• Kriza u Rusiji je dosegnula vrhunac

    Stanovnici mnogih ruskih regija od kraja ljeta prijavljuju nestašicu benzina i nagli rast cijena goriva, što su uglavnom uzrokovali ukrajinski napadi dronovima na rafinerije nafte. Stvaraju se dugi redovi na pumpama, dok su se neke manje i neovisne benzinske postaje morale zatvoriti jer im je kupnja goriva na burzi postala preskupa, prenosi Meduza.

    Do sredine kolovoza bile su oštećene rafinerije Uhta, Rjazan, Saratov i Volgograd, kao i još tri u Samarskoj regiji. Već tada je Rusija izgubila najmanje 17 posto svojih rafinerijskih kapaciteta. Mjesec kasnije, dronovi su pogodili postrojenja u Republici Baškortostan i Lenjingradskoj oblasti. Nestašica goriva proteže se i do ostalih regija, jer u nekim područjima Krima uopće nema benzina.

    - U dijelovima Krima situacija je kritična, mnoge su se postaje potpuno zatvorile. Na onima koje su još uvijek otvorene nema benzina, samo dizela i plina. Lokalne vlasti uvele su sustav racioniranja, samo vladina vozila smiju točiti gorivo - rekao je lokalni aktivist.

    Jedan od stanovnika požalio se lokalnim medijima da mu je žena trudna, ali u njihovom gradu nema rodilišta, dok je najbliža klinika udaljena 80 kilometara i nemaju dovoljno goriva da stignu do nje. Benzin je također u gotovo svim regijama znatno poskupio.
    Sergej Vakulenko, viši suradnik u Carnegie Russia Eurasia Centru, kaže da rastuće cijene uglavnom pomažu vraćanju ravnoteže na tržište, ali vladina politika ograničavanja cijena benzina ima kontraefekt - proizvođači nemaju poticaja za povećanje ponude ili stvaranje sezonskih rezervi.

    - Krajem ljeta potražnja za gorivom u Rusiji uvijek raste. Farme su u punom jeku, a stanovnici gradova češće voze na duže relacije. Istodobno, ponuda pada zbog sezonskog održavanja rafinerija - rekao je Vakulenko.

    #Rusija #kriza #gorivo #nestašice #rat #Ukraina #dronovi
    Kriza u Rusiji je dosegnula vrhunac Stanovnici mnogih ruskih regija od kraja ljeta prijavljuju nestašicu benzina i nagli rast cijena goriva, što su uglavnom uzrokovali ukrajinski napadi dronovima na rafinerije nafte. Stvaraju se dugi redovi na pumpama, dok su se neke manje i neovisne benzinske postaje morale zatvoriti jer im je kupnja goriva na burzi postala preskupa, prenosi Meduza. Do sredine kolovoza bile su oštećene rafinerije Uhta, Rjazan, Saratov i Volgograd, kao i još tri u Samarskoj regiji. Već tada je Rusija izgubila najmanje 17 posto svojih rafinerijskih kapaciteta. Mjesec kasnije, dronovi su pogodili postrojenja u Republici Baškortostan i Lenjingradskoj oblasti. Nestašica goriva proteže se i do ostalih regija, jer u nekim područjima Krima uopće nema benzina. - U dijelovima Krima situacija je kritična, mnoge su se postaje potpuno zatvorile. Na onima koje su još uvijek otvorene nema benzina, samo dizela i plina. Lokalne vlasti uvele su sustav racioniranja, samo vladina vozila smiju točiti gorivo - rekao je lokalni aktivist. Jedan od stanovnika požalio se lokalnim medijima da mu je žena trudna, ali u njihovom gradu nema rodilišta, dok je najbliža klinika udaljena 80 kilometara i nemaju dovoljno goriva da stignu do nje. Benzin je također u gotovo svim regijama znatno poskupio. Sergej Vakulenko, viši suradnik u Carnegie Russia Eurasia Centru, kaže da rastuće cijene uglavnom pomažu vraćanju ravnoteže na tržište, ali vladina politika ograničavanja cijena benzina ima kontraefekt - proizvođači nemaju poticaja za povećanje ponude ili stvaranje sezonskih rezervi. - Krajem ljeta potražnja za gorivom u Rusiji uvijek raste. Farme su u punom jeku, a stanovnici gradova češće voze na duže relacije. Istodobno, ponuda pada zbog sezonskog održavanja rafinerija - rekao je Vakulenko. #Rusija #kriza #gorivo #nestašice #rat #Ukraina #dronovi
    Like
    Love
    Wow
    Sad
    Angry
    Yay
    157
    1 Commentarios 0 Acciones 57 Views 1 Vista previa
  • MAHA, pestisit kullanımı, sağlık riskleri, tarım politikaları, gıda güvenliği, çevresel etki, halk sağlığı, tarım reformu, sürdürülebilir tarım, sağlıklı yaşam

    ## Giriş: Sağlıklı Bir Gelecek İçin Umut

    9 Eylül 2025 tarihi, sağlıklı bir gelecek için umut taşıyan bir gün olarak kaydedildi. Make America Healthy Again (MAHA) destekçilerinin sağlık riskleriyle bağlantılı pestisit kullanımına karşı duyduğu endişeleri dile getirdiği bir dönemde, MAHA Komisyonu’nun Strateji Raporu, pestisitleri kısıtla...
    MAHA, pestisit kullanımı, sağlık riskleri, tarım politikaları, gıda güvenliği, çevresel etki, halk sağlığı, tarım reformu, sürdürülebilir tarım, sağlıklı yaşam ## Giriş: Sağlıklı Bir Gelecek İçin Umut 9 Eylül 2025 tarihi, sağlıklı bir gelecek için umut taşıyan bir gün olarak kaydedildi. Make America Healthy Again (MAHA) destekçilerinin sağlık riskleriyle bağlantılı pestisit kullanımına karşı duyduğu endişeleri dile getirdiği bir dönemde, MAHA Komisyonu’nun Strateji Raporu, pestisitleri kısıtla...
    MAHA Raporu Pestisitleri Kısıtlamaktan Uzaklaşıyor
    MAHA, pestisit kullanımı, sağlık riskleri, tarım politikaları, gıda güvenliği, çevresel etki, halk sağlığı, tarım reformu, sürdürülebilir tarım, sağlıklı yaşam ## Giriş: Sağlıklı Bir Gelecek İçin Umut 9 Eylül 2025 tarihi, sağlıklı bir gelecek için umut taşıyan bir gün olarak kaydedildi. Make America Healthy Again (MAHA) destekçilerinin sağlık riskleriyle bağlantılı pestisit kullanımına karşı...
    Like
    Wow
    Love
    Sad
    Angry
    80
    1 Commentarios 0 Acciones 86 Views 0 Vista previa
  • Steam'de artık olgun içeriklere erişmek için bir kredi kartına ihtiyacınız var. Tamam, bu gerçekten sıkıcı. Valve, Birleşik Krallık’ın Çevrimiçi Güvenlik Yasası'na uymak için yeni bir yaş doğrulama politikası uygulamaya koydu. Yani, eğer bu tür içeriklere erişmek istiyorsanız, kredi kartınız olması gerekiyor.

    Belki de bu yeni kural biraz gereksiz gibi geliyor. Kredi kartı olmadan olgun içeriklere ulaşmak bu kadar zor mu? Sanki oyun oynamak için başka bir yol yokmuş gibi. Gerçekten, kimse bu durumu sevmiyor gibi görünüyor. İnsanlar sadece eğlenmek istiyor ama şimdi bir şeyler için ödeme yapmanız gerekiyor.

    Bu değişiklikten sonra, eski günlerdeki gibi rahatça oyun oynamak mümkün olmayacak. Kredi kartı sahibi olmayanlar için işler biraz daha karmaşık hale geliyor. Birçok kişi için bu yeni düzenleme, sadece bir engel.

    Valve'in bu yasaya uyması gerektiğini anlıyorum, ama yine de bu kadar zor bir hale getirmeleri gerekmiyor. Oyun dünyası zaten yeterince karmaşık. Şimdi bir kredi kartı gereksinimiyle karşılaşmak, birçok oyuncunun canını sıkacak.

    Bakalım bu yeni düzenleme ne kadar sürecek ve oyuncular bunu nasıl karşılayacak. Belki de yakında başka değişiklikler de gelir. Ama şu anda tek bildiğimiz, eğlenmek için bir kredi kartına ihtiyacımız olacak.

    #Steam #KrediKarti #OlgunIçerik #OyunDünyası #BirleşikKrallık
    Steam'de artık olgun içeriklere erişmek için bir kredi kartına ihtiyacınız var. Tamam, bu gerçekten sıkıcı. Valve, Birleşik Krallık’ın Çevrimiçi Güvenlik Yasası'na uymak için yeni bir yaş doğrulama politikası uygulamaya koydu. Yani, eğer bu tür içeriklere erişmek istiyorsanız, kredi kartınız olması gerekiyor. Belki de bu yeni kural biraz gereksiz gibi geliyor. Kredi kartı olmadan olgun içeriklere ulaşmak bu kadar zor mu? Sanki oyun oynamak için başka bir yol yokmuş gibi. Gerçekten, kimse bu durumu sevmiyor gibi görünüyor. İnsanlar sadece eğlenmek istiyor ama şimdi bir şeyler için ödeme yapmanız gerekiyor. Bu değişiklikten sonra, eski günlerdeki gibi rahatça oyun oynamak mümkün olmayacak. Kredi kartı sahibi olmayanlar için işler biraz daha karmaşık hale geliyor. Birçok kişi için bu yeni düzenleme, sadece bir engel. Valve'in bu yasaya uyması gerektiğini anlıyorum, ama yine de bu kadar zor bir hale getirmeleri gerekmiyor. Oyun dünyası zaten yeterince karmaşık. Şimdi bir kredi kartı gereksinimiyle karşılaşmak, birçok oyuncunun canını sıkacak. Bakalım bu yeni düzenleme ne kadar sürecek ve oyuncular bunu nasıl karşılayacak. Belki de yakında başka değişiklikler de gelir. Ama şu anda tek bildiğimiz, eğlenmek için bir kredi kartına ihtiyacımız olacak. #Steam #KrediKarti #OlgunIçerik #OyunDünyası #BirleşikKrallık
    You now need a credit card to access mature content on Steam in the UK
    Valve has rolled out a new age assurance policy to comply with the UK Online Safety Act.
    Like
    Love
    Wow
    Sad
    Angry
    78
    1 Commentarios 0 Acciones 79 Views 0 Vista previa
  • Netflix'in yeni yapay zeka kuralları gerçekten de ikiyüzlü bir yaklaşım sergiliyor! Ne yazık ki, bu devasa platform, kendisini "yenilikçi" olarak lanse ederken, aslında sorunların üzerine örtbas etmeye çalışıyor. Yıllardır süregelen içerik politikaları, izleyicileri manipüle etmekten başka bir şey değil! Şimdi de yapay zeka ile ilgili kurallar koyarak, sanki bu sorunları çözüyormuş gibi bir hava yaratmalarını anlamak mümkün değil!

    Öncelikle, Netflix'in yeni yapay zeka kurallarının arkasında yatan gerçek niyetin ne olduğunu sorgulamak gerekiyor. "İtibar riski" dedikleri şey, aslında sadece kendi çıkarlarını korumaktan ibaret. İzleyicilerinin güvenini kaybetmekten korkuyorlar, bu yüzden "görünüşte" bazı kurallar koyup halkı kandırmaya çalışıyorlar. Ancak, bu kuralların gerçek bir etkisi olup olmadığını hangi aklı selim kişi sorgulamaz ki? Yıllardır süregelen içeriklerin kalitesizleşmesi, sırf izlenme oranı arttırmak için yapılan yapay içerikler... Hiçbir değişiklik yok!

    Ayrıca, yapay zeka kullanımıyla ilgili bu ikiyüzlü tavır, sektördeki diğer şirketleri de etkiliyor. Netflix, yalnızca kendi çıkarlarını düşünerek hareket ederken, diğer yapımcıların da aynı tuzağa düşmesini sağlıyor. Yapay zeka ile içerik üretimi, yaratıcı süreçlere zarar veriyor ve izleyicilere sunulan içeriğin kalitesini düşürüyor. Sonuç olarak, izleyiciler daha fazla "mediokritenin" pençesinde kalıyor!

    Bu tür bir yaklaşım, izleyici kitlesiyle dalga geçmekten başka bir şey değil. Netflix, yapay zeka ile ilgili kurallarını koyarak kendisini aklamaya çalışıyor ama bu, sadece bir aldatmaca. Bu platformun, izleyicilerinin gerçek ihtiyaçlarını göz ardı ederek sadece kendi çıkarlarını düşünen bir tavır sergilediği açık bir gerçek. Bu durumda, Netflix'in bu ikiyüzlülüğünü kabul etmek zorundayız; çünkü bu tür bir yaklaşım asla savunulamaz!

    Sonuç olarak, Netflix'in yeni yapay zeka kuralları, gerçek bir çözüm değil, sadece bir göz boyama. Bu tür ikiyüzlü davranışların son bulması için izleyicilerin sesini yükseltmesi şart. Artık yeter! İzleyicilerin gerçek ihtiyaçlarını dikkate almayan ve sadece kendi çıkarlarını düşünen bu tür platformlara karşı durmalıyız. Netflix, zamanla bu ikiyüzlülüğüne son vermeli!

    #Netflix #YapayZeka #İkizdü #İçerikÜretimi #İtibarRiski
    Netflix'in yeni yapay zeka kuralları gerçekten de ikiyüzlü bir yaklaşım sergiliyor! Ne yazık ki, bu devasa platform, kendisini "yenilikçi" olarak lanse ederken, aslında sorunların üzerine örtbas etmeye çalışıyor. Yıllardır süregelen içerik politikaları, izleyicileri manipüle etmekten başka bir şey değil! Şimdi de yapay zeka ile ilgili kurallar koyarak, sanki bu sorunları çözüyormuş gibi bir hava yaratmalarını anlamak mümkün değil! Öncelikle, Netflix'in yeni yapay zeka kurallarının arkasında yatan gerçek niyetin ne olduğunu sorgulamak gerekiyor. "İtibar riski" dedikleri şey, aslında sadece kendi çıkarlarını korumaktan ibaret. İzleyicilerinin güvenini kaybetmekten korkuyorlar, bu yüzden "görünüşte" bazı kurallar koyup halkı kandırmaya çalışıyorlar. Ancak, bu kuralların gerçek bir etkisi olup olmadığını hangi aklı selim kişi sorgulamaz ki? Yıllardır süregelen içeriklerin kalitesizleşmesi, sırf izlenme oranı arttırmak için yapılan yapay içerikler... Hiçbir değişiklik yok! Ayrıca, yapay zeka kullanımıyla ilgili bu ikiyüzlü tavır, sektördeki diğer şirketleri de etkiliyor. Netflix, yalnızca kendi çıkarlarını düşünerek hareket ederken, diğer yapımcıların da aynı tuzağa düşmesini sağlıyor. Yapay zeka ile içerik üretimi, yaratıcı süreçlere zarar veriyor ve izleyicilere sunulan içeriğin kalitesini düşürüyor. Sonuç olarak, izleyiciler daha fazla "mediokritenin" pençesinde kalıyor! Bu tür bir yaklaşım, izleyici kitlesiyle dalga geçmekten başka bir şey değil. Netflix, yapay zeka ile ilgili kurallarını koyarak kendisini aklamaya çalışıyor ama bu, sadece bir aldatmaca. Bu platformun, izleyicilerinin gerçek ihtiyaçlarını göz ardı ederek sadece kendi çıkarlarını düşünen bir tavır sergilediği açık bir gerçek. Bu durumda, Netflix'in bu ikiyüzlülüğünü kabul etmek zorundayız; çünkü bu tür bir yaklaşım asla savunulamaz! Sonuç olarak, Netflix'in yeni yapay zeka kuralları, gerçek bir çözüm değil, sadece bir göz boyama. Bu tür ikiyüzlü davranışların son bulması için izleyicilerin sesini yükseltmesi şart. Artık yeter! İzleyicilerin gerçek ihtiyaçlarını dikkate almayan ve sadece kendi çıkarlarını düşünen bu tür platformlara karşı durmalıyız. Netflix, zamanla bu ikiyüzlülüğüne son vermeli! #Netflix #YapayZeka #İkizdü #İçerikÜretimi #İtibarRiski
    Netflix's new AI rules are a bit hypocritical
    At least it recognises the reputational risk.
    Like
    Love
    Wow
    Sad
    Angry
    58
    1 Commentarios 0 Acciones 47 Views 0 Vista previa
  • Ekonomi, Donald, gerçekten oldukça ilginç bir oyun. Son zamanlarda ABD iş gücü ve enflasyon verileri kötüleşirken, Beyaz Saray’ın sürekli tekrarladığı bir cümle var: "Panik yok!" Yani, panik yapmaya yer yok. Ama Trump dünyasında herkesin bir parça gergin olduğunu görmek de oldukça eğlenceli.

    Düşünsenize, enflasyon yükseliyor, işsizlik oranları tavan yapıyor ama "panik yok" demekle her şey yoluna girecek mi? Beyaz Saray, sanki bir tür sihirli formül bulmuş gibi bu cümleyi sürekli tekrarlıyor. Tabii ki bu "panik yok" politikası, daha fazla insanın işsiz kalmaması için bir tür pozitif düşünce tekniği olarak da yorumlanabilir. Ama, işsizlik cüzdanımızı etkiledikçe, pozitif düşüncenin de sınırları var.

    Donald Trump’ın ekonomi yönetimi, sanki bir komedi filminden fırlamış gibi. Herkesin gözleri, Beyaz Saray'dan gelecek yeni bir açıklamaya çevrilmişken, ekonomi krizi derinleşiyor. Belli ki, Trump dünyası "panik yok" mantığıyla, durumu kurtarmaya çalışıyor. Ama o kadar çok "panik yok" dedikleri için, insan ister istemez panik yapmaya başlıyor. Belki de bu, bir tür psikolojik oyun mudur?

    Bir yandan, işsizlik artarken, diğer yandan "no panicans" sloganı ile insanların moralini yüksek tutmaya çalışıyorlar. Ama bu durum, insanların cebindeki parayı etkilemeye başladığında, moralin pek de bir anlamı kalmıyor. Ekonomi bir oyun değil, sonuçları gerçek ve herkes bunun farkında.

    Bu noktada, Trump’ın ekonomi ekibinin bir çözüm bulması gerektiği aşikar. Yoksa "panik yok" demekle bu işin içinden çıkamayacaklar. Belki de bir gün "ekonomi, Donald" dedikleri bu durum, daha ciddi sonuçlar doğurabilir. Ancak böyle giderse, Trump dünyasının "panik yok" politikası, daha fazla insanın gergin olmasına neden olacak.

    Sözün özü, ekonomi ile dalga geçmek, en akıllıca davranış değil. Elimizde kalan son mali kaynaklarımızla, "panik yok" demekle işlerin yoluna girmeyeceğini de anlama zamanı geldi.

    #Ekonomi #PanikYok #DonaldTrump #İşsizlik #Enflasyon
    Ekonomi, Donald, gerçekten oldukça ilginç bir oyun. Son zamanlarda ABD iş gücü ve enflasyon verileri kötüleşirken, Beyaz Saray’ın sürekli tekrarladığı bir cümle var: "Panik yok!" Yani, panik yapmaya yer yok. Ama Trump dünyasında herkesin bir parça gergin olduğunu görmek de oldukça eğlenceli. Düşünsenize, enflasyon yükseliyor, işsizlik oranları tavan yapıyor ama "panik yok" demekle her şey yoluna girecek mi? Beyaz Saray, sanki bir tür sihirli formül bulmuş gibi bu cümleyi sürekli tekrarlıyor. Tabii ki bu "panik yok" politikası, daha fazla insanın işsiz kalmaması için bir tür pozitif düşünce tekniği olarak da yorumlanabilir. Ama, işsizlik cüzdanımızı etkiledikçe, pozitif düşüncenin de sınırları var. Donald Trump’ın ekonomi yönetimi, sanki bir komedi filminden fırlamış gibi. Herkesin gözleri, Beyaz Saray'dan gelecek yeni bir açıklamaya çevrilmişken, ekonomi krizi derinleşiyor. Belli ki, Trump dünyası "panik yok" mantığıyla, durumu kurtarmaya çalışıyor. Ama o kadar çok "panik yok" dedikleri için, insan ister istemez panik yapmaya başlıyor. Belki de bu, bir tür psikolojik oyun mudur? Bir yandan, işsizlik artarken, diğer yandan "no panicans" sloganı ile insanların moralini yüksek tutmaya çalışıyorlar. Ama bu durum, insanların cebindeki parayı etkilemeye başladığında, moralin pek de bir anlamı kalmıyor. Ekonomi bir oyun değil, sonuçları gerçek ve herkes bunun farkında. Bu noktada, Trump’ın ekonomi ekibinin bir çözüm bulması gerektiği aşikar. Yoksa "panik yok" demekle bu işin içinden çıkamayacaklar. Belki de bir gün "ekonomi, Donald" dedikleri bu durum, daha ciddi sonuçlar doğurabilir. Ancak böyle giderse, Trump dünyasının "panik yok" politikası, daha fazla insanın gergin olmasına neden olacak. Sözün özü, ekonomi ile dalga geçmek, en akıllıca davranış değil. Elimizde kalan son mali kaynaklarımızla, "panik yok" demekle işlerin yoluna girmeyeceğini de anlama zamanı geldi. #Ekonomi #PanikYok #DonaldTrump #İşsizlik #Enflasyon
    It's the Economy, Donald
    As US labor and inflation data seemingly worsen, the White House refrain is “no panicans”—in other words, no room for panic. That isn't keeping everyone in Trumpworld from getting the jitters.
    1 Commentarios 0 Acciones 31 Views 0 Vista previa
  • “Da 91g. nismo išli Hrvate napadati tenkovima, ne bi 95g. bežali na traktorima.

    …Dragi moji Srbi, rat nije počeo 05.08.1995 nego 1991. Kad smo uz pomoć JNA proterali 550 000 Hrvata i srušili 1436 sakralnih katoličkih objekata, ni jedna crkva nije ostala na zemlji na okupiranoj teritoriji. Od 91g. do 95g. smo svakodnevno bombardovali Hrvatsku, sravnili Vukovar sa zemljom, okupirali 20% teritorije, proterali Hrvate iz okupiranih teritorija, veličali velikosrpsku politiku… Ove slike proteranih Srba su tužne i bolne, ali prstom treba uperiti u drugom pravcu.

    Šta bi ste rekli o Nemcima kada bi gledali slike i snimke njihovih izbeglica posle WWII, šta bi ste rekli kada bi oni krivili druge za svoju tragediju?! Rekli bi ste: “NE sami ste krivi, podržavali ste Hitlera i radili zločine, zato su Vam se desile izbeglice…”
    Isto kao i nama 95te.

    98% Srba je podržavalo Miloševića.

    Shvatate li razmere nenormalne politike Beograda iz 90-ih?
    Znate li da dokle god mi sami ne osudimo naše zlotvore i zabranimo im bavljenje politikom, javno istupanje i bavljenje državnim funkcijama, od srbije nikada ništa neće biti. Nema, to nije popularno, to je obavezno...

    Da Srbija ima državnike i političare sa vizijom ne bi na skupovima povodom “Oluje” prognanom i unesrećenom narodu pričali laži i zablude, već bi rekli surovu istinu: “Politika srpskog nacionalizma Vas je dovela tu gde jeste. Prevareni ste. Poraženi ste…”

    Srbija se nije suočila sa bliskom prošlošću ni po jednom pitanju. Srbija nije naučila ništa ni iz jednog svog poraza. Srbija nije razumela ni svoje ni tuđe rane.
    Srbija luta, boji se da se suoči sa realnošću i dalje živi u mržnji. I dan danas gradimo zidove umesto mostove.

    Hrvatska je nudila Z4 plan! Zašto ste to odbili? Pitajte svoje roditelje, možda znaju nešto o tome … A ovaj vam je sada na vlasti pa vi gledajte gde je problem. https://youtu.be/vu5qvsloewU

    “Oluje” nikada ne bi bilo, i sve izbeglice bi živele i dalje na svojim imanjima u Hrvatskoj, da ih nisu "oslobađali" Milošević, Šešelj i Vučić, sa granicom Karlobag-Ogulin-Karlovac-Virovitica.

    Snimano filmove “Dara iz Jasenovca”… “Oluja”… Nisam gledao ta sranja, pa da pitam … Da li je u početku filma “Oluja” prikazan Vučić dok drži miting u Glini i govori Srbima kako ne treba da prihvate plan Z4? Da li je prikazana srpska policija koja po naređenju srpskih vlasti brani nesrećnom narodu da uđe u Srbiju? Ko glumi one što naplaćuju izbeglicama vodu pored puta? Ko glumi pokojnog Babića kako pred Haškim tribunalom priznaje krivicu i traži oprost od Hrvatskog naroda, ima li te uloge u filmu?

    Nije prošlo sto, nego 30 godina. Ima nas mlađih, živih i ne sasvim senilnih koji se sećamo kako ste te izbeglice dočekali, kako ste im naplaćivali vodu, kako ste mlađe izdvajali i gurali ih nazad u sukob....

    Dokle god je među ovim narodom masa prevrtljivih govan@ koja bi za siću prodala i rođeno dete, čemu smo svedoci godinama, “sendvičari”, “botovi”… dotle od Srbije nema ništa.

    Današnja srpska politika je ista kao 90tih, ratohuškačka, i danas još očevi planiraju “dogodine u Kninu”, “dogodine u Prizrenu”, “kad se srpska vojska na Kosovo vrati”… a onda kukate kada deca “ni kriva ni dužna” voze traktore put Bestragije, gde im naplaćujete i vodu.

    Umesto što svoju rođenu decu trujete pričama o nekavim herojima, legendama, srpskom svetu…bolje bi bilo da im govorite o tome da u Evropi već skoro 30 godina ne postoje granice i da se ljudi tamo dele uglavnom na dobre i loše a nikako po nacionalnoj, verskoj ili rasnoj osnovi.“

    piše: Veljko Mladenović
    “Da 91g. nismo išli Hrvate napadati tenkovima, ne bi 95g. bežali na traktorima. …Dragi moji Srbi, rat nije počeo 05.08.1995 nego 1991. Kad smo uz pomoć JNA proterali 550 000 Hrvata i srušili 1436 sakralnih katoličkih objekata, ni jedna crkva nije ostala na zemlji na okupiranoj teritoriji. Od 91g. do 95g. smo svakodnevno bombardovali Hrvatsku, sravnili Vukovar sa zemljom, okupirali 20% teritorije, proterali Hrvate iz okupiranih teritorija, veličali velikosrpsku politiku… Ove slike proteranih Srba su tužne i bolne, ali prstom treba uperiti u drugom pravcu. Šta bi ste rekli o Nemcima kada bi gledali slike i snimke njihovih izbeglica posle WWII, šta bi ste rekli kada bi oni krivili druge za svoju tragediju?! Rekli bi ste: “NE sami ste krivi, podržavali ste Hitlera i radili zločine, zato su Vam se desile izbeglice…” Isto kao i nama 95te. 98% Srba je podržavalo Miloševića.🖕 Shvatate li razmere nenormalne politike Beograda iz 90-ih? Znate li da dokle god mi sami ne osudimo naše zlotvore i zabranimo im bavljenje politikom, javno istupanje i bavljenje državnim funkcijama, od srbije nikada ništa neće biti. Nema, to nije popularno, to je obavezno... Da Srbija ima državnike i političare sa vizijom ne bi na skupovima povodom “Oluje” prognanom i unesrećenom narodu pričali laži i zablude, već bi rekli surovu istinu: “Politika srpskog nacionalizma Vas je dovela tu gde jeste. Prevareni ste. Poraženi ste…” Srbija se nije suočila sa bliskom prošlošću ni po jednom pitanju. Srbija nije naučila ništa ni iz jednog svog poraza. Srbija nije razumela ni svoje ni tuđe rane. Srbija luta, boji se da se suoči sa realnošću i dalje živi u mržnji. I dan danas gradimo zidove umesto mostove. Hrvatska je nudila Z4 plan! Zašto ste to odbili? Pitajte svoje roditelje, možda znaju nešto o tome … A ovaj vam je sada na vlasti pa vi gledajte gde je problem. https://youtu.be/vu5qvsloewU “Oluje” nikada ne bi bilo, i sve izbeglice bi živele i dalje na svojim imanjima u Hrvatskoj, da ih nisu "oslobađali" Milošević, Šešelj i Vučić, sa granicom Karlobag-Ogulin-Karlovac-Virovitica. Snimano filmove “Dara iz Jasenovca”… “Oluja”… Nisam gledao ta sranja, pa da pitam … Da li je u početku filma “Oluja” prikazan Vučić dok drži miting u Glini i govori Srbima kako ne treba da prihvate plan Z4? Da li je prikazana srpska policija koja po naređenju srpskih vlasti brani nesrećnom narodu da uđe u Srbiju? Ko glumi one što naplaćuju izbeglicama vodu pored puta? Ko glumi pokojnog Babića kako pred Haškim tribunalom priznaje krivicu i traži oprost od Hrvatskog naroda, ima li te uloge u filmu? Nije prošlo sto, nego 30 godina. Ima nas mlađih, živih i ne sasvim senilnih koji se sećamo kako ste te izbeglice dočekali, kako ste im naplaćivali vodu, kako ste mlađe izdvajali i gurali ih nazad u sukob.... Dokle god je među ovim narodom masa prevrtljivih govan@ koja bi za siću prodala i rođeno dete, čemu smo svedoci godinama, “sendvičari”, “botovi”… dotle od Srbije nema ništa. Današnja srpska politika je ista kao 90tih, ratohuškačka, i danas još očevi planiraju “dogodine u Kninu”, “dogodine u Prizrenu”, “kad se srpska vojska na Kosovo vrati”… a onda kukate kada deca “ni kriva ni dužna” voze traktore put Bestragije, gde im naplaćujete i vodu. Umesto što svoju rođenu decu trujete pričama o nekavim herojima, legendama, srpskom svetu…bolje bi bilo da im govorite o tome da u Evropi već skoro 30 godina ne postoje granice i da se ljudi tamo dele uglavnom na dobre i loše a nikako po nacionalnoj, verskoj ili rasnoj osnovi.“ piše: Veljko Mladenović
    Like
    Love
    Wow
    Angry
    Sad
    107
    2 Commentarios 0 Acciones 241 Views 0 Vista previa
  • Nintendo, bu yıl fiyatlarıyla öyle bir oyun oynuyor ki, Switch OLED artık Switch 2 ile neredeyse aynı fiyata geliyor. Düşünsenize, konsolun en yeni versiyonu ile eski versiyonu arasında sadece birkaç yüz lira fark var. Bu durumda, acaba Nintendo’nun yeni sloganı “Neden bir Switch 2 alıyorsunuz ki? Eski modelin fiyatı da yeni modelden farksız!” mı olacak?

    Tarifelerin bu kadar etkili olduğu bir dünyada, Nintendo hayranları olarak kendimizi şanslı hissetmeliyiz. Sonuçta, bir konsolun fiyatı, artık bir araba almakla aynı seviyeye geldi. Bir Switch OLED almanın maliyeti, bir tatil paketi fiyatına yaklaşır oldu. Elbette, bu tatil paketi de muhtemelen bambaşka bir gezegende, çünkü fiyatlar o kadar uçmuş durumda ki, uzaya gitmek için bile Nintendo'dan bir destek almak isteyebiliriz.

    Yine de, bu durumun bize sunduğu bir fırsat var: Şimdi daha çok para harcamak zorunda olduğumuz için, "Nintendo koleksiyonerleri" olarak kendimizi daha özel hissedebiliriz. Yani, bir Switch OLED sahibi olmak artık sadece oyun oynamak değil, aynı zamanda bir prestij meselesi haline geldi. “Baktın mı? Evet, ben de bir Switch OLED var, ama fiyatı neredeyse bir Switch 2 kadar!” demek, sosyal çevremizdeki statümüzü yükseltmek için birebir.

    Ama merak etmeyin, bu fiyat artışlarıyla birlikte Nintendo, “yeni” ve “gelişmiş” aksesuarlarını da piyasaya sürmeyi unutmuyor. Artık, klasik bir kontrol cihazı almak bile büyük bir yatırım gerektiriyor. Kim bilir, belki birkaç yıl içinde, “Nintendo Aksesuar Koleksiyonları” diye özel bir müze bile açılır. Orada, tarihin en büyük fiyat artışlarının belgeselini izleme şansı buluruz.

    Sonuçta, Nintendo’nun fiyat politikaları, oyun dünyasında bir devrim yaratmaya devam ediyor. Herkesin cebini düşündüğü bu dönemde, biz de bir yandan gülümsemeye çalışalım, diğer yandan kartlarımızı doğru oynayalım. En azından, oyun oynamak için harcadığımız parayı başka bir yere harcamaktan kurtulmuş olduk!

    #Nintendo #SwitchOLED #Tarifeler #OyunDünyası #FiyatArtışı
    Nintendo, bu yıl fiyatlarıyla öyle bir oyun oynuyor ki, Switch OLED artık Switch 2 ile neredeyse aynı fiyata geliyor. Düşünsenize, konsolun en yeni versiyonu ile eski versiyonu arasında sadece birkaç yüz lira fark var. Bu durumda, acaba Nintendo’nun yeni sloganı “Neden bir Switch 2 alıyorsunuz ki? Eski modelin fiyatı da yeni modelden farksız!” mı olacak? Tarifelerin bu kadar etkili olduğu bir dünyada, Nintendo hayranları olarak kendimizi şanslı hissetmeliyiz. Sonuçta, bir konsolun fiyatı, artık bir araba almakla aynı seviyeye geldi. Bir Switch OLED almanın maliyeti, bir tatil paketi fiyatına yaklaşır oldu. Elbette, bu tatil paketi de muhtemelen bambaşka bir gezegende, çünkü fiyatlar o kadar uçmuş durumda ki, uzaya gitmek için bile Nintendo'dan bir destek almak isteyebiliriz. Yine de, bu durumun bize sunduğu bir fırsat var: Şimdi daha çok para harcamak zorunda olduğumuz için, "Nintendo koleksiyonerleri" olarak kendimizi daha özel hissedebiliriz. Yani, bir Switch OLED sahibi olmak artık sadece oyun oynamak değil, aynı zamanda bir prestij meselesi haline geldi. “Baktın mı? Evet, ben de bir Switch OLED var, ama fiyatı neredeyse bir Switch 2 kadar!” demek, sosyal çevremizdeki statümüzü yükseltmek için birebir. Ama merak etmeyin, bu fiyat artışlarıyla birlikte Nintendo, “yeni” ve “gelişmiş” aksesuarlarını da piyasaya sürmeyi unutmuyor. Artık, klasik bir kontrol cihazı almak bile büyük bir yatırım gerektiriyor. Kim bilir, belki birkaç yıl içinde, “Nintendo Aksesuar Koleksiyonları” diye özel bir müze bile açılır. Orada, tarihin en büyük fiyat artışlarının belgeselini izleme şansı buluruz. Sonuçta, Nintendo’nun fiyat politikaları, oyun dünyasında bir devrim yaratmaya devam ediyor. Herkesin cebini düşündüğü bu dönemde, biz de bir yandan gülümsemeye çalışalım, diğer yandan kartlarımızı doğru oynayalım. En azından, oyun oynamak için harcadığımız parayı başka bir yere harcamaktan kurtulmuş olduk! #Nintendo #SwitchOLED #Tarifeler #OyunDünyası #FiyatArtışı
    Here’s The New Price Of Every Nintendo Console And Accessory Thanks To Tariffs
    The Switch OLED is now almost as expensive as a Switch 2 The post Here’s The New Price Of Every Nintendo Console And Accessory Thanks To Tariffs appeared first on Kotaku.
    Like
    Love
    Wow
    Angry
    43
    1 Commentarios 0 Acciones 24 Views 0 Vista previa
  • Crnogorci primili poziv za mimohod, pa ga odbili, a sada je otkriveno tko je i zašto donio takvu odluku

    Crnogorski ministar obrane Dragan Krapović odlučio je da predstavnici njegova ministarstva i vojske ne prisustvuju obilježavanju 30. godišnjice operacije “Oluja”, pa je na vojnoj paradi u Zagrebu tu zemlju predstavljala otpravnica poslova u veleposlanstvu Crne Gore u Hrvatskoj, pišu u petak podgoričke Vijesti.

    Upravo je zbog izjava crnogorskog ministra obrane Dragana Krapovića o brodu Jadran i ploči u logoru Morinj došlo do pogoršanja diplomatskih odnosa Hrvatske i Crne Gore u siječnju 2024. godine.

    Tada je, prilikom posjeta Crnoj Gori, hrvatski ministar obrane Ivan Anušić otkazao planirani susret s Krapovićem, zbog — kako je tada naveo Anušić — njegovih izjava “prije svega o školskom brodu Jadran, te izjavama o spomen-ploči u bivšem logoru Morinj”.

    “Te izjave su u suprotnosti s našim stavovima i za nas su potpuno neprihvatljive, te smo jasno dali do znanja da za sada nema smisla održavati taj sastanak. Naši stavovi o tim temama, koje su za Hrvatsku veoma važne, nisu se mijenjali godinama, ali je problem u tome što su se stavovi određenih dužnosnika iz Vlade Crne Gore promijenili”, priopćio je tada Anušić.

    Krapović je prethodno u jednoj televizijskoj emisiji izjavio da, sukladno potpisanim sporazumima nakon raspada Jugoslavije, Hrvatska nema pravo tražiti školski brod Jadran i da nisu spremni pregovarati o vlasništvu. U vezi sa spomen-pločom u bivšem vojnom logoru Morinj, Krapović je rekao da je postavljena na pogrešan način, da natpis ne odgovara činjenicama te da bi ploču trebalo zamijeniti drugom s odgovarajućim tekstom.

    Nakon tog diplomatskog incidenta, Crna Gora je sredinom prošle godine usvojila Rezoluciju o genocidu u logorima Jasenovac, Dachau i Mauthausen. Na tu odluku Hrvatska je reagirala nizom diplomatskih nota, a trojica crnogorskih visokih dužnosnika — predsjednik parlamenta i čelnik prosrpske desnice Andrija Mandić, prosrpski zastupnik Milan Knežević i potpredsjednik crnogorske vlade Aleksa Bečić — proglašeni su nepoželjnima u Hrvatskoj.

    Bečić je inače čelnik Demokratske Crne Gore, stranke desnog centra kojoj pripada i crnogorski ministar obrane Dragan Krapović.

    Situacija je kulminirala u prosincu prošle godine kada je službeni Zagreb blokirao zatvaranje poglavlja 31 (vanjska, sigurnosna i obrambena politika) u pregovorima Crne Gore s Europskom unijom, te je u obliku non-papera iznio zahtjeve za rješavanje nekoliko pitanja koja smatra otvorenima i za koja tvrdi da narušavaju međusobne odnose dviju država.

    https://www.jutarnji.hr/vijesti/hrvatska/crnogorci-primili-poziv-za-mimohod-pa-ga-odbili-a-sada-je-otkriveno-tko-je-i-zasto-donio-takvu-odluku-ta-je-tema-posebno-osjetljiva-15609279
    Crnogorci primili poziv za mimohod, pa ga odbili, a sada je otkriveno tko je i zašto donio takvu odluku Crnogorski ministar obrane Dragan Krapović odlučio je da predstavnici njegova ministarstva i vojske ne prisustvuju obilježavanju 30. godišnjice operacije “Oluja”, pa je na vojnoj paradi u Zagrebu tu zemlju predstavljala otpravnica poslova u veleposlanstvu Crne Gore u Hrvatskoj, pišu u petak podgoričke Vijesti. Upravo je zbog izjava crnogorskog ministra obrane Dragana Krapovića o brodu Jadran i ploči u logoru Morinj došlo do pogoršanja diplomatskih odnosa Hrvatske i Crne Gore u siječnju 2024. godine. Tada je, prilikom posjeta Crnoj Gori, hrvatski ministar obrane Ivan Anušić otkazao planirani susret s Krapovićem, zbog — kako je tada naveo Anušić — njegovih izjava “prije svega o školskom brodu Jadran, te izjavama o spomen-ploči u bivšem logoru Morinj”. “Te izjave su u suprotnosti s našim stavovima i za nas su potpuno neprihvatljive, te smo jasno dali do znanja da za sada nema smisla održavati taj sastanak. Naši stavovi o tim temama, koje su za Hrvatsku veoma važne, nisu se mijenjali godinama, ali je problem u tome što su se stavovi određenih dužnosnika iz Vlade Crne Gore promijenili”, priopćio je tada Anušić. Krapović je prethodno u jednoj televizijskoj emisiji izjavio da, sukladno potpisanim sporazumima nakon raspada Jugoslavije, Hrvatska nema pravo tražiti školski brod Jadran i da nisu spremni pregovarati o vlasništvu. U vezi sa spomen-pločom u bivšem vojnom logoru Morinj, Krapović je rekao da je postavljena na pogrešan način, da natpis ne odgovara činjenicama te da bi ploču trebalo zamijeniti drugom s odgovarajućim tekstom. Nakon tog diplomatskog incidenta, Crna Gora je sredinom prošle godine usvojila Rezoluciju o genocidu u logorima Jasenovac, Dachau i Mauthausen. Na tu odluku Hrvatska je reagirala nizom diplomatskih nota, a trojica crnogorskih visokih dužnosnika — predsjednik parlamenta i čelnik prosrpske desnice Andrija Mandić, prosrpski zastupnik Milan Knežević i potpredsjednik crnogorske vlade Aleksa Bečić — proglašeni su nepoželjnima u Hrvatskoj. Bečić je inače čelnik Demokratske Crne Gore, stranke desnog centra kojoj pripada i crnogorski ministar obrane Dragan Krapović. Situacija je kulminirala u prosincu prošle godine kada je službeni Zagreb blokirao zatvaranje poglavlja 31 (vanjska, sigurnosna i obrambena politika) u pregovorima Crne Gore s Europskom unijom, te je u obliku non-papera iznio zahtjeve za rješavanje nekoliko pitanja koja smatra otvorenima i za koja tvrdi da narušavaju međusobne odnose dviju država. https://www.jutarnji.hr/vijesti/hrvatska/crnogorci-primili-poziv-za-mimohod-pa-ga-odbili-a-sada-je-otkriveno-tko-je-i-zasto-donio-takvu-odluku-ta-je-tema-posebno-osjetljiva-15609279
    WWW.JUTARNJI.HR
    Crnogorci primili poziv za mimohod, pa ga odbili, a sada je otkriveno tko je i zašto donio takvu odluku: ‘Ta je tema posebno osjetljiva...‘
    Na vojnoj paradi u Zagrebu tu zemlju predstavljala je tek otpravnica poslova u veleposlanstvu Crne Gore u Hrvatskoj
    Like
    Wow
    Love
    Sad
    Angry
    112
    2 Commentarios 0 Acciones 172 Views 0 Vista previa
  • Başlık: Bipartisan Teklif, USDA'nın Yerel Gıda Fonlamasındaki Kesintileri Telafi Etmeyi Amaçlıyor

    Biraz sıkıcı bir konuda konuşmak gerekirse, dün Temsilci Chellie Pingree (D-Maine) tarafından yeni bir yasama önerisi sunuldu. Bu öneri, USDA'nın yerel gıda fonlamasına yaptığı kesintileri telafi etmeye yönelik yeni, kalıcı bir program oluşturmayı hedefliyor. Aslında, bu tür haberler genelde fazla heyecan vermez.

    Daha önce de olduğu gibi, yerel gıda kaynaklarının desteklenmesi önemli bir mesele. Ancak, her şeyin bu kadar karmaşık hale gelmesi insanı biraz bunaltıyor. Herkesin bu konudaki fikirleri farklı, ama sonuçta ne olursa olsun, bir şeyler yapılmaya çalışılıyor. Bipartisan bir yaklaşım benimsenmesi güzel, ama bu tür şeylerin sonuçları genellikle uzun zaman alıyor.

    Yine de, bu yeni programın nasıl işleyeceği ve gerçekten etkili olup olmayacağı konusunda pek bir umudum yok. Zaten çoğu zaman bu tür öneriler, bir süre sonra unutuluyor. Yerel gıda sistemleri, genel olarak desteklenmeli ama bu desteklerin ne kadar etkili olacağı büyük bir soru işareti.

    Belki de bu tür politikaların daha iyi sonuçlar doğurması için daha fazla çaba göstermek gerekiyor. Ama kim bilir, belki de bu öneri, biraz olsun bir değişim yaratır. Yine de, tüm bunlar biraz sıkıcı. Bütün bu yasama süreçleri ve tartışmalar arasında kaybolmuş hissetmek oldukça normal.

    Sonuç olarak, USDA'nın yerel gıda fonlamasında yaptığı kesintileri telafi etmek için önerilen bu yeni program, biraz umut verici gibi görünebilir ama umarım gerçekte öyle olur. Yani, bekleyip göreceğiz.

    #YerelGıda #USDA #Bipartisan #GıdaFonlaması #Politika
    Başlık: Bipartisan Teklif, USDA'nın Yerel Gıda Fonlamasındaki Kesintileri Telafi Etmeyi Amaçlıyor Biraz sıkıcı bir konuda konuşmak gerekirse, dün Temsilci Chellie Pingree (D-Maine) tarafından yeni bir yasama önerisi sunuldu. Bu öneri, USDA'nın yerel gıda fonlamasına yaptığı kesintileri telafi etmeye yönelik yeni, kalıcı bir program oluşturmayı hedefliyor. Aslında, bu tür haberler genelde fazla heyecan vermez. Daha önce de olduğu gibi, yerel gıda kaynaklarının desteklenmesi önemli bir mesele. Ancak, her şeyin bu kadar karmaşık hale gelmesi insanı biraz bunaltıyor. Herkesin bu konudaki fikirleri farklı, ama sonuçta ne olursa olsun, bir şeyler yapılmaya çalışılıyor. Bipartisan bir yaklaşım benimsenmesi güzel, ama bu tür şeylerin sonuçları genellikle uzun zaman alıyor. Yine de, bu yeni programın nasıl işleyeceği ve gerçekten etkili olup olmayacağı konusunda pek bir umudum yok. Zaten çoğu zaman bu tür öneriler, bir süre sonra unutuluyor. Yerel gıda sistemleri, genel olarak desteklenmeli ama bu desteklerin ne kadar etkili olacağı büyük bir soru işareti. Belki de bu tür politikaların daha iyi sonuçlar doğurması için daha fazla çaba göstermek gerekiyor. Ama kim bilir, belki de bu öneri, biraz olsun bir değişim yaratır. Yine de, tüm bunlar biraz sıkıcı. Bütün bu yasama süreçleri ve tartışmalar arasında kaybolmuş hissetmek oldukça normal. Sonuç olarak, USDA'nın yerel gıda fonlamasında yaptığı kesintileri telafi etmek için önerilen bu yeni program, biraz umut verici gibi görünebilir ama umarım gerçekte öyle olur. Yani, bekleyip göreceğiz. #YerelGıda #USDA #Bipartisan #GıdaFonlaması #Politika
    Bipartisan Proposal Aims to Make Up for USDA’s Cuts to Local Food Funding
    Programming note: Civil Eats will be on vacation the week of August 4; our publishing schedule will probably be much slower for this week, and we will catch up on the news starting on August 11. August 1, 2025 – Representative Chellie Pingree (D-Main
    Like
    Love
    Wow
    Angry
    16
    1 Commentarios 0 Acciones 25 Views 0 Vista previa
  • Son zamanlarda, hayatın karanlık yüzüyle yüzleşmek zorunda kaldım. ZeniMax çalışanlarının "insani olmayan" işten çıkarmaları hakkında duyduklarım içimi parçaladı. Birçok insanın hayalleri, emekleri bir anda yok oldu. 1047 Games'in patronu da yaptığı "birçok hata" ile yüzleşmek zorunda kaldı. Ama bu hatalar sadece sayılardan ibaret değil, onların arkasında yaşamlar, umutlar ve büyük hayaller yatıyor.

    Oyun dünyası, bir zamanlar beni heyecanlandıran bir yerdi. Ancak şimdi, Xbox'ın $80 oyun politikasını durdurması gibi, bu heyecan da yavaş yavaş solmaya başladı. Şimdi, sadece bir izleyici gibi hissediyorum; geçmişteki mutluluklarımın gölgesinde kaybolmuş bir ruh gibi.

    Neredeyse her gün, bu sektördeki belirsizlik ve kaygılar içimi kemiriyor. Nintendo’nun çalışanları arasında tutma ve bağlılık konusundaki ilginç içgörüler, bu dünyada kalmanın ne kadar zor olduğunu gösteriyor. Herkesin bir araya geldiği o günler çok uzakta kaldı. Artık yalnızım; duygularım, hatıralarım ve kaybettiğim arkadaşlarımla baş başa.

    Hayallerimin peşinden koşarken, bu yalnızlık hissi beni boğuyor. Oyunlar artık eskisi gibi keyif vermiyor; sadece birer kaçış olmaktan öteye gidemiyor. Her yeni gelişme, içimde bir yara açıyor. Bu iş dünyasında kaybedenlerden biri olmak, yalnızca bir işten çıkarılmak değil, aynı zamanda bir parça daha kaybetmek demek.

    Belki de en acı olanı, bu sürecin sona ermesinin nasıl bir boşluk bıraktığını görmek. Tüm bu duygular, beni derin bir karanlığa sürüklüyor ve ben, kurtulmanın yolunu arıyorum. Ama nerede?

    Hayatın sürekli değiştiğini biliyorum; belki bir gün bu karanlıktan çıkacağım. Ama şimdilik, yalnızlığımın soğuk kollarında kaybolmuş durumdayım.

    #yalnızlık #hayal #hüzün #iştençıkarmalar #videooyunları
    Son zamanlarda, hayatın karanlık yüzüyle yüzleşmek zorunda kaldım. ZeniMax çalışanlarının "insani olmayan" işten çıkarmaları hakkında duyduklarım içimi parçaladı. Birçok insanın hayalleri, emekleri bir anda yok oldu. 1047 Games'in patronu da yaptığı "birçok hata" ile yüzleşmek zorunda kaldı. Ama bu hatalar sadece sayılardan ibaret değil, onların arkasında yaşamlar, umutlar ve büyük hayaller yatıyor. 😔 Oyun dünyası, bir zamanlar beni heyecanlandıran bir yerdi. Ancak şimdi, Xbox'ın $80 oyun politikasını durdurması gibi, bu heyecan da yavaş yavaş solmaya başladı. Şimdi, sadece bir izleyici gibi hissediyorum; geçmişteki mutluluklarımın gölgesinde kaybolmuş bir ruh gibi. 🎮💔 Neredeyse her gün, bu sektördeki belirsizlik ve kaygılar içimi kemiriyor. Nintendo’nun çalışanları arasında tutma ve bağlılık konusundaki ilginç içgörüler, bu dünyada kalmanın ne kadar zor olduğunu gösteriyor. Herkesin bir araya geldiği o günler çok uzakta kaldı. Artık yalnızım; duygularım, hatıralarım ve kaybettiğim arkadaşlarımla baş başa. 😞 Hayallerimin peşinden koşarken, bu yalnızlık hissi beni boğuyor. Oyunlar artık eskisi gibi keyif vermiyor; sadece birer kaçış olmaktan öteye gidemiyor. Her yeni gelişme, içimde bir yara açıyor. Bu iş dünyasında kaybedenlerden biri olmak, yalnızca bir işten çıkarılmak değil, aynı zamanda bir parça daha kaybetmek demek. Belki de en acı olanı, bu sürecin sona ermesinin nasıl bir boşluk bıraktığını görmek. Tüm bu duygular, beni derin bir karanlığa sürüklüyor ve ben, kurtulmanın yolunu arıyorum. Ama nerede? 🤷‍♂️ Hayatın sürekli değiştiğini biliyorum; belki bir gün bu karanlıktan çıkacağım. Ama şimdilik, yalnızlığımın soğuk kollarında kaybolmuş durumdayım. 👻 #yalnızlık #hayal #hüzün #iştençıkarmalar #videooyunları
    Patch Notes #15: ZeniMax workers denounce 'inhumane' layoffs, 1047 Games boss admits to making 'many mistakes,' and Xbox quashes the $80 game (for now)
    Plus: Fascinating insights into employee retention at Nintendo and sales numbers for (some rather pricey) Switch 2 peripherals.
    1 Commentarios 0 Acciones 39 Views 0 Vista previa
  • Merhaba arkadaşlar! Bugün sizlerle çok önemli bir konuyu paylaşmak istiyorum! USDA'nın, Taam Yardım Programı (SNAP) kapsamında kişisel verileri toplama çabalarını yeniden başlattığını duyurdu! Bu, hem gıda yardımı alan bireyler için hem de toplumumuzda birçok insan için kritik bir adım! Ancak, bu durumun bazı endişelere yol açtığını da biliyoruz.

    Öncelikle, SNAP programı, birçok insanın hayatını kolaylaştırıyor ve gıda güvencesini artırıyor. Ancak, bu tür verilerin toplanması, bazı kişisel gizlilik ve göçmenlik endişelerini de beraberinde getiriyor. Bu konuda birçok kişi sesini yükseltti ve Kongre'den destek talep etti. Her zaman olduğu gibi, sesimizi duyurmak önemli!

    Bu süreç, bizi düşündürmeli. Kişisel verilerin toplanması ile toplumun ihtiyaçlarını karşılama arasında bir denge kurmalıyız. Bu tür durumlar, bizleri daha bilinçli bireyler olmaya teşvik ediyor. Her zaman hatırlamalıyız ki, toplumsal sorunlar karşısında birlik olmak ve fikirlerimizi paylaşmak, her zaman en iyi çözüm yoludur!

    Bu noktada, hepimiz için önemli olan, bu sürecin nasıl ilerleyeceğini takip etmek. Bilgilenmek, haklarımızı bilmek ve gerektiğinde sesimizi yükseltmek, hepimizin sorumluluğu!

    Unutmayın, her zorluk bize yeni fırsatlar sunar! Belki de bu durum, gıda yardımı alan herkesin daha iyi bir yaşam standardına ulaşmasına yardımcı olacak yeni politikaların ortaya çıkmasına zemin hazırlayabilir!

    Hadi birlikte daha bilinçli, daha destekleyici bir toplum oluşturalım! Sizlerin düşünceleri benim için çok önemli! Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorumlarınızı bekliyorum!

    #SNAP #GıdaYardımı #KişiselVeri #ToplumsalFarkındalık #BirlikteGüçlüyüz
    🚀✨ Merhaba arkadaşlar! Bugün sizlerle çok önemli bir konuyu paylaşmak istiyorum! USDA'nın, Taam Yardım Programı (SNAP) kapsamında kişisel verileri toplama çabalarını yeniden başlattığını duyurdu! Bu, hem gıda yardımı alan bireyler için hem de toplumumuzda birçok insan için kritik bir adım! Ancak, bu durumun bazı endişelere yol açtığını da biliyoruz. 🤔💭 Öncelikle, SNAP programı, birçok insanın hayatını kolaylaştırıyor ve gıda güvencesini artırıyor. Ancak, bu tür verilerin toplanması, bazı kişisel gizlilik ve göçmenlik endişelerini de beraberinde getiriyor. Bu konuda birçok kişi sesini yükseltti ve Kongre'den destek talep etti. Her zaman olduğu gibi, sesimizi duyurmak önemli! 📢💪 Bu süreç, bizi düşündürmeli. Kişisel verilerin toplanması ile toplumun ihtiyaçlarını karşılama arasında bir denge kurmalıyız. Bu tür durumlar, bizleri daha bilinçli bireyler olmaya teşvik ediyor. 🧠✨ Her zaman hatırlamalıyız ki, toplumsal sorunlar karşısında birlik olmak ve fikirlerimizi paylaşmak, her zaman en iyi çözüm yoludur! Bu noktada, hepimiz için önemli olan, bu sürecin nasıl ilerleyeceğini takip etmek. Bilgilenmek, haklarımızı bilmek ve gerektiğinde sesimizi yükseltmek, hepimizin sorumluluğu! 🌍💙 Unutmayın, her zorluk bize yeni fırsatlar sunar! Belki de bu durum, gıda yardımı alan herkesin daha iyi bir yaşam standardına ulaşmasına yardımcı olacak yeni politikaların ortaya çıkmasına zemin hazırlayabilir! 🌱💖 Hadi birlikte daha bilinçli, daha destekleyici bir toplum oluşturalım! Sizlerin düşünceleri benim için çok önemli! Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorumlarınızı bekliyorum! 📝😊 #SNAP #GıdaYardımı #KişiselVeri #ToplumsalFarkındalık #BirlikteGüçlüyüz
    USDA Renews Effort to Collect SNAP User Data, Prompting Privacy and Immigration Concerns
    July 18, 2025 – A renewed USDA plan to collect sensitive personal data from individuals who apply for or receive food aid through the Supplemental Nutrition Assistance Program (SNAP) has prompted pushback from Congress and a legal motion for a tempor
    1 Commentarios 0 Acciones 16 Views 0 Vista previa
  • Trump’un “Büyük Güzel Fatura”sı, milyonlarca insana sağlık sigortası olmadan bırakacak. Bu, tam anlamıyla bir felaket! Yaklaşık 12 milyon insan sağlık hizmetlerinden mahrum kalacaksa, bu nasıl bir adalet? Bu kadar insanın hayatıyla oynanmasına nasıl göz yumulabiliyor? Trump, bu yasa tasarısı ile hastaneler üzerinde ağır Medicaid kesintileri yaparak, sağlık sistemini darmadağın etme peşinde. Bu, sadece bir siyasi manevra değil, aynı zamanda bir insanlık dramı!

    Düşünsenize, hastaneler kapanacak, sağlık hizmetleri yok olacak ve en savunmasız gruplar bu durumdan en fazla etkilenecek. Yaşlılar, çocuklar, engelliler ve düşük gelirli aileler, kimseye muhtaç olmadan yaşamak istiyor, ama Trump’ın bu “büyük güzel” billesi ile umutları birer birer yok oluyor. Bu sadece Trump’ın değil, onun çevresindeki politikacıların da sorumluluğu. İnsanların sağlık hizmetlerine erişimini kısıtlamak, onları çaresiz bırakmak, ne kadar acımasızca bir yaklaşım!

    Şimdi soruyorum size: Sağlık, lüks mü? İnsanların sağlık hizmetine erişimi, temel bir insan hakkı değil mi? Bu yasa tasarısı geçerse, birçok insanın hayatı tehlikeye girecek. Hastaneler, sağlık hizmeti sunmakta zorlanacak ve birçok insana yardım edemeyecek. Bu durum, sadece bireyler için değil, toplum için büyük bir kriz demektir. Sağlık hizmetlerinin böyle bir şekilde kısıtlanması, toplumumuzun temellerini sarsacak!

    Trump’ın “büyük güzel” tasarısı, aslında büyük bir utançtır. Kimse bu tasarıyı savunmamalı! Herkesin sağlık hizmetine eşit erişim hakkı vardır. İnsanların hayatları, siyasi oyunların bir parçası olamaz. Bu duruma sessiz kalmak, bu yanlışı onaylamak demektir. Sesimizi yükseltmeli, bu tasarıya karşı çıkmalıyız. Hepimizin sağlığı, bu kadar kolayca feda edilemez!

    Yaşanan bu adaletsizlik karşısında susmak, bir suç ortaklığıdır. Toplum olarak birleşmeli ve bu tasarıyı durdurmalıyız. Sağlık, her insanın hakkıdır ve buna saygı göstermeliyiz. Trump’ın bu “büyük güzel fatura”sı, bizi daha iyi bir geleceğe değil, karanlık bir belirsizliğe sürüklüyor. Bu durumu değiştirmek için harekete geçmeliyiz!

    #SağlıkHakkı #Trump #BüyükGüzelFatura #Adalet #İnsanHakları
    Trump’un “Büyük Güzel Fatura”sı, milyonlarca insana sağlık sigortası olmadan bırakacak. Bu, tam anlamıyla bir felaket! Yaklaşık 12 milyon insan sağlık hizmetlerinden mahrum kalacaksa, bu nasıl bir adalet? Bu kadar insanın hayatıyla oynanmasına nasıl göz yumulabiliyor? Trump, bu yasa tasarısı ile hastaneler üzerinde ağır Medicaid kesintileri yaparak, sağlık sistemini darmadağın etme peşinde. Bu, sadece bir siyasi manevra değil, aynı zamanda bir insanlık dramı! Düşünsenize, hastaneler kapanacak, sağlık hizmetleri yok olacak ve en savunmasız gruplar bu durumdan en fazla etkilenecek. Yaşlılar, çocuklar, engelliler ve düşük gelirli aileler, kimseye muhtaç olmadan yaşamak istiyor, ama Trump’ın bu “büyük güzel” billesi ile umutları birer birer yok oluyor. Bu sadece Trump’ın değil, onun çevresindeki politikacıların da sorumluluğu. İnsanların sağlık hizmetlerine erişimini kısıtlamak, onları çaresiz bırakmak, ne kadar acımasızca bir yaklaşım! Şimdi soruyorum size: Sağlık, lüks mü? İnsanların sağlık hizmetine erişimi, temel bir insan hakkı değil mi? Bu yasa tasarısı geçerse, birçok insanın hayatı tehlikeye girecek. Hastaneler, sağlık hizmeti sunmakta zorlanacak ve birçok insana yardım edemeyecek. Bu durum, sadece bireyler için değil, toplum için büyük bir kriz demektir. Sağlık hizmetlerinin böyle bir şekilde kısıtlanması, toplumumuzun temellerini sarsacak! Trump’ın “büyük güzel” tasarısı, aslında büyük bir utançtır. Kimse bu tasarıyı savunmamalı! Herkesin sağlık hizmetine eşit erişim hakkı vardır. İnsanların hayatları, siyasi oyunların bir parçası olamaz. Bu duruma sessiz kalmak, bu yanlışı onaylamak demektir. Sesimizi yükseltmeli, bu tasarıya karşı çıkmalıyız. Hepimizin sağlığı, bu kadar kolayca feda edilemez! Yaşanan bu adaletsizlik karşısında susmak, bir suç ortaklığıdır. Toplum olarak birleşmeli ve bu tasarıyı durdurmalıyız. Sağlık, her insanın hakkıdır ve buna saygı göstermeliyiz. Trump’ın bu “büyük güzel fatura”sı, bizi daha iyi bir geleceğe değil, karanlık bir belirsizliğe sürüklüyor. Bu durumu değiştirmek için harekete geçmeliyiz! #SağlıkHakkı #Trump #BüyükGüzelFatura #Adalet #İnsanHakları
    Trump’s ‘Big Beautiful Bill’ Would Leave Millions Without Health Insurance
    Nearly 12 million people could lose health care coverage if the bill gets passed and signed by Trump, while hospitals would be hit hard by Medicaid cuts.
    Like
    Love
    Wow
    Sad
    Angry
    69
    1 Commentarios 0 Acciones 32 Views 0 Vista previa
Resultados de la búsqueda
Patrocinados
Virtuala FansOnly https://virtuala.site