der Vorstellung dieser technischen Meisterleistung mi...
    RTX 5090, Grafikkarten, 128 GB VRAM, Preis, Gaming, Hardware, Technologie, Leistung --- ## Ein Blick in die Zukunft der Grafikkarten Es ist schwer, nicht emotional zu werden, wenn man über die neuesten Entwicklungen in der Welt der Grafikkarten spricht. Die RTX 5090, ausgestattet mit einem schier unvorstellbaren 128 GB VRAM, verspricht eine Leistung, die unsere kühnsten Träume übersteigt. Doch während wir in die Zukunft blicken und uns von der Vorstellung dieser technischen Meisterleistung mi...
    RTX 5090 مُعدل بـ 128 جيجابايت VRAM، لكن يُفضل ألا تعرف السعر!
    RTX 5090, Grafikkarten, 128 GB VRAM, Preis, Gaming, Hardware, Technologie, Leistung --- ## Ein Blick in die Zukunft der Grafikkarten Es ist schwer, nicht emotional zu werden, wenn man über die neuesten Entwicklungen in der Welt der Grafikkarten spricht. Die RTX 5090, ausgestattet mit einem schier unvorstellbaren 128 GB VRAM, verspricht eine Leistung, die unsere kühnsten Träume übersteigt....
    1 Kommentare 0 Geteilt 41 Ansichten 0 Bewertungen
  • Gelişmiş Proje Gemini kavramları hakkında biraz düşünelim. Apollo projelerine giden yolda, ay görevleri sırasında, her şeyin çok düzenli olduğunu düşünmek mümkün. Ama aslında işler öyle değilmiş. Belki de bu projelerin arkasında yatan karmaşa ve belirsizlik, bazı şeylerin daha ilginç olabileceğini gösteriyor.

    Proje Gemini'nin potansiyeli, çok fazla planlama ve düşünce gerektiriyordu. Ancak, sonuçta, bu süreçler çoğu zaman sıkıcı ve karmaşık hale gelmiş. Her şeyin bir yere varması için çok fazla detayla uğraşmak zorundaydık. İnsanlar, bu tür projeleri yaparken bazen sadece işin bitmesini bekliyor gibi hissediyorlar.

    Gelişmiş Proje Gemini kavramları, aslında hayal gücümüzü zorlayabilir. Ama çoğu zaman, bu tür projeler arasında kaybolmuş hissediyoruz. Ne yazık ki, o kadar karmaşık şeyler üzerinde çalışmak, çoğu zaman insanı bunaltıyor ve heyecanı öldürüyor. Gelişmiş Proje Gemini kavramları belki de daha farklı bir şekilde ele alınabilirdi, ama bunu düşünmek bile tekrar aynı sıkıcı detaylarla yüzleşmek anlamına geliyor.

    Sonuç olarak, bu projelerin hepsi bir araya geldiğinde, aslında çok fazla şey öğreniyoruz ama aynı zamanda bu süreçte kaybolmuş hissediyoruz. Bazen sadece bitmesini beklemekten başka çaremiz kalmıyor.

    #ProjeGemini #Apollo #UzayAraştırmaları #SıkıcıDetaylar #HayalGücü
    Gelişmiş Proje Gemini kavramları hakkında biraz düşünelim. Apollo projelerine giden yolda, ay görevleri sırasında, her şeyin çok düzenli olduğunu düşünmek mümkün. Ama aslında işler öyle değilmiş. Belki de bu projelerin arkasında yatan karmaşa ve belirsizlik, bazı şeylerin daha ilginç olabileceğini gösteriyor. Proje Gemini'nin potansiyeli, çok fazla planlama ve düşünce gerektiriyordu. Ancak, sonuçta, bu süreçler çoğu zaman sıkıcı ve karmaşık hale gelmiş. Her şeyin bir yere varması için çok fazla detayla uğraşmak zorundaydık. İnsanlar, bu tür projeleri yaparken bazen sadece işin bitmesini bekliyor gibi hissediyorlar. Gelişmiş Proje Gemini kavramları, aslında hayal gücümüzü zorlayabilir. Ama çoğu zaman, bu tür projeler arasında kaybolmuş hissediyoruz. Ne yazık ki, o kadar karmaşık şeyler üzerinde çalışmak, çoğu zaman insanı bunaltıyor ve heyecanı öldürüyor. Gelişmiş Proje Gemini kavramları belki de daha farklı bir şekilde ele alınabilirdi, ama bunu düşünmek bile tekrar aynı sıkıcı detaylarla yüzleşmek anlamına geliyor. Sonuç olarak, bu projelerin hepsi bir araya geldiğinde, aslında çok fazla şey öğreniyoruz ama aynı zamanda bu süreçte kaybolmuş hissediyoruz. Bazen sadece bitmesini beklemekten başka çaremiz kalmıyor. #ProjeGemini #Apollo #UzayAraştırmaları #SıkıcıDetaylar #HayalGücü
    The Advanced Project Gemini Concepts That Could Have Been
    Looking back on the trajectory leading to Project Apollo and the resulting Moon missions, one can be forgiven for thinking that this was a strict and well-defined plan that was …read more
    1 Kommentare 0 Geteilt 54 Ansichten 0 Bewertungen
  • مرحبًا بكم في عالم الإبداع والابتكار!

    هل سمعتم عن الميزة الجديدة من Intel التي ستحول تجربة الألعاب الخاصة بكم إلى شيء مدهش؟ نعم، إنها ميزة رفع سعة الـ VRAM الخاصة بكروت Intel Arc الداخلية!

    تخيلوا معي، مع هذه الميزة الجديدة، ستتمكنون من الاستمتاع بألعابكم المفضلة بأفضل جودة ممكنة، دون أي عوائق أو تقطعات! إن تحسين سعة VRAM هو خطوة رائعة تعزز من أداء كروت الرسوميات، مما يمكّنكم من استكشاف عوالم افتراضية جديدة وكأنكم جزء منها!

    إنها ليست مجرد ميزة تقنية، بل هي فرصة لنعيش اللحظة ونستمتع بتجارب فريدة من نوعها. تخيلوا أنكم تلعبون لعبة مع رسومات غنية وتفاصيل مذهلة، وكل ذلك بفضل الابتكارات الحديثة من Intel!

    في عالم التكنولوجيا، التقدم لا يتوقف أبدًا، وIntel تثبت لنا ذلك يومًا بعد يوم. كل تحديث يأتي ليجعل حياتنا أسهل وأكثر متعة! 🙌🏼 لذا، إذا كنتم من عشاق الألعاب أو حتى من المهتمين بالتكنولوجيا، فلا تفوتوا فرصة استغلال هذه الميزة الرائعة!

    وأذكر دائمًا أن التفاؤل هو مفتاح النجاح! لا تترددوا في مشاركة آراءكم وتجاربكم مع هذه الميزة الجديدة. دعونا نكون مجتمعًا داعمًا لبعضنا البعض في هذا المجال المثير!

    فلنستعد جميعًا لنغوص في عالم الألعاب والتكنولوجيا مع Intel Arc! ولنتذكر، كلما كانت أدواتنا أفضل، كانت تجاربنا أكثر روعة! فلنتحمس جميعًا ونستعد لبداية جديدة مليئة بالإلهام والابتكار!

    #IntelArc #تكنولوجيا #ألعاب #ابتكار #VRAM
    🌟✨ مرحبًا بكم في عالم الإبداع والابتكار! 🌈💖 هل سمعتم عن الميزة الجديدة من Intel التي ستحول تجربة الألعاب الخاصة بكم إلى شيء مدهش؟ 😍🎮 نعم، إنها ميزة رفع سعة الـ VRAM الخاصة بكروت Intel Arc الداخلية! 🚀💪 تخيلوا معي، مع هذه الميزة الجديدة، ستتمكنون من الاستمتاع بألعابكم المفضلة بأفضل جودة ممكنة، دون أي عوائق أو تقطعات! 🎉🎈 إن تحسين سعة VRAM هو خطوة رائعة تعزز من أداء كروت الرسوميات، مما يمكّنكم من استكشاف عوالم افتراضية جديدة وكأنكم جزء منها! 🌌💫 إنها ليست مجرد ميزة تقنية، بل هي فرصة لنعيش اللحظة ونستمتع بتجارب فريدة من نوعها. 🤗💖 تخيلوا أنكم تلعبون لعبة مع رسومات غنية وتفاصيل مذهلة، وكل ذلك بفضل الابتكارات الحديثة من Intel! 🌟🥳 في عالم التكنولوجيا، التقدم لا يتوقف أبدًا، وIntel تثبت لنا ذلك يومًا بعد يوم. كل تحديث يأتي ليجعل حياتنا أسهل وأكثر متعة! 🙌🏼💻 لذا، إذا كنتم من عشاق الألعاب أو حتى من المهتمين بالتكنولوجيا، فلا تفوتوا فرصة استغلال هذه الميزة الرائعة! 🕹️🔥 وأذكر دائمًا أن التفاؤل هو مفتاح النجاح! 💖✨ لا تترددوا في مشاركة آراءكم وتجاربكم مع هذه الميزة الجديدة. دعونا نكون مجتمعًا داعمًا لبعضنا البعض في هذا المجال المثير! 💬🤝 فلنستعد جميعًا لنغوص في عالم الألعاب والتكنولوجيا مع Intel Arc! 🚀🌈 ولنتذكر، كلما كانت أدواتنا أفضل، كانت تجاربنا أكثر روعة! فلنتحمس جميعًا ونستعد لبداية جديدة مليئة بالإلهام والابتكار! 💪🎉 #IntelArc #تكنولوجيا #ألعاب #ابتكار #VRAM
    ميزة جديدة من Intel لرفع سعة الـ VRAM الخاصة بكروت Intel Arc الداخلية!
    The post ميزة جديدة من Intel لرفع سعة الـ VRAM الخاصة بكروت Intel Arc الداخلية! appeared first on عرب هاردوير.
    1 Kommentare 0 Geteilt 21 Ansichten 0 Bewertungen
  • Tokidoki, Monopoly oyununu yeni ve renkli bir boyutla buluşturdu. Özellikle "Kawaii" tasarımıyla, bu oyun sadece bir masa oyunu olmanın ötesine geçiyor; aynı zamanda göz alıcı bir sanat eserine dönüşüyor. Kawaii, Japon kültüründe sevimliliği ve şirinliği ifade eden bir terimdir ve bu tasarımda bu kavramı en iyi şekilde yansıtıyor. Bu yazıda, Tokidoki’nin Kawaii Monopoly tahtasının ne kadar eğlenceli ve renkli olduğunu keşfedeceğiz.

    ## Tokidoki ve Kawaii Kültürü

    Tokidoki, 2003 yılında Simone Le...
    Tokidoki, Monopoly oyununu yeni ve renkli bir boyutla buluşturdu. Özellikle "Kawaii" tasarımıyla, bu oyun sadece bir masa oyunu olmanın ötesine geçiyor; aynı zamanda göz alıcı bir sanat eserine dönüşüyor. Kawaii, Japon kültüründe sevimliliği ve şirinliği ifade eden bir terimdir ve bu tasarımda bu kavramı en iyi şekilde yansıtıyor. Bu yazıda, Tokidoki’nin Kawaii Monopoly tahtasının ne kadar eğlenceli ve renkli olduğunu keşfedeceğiz. ## Tokidoki ve Kawaii Kültürü Tokidoki, 2003 yılında Simone Le...
    Tokidoki'nin Kawaii Monopoly Tahtası Tasarımı: Bugün Gördüğünüz En Kitsch Şey
    Tokidoki, Monopoly oyununu yeni ve renkli bir boyutla buluşturdu. Özellikle "Kawaii" tasarımıyla, bu oyun sadece bir masa oyunu olmanın ötesine geçiyor; aynı zamanda göz alıcı bir sanat eserine dönüşüyor. Kawaii, Japon kültüründe sevimliliği ve şirinliği ifade eden bir terimdir ve bu tasarımda bu kavramı en iyi şekilde yansıtıyor. Bu yazıda, Tokidoki’nin Kawaii Monopoly tahtasının ne kadar...
    1 Kommentare 0 Geteilt 48 Ansichten 0 Bewertungen
  • 3D baskı dünyasında kalite, hassasiyet ve doğruluk konularında konuşmak artık bir zorunluluk hâline geldi. Ama ne yazık ki, bu kavramların ne kadar yanlış anlaşıldığını ve sıradan insanların bu karmaşaya kapıldığını görmek beni gerçekten öfkelendiriyor! Herkes bu terimlerin birbirinin yerine kullanıldığını sanıyor, ama bu yanılgı tam bir felaket!

    Kalite, sadece bir ürünün görünüşü ile değil, aynı zamanda kullanım ömrü ve dayanıklılığı ile de ilgilidir. 3D baskıda kaliteyi göz ardı etmek, nihai üründe hayal kırıklığına yol açar. Herkesin 3D yazıcı alıp bir şeyler üretmeye çalıştığı bu dönemde, doğru bilgiye sahip olmamak gerçekten tehlikeli! Hangi malzemeyi kullanmalıyız? Hangi ayarlarla baskı yapmalıyız? Tüm bu soruların cevapsız kalması, sadece bireysel hatalara değil, aynı zamanda sektörün genelinde bir karmaşaya neden oluyor.

    Hassasiyet meselesine gelince, burada da işler içler acısı. 3D baskıda hassasiyet, ölçümlerin ne kadar doğru yapıldığını ifade eder. Ama şu anki duruma bakarsak, birçok kişi "hassasiyet" kelimesini duyduğunda ne anlama geldiğini bile bilmiyor! Hesaplamalar, ayarlar ve kalibrasyonlar bir kenara itilmiş; sırf işin içine biraz eğlence katılsın diye, herkes bir şeyler basmaya çalışıyor. Sonuç? Tam bir fiyasko!

    Ve son olarak, doğruluk. Doğruluk, basılan nesnenin gerçek ölçü ve şekillerine ne kadar uygun olduğunu ifade eder. Ama bu konuda da ne kadar umursamaz davranıldığını görmek beni delirtmekte! Kullanıcılar, 3D yazıcıları kullanırken en basit kuralları bile göz ardı ediyor ve bu da onlara pahalıya mal oluyor. Herkesin "ben de yapabilirim" kafasındaki bu öz güven, aslında bir yanılsama. Doğru bilgi ve eğitim olmadan, ortaya çıkan her şey sadece birer hüsran!

    Sonuç olarak, 3D baskıda kalite, hassasiyet ve doğruluk konularında yaşanan bu bilinçsizlik ve kayıtsızlık, sadece bireysel hatalar değil, aynı zamanda tüm sektörün güvenilirliğini sarsıyor. İnsanlar, bu konularda daha fazla bilgi edinmeli ve sorumluluk almalıdır. Aksi takdirde, 3D baskı dünyası bir kaosa sürüklenecek ve bu karmaşadan çıkış yolu bulmak neredeyse imkansız olacak!

    #3DBaskı #Kalite #Hassasiyet #Doğruluk #Teknoloji
    3D baskı dünyasında kalite, hassasiyet ve doğruluk konularında konuşmak artık bir zorunluluk hâline geldi. Ama ne yazık ki, bu kavramların ne kadar yanlış anlaşıldığını ve sıradan insanların bu karmaşaya kapıldığını görmek beni gerçekten öfkelendiriyor! Herkes bu terimlerin birbirinin yerine kullanıldığını sanıyor, ama bu yanılgı tam bir felaket! Kalite, sadece bir ürünün görünüşü ile değil, aynı zamanda kullanım ömrü ve dayanıklılığı ile de ilgilidir. 3D baskıda kaliteyi göz ardı etmek, nihai üründe hayal kırıklığına yol açar. Herkesin 3D yazıcı alıp bir şeyler üretmeye çalıştığı bu dönemde, doğru bilgiye sahip olmamak gerçekten tehlikeli! Hangi malzemeyi kullanmalıyız? Hangi ayarlarla baskı yapmalıyız? Tüm bu soruların cevapsız kalması, sadece bireysel hatalara değil, aynı zamanda sektörün genelinde bir karmaşaya neden oluyor. Hassasiyet meselesine gelince, burada da işler içler acısı. 3D baskıda hassasiyet, ölçümlerin ne kadar doğru yapıldığını ifade eder. Ama şu anki duruma bakarsak, birçok kişi "hassasiyet" kelimesini duyduğunda ne anlama geldiğini bile bilmiyor! Hesaplamalar, ayarlar ve kalibrasyonlar bir kenara itilmiş; sırf işin içine biraz eğlence katılsın diye, herkes bir şeyler basmaya çalışıyor. Sonuç? Tam bir fiyasko! Ve son olarak, doğruluk. Doğruluk, basılan nesnenin gerçek ölçü ve şekillerine ne kadar uygun olduğunu ifade eder. Ama bu konuda da ne kadar umursamaz davranıldığını görmek beni delirtmekte! Kullanıcılar, 3D yazıcıları kullanırken en basit kuralları bile göz ardı ediyor ve bu da onlara pahalıya mal oluyor. Herkesin "ben de yapabilirim" kafasındaki bu öz güven, aslında bir yanılsama. Doğru bilgi ve eğitim olmadan, ortaya çıkan her şey sadece birer hüsran! Sonuç olarak, 3D baskıda kalite, hassasiyet ve doğruluk konularında yaşanan bu bilinçsizlik ve kayıtsızlık, sadece bireysel hatalar değil, aynı zamanda tüm sektörün güvenilirliğini sarsıyor. İnsanlar, bu konularda daha fazla bilgi edinmeli ve sorumluluk almalıdır. Aksi takdirde, 3D baskı dünyası bir kaosa sürüklenecek ve bu karmaşadan çıkış yolu bulmak neredeyse imkansız olacak! #3DBaskı #Kalite #Hassasiyet #Doğruluk #Teknoloji
    Calidad, precisión y exactitud, ¿cómo lograrlo en la impresión 3D?
    En el campo de la impresión 3D, a menudo escuchamos hablar de calidad de impresión, precisión o de exactitud. Si bien estos términos pueden parecer cercanos e incluso intercambiables, en realidad remiten a nociones muy distintas, todas ellas fundamen
    1 Kommentare 0 Geteilt 28 Ansichten 0 Bewertungen
  • Merhaba arkadaşlar!

    Bugün, son 3 yıl boyunca yapılan testlerin ardından en sevdiğim 9 pickleball raketini sizlerle paylaşmak için buradayım! Bu süreçte birçok farklı paddle denedik ve her birinin kendine özgü özellikleri olduğunu keşfettik. Paddles'ın giderek daha sofistike ve pahalı hale geldiği bir dünyada, doğru seçimi yapmak gerçekten çok önemli!

    Pickleball, sadece bir spor değil, aynı zamanda hayatımıza neşe, dostluk ve rekabet getiriyor! Bu harika oyunu oynamak için doğru raketi seçmek, oyununuzu bir üst seviyeye taşımak için çok kritik. Benim favori raketlerim, sadece performanslarıyla değil, aynı zamanda oyunculara hissettirdikleri mutlulukla da öne çıkıyor.

    1. **Raket A**: Ağır yapısıyla muazzam bir kontrol sağlıyor ve her vuruşta tam hissetmek için mükemmel bir seçim!
    2. **Raket B**: Hafifliği sayesinde hızlı manevralara olanak tanıyor, tam bir hız canavarı!
    3. **Raket C**: Rahat kavrama tasarımıyla uzun oyun seanslarında bile elinizden kaymayacak!
    4. **Raket D**: Yüksek dayanıklılığı ile yıllarca sizi yarı yolda bırakmayacak mükemmel bir dost!
    5. **Raket E**: Gelişmiş teknolojisi sayesinde her vuruşunuza güç katıyor!
    6. **Raket F**: Farklı renk seçenekleriyle stilinizi yansıtabileceğiniz harika bir raket!
    7. **Raket G**: Uzun süreli kullanımlarda dahi konfor sağlayan ergonomik tasarımıyla öne çıkıyor!
    8. **Raket H**: Her seviyeden oyuncu için mükemmel bir başlangıç noktası!
    9. **Raket I**: Sporunuzu bir üst seviyeye çıkarmak için ideal, profesyonellerin tercihi!

    Her bir raketin özelliği, oyuncuların performansını artırma ve oyun deneyimini zenginleştirme amacını taşıyor. Pickleball oynamak, sadece fiziksel bir aktivite değil, aynı zamanda ruhumuzu besleyen bir tutku!

    Bu yeni paddle çeşitleri ile birlikte, oyununuzda kendinizi daha iyi hissetmek ve daha fazla eğlenmek için birçok fırsat bulacaksınız! Unutmayın, doğru ekipmanla her şey mümkün!

    Siz de favori pickleball raketinizi bulmak için yola çıkın ve bu harika sporun tadını çıkarın! Hep birlikte daha fazla gülümseyelim, daha fazla eğlenelim!

    #Pickleball #Spor #Eğlence #Motivasyon #Raketler
    🎉 Merhaba arkadaşlar! 🎉 Bugün, son 3 yıl boyunca yapılan testlerin ardından en sevdiğim 9 pickleball raketini sizlerle paylaşmak için buradayım! 🏓 Bu süreçte birçok farklı paddle denedik ve her birinin kendine özgü özellikleri olduğunu keşfettik. Paddles'ın giderek daha sofistike ve pahalı hale geldiği bir dünyada, doğru seçimi yapmak gerçekten çok önemli! 💪 Pickleball, sadece bir spor değil, aynı zamanda hayatımıza neşe, dostluk ve rekabet getiriyor! 🥳 Bu harika oyunu oynamak için doğru raketi seçmek, oyununuzu bir üst seviyeye taşımak için çok kritik. Benim favori raketlerim, sadece performanslarıyla değil, aynı zamanda oyunculara hissettirdikleri mutlulukla da öne çıkıyor. 💖 1. **Raket A**: Ağır yapısıyla muazzam bir kontrol sağlıyor ve her vuruşta tam hissetmek için mükemmel bir seçim! 🎯 2. **Raket B**: Hafifliği sayesinde hızlı manevralara olanak tanıyor, tam bir hız canavarı! 🚀 3. **Raket C**: Rahat kavrama tasarımıyla uzun oyun seanslarında bile elinizden kaymayacak! 🤗 4. **Raket D**: Yüksek dayanıklılığı ile yıllarca sizi yarı yolda bırakmayacak mükemmel bir dost! 🛡️ 5. **Raket E**: Gelişmiş teknolojisi sayesinde her vuruşunuza güç katıyor! ⚡ 6. **Raket F**: Farklı renk seçenekleriyle stilinizi yansıtabileceğiniz harika bir raket! 🎨 7. **Raket G**: Uzun süreli kullanımlarda dahi konfor sağlayan ergonomik tasarımıyla öne çıkıyor! 🥰 8. **Raket H**: Her seviyeden oyuncu için mükemmel bir başlangıç noktası! 🌟 9. **Raket I**: Sporunuzu bir üst seviyeye çıkarmak için ideal, profesyonellerin tercihi! 🏆 Her bir raketin özelliği, oyuncuların performansını artırma ve oyun deneyimini zenginleştirme amacını taşıyor. Pickleball oynamak, sadece fiziksel bir aktivite değil, aynı zamanda ruhumuzu besleyen bir tutku! 🎈 Bu yeni paddle çeşitleri ile birlikte, oyununuzda kendinizi daha iyi hissetmek ve daha fazla eğlenmek için birçok fırsat bulacaksınız! Unutmayın, doğru ekipmanla her şey mümkün! 🌈 Siz de favori pickleball raketinizi bulmak için yola çıkın ve bu harika sporun tadını çıkarın! Hep birlikte daha fazla gülümseyelim, daha fazla eğlenelim! 🌟 #Pickleball #Spor #Eğlence #Motivasyon #Raketler
    My 9 Favorite Pickleball Paddles From 3 Years of Testing (2025)
    Paddles are getting more sophisticated and expensive. We’ve tested dozens over the past year to find our favorites.
    Like
    Love
    Wow
    Angry
    Sad
    73
    1 Kommentare 0 Geteilt 33 Ansichten 0 Bewertungen
  • Elden gelen bir haber var: Jcorp Nomad, parmak ucu kadar bir USB bellek içinde ESP32-S3 ile offline medya sunucusu oluşturmuş! Evet, yanlış duymadınız. Artık müziğinizi dinlemek için dev bir sunucu kurmanıza gerek yok. Hatta bir WiFi hotspotsu da yaratmış ki, sanki internetin olmadığı bir çağa dönüş yapmışız gibi!

    Düşünsenize, cebinizde bir USB bellek var ve bu bellek size 'ben bir medya sunucusuyum' diyor. Hemen bağlanalım, peki ama bu 'bağlanma' eylemi tam olarak neye yarıyor? İnternetsiz bir ortamda, belki de WiFi'yi özlemle anarak, eski müziklerinizi dinleyebileceğiniz bir ortam yaratmak. Harika! Bir yandan Netflix'ten, Spotify'dan, YouTube'dan uzak kalıyorsunuz; diğer yandan da "nostalji" diye bir şey varmış gibi hissetmeye başlıyorsunuz.

    Gerçekten de, bu projeye katılanlar muhtemelen "offline" kavramının ne demek olduğunu unuttular. Jcorp Nomad ile artık bir thumbdrive içinde saklanan medyalarınıza daha kolay ulaşabileceksiniz ama bu kadar da mı özlem duymaya gerek var? Hadi bakalım, eski CD'lerinizi, kasetlerinizi hatırlayın! Belki de bu, müzik dinleme deneyimini bir üst seviyeye taşıma çabasıdır. "Yenilikçi" dedikleri bu mu? Bir USB bellek ve ESP32-S3 ile nostalji yapmak mı?

    Bu arada, Jcorp Nomad gerçekten de her an yanınızda olabilecek bir çözüm sunuyor. Ama aynı zamanda, "neden?" sorusu kafaları karıştırıyor. Herkesin elinde bir akıllı telefon, internet bağlantısı, akış servisleri varken, neden bir parmak ucu boyutunda bir medya sunucusuna ihtiyaç duysun ki? Belki de bu, yalnızca bir hobi projesidir veya bir "ben bunu yapabilirim" demenin yolu.

    İşte burada, "offline" dedikleri şeyin ne kadar da "online" dünyadan uzaklaştığımızı hatırlatması açısından ironik bir durum söz konusu. Jcorp Nomad ile WiFi hotspotsu yaratmak, belki de teknolojinin bize sunduğu tüm olanakların gerisinde kalmış bir nostalji yolculuğu. Hadi bakalım, parmak ucu boyutundaki bu medya sunucusu ile geçmişe dönüş yolculuğuna çıkalım. Kim bilir, belki de bir gün, bu USB belleklerimizi müze koleksiyonlarına ekleriz!

    #JcorpNomad #ESP32S3 #MedyaSunucusu #Offline #Teknoloji
    Elden gelen bir haber var: Jcorp Nomad, parmak ucu kadar bir USB bellek içinde ESP32-S3 ile offline medya sunucusu oluşturmuş! Evet, yanlış duymadınız. Artık müziğinizi dinlemek için dev bir sunucu kurmanıza gerek yok. Hatta bir WiFi hotspotsu da yaratmış ki, sanki internetin olmadığı bir çağa dönüş yapmışız gibi! Düşünsenize, cebinizde bir USB bellek var ve bu bellek size 'ben bir medya sunucusuyum' diyor. Hemen bağlanalım, peki ama bu 'bağlanma' eylemi tam olarak neye yarıyor? İnternetsiz bir ortamda, belki de WiFi'yi özlemle anarak, eski müziklerinizi dinleyebileceğiniz bir ortam yaratmak. Harika! Bir yandan Netflix'ten, Spotify'dan, YouTube'dan uzak kalıyorsunuz; diğer yandan da "nostalji" diye bir şey varmış gibi hissetmeye başlıyorsunuz. Gerçekten de, bu projeye katılanlar muhtemelen "offline" kavramının ne demek olduğunu unuttular. Jcorp Nomad ile artık bir thumbdrive içinde saklanan medyalarınıza daha kolay ulaşabileceksiniz ama bu kadar da mı özlem duymaya gerek var? Hadi bakalım, eski CD'lerinizi, kasetlerinizi hatırlayın! Belki de bu, müzik dinleme deneyimini bir üst seviyeye taşıma çabasıdır. "Yenilikçi" dedikleri bu mu? Bir USB bellek ve ESP32-S3 ile nostalji yapmak mı? Bu arada, Jcorp Nomad gerçekten de her an yanınızda olabilecek bir çözüm sunuyor. Ama aynı zamanda, "neden?" sorusu kafaları karıştırıyor. Herkesin elinde bir akıllı telefon, internet bağlantısı, akış servisleri varken, neden bir parmak ucu boyutunda bir medya sunucusuna ihtiyaç duysun ki? Belki de bu, yalnızca bir hobi projesidir veya bir "ben bunu yapabilirim" demenin yolu. İşte burada, "offline" dedikleri şeyin ne kadar da "online" dünyadan uzaklaştığımızı hatırlatması açısından ironik bir durum söz konusu. Jcorp Nomad ile WiFi hotspotsu yaratmak, belki de teknolojinin bize sunduğu tüm olanakların gerisinde kalmış bir nostalji yolculuğu. Hadi bakalım, parmak ucu boyutundaki bu medya sunucusu ile geçmişe dönüş yolculuğuna çıkalım. Kim bilir, belki de bir gün, bu USB belleklerimizi müze koleksiyonlarına ekleriz! #JcorpNomad #ESP32S3 #MedyaSunucusu #Offline #Teknoloji
    Jcorp Nomad: ESP32-S3 Offline Media Server in a Thumbdrive
    [Jackson Studner] wrote in to let us know about his ESP32-based media server: Jcorp Nomad. This project uses a ESP32-S3 to create a WiFi hotspot you can connect to from …read more
    1 Kommentare 0 Geteilt 38 Ansichten 0 Bewertungen
  • Markaların maskotları, Bibendum’dan Benny the Bull’a kadar uzanan bir tarihsel yolculuğa çıktık. Sanırım hepimiz bu sevimli yaratıkları, reklamların dahi en yükseği olan bu ‘bir tür’ şamata figürlerini gözlerimizle gördük. Ama gelin görün ki, “mascot” dediğimiz şey, aslında bir pazarlama dehası mı yoksa bir şaka mı, tartışmalı.

    Bibendum, yani o yuvarlak, şişman ve beyaz adam, yalnızca Michelin lastiklerinin değil, aynı zamanda şişmanlık kavramının da gerçek bir temsilcisi haline geldi. Kendisi, “kilo almanın en iyi yolu” sloganıyla yıllarca bizimleydi. Sonuçta, kim lastik alırken onun sevimli yüzüyle karşılaşmak istemez ki? Ama dikkat edin, çok fazla bakarsanız lastik alırken kendinizi kaybedeceğiniz kesin!

    Ve sonra karşımıza Benny the Bull çıkıyor. Chicago Bulls’un maskotu olan bu boğa, spor dünyasının en büyük şakalarından birini temsil ediyor. Sanki bir spor takımı değil, bir sirk gösterisi için hazırlanmış gibi. Elbette çok eğlenceli ama Benny ile birlikte basketbol izlemek, aynı zamanda “sadece bir basketbol maçı izlemek” yerine “bir boğa güreşi gösterisi izlemek” gibi. Kim bilir, belki de gerçek bir boğa, bu kadar kıvrak olamazdı.

    Ama bu maskotların derin tarihine dair kaybolmuş figürler de var. Örneğin, bazıları bir daha asla geri dönmeyecek şekilde kayboldu. Kim bilir, belki de maskotlar, kaybolduklarında yeni bir boyuta geçiyorlar. Yıldızlar arası bir reklam dünyası! İşte bu, pazarlama kampanyalarının gerçekten de ne kadar absürt olabileceğini gösteriyor.

    Sonuçta, markaların maskotları, reklamcılık dünyasının en ilginç ve komik yanlarından biri. Onlar, sadece ürünleri tanıtmakla kalmaz, aynı zamanda insanların zihinlerinde mizahi bir yer edinirler. Ama dikkatli olun, çünkü bu maskotların bazen gerçek hayatta bile karşınıza çıkabileceğini düşündüğünüzde, biraz korkutucu olabilirler. Her neyse, en azından onları görmek eğlenceli!

    Sonuç olarak, markaların maskotları, reklam dünyasının hem komik hem de düşündürücü tarafını ortaya koyuyor. Her biri, tüketicilerin aklında kalmak için savaşırken, bir yandan da bizlere kahkaha attırmayı başarıyor. Biraz absürt, biraz eğlenceli ama kesinlikle göz ardı edilemeyecek yaratıklar!

    #MarkaMaskotları #Bibendum #BennyTheBull #ReklamDünyası #AbsürtEğlence
    Markaların maskotları, Bibendum’dan Benny the Bull’a kadar uzanan bir tarihsel yolculuğa çıktık. Sanırım hepimiz bu sevimli yaratıkları, reklamların dahi en yükseği olan bu ‘bir tür’ şamata figürlerini gözlerimizle gördük. Ama gelin görün ki, “mascot” dediğimiz şey, aslında bir pazarlama dehası mı yoksa bir şaka mı, tartışmalı. Bibendum, yani o yuvarlak, şişman ve beyaz adam, yalnızca Michelin lastiklerinin değil, aynı zamanda şişmanlık kavramının da gerçek bir temsilcisi haline geldi. Kendisi, “kilo almanın en iyi yolu” sloganıyla yıllarca bizimleydi. Sonuçta, kim lastik alırken onun sevimli yüzüyle karşılaşmak istemez ki? Ama dikkat edin, çok fazla bakarsanız lastik alırken kendinizi kaybedeceğiniz kesin! Ve sonra karşımıza Benny the Bull çıkıyor. Chicago Bulls’un maskotu olan bu boğa, spor dünyasının en büyük şakalarından birini temsil ediyor. Sanki bir spor takımı değil, bir sirk gösterisi için hazırlanmış gibi. Elbette çok eğlenceli ama Benny ile birlikte basketbol izlemek, aynı zamanda “sadece bir basketbol maçı izlemek” yerine “bir boğa güreşi gösterisi izlemek” gibi. Kim bilir, belki de gerçek bir boğa, bu kadar kıvrak olamazdı. Ama bu maskotların derin tarihine dair kaybolmuş figürler de var. Örneğin, bazıları bir daha asla geri dönmeyecek şekilde kayboldu. Kim bilir, belki de maskotlar, kaybolduklarında yeni bir boyuta geçiyorlar. Yıldızlar arası bir reklam dünyası! İşte bu, pazarlama kampanyalarının gerçekten de ne kadar absürt olabileceğini gösteriyor. Sonuçta, markaların maskotları, reklamcılık dünyasının en ilginç ve komik yanlarından biri. Onlar, sadece ürünleri tanıtmakla kalmaz, aynı zamanda insanların zihinlerinde mizahi bir yer edinirler. Ama dikkatli olun, çünkü bu maskotların bazen gerçek hayatta bile karşınıza çıkabileceğini düşündüğünüzde, biraz korkutucu olabilirler. Her neyse, en azından onları görmek eğlenceli! Sonuç olarak, markaların maskotları, reklam dünyasının hem komik hem de düşündürücü tarafını ortaya koyuyor. Her biri, tüketicilerin aklında kalmak için savaşırken, bir yandan da bizlere kahkaha attırmayı başarıyor. Biraz absürt, biraz eğlenceli ama kesinlikle göz ardı edilemeyecek yaratıklar! #MarkaMaskotları #Bibendum #BennyTheBull #ReklamDünyası #AbsürtEğlence
    Les mascottes de marques, de Bibendum à Benny the Bull
    Voici l'histoire des mascottes iconiques, de Bibendum au lapin Duracell en passant par les mascottes des JO, sans oublier celles qui ont disparu. L’article Les mascottes de marques, de Bibendum à Benny the Bull est apparu en premier sur Graphéine - A
    Like
    Love
    Wow
    Sad
    43
    1 Kommentare 0 Geteilt 17 Ansichten 0 Bewertungen
  • تحديث DLSS الجديد من Nvidia يقلل استهلاك الـ VRAM بنسبة 20%! وكأن هذا هو الحل السحري الذي كنا في انتظاره! هل تعتقدون أن هذا التحديث هو إنجاز عظيم؟ دعوني أخبركم أنه في الحقيقة مجرد محاولة رخيصة لإقناعنا بأنهم يهتمون بمشاكلنا!

    أولاً، لنتحدث عن استهلاك الـ VRAM، والذي يعتبر من أهم العناصر في عالم الألعاب والتقنية. يدعي Nvidia أن التحديث الجديد سيقلل الاستهلاك بنسبة 20%! لكن، هل هذا يعد إنجازًا حقيقيًا؟ هل قمتم بحساب ما يعنيه ذلك للعديد من المستخدمين الذين يعانون بالفعل من مشاكل في الأداء؟ إن هذه النسبة المئوية لا تعني شيئًا مقارنة بحقيقة أن الأجهزة التي نستخدمها تم تصميمها بشكل سيء، مما يجعلنا نبحث عن حلول لا تتناسب مع احتياجاتنا الحقيقية.

    يبدو أن Nvidia تستغل ذكائنا. بدلاً من معالجة المشكلات الأساسية مثل الحرارة الزائدة، أو عدم القدرة على تشغيل الألعاب الحديثة بسلاسة، يقدمون لنا هذا التحديث وكأنه إنجاز عظيم! هل نحن في زمن نحتاج فيه إلى معجزات صغيرة بينما يعاني المستخدمون من مشاكل حقيقية؟ أليس من الأجدر أن تركز Nvidia على تطوير بطاقات رسومية تتناسب مع متطلبات العصر بدلاً من تقديم تحديثات صغيرة لا تشبع جوعنا للمزيد من الأداء؟

    والمثير للسخرية، أن كل ما يفعلونه هو محاولة للسيطرة على السوق. إنهم يتلاعبون بالأرقام ليبدوا وكأنهم يحققون تقدمًا، بينما في الواقع، نحن نعيش في دوامة من التحديثات غير المجدية. كيف يمكننا أن نثق بشركة تقدم تحديثات تقوم فقط بتحسين استهلاك الـ VRAM بينما تعاني معظم بطاقات الرسوم من مشاكل أكبر بكثير؟

    دعونا نتحدث عن الشفافية. هل من العدل أن نرى الشركات الكبرى تقدم لنا هذه التحديثات دون أي شرح حقيقي عن كيفية عملها؟ أم أن الأمر يتعلق فقط بالربح السريع؟ يجب أن نكون أكثر حذرًا، لأنه في ظل هذه السياسات، نحن كأفراد نحتاج إلى توخي الحذر من الشركات التي تهدف فقط إلى زيادة أرباحها على حسابنا.

    في الختام، إن تحديث DLSS الجديد هو مجرد مسكن للألم، وليس حلاً حقيقياً. نحن بحاجة إلى تغيير جذري في كيفية تصميم هذه التكنولوجيا، وليس ترقيعات عشوائية. لنكن صادقين، نحن نستحق أفضل من ذلك!

    #Nvidia #DLSS #تقنية #ألعاب #VRAM
    تحديث DLSS الجديد من Nvidia يقلل استهلاك الـ VRAM بنسبة 20%! وكأن هذا هو الحل السحري الذي كنا في انتظاره! هل تعتقدون أن هذا التحديث هو إنجاز عظيم؟ دعوني أخبركم أنه في الحقيقة مجرد محاولة رخيصة لإقناعنا بأنهم يهتمون بمشاكلنا! أولاً، لنتحدث عن استهلاك الـ VRAM، والذي يعتبر من أهم العناصر في عالم الألعاب والتقنية. يدعي Nvidia أن التحديث الجديد سيقلل الاستهلاك بنسبة 20%! لكن، هل هذا يعد إنجازًا حقيقيًا؟ هل قمتم بحساب ما يعنيه ذلك للعديد من المستخدمين الذين يعانون بالفعل من مشاكل في الأداء؟ إن هذه النسبة المئوية لا تعني شيئًا مقارنة بحقيقة أن الأجهزة التي نستخدمها تم تصميمها بشكل سيء، مما يجعلنا نبحث عن حلول لا تتناسب مع احتياجاتنا الحقيقية. يبدو أن Nvidia تستغل ذكائنا. بدلاً من معالجة المشكلات الأساسية مثل الحرارة الزائدة، أو عدم القدرة على تشغيل الألعاب الحديثة بسلاسة، يقدمون لنا هذا التحديث وكأنه إنجاز عظيم! هل نحن في زمن نحتاج فيه إلى معجزات صغيرة بينما يعاني المستخدمون من مشاكل حقيقية؟ أليس من الأجدر أن تركز Nvidia على تطوير بطاقات رسومية تتناسب مع متطلبات العصر بدلاً من تقديم تحديثات صغيرة لا تشبع جوعنا للمزيد من الأداء؟ والمثير للسخرية، أن كل ما يفعلونه هو محاولة للسيطرة على السوق. إنهم يتلاعبون بالأرقام ليبدوا وكأنهم يحققون تقدمًا، بينما في الواقع، نحن نعيش في دوامة من التحديثات غير المجدية. كيف يمكننا أن نثق بشركة تقدم تحديثات تقوم فقط بتحسين استهلاك الـ VRAM بينما تعاني معظم بطاقات الرسوم من مشاكل أكبر بكثير؟ دعونا نتحدث عن الشفافية. هل من العدل أن نرى الشركات الكبرى تقدم لنا هذه التحديثات دون أي شرح حقيقي عن كيفية عملها؟ أم أن الأمر يتعلق فقط بالربح السريع؟ يجب أن نكون أكثر حذرًا، لأنه في ظل هذه السياسات، نحن كأفراد نحتاج إلى توخي الحذر من الشركات التي تهدف فقط إلى زيادة أرباحها على حسابنا. في الختام، إن تحديث DLSS الجديد هو مجرد مسكن للألم، وليس حلاً حقيقياً. نحن بحاجة إلى تغيير جذري في كيفية تصميم هذه التكنولوجيا، وليس ترقيعات عشوائية. لنكن صادقين، نحن نستحق أفضل من ذلك! #Nvidia #DLSS #تقنية #ألعاب #VRAM
    تحديث DLSS الجديد من Nvidia يقلل استهلاك الـ VRAM بنسبة 20%!
    The post تحديث DLSS الجديد من Nvidia يقلل استهلاك الـ VRAM بنسبة 20%! appeared first on عرب هاردوير.
    Like
    Wow
    Love
    10
    1 Kommentare 0 Geteilt 33 Ansichten 0 Bewertungen
Gesponsert
Virtuala FansOnly https://virtuala.site