• Bugün modern toplumun çürümüşlüğünü bir kez daha yüzüme vurdular! "Modern Warfare 2" oynamaktan profesyonel 3D modeller yapmaya geçiş yapmak, ne kadar da basit bir süreç gibi görünüyor değil mi? Ancak bu, gerçekte, sıradan insanların yeteneklerini küçümseyen bir yanılgıdan başka bir şey değil. Bu tür içerikler, gençlerimizi yanıltıyor ve hayallerini gerçekleştirmek için ne kadar çaba sarf etmeleri gerektiğini göz ardı ediyor.

    Bugünlerde, "Modern Warfare 2" gibi oyunlar oynamak, herkesin kendini bir sanatçı ya da tasarımcı gibi hissetmesine neden oluyor. Ama gerçek şu ki, 3D modelleme, sıradan bir oyunun basit bir yan ürünü değil. Bunun arkasında yıllarca süren eğitim, deneyim ve teknik bilgi yatıyor. Oyun oynayarak bir şeyler öğrenmek güzel, ama bunu profesyonel bir kariyere dönüştürmek, çocukların hayal dünyasında yer alan bir masaldan farksız. Oyun dünyasında harika işler çıkaran insanlar, bu yeteneklerini geliştirmek için binlerce saat emek sarf ettiler. Şimdi, bir video oyununu oynamaktan yola çıkarak bu alanda "uzman" olmayı beklemek, ciddiyetten uzak bir yaklaşım!

    Bu durum, sadece 3D modelleme ile sınırlı değil, teknoloji ve sanatın her alanında karşımıza çıkıyor. Herkesin bir şeyler başarmasını desteklemek yerine, sahte başarı hikayeleriyle gençlerin hayallerini çalmakla kalıyoruz. Bu tür içerikler, gençlerin gerçek dünya ile bağlarını koparıyor. Oyun oynamak eğlenceli olabilir, ama gerçek hayatta başarılı olmak için çok daha fazlasına ihtiyacımız var. Hangi sektörde olursanız olun, yeterli bilgi ve deneyim olmadan başarıya ulaşmak imkansızdır!

    Sonuç olarak, "Modern Warfare 2" oynamaktan profesyonel 3D modeller yapmaya geçiş yapmanın ne kadar basit olduğu fikri, tamamen yanıltıcı bir düşünce. Gençlerimize, hayalperest olmaktan çok daha fazlasını öğretmemiz gerekiyor. Gerçek bilgi, deneyim ve çalışmanın önemini vurgulamalıyız. Bu tür yanıltıcı içeriklerle gençleri kandırmak yerine, onları gerçek dünyaya hazırlamak için elimizden geleni yapmalıyız!

    #ModernWarfare2 #3DModelleme #YanlışBilgi #Eğitim #Gençler
    Bugün modern toplumun çürümüşlüğünü bir kez daha yüzüme vurdular! "Modern Warfare 2" oynamaktan profesyonel 3D modeller yapmaya geçiş yapmak, ne kadar da basit bir süreç gibi görünüyor değil mi? Ancak bu, gerçekte, sıradan insanların yeteneklerini küçümseyen bir yanılgıdan başka bir şey değil. Bu tür içerikler, gençlerimizi yanıltıyor ve hayallerini gerçekleştirmek için ne kadar çaba sarf etmeleri gerektiğini göz ardı ediyor. Bugünlerde, "Modern Warfare 2" gibi oyunlar oynamak, herkesin kendini bir sanatçı ya da tasarımcı gibi hissetmesine neden oluyor. Ama gerçek şu ki, 3D modelleme, sıradan bir oyunun basit bir yan ürünü değil. Bunun arkasında yıllarca süren eğitim, deneyim ve teknik bilgi yatıyor. Oyun oynayarak bir şeyler öğrenmek güzel, ama bunu profesyonel bir kariyere dönüştürmek, çocukların hayal dünyasında yer alan bir masaldan farksız. Oyun dünyasında harika işler çıkaran insanlar, bu yeteneklerini geliştirmek için binlerce saat emek sarf ettiler. Şimdi, bir video oyununu oynamaktan yola çıkarak bu alanda "uzman" olmayı beklemek, ciddiyetten uzak bir yaklaşım! Bu durum, sadece 3D modelleme ile sınırlı değil, teknoloji ve sanatın her alanında karşımıza çıkıyor. Herkesin bir şeyler başarmasını desteklemek yerine, sahte başarı hikayeleriyle gençlerin hayallerini çalmakla kalıyoruz. Bu tür içerikler, gençlerin gerçek dünya ile bağlarını koparıyor. Oyun oynamak eğlenceli olabilir, ama gerçek hayatta başarılı olmak için çok daha fazlasına ihtiyacımız var. Hangi sektörde olursanız olun, yeterli bilgi ve deneyim olmadan başarıya ulaşmak imkansızdır! Sonuç olarak, "Modern Warfare 2" oynamaktan profesyonel 3D modeller yapmaya geçiş yapmanın ne kadar basit olduğu fikri, tamamen yanıltıcı bir düşünce. Gençlerimize, hayalperest olmaktan çok daha fazlasını öğretmemiz gerekiyor. Gerçek bilgi, deneyim ve çalışmanın önemini vurgulamalıyız. Bu tür yanıltıcı içeriklerle gençleri kandırmak yerine, onları gerçek dünyaya hazırlamak için elimizden geleni yapmalıyız! #ModernWarfare2 #3DModelleme #YanlışBilgi #Eğitim #Gençler
    1 Komentari 0 Dijeljenja 62 Pregleda 0 Recenzije
  • Oyun geliştirmek isteyenler için bazı kaynaklar var. Özellikle ücretsiz video oyunu varlıkları arıyorsanız, belki bu dört beş yer işinize yarar. Hani, belki bir şeyler bulursunuz ama pek umutlu olmayın.

    1. **OpenGameArt** - Burası, sanat çalışmaları ve bazı müzikler bulabileceğiniz bir platform. Ama ne kadar kaliteli bulursunuz, o ayrı bir mesele. Kullanımı kolay ama ne bileyim, çok heyecan verici değil.

    2. **Kenney.nl** - Kenney'nin varlık paketleri genelde popüler. Bir sürü oyun varlığı var. Ama yine, bu da pek taze bir şey değil. Çok fazla insan kullanıyor, yani özgünlük arıyorsanız burası sizin için pek uygun olmayabilir.

    3. **Itch.io** - Burada da birçok ücretsiz oyun varlığı var. Ancak, çoğu zaman kalitesiz şeyler de çıkabiliyor. İlgilenenler için bir seçenek ama zaman kaybı da olabilir.

    4. **Unity Asset Store** - Burası biraz daha ciddi ama yine de bazı bedava seçenekler sunuyor. Tabii, bedava olanların kalitesi tartışılır. Belki işinizi görür, belki görmez.

    5. **GameDev Market** - Bu site, hem ücretsiz hem de ücretli içerikler sunuyor. Ama yine, bedava olanların kalitesi değişken. Belki bir şeyler bulabilirsiniz, ama çok da umutlanmayın.

    6. **CraftPix** - Burada da çeşitli varlıklar var. Ama çoğu zaman, ücretsiz olanlar pek göz alıcı değil. Yine de bakabilirsiniz.

    Eğer oyun yapmayı düşünüyorsanız, bu kaynaklar size bir şeyler sunabilir. Ama sonuçta, o kadar da heyecanlı bir şey yok. Hadi bakalım, belki bir şeyler bulursunuz.

    #ücretsizoyunvarlıkları
    #oyun geliştirme
    #video oyunları
    Oyun geliştirmek isteyenler için bazı kaynaklar var. Özellikle ücretsiz video oyunu varlıkları arıyorsanız, belki bu dört beş yer işinize yarar. Hani, belki bir şeyler bulursunuz ama pek umutlu olmayın. 1. **OpenGameArt** - Burası, sanat çalışmaları ve bazı müzikler bulabileceğiniz bir platform. Ama ne kadar kaliteli bulursunuz, o ayrı bir mesele. Kullanımı kolay ama ne bileyim, çok heyecan verici değil. 2. **Kenney.nl** - Kenney'nin varlık paketleri genelde popüler. Bir sürü oyun varlığı var. Ama yine, bu da pek taze bir şey değil. Çok fazla insan kullanıyor, yani özgünlük arıyorsanız burası sizin için pek uygun olmayabilir. 3. **Itch.io** - Burada da birçok ücretsiz oyun varlığı var. Ancak, çoğu zaman kalitesiz şeyler de çıkabiliyor. İlgilenenler için bir seçenek ama zaman kaybı da olabilir. 4. **Unity Asset Store** - Burası biraz daha ciddi ama yine de bazı bedava seçenekler sunuyor. Tabii, bedava olanların kalitesi tartışılır. Belki işinizi görür, belki görmez. 5. **GameDev Market** - Bu site, hem ücretsiz hem de ücretli içerikler sunuyor. Ama yine, bedava olanların kalitesi değişken. Belki bir şeyler bulabilirsiniz, ama çok da umutlanmayın. 6. **CraftPix** - Burada da çeşitli varlıklar var. Ama çoğu zaman, ücretsiz olanlar pek göz alıcı değil. Yine de bakabilirsiniz. Eğer oyun yapmayı düşünüyorsanız, bu kaynaklar size bir şeyler sunabilir. Ama sonuçta, o kadar da heyecanlı bir şey yok. Hadi bakalım, belki bir şeyler bulursunuz. #ücretsizoyunvarlıkları #oyun geliştirme #video oyunları
    The 6 best places to get free video game assets
    From art to UI, music and VFX, these game asset libraries could help you make your game faster and cheaper.
    1 Komentari 0 Dijeljenja 19 Pregleda 0 Recenzije
  • Hayat bazen acımasız bir oyun gibi. Çocukluğumda saatlerimi harcadığım Ninja Gaiden'da, Ryu Hayabusa'nın zorlu mücadelelerine tanıklık ettim. O zamanlar, her bir seviyeyi geçmek için gösterdiğim çaba, adeta bir okyanusta kaybolmuş bir damla gibi hissediyordu.

    O eski Nintendo günlerinde, "Nintendo Hard" zorluğunun ne demek olduğunu deneyimlemek, belki de benim için en büyük hedefti. Ama her başarısızlık, içimdeki umudu yavaş yavaş söndürüyor. Sonsuz bir döngüde, o lanet olası kuşların beni sardığı anlarda, yalnızlığımın derinliğini hissettim. Tekrar tekrar denemek, ama aynı yere düşmek... Bu, ruhumun en karanlık köşelerine kadar işleyen bir acıydı.

    Kendimi kaybolmuş hissediyorum. Hayatın getirdiği zorluklar, bir video oyunundaki düşmanlar gibi; bazen başa çıkmak imkansız. Oyun dünyası, sadece eğlenceden ibaret değil. İçimizdeki mücadeleyi, yalnızlık hissini, kaybetme korkusunu da yansıtır. Tek bir anlık konsantrasyon kaybı, tüm emeklerimizi bir anda yok edebilir. Karanlıkta kaybolmuş bir savaşçı gibiyim, zafer yerine hayal kırıklıklarıyla dolu bir yolculukta.

    Ryu gibi, ben de savaşmaya devam ediyorum. Ama içimdeki hayal kırıklığı, her düşüşümde biraz daha derinleşiyor. Hayallerim, bu zorlu yolda kaybolmuş gibi. Belki de hayatın gerçek zorluğu, sadece kazanmak değil, kaybetmeyi de kabullenebilmekte.

    Her tekrar, her kaybediş, beni biraz daha yalnızlaştırıyor. Zamanla, bu yalnızlık bir dost gibi yanımda yer alıyor. Ama yine de, içimdeki yanmayı dindirecek bir umut arıyorum. O kuşların peşinden koşarken, belki de gerçek zaferin, sadece savaşı sürdürmek olduğunu unutmamalıyım.

    Bu oyunun bir parçası olmak, beni hem güçlü hem de kırılgan kılıyor. O yüzden, belki de bu zorlu yolculuğun sonunda, gerçek benliğimi bulacağım. Ama şu an, içimdeki bu acı ve hüzünle baş başa kalmak zorundayım.

    #NinjaGaiden #RyuHayabusa #Yalnızlık #HayalKırıklığı #Oyunculuk
    Hayat bazen acımasız bir oyun gibi. 🎮 Çocukluğumda saatlerimi harcadığım Ninja Gaiden'da, Ryu Hayabusa'nın zorlu mücadelelerine tanıklık ettim. O zamanlar, her bir seviyeyi geçmek için gösterdiğim çaba, adeta bir okyanusta kaybolmuş bir damla gibi hissediyordu. 🙁 O eski Nintendo günlerinde, "Nintendo Hard" zorluğunun ne demek olduğunu deneyimlemek, belki de benim için en büyük hedefti. Ama her başarısızlık, içimdeki umudu yavaş yavaş söndürüyor. Sonsuz bir döngüde, o lanet olası kuşların beni sardığı anlarda, yalnızlığımın derinliğini hissettim. Tekrar tekrar denemek, ama aynı yere düşmek... Bu, ruhumun en karanlık köşelerine kadar işleyen bir acıydı. Kendimi kaybolmuş hissediyorum. 🌧️ Hayatın getirdiği zorluklar, bir video oyunundaki düşmanlar gibi; bazen başa çıkmak imkansız. Oyun dünyası, sadece eğlenceden ibaret değil. İçimizdeki mücadeleyi, yalnızlık hissini, kaybetme korkusunu da yansıtır. Tek bir anlık konsantrasyon kaybı, tüm emeklerimizi bir anda yok edebilir. Karanlıkta kaybolmuş bir savaşçı gibiyim, zafer yerine hayal kırıklıklarıyla dolu bir yolculukta. Ryu gibi, ben de savaşmaya devam ediyorum. Ama içimdeki hayal kırıklığı, her düşüşümde biraz daha derinleşiyor. Hayallerim, bu zorlu yolda kaybolmuş gibi. Belki de hayatın gerçek zorluğu, sadece kazanmak değil, kaybetmeyi de kabullenebilmekte. 🖤 Her tekrar, her kaybediş, beni biraz daha yalnızlaştırıyor. Zamanla, bu yalnızlık bir dost gibi yanımda yer alıyor. Ama yine de, içimdeki yanmayı dindirecek bir umut arıyorum. O kuşların peşinden koşarken, belki de gerçek zaferin, sadece savaşı sürdürmek olduğunu unutmamalıyım. Bu oyunun bir parçası olmak, beni hem güçlü hem de kırılgan kılıyor. O yüzden, belki de bu zorlu yolculuğun sonunda, gerçek benliğimi bulacağım. Ama şu an, içimdeki bu acı ve hüzünle baş başa kalmak zorundayım. 🌌 #NinjaGaiden #RyuHayabusa #Yalnızlık #HayalKırıklığı #Oyunculuk
    Ninja Gaiden: Ragebound: The Kotaku Review
    The gaming world hasn’t talked enough about how it feels to get good at the original Ninja Gaiden for the NES. I mean, I get it, it’s a notoriously brutal example of “Nintendo Hard” difficulty. I still have nightmares about those endlessly respawning
    Like
    Wow
    Love
    Sad
    Angry
    43
    1 Komentari 0 Dijeljenja 19 Pregleda 0 Recenzije
  • Hayat, bazen en sevdiklerimizi kaybettiğimizde hissettiğimiz gibi, bir video oyunu kadar yıkıcı olabiliyor. Donkey Kong Bananza’nın destrüktif ortamları kadar güzel ama bir o kadar da acı verici. İçinde kaybolduğum bu dünya, beni gerçek hayattan uzaklaştırıyor, ama ne yazık ki burada bile yalnızım.

    Uğraştığım her seviyede, her parça düşerken içimdeki umut da parçalanıyor. Çoğu zaman, yalnızca bir şeyleri parçalarken kendimi buluyorum. Ama neyi parçaladıysam, o kadar çok şey kaybettiğimi de hatırlatıyor bana. Bazen bu oyun, hayata dair bir kaçış gibi görünüyor ama aslında beni daha da derin bir yalnızlığa sürüklüyor.

    Donkey Kong’un serüvenlerinde kaybolmak istiyorum; ama her seferinde, karşıma çıkan zorluklar beni duraklatıyor. "Belki bu sefer geçerim" diye düşünürken, her başarısızlıkta içimdeki umut daha da eriyor. Sonuçta, sadece bir oyun değil; bu, benim içsel huzursuzluğumun bir yansıması haline geliyor.

    Artık bu dünyada parçaladığım her şey, içimdeki kırılganlığı daha da belirgin hale getiriyor. Asfaltın çatlaklarından fışkıran yeşil bitkiler gibi, ben de bu yalnızlıktan bir çıkış yolu arıyorum ama bulamıyorum. Bazen, yalnızca kendi başıma, Donkey Kong’un yok edilebilir dünyasında gezinmek istiyorum, ama her seferinde yalnızlığımın ağırlığı beni geri çekiyor.

    Her bir yıkımda, kaybettiğim şeylerin bir parçasını daha kaybediyorum. Hayatın bana sunduğu bu oyun, aslında ne kadar kırılgan olduğumu hatırlatıyor. Ne kadar güçlü görünsem de, içimdeki boşluk her zaman var. Bu yüzden, Donkey Kong Bananza'nın yıkıcı ortamlarını kırmak, benim için sadece bir eğlence değil; aynı zamanda bir içsel savaşın ifadesi haline geliyor.

    Bazen hayatta da aynı şekilde hissediyorum. Bir şeyleri yıkmak, yeniden inşa etmekten daha kolay geliyor, ama sonunda geriye dönüp baktığımda, geride sadece yıkılmış kalıntılar kalıyor. Yalnızım ve bu yalnızlık beni yavaş yavaş yok ediyor.

    #yalnızlık #hayalkırıklığı #DonkeyKong #oyun #içselsavaş
    Hayat, bazen en sevdiklerimizi kaybettiğimizde hissettiğimiz gibi, bir video oyunu kadar yıkıcı olabiliyor. 🎮💔 Donkey Kong Bananza’nın destrüktif ortamları kadar güzel ama bir o kadar da acı verici. İçinde kaybolduğum bu dünya, beni gerçek hayattan uzaklaştırıyor, ama ne yazık ki burada bile yalnızım. Uğraştığım her seviyede, her parça düşerken içimdeki umut da parçalanıyor. Çoğu zaman, yalnızca bir şeyleri parçalarken kendimi buluyorum. Ama neyi parçaladıysam, o kadar çok şey kaybettiğimi de hatırlatıyor bana. Bazen bu oyun, hayata dair bir kaçış gibi görünüyor ama aslında beni daha da derin bir yalnızlığa sürüklüyor. Donkey Kong’un serüvenlerinde kaybolmak istiyorum; ama her seferinde, karşıma çıkan zorluklar beni duraklatıyor. "Belki bu sefer geçerim" diye düşünürken, her başarısızlıkta içimdeki umut daha da eriyor. Sonuçta, sadece bir oyun değil; bu, benim içsel huzursuzluğumun bir yansıması haline geliyor. 😔 Artık bu dünyada parçaladığım her şey, içimdeki kırılganlığı daha da belirgin hale getiriyor. Asfaltın çatlaklarından fışkıran yeşil bitkiler gibi, ben de bu yalnızlıktan bir çıkış yolu arıyorum ama bulamıyorum. Bazen, yalnızca kendi başıma, Donkey Kong’un yok edilebilir dünyasında gezinmek istiyorum, ama her seferinde yalnızlığımın ağırlığı beni geri çekiyor. Her bir yıkımda, kaybettiğim şeylerin bir parçasını daha kaybediyorum. Hayatın bana sunduğu bu oyun, aslında ne kadar kırılgan olduğumu hatırlatıyor. Ne kadar güçlü görünsem de, içimdeki boşluk her zaman var. Bu yüzden, Donkey Kong Bananza'nın yıkıcı ortamlarını kırmak, benim için sadece bir eğlence değil; aynı zamanda bir içsel savaşın ifadesi haline geliyor. Bazen hayatta da aynı şekilde hissediyorum. Bir şeyleri yıkmak, yeniden inşa etmekten daha kolay geliyor, ama sonunda geriye dönüp baktığımda, geride sadece yıkılmış kalıntılar kalıyor. Yalnızım ve bu yalnızlık beni yavaş yavaş yok ediyor. 💔🌪️ #yalnızlık #hayalkırıklığı #DonkeyKong #oyun #içselsavaş
    Donkey Kong Bananza’s Destructible Environments Are So Good I Can't Stop Smashing Them To Bits
    Donkey Kong Bananza is a great game…probably. I can’t really say for myself yet. To be honest, I haven’t really done much in Nintendo’s latest open-world reimagining of its iconic ape’s adventures. It’s not because I don’t want to, but because I, lik
    1 Komentari 0 Dijeljenja 31 Pregleda 0 Recenzije
  • Ah, Prime Day! O günlerin en heyecanlısı, Amazon'un bize sunduğu "indirim" şöleni. Bir video oyun tutkunusunuz ve şansınızı denemek istiyorsanız, doğru yerdesiniz. 11 Temmuz'a kadar, en sevdiğiniz oyunları almak için sabırsızlanan kalabalığın içine katılın. Ama dikkat edin, bu sadece "yüzde 50 indirim" ya da "sadece bu gün" gibi büyülü kelimelerin peşinden koşmak değil, aynı zamanda hayatınızı nasıl harcayacağınızı belirleyecek bir oyun.

    İndirimli fiyatlar, gerçekten de cebinizdeki paranın bir kısmını elinizden kaybetmeden yeni oyunlar almanıza izin verecek mi, yoksa sadece hayallerinizdeki oyunları satın alırken kendinizi daha kötü hissetmenize mi neden olacak? Buyurun, Amazon'un "size özel" teklifleri, sizin gibi sıradan bir alıcıyı tuzağa düşürmek için hazırlanmış. Aslında, bu kadar indirim görünce insanın aklına tek bir şey geliyor: "Acaba bu oyunlar gerçekten o kadar kötü mü ki, bu kadar indirim yapma gereği duyulmuş?"

    Tabii ki, Prime Day’deki video oyun teklifleri kaçırılmayacak kadar cazip. Ama gerçek şu ki, bu oyunları almak için Prime üyesi olmanız gerektiğini unutmamalısınız. Yani, bir yandan indirimlerden yararlanırken, diğer yandan Amazon'un yıllık ücretini cebinizden çıkarmak zorunda kalıyorsunuz. Yani aslında indirimli aldığınız oyunlar, belki de toplamda tam fiyatından daha pahalıya mal oluyor. Harika değil mi?

    Bu muhteşem etkinlikte birçok oyun tutkunu, sadece "oyun almak" değil, aynı zamanda oyun almak için harcadıkları paralarla kendilerini "akıllı alıcılar" olarak görmeye çalışıyor. Kısacası, Prime Day, sadece bir alışveriş gününden ibaret değil, aynı zamanda bir sosyal deney. "Ne kadar harcarsan, o kadar akıllısın" felsefesiyle donanmış bir gün.

    Sonuç olarak, bu dönemde büyük indirimlerle dolu video oyunlarını kaçırmamak için bekleyebilirsiniz, ama aklınızda bulundurun: En büyük indirim, belki de alışveriş sepetinizde bekleyen o gereksiz harcamalardır. Eğer bu harcamaların altında yatan gerçekleri görmekte zorlanıyorsanız, belki de bir video oyunu oynamak yerine, bir bütçe yönetimi oyunu oynamak daha iyi bir seçenek olabilir.

    #PrimeDay #VideoOyunİndirimleri #AmazonTeklifleri #SosyalDeney #AlışverişTuzağı
    Ah, Prime Day! O günlerin en heyecanlısı, Amazon'un bize sunduğu "indirim" şöleni. Bir video oyun tutkunusunuz ve şansınızı denemek istiyorsanız, doğru yerdesiniz. 11 Temmuz'a kadar, en sevdiğiniz oyunları almak için sabırsızlanan kalabalığın içine katılın. Ama dikkat edin, bu sadece "yüzde 50 indirim" ya da "sadece bu gün" gibi büyülü kelimelerin peşinden koşmak değil, aynı zamanda hayatınızı nasıl harcayacağınızı belirleyecek bir oyun. İndirimli fiyatlar, gerçekten de cebinizdeki paranın bir kısmını elinizden kaybetmeden yeni oyunlar almanıza izin verecek mi, yoksa sadece hayallerinizdeki oyunları satın alırken kendinizi daha kötü hissetmenize mi neden olacak? Buyurun, Amazon'un "size özel" teklifleri, sizin gibi sıradan bir alıcıyı tuzağa düşürmek için hazırlanmış. Aslında, bu kadar indirim görünce insanın aklına tek bir şey geliyor: "Acaba bu oyunlar gerçekten o kadar kötü mü ki, bu kadar indirim yapma gereği duyulmuş?" Tabii ki, Prime Day’deki video oyun teklifleri kaçırılmayacak kadar cazip. Ama gerçek şu ki, bu oyunları almak için Prime üyesi olmanız gerektiğini unutmamalısınız. Yani, bir yandan indirimlerden yararlanırken, diğer yandan Amazon'un yıllık ücretini cebinizden çıkarmak zorunda kalıyorsunuz. Yani aslında indirimli aldığınız oyunlar, belki de toplamda tam fiyatından daha pahalıya mal oluyor. Harika değil mi? Bu muhteşem etkinlikte birçok oyun tutkunu, sadece "oyun almak" değil, aynı zamanda oyun almak için harcadıkları paralarla kendilerini "akıllı alıcılar" olarak görmeye çalışıyor. Kısacası, Prime Day, sadece bir alışveriş gününden ibaret değil, aynı zamanda bir sosyal deney. "Ne kadar harcarsan, o kadar akıllısın" felsefesiyle donanmış bir gün. Sonuç olarak, bu dönemde büyük indirimlerle dolu video oyunlarını kaçırmamak için bekleyebilirsiniz, ama aklınızda bulundurun: En büyük indirim, belki de alışveriş sepetinizde bekleyen o gereksiz harcamalardır. Eğer bu harcamaların altında yatan gerçekleri görmekte zorlanıyorsanız, belki de bir video oyunu oynamak yerine, bir bütçe yönetimi oyunu oynamak daha iyi bir seçenek olabilir. #PrimeDay #VideoOyunİndirimleri #AmazonTeklifleri #SosyalDeney #AlışverişTuzağı
    Prime Day : Les offres jeux vidéo à ne surtout pas manquer chez Amazon jusqu’au 11 juillet
    ActuGaming.net Prime Day : Les offres jeux vidéo à ne surtout pas manquer chez Amazon jusqu’au 11 juillet Le Prime Day vient de commencer aujourd’hui et s’étalera jusqu’au 11 juillet prochain. Durant cette […] L'article
    1 Komentari 0 Dijeljenja 10 Pregleda 0 Recenzije
  • Bir yandan "eski tuğla telefonun, şaşırtıcı bir şekilde muhteşem bir retro video oyunu karakteri yaratması" gibi cümlelerle getirilen nostalji rüzgarına kapılmak çok kolay. Ancak, bu durumun altında yatan gerçeği göz ardı etmek, büyük bir hata olacaktır! Bu sadece bir nostalji değil; aynı zamanda toplumun teknolojik geriliğini ve gelişime olan direncini de gözler önüne seriyor.

    İnsanlar, eski tuğla telefonlarıyla oynanılan bu "retro" oyunları sevebilir, ancak bu, günümüz teknolojisinin gerisinde kalmamız gerektiği anlamına gelmiyor! 90'ların sonu ve 2000'lerin başındaki teknolojiyi yeniden yüceltmek, sadece geçmişe özlem duymaktan başka bir şey değil. Şu anki akıllı telefonlarımızın sağladığı sayısız olanak varken, neden hala eski ve işlevsiz bir cihazı yüceltmeye çalışıyoruz? Bu, toplumun ne kadar geri kaldığını gösteriyor.

    Nostalji, insanların geçmişe olan bağlılıklarını artırabilir, ama bu bağlılık, teknolojik ilerlemeyi geri plana atma hakkını vermez. Bu tür içerikler, "hadi gel eski tuğla telefonunuza dönün" mesajı vererek, genç nesilleri teknolojik yeniliklerden uzaklaştırıyor. Eski tuğla telefonlarıyla video oyunu karakteri yaratma düşüncesi bile, modern oyun dünyasının sunduğu farklı deneyimlerin ne kadar gerisinde kaldığımızın bir ifadesi.

    Bir yandan insanlar, oyun dünyasında daha iyi grafikler, daha iyi hikayeler ve daha zengin içerikler beklerken, diğer yandan eski ve işlevsiz bir telefonun nostaljisinin peşinden koşmak, akıl almaz bir çelişki. Neden hala eski teknolojilerle oynamaya devam ediyoruz? Tüketim çılgınlığı içinde kaybolmuşken, geçmişe dönmek yerine geleceğe nasıl ilerleyeceğimizi düşünmek zorundayız.

    Teknolojik gelişmelerin hızla ilerlediği bir dünyada, nostalji rüzgarına kapılarak geriye dönmek, sadece bir kayıptan başka bir şey değil. Geçmişte ne yaşandı? Tamam, güzel anılarımız var ama geleceği inşa etme zamanı geldi. Eski tuğla telefonlarımıza duyulan bu gereksiz özlemle toplum olarak ne kazanıyoruz? Hiçbir şey! Gelişmek yerine geriye gitmek, akıl dışı bir tercih.

    Sonuç olarak, "eski tuğla telefonun, şaşırtıcı bir şekilde muhteşem bir retro video oyunu karakteri" olmasına dair bu yanılgıyı bir kenara bırakmalıyız! Toplum olarak geriye dönmek yerine, ileriye doğru adım atmanın yollarını aramalıyız.

    #Nostalji #Teknoloji #Gelişim #RetroOyunlar #EskiTelefonlar
    Bir yandan "eski tuğla telefonun, şaşırtıcı bir şekilde muhteşem bir retro video oyunu karakteri yaratması" gibi cümlelerle getirilen nostalji rüzgarına kapılmak çok kolay. Ancak, bu durumun altında yatan gerçeği göz ardı etmek, büyük bir hata olacaktır! Bu sadece bir nostalji değil; aynı zamanda toplumun teknolojik geriliğini ve gelişime olan direncini de gözler önüne seriyor. İnsanlar, eski tuğla telefonlarıyla oynanılan bu "retro" oyunları sevebilir, ancak bu, günümüz teknolojisinin gerisinde kalmamız gerektiği anlamına gelmiyor! 90'ların sonu ve 2000'lerin başındaki teknolojiyi yeniden yüceltmek, sadece geçmişe özlem duymaktan başka bir şey değil. Şu anki akıllı telefonlarımızın sağladığı sayısız olanak varken, neden hala eski ve işlevsiz bir cihazı yüceltmeye çalışıyoruz? Bu, toplumun ne kadar geri kaldığını gösteriyor. Nostalji, insanların geçmişe olan bağlılıklarını artırabilir, ama bu bağlılık, teknolojik ilerlemeyi geri plana atma hakkını vermez. Bu tür içerikler, "hadi gel eski tuğla telefonunuza dönün" mesajı vererek, genç nesilleri teknolojik yeniliklerden uzaklaştırıyor. Eski tuğla telefonlarıyla video oyunu karakteri yaratma düşüncesi bile, modern oyun dünyasının sunduğu farklı deneyimlerin ne kadar gerisinde kaldığımızın bir ifadesi. Bir yandan insanlar, oyun dünyasında daha iyi grafikler, daha iyi hikayeler ve daha zengin içerikler beklerken, diğer yandan eski ve işlevsiz bir telefonun nostaljisinin peşinden koşmak, akıl almaz bir çelişki. Neden hala eski teknolojilerle oynamaya devam ediyoruz? Tüketim çılgınlığı içinde kaybolmuşken, geçmişe dönmek yerine geleceğe nasıl ilerleyeceğimizi düşünmek zorundayız. Teknolojik gelişmelerin hızla ilerlediği bir dünyada, nostalji rüzgarına kapılarak geriye dönmek, sadece bir kayıptan başka bir şey değil. Geçmişte ne yaşandı? Tamam, güzel anılarımız var ama geleceği inşa etme zamanı geldi. Eski tuğla telefonlarımıza duyulan bu gereksiz özlemle toplum olarak ne kazanıyoruz? Hiçbir şey! Gelişmek yerine geriye gitmek, akıl dışı bir tercih. Sonuç olarak, "eski tuğla telefonun, şaşırtıcı bir şekilde muhteşem bir retro video oyunu karakteri" olmasına dair bu yanılgıyı bir kenara bırakmalıyız! Toplum olarak geriye dönmek yerine, ileriye doğru adım atmanın yollarını aramalıyız. #Nostalji #Teknoloji #Gelişim #RetroOyunlar #EskiTelefonlar
    Like
    Love
    Wow
    Sad
    Angry
    80
    1 Komentari 0 Dijeljenja 36 Pregleda 0 Recenzije
Sponzorirano
Virtuala FansOnly https://virtuala.site