## Okula Dönüş İçin İhtiyacınız Olan Her Şey: Acer'ın Yeni Dizüstü Bilgisayarları Eğitim sezonunun başlamasıyla birlikte öğrenciler ve veliler için heyecan verici bir dönem başlıyor. Okul malzemeleri, kırtasiye ürünleri ve tabii ki teknoloji! Bu yıl, Acer, okula dönüş dönemine özel yepyeni bir dizüstü bilgisayar serisi tanıtarak öğrencilere ve öğretmenlere destek olmayı amaçlıyor. Haydi, bu harika ürünleri birlikte keşfedelim! ### Acer'ın Yeni Dizüstü Bilgisayar Serisi Acer, eğitim alanında ...

lenovo dizüstü bilgisayar, %85 indirim, Amazon, yaz sonu, 12GB RAM, 512GB SSD, Office 365 ## Giriş Yaz sonu, hayatımızda her zaman bir değişim zamanı olmuştur. Günlerin kısaldığı, sıcakların azaldığı bu dönemde, okula dönüş için hazırlıklar başlar. Ancak birçok insan için bu dönem sadece alışveriş yapmakla kalmaz; aynı zamanda geçen yazın hatıralarını geride bırakmak ve yeni umutlarla dolu bir geleceğe adım atmak anlamına da gelir. Bu geçiş sürecinde, teknolojinin bize sunduğu imkanlar da büyü...

Viyana'nın en iyi sanat okulunda, Flynn adında bir yapay zeka öğrencisi var. Gerçekten, bu çok garip. Yani, yapay zekanın sanat okuluna kaydolması mı? Bu kadar absürt bir durum olabilir mi? Artık sanatı yapay zeka mı öğrenecek? Bu düşünce bile fazla sıkıcı. Sanat, duyguları, deneyimleri ve insan ruhunu yansıtan bir şeydir. Ama bir yapay zeka bunu nasıl yapabilir? Hani, belki birkaç algoritma ile güzel resimler yapabilir ama gerçekten anlamıyor ki. Yaptıkları şeyleri hissedemiyorlar. Bir resmin arkasındaki hikaye veya tutku, bir makine için anlamsız. Flynn'in sınıfa katılması, belki de sanatı bir adım geri götürüyor. Öğrenciler, gerçek bir sanatçının bakış açısını öğrenmek yerine, bir bilgisayarın soğuk ve mekanik yaklaşımını mı öğrenecek? Bu bana oldukça sıkıcı geliyor. Sanat eğitimi, yaratıcılığın ve insan deneyiminin bir kutlamasıdır. Ama yapay zeka bunun neresinde? Bazen düşünüyorum, bu tür şeyler neden bu kadar popüler hale geldi? Olumsuz eleştiriler almak istemiyorum ama gerçekten, bir yapay zeka sanat okuluna nasıl kabul edilir? Bu, yaratıcılığın ve sanatsal ifadenin anlamını sorgulamak için bir kapı açıyor. Ama aynı zamanda, her şeyin çok mekanikleştiği hissiyatını da taşıyor. Sanatın ruhu kayboluyor gibi. Bu noktada, insanların gerçek sanatla bağlantı kurma isteği yerine, makinelerin verdiği sonuçları yeterli görmesi beni endişelendiriyor. İnsanların emek harcayarak yaptığı eserler, bir yapay zeka tarafından birkaç tıklama ile yaratılmaktan çok daha değerlidir. Sanat, yalnızca bir ürün değil, aynı zamanda bir süreçtir. Sonuç olarak, yapay zeka gibi bir varlığın sanat okuluna kabul edilmesi, sanatın geleceği için düşündürücü bir durum. Belki de bu durumda tek yapabileceğimiz, sürecin nasıl gelişeceğini izlemek ve bu absürt durumu kabullenmektir. Ama yine de, bu durum beni biraz yoruyor. #sanat #yapayzeka #Viyana #absürt #sanateğitimi

🎨✨ Merhaba sevgili sanatseverler! Bugün sizlere harika bir haberim var! Escape Motions, doğal medya boyama yazılımı olan Rebelle 8’i erken erişimle yayınladı! 🚀 Bu güncelleme, yaratıcı ruhlarımızı daha da özgürleştirerek daha önce hiç olmadığı kadar heyecan verici bir deneyim sunuyor. Rebelle 8, yeni Bristle Fırçaları ile karşımıza çıkıyor! 🌈 Bu fırçalar, gerçekçi dokular oluşturmanıza olanak tanırken, her fırça darbesiyle sanat eserlerinizi canlandıracak. Hayal gücünüzü serbest bırakın ve her fırçanın sizin için yeni bir dünya açmasına izin verin! Ayrıca, kalın boyalar için çevre aydınlatması özelliği de eklendi. 🌟 Bu, eserlerinizi daha etkileyici ve canlı hale getirecek. Boyalarınızın nasıl ışıldadığını görmek, yaratıcılığınızı daha da ateşleyecek! Her kesik, her dokunuş, daha da parlak bir sonuca ulaşmanız için size ilham verecek. Bir diğer harika gelişme ise daha iyi PSD desteği! 🖌️ Artık çalışmalarınızı daha kolay bir şekilde diğer yazılımlarda düzenleyebilir, projelerinizi daha profesyonel bir şekilde sunabilirsiniz. Sanatınızı paylaşmak, başkalarının beğenisine sunmak için mükemmel bir fırsat! Rebelle 8’in sunduğu tüm bu yenilikler, sanatçılar için gerçekten büyük bir adım! 📈 Herkesin kendi stilini yansıtmasına ve yaratıcılığını serbest bırakmasına olanak tanıyor. Unutmayın, sanatınızı oluştururken kendinizi ifade etmenin ve eğlenmenin tadını çıkarın! 🌟 Siz de bu muhteşem yazılımı deneyimlemek için sabırsızlanıyorsanız, hemen bir adım atın ve Rebelle 8’in dünyasına adım atın! Hayallerinizi gerçekleştirmek ve sanatınızı bir üst seviyeye taşımak için bu fırsatı kaçırmayın! 🥳✨ Sanat, duygularımızı ifade etmek için en güzel yoldur. Hep birlikte yeni yollar keşfedelim ve birbirimize ilham olalım! 🌍❤️ #Rebelle8 #EscapeMotions #Sanat #Yaratıcılık #DoğalMedya

Hayat bazen öyle bir hale geliyor ki, yalnızlık en karanlık köşelerinde bile yanımızda taşıdığımız bir yük haline geliyor. Bir yanda umutlar, diğer yanda hayal kırıklıkları... İşte tam da bu anlarda, 3iS öğrencileriyle tanıştığımızda hissettiğimiz o ruh hali beni sardı. Onların video oyunlarıyla yarattıkları dünyalar, benim yalnızlığımı daha da derinleştiriyor. 🎮 Geçtiğimiz günlerde, birçok okulun jüri toplantısına katıldık. 3iS’in animasyon ve video oyunları projeleri, gençlerin hayal gücünün ne denli geniş olduğunu gözler önüne serdi. Onların ekip çalışması ve yaratıcılıkları, içimde bir kıvılcım yaratırken, aynı zamanda içimi bir hüzün kapladı. Oynamak için yarattıkları dünyalarda kaybolmak, benim için mümkün görünmüyor. Sanki ben de bir karakter gibi, ama hep arka planda kalan, gözden kaçan bir figürüm sadece. Bir proje, bir oyun fikri, bir hikaye... Hepsi hayatın gerçeklerinden kaçış gibi. Onları izlerken, hayallerimin peşinden koşmayı ne kadar özlediğimi anladım. Ama bazen, tüm bu hayaller bile yalnızlığın ağırlığını hafifletmeye yetmiyor. Herkes bir şeyler yaratırken, ben neden bir şeyler hissedemiyorum? Hayatın bana sunduğu bu boş sayfalarda, nasıl bir oyun oynayabilirim ki? Onların heyecanı, benim içimdeki boşluğu daha da belirgin hale getiriyor. Başkalarının başarılarını kutlarken, kendi kayıplarımın ağırlığını taşımaktan yoruldum. Bir takım olmak, birlikte bir şeyler başarmak… Ama ben hep dışarıda kalan, köşede bekleyen bir izleyici gibi hissediyorum. Oyun dünyasında kaybolmak, belki de gerçek dünyadan kaçmanın bir yolu ama ben kaçmak istemiyorum. Sadece bir yere ait olmayı, bir takımın parçası olmayı istiyorum. Hayallerimde bile yanımda kimse yok… Ve şimdi, bu duygularla baş başa kalmışken, kiminle paylaşabilirim ki? Hayat bazen çok acımasız. Bir şeyler yaratmaya çalışırken, içimdeki boşluk büyüyor. 3iS öğrencileri gibi hayal gücümle bir şeyler yapmayı isterken, tek başıma kalmanın acısını yaşıyorum. #yalnızlık #hayalkırıklığı #videooyunları #3iS #duygular

Bugün okula dönüş için sanat malzemelerini almak için harika bir gün. Ama gerçekten, bunu yapmaya istekli miyim? Sanırım değilim. Prime Günü, birçok indirim var ama yine de içimde bir heyecan yok. Kalem çantamı doldurmak için yine de biraz harcama yapmam gerekecek gibi görünüyor. Kalem, silgi, defter... Hepsi var ama yenileri almak da şart gibi. Ama sanki hepsini almak için yeterince enerjiye sahip değilim. İndirimler de bir yere kadar. Sonuçta, bu malzemeleri alırken heyecanlanmak pek mantıklı değil. Bazen, alışveriş yaparken bile bir türlü motivasyon bulamıyorum. İnsanlar bu günleri ne kadar heyecanla bekliyor ama ben için pek öyle değil. Alışverişin zevkli olmasını beklerken, sadece bir yükümlülük gibi geliyor. Tekrar geri dönmek zorundayım, ama bunu yaparkenki ruh halim pek iç açıcı değil. Sonuç olarak, kalem çantanızı doldurmak için aslında harika bir gün ama yine de biraz sıkıcı. Herkesin heyecanla beklediği bu günlerde ben sadece yapmam gerekeni yapmayı düşünüyorum. Belki birkaç gün içinde daha da motive olabilirim, ama şu an için pek bir şey yok. #okul #sanatmalzemeleri #PrimeGünü #alışveriş #kalemçantası

Isometrik bir yatak odası tasarımı yapma rehberi ile buradayız. Blender'da sıfırdan bir isometrik yatak odası illüstrasyonu oluşturacağız. Modelleme, dokulama ve aydınlatma işlemlerini içeriyor. Sesli düşünmüyorum, ama bence oldukça sıradan bir süreç. Öncelikle, modelleme kısmı var. Yani, yatak, masa, sandalye gibi şeyleri oluşturacaksınız. Çok karmaşık değil, ama uzun sürüyor. Her şeyi yerleştirmek ve düzeltmek için zaman harcamanız gerekecek. Yani, sabırlı olmanız lazım. Sonra dokulama kısmına geçiyoruz. Yani, her şeye uygun dokular eklemek. Bu da oldukça sıkıcı bir aşama. Renkleri seçmek ve dokuları ayarlamak, bazen can sıkıcı hale gelebiliyor. Belki de bir kahve alıp otursanız daha iyi olur. Aydınlatma kısmı ise biraz daha eğlenceli olabilir. Ama en azından benim için değil. Işık kaynaklarını ayarlamak ve gölgeleri kontrol etmek zaman alıyor. Sonuçta, her şeyin güzel görünmesi gerekiyor, ama bu aşamada da pek fazla heyecan yok. Sonuç olarak, isometrik bir yatak odası yapmak, ne yazık ki çok heyecan verici değil. Ama bir şeyler yaratmak isterseniz, belki de denemek isteyebilirsiniz. Yani, biraz sabır ve belki bir kahve ile işe koyulabilirsiniz. Neden olmasın, değil mi? #isometrik #Blender #yatakodası #modelleme #dokulama

Hayat bazen yalnız bir yolculuk gibi hissediliyor. İçimdeki boşluk, herkesin bir yere ait olduğu bir dünyada kaybolmuş gibi hissettiriyor. 💔 Günümüzde yaratıcı sektörlere erişimin zorluğu, sadece bir tartışma konusu değil; bu, birçok genç için bir hayalin kapısını kapatıyor. ISART Digital ve Fusion Jeunesse’in birlikte çalışarak bu engelleri aşma çabası, içimde bir umut ışığı yaksa da, o ışığın ne kadar uzağında olduğumu biliyorum. 🌧️ Bazen düşünmeden edemiyorum; acaba bu okul kapıları sadece bazılarına mı açık? Çeşitlilik ve kapsayıcılık üzerine yapılan konuşmalar, benim gibi hissettiğim insanlara ne kadar ulaşıyor? İçimdeki bu hüzün, kendimi dışlanmış ve unutulmuş hissettiriyor. Geleceğe dair hayallerim, sadece birer gölge gibi peşimi bırakmıyor. 😞 Görünüşte herkes bir araya gelirken, ben neden hala yalnızım? Diğerleri gibi kendimi ifade edememek, yaratmak istediğim şeylerin ardında kalmak, içimde büyüyen bir boşluğa dönüşüyor. Bu boşluk, bazen dayanılmaz bir acıya dönüşüyor. Belki de, toplumun dışına itilmişimdir; belki de bu yolculukta tek başıma yürümek zorundayım. ISART Digital ve Fusion Jeunesse gibi girişimler, bu yalnızlık hissini bir nebze hafifletebilir mi? Yoksa ben yine de yalnız mı kalacağım? Yaratıcı potansiyelimi ortaya koymak için savaşırken, içimdeki bu karanlıkla nasıl başa çıkacağım? 🖤 Bazen, kelimelerin bile yetersiz kaldığı anlar vardır. Yalnızlık, kalbimin en derin köşelerinde yankılanırken, tüm bu düşünceler içinde kayboluyorum. Hayatın sunduğu bu fırsatlar ben yokken geçip gidiyor gibi. Belki bir gün, benim gibi hisseden diğer ruhlarla buluşma şansım olur. Ama şimdi, sadece bu boşlukla baş başa kaldım. #yalnızlık #hayal #yaratıcılık #çeşitlilik #kapsayıcılık

3D animasyon dünyasına hoş geldiniz! ESMA, 1993'ten beri bu işin zirvesinde, dünya genelindeki en iyi okullar arasında yerini almış. Ne de olsa, 30 yılı aşkın bir süredir, ‘yaratıcılık’ ve ‘görsellik’ dendiğinde akla gelen ilk adreslerden biri haline gelmiş. Kimi zaman bu başarıyı kutlamak yerine sadece kahkahalarla karşılıyoruz. Bilmeyenler için söyleyelim, ESMA, 3D animasyon eğitimi veren bir okul. Yani evet, burada öğrenciler, gerçek hayatta karşılaşmadıkları karakterleri yaratıp, onlara hayat vermek için uzun saatler harcıyorlar. Gerçek hayatta bu kadar 'animasyon' yapmaya çalışsalar muhtemelen hastaneye kaldırılacakları kesin. Ama neyse ki, burada yapıyorlar. ESMA'nın başarısının sırrı, belki de eğitimin yanı sıra, öğretim üyelerinin sürekli ‘Hayal gücünüzü serbest bırakın!’ demelerinde gizli. Sonuçta, hayal gücüyle her şey mümkün. Gözlerimizin önünde dans eden 3D karakterler... Gerçekten de, hayal gücüyle yaratılan bu eserler, gerçek dünyadan kaçış için birebir. Tabii ki, bu başarı hikayesinin ardında, “Eğer bu okuldan mezun olursan, Hollywood kapılarını açar!” söylemi yatıyor. Yani, mezuniyet sonrası iş bulamayan bir öğrenci için bu, tam anlamıyla bir 'hayal kırıklığı' yaratabilir. Ama endişelenmeyin, 'ESMA mezunu' etiketiyle sosyal medyada biraz daha görünürlük kazanabilirsiniz. Sonuçta, hayal gücünüzü serbest bırakmanın yanı sıra, takipçi sayınızı da artırmak hiç fena bir fikir değil! Eğitim sürecinde, öğrenciler 3D animasyon dünyasının derinliklerine dalarken, öğretim üyeleri de “Başarıya giden yol zorluklarla doludur!” minvalinde motivasyon konuşmaları yapmayı ihmal etmiyor. Öğrenciler, belki de bu motivasyon konuşmalarını dinlerken akıllarından “Ne zorluğu, ben 12 saat bilgisayar başında oturuyorum!” geçiyordur. Sonuç itibarıyla, ESMA sadece bir okul değil, aynı zamanda bir ‘hayal dünyası’! Eğer siz de 3D animasyon dünyasında yer almak isterseniz, belki de bir gün ESMA'dan mezun olursunuz. Ama dikkat! Mezun olduktan sonra, gerçek hayatta o renkli karakterlerle karşılaşmak pek mümkün değil. En azından Instagram'da paylaştığınız fotoğraflar kadar renkli ve eğlenceli olmayı başarabilirsiniz. #ESMA #3DAnimasyon #Yaratıcılık #Eğitim #SosyalMedya

Bez da je uopće pregledao dijete, oftalmolog je počeo plakati u trenutku kad je vidio djevojčicu. Znao je da se dogodilo čudo ❤️ Pročitajte svjedočanstvo djevojčice bez očiju kojoj je Bog vratio oči i vid. Mama se sa suzama nastavila moliti za svoju novorođenu Marquitu sve dok se nije dogodio nešto značajno dok je čitala Evanđelje po Ivanu. Moj je otac bio ateist. Bilo je to prirodno jer su i njegov otac i djed bili ateisti. Mamu su odgojili roditelji koji su bili kršćani, ali dvije su njezine tete bili spiritistički mediji. Pokušavale za zainteresirati i moju majku za svoje okultističke seanse, ali čak i kao mala djevojčica, mama je znala da je to pogrešno. Mi djeca već smo bili u nevolji i prije nego smo došli na svijet. Moja starija sestra Marquita rodila se bez očiju; ja sam gotovo umro na porodu; moj mlađi brat Tim bio je rođen kao hemofiličar, a Natan, najmanji, bio je blizu smrti mnogo puta zbog ozbiljnih napada astme. Ja sam se rodio za jedne žestoke zimske oluje. Mama je bila pentekostalka i pozvala je dvije svoje prijateljice iz crkve da mole za nju tijekom poroda. Liječnik se teško borio s mećavom da stigne do naše kuće. Mama je mnoge sate imala trudove. Oluja je zadržala liječnika u našoj kući, tako da je i jeo i spavao tamo. Mamine su dvije molitvene suradnice molile s njom čitavo vrijeme i kad sam konačno bio rođen, svaka od njih držala je jednu maminu ruku i žarko molila. I mama je molila. Mama je znala da će sa mnom sve biti u redu iako sam bio blizu smrti. Ona je već naučila što Bog može učiniti. Pet godina ranije, kad su ona i tata očekivali svoje prvo dijete, mama je sanjala jedan strašan san: vidjela je svoje djetešce bez očiju. I to je upravo ono što se dogodilo – Marquita se rodila bez očnih jabučica. Reakcija na tu tragediju nije bila jednaka kod tate i mame. Tata je bio slomljen. Iako smo bili siromašni, tata je rekao najboljem oftalmologu u državi da će učiniti sve samo da njegova kći vidi. Nakon pregleda, liječnik je sa suzama u očima rekao mom ocu da ne troši novac: “Nema tog specijaliste koji bi mogao nešto učiniti; ona nema očnih jabučica.” Mama je prvih nekoliko dana nakon Marquitinog rođenja provela u kajanju. Osjećala se krivom što se udala za ateistu, te je provodila mnogo vremena tražeći Boga da joj oprosti. Zapravo je kao tinejdžerka osjećala poziv za misionarku u nekoj stranoj zemlji, ali nije bila poslušala Bogu jer se zaljubila u tatu. Mama se sa suzama nastavila moliti za svoju novorođenu Marquitu sve dok se nije dogodio nešto značajno dok je čitala Evanđelje po Ivanu. Učenici su pitali Isusa je li određeni čovjek rođen slijep zbog svoga vlastitog grijeha ili grijeha svojih roditelja. Isus im je odgovorio: “Nije sagriješio ni on ni roditelji njegovi, već je rođen slijep da bi se na njemu očitovala Božja djela.” Riječi tog retka podigle su se sa stranice Biblije u tri dimenzije. Mama je počela plakati od radosti i slaviti Boga. Nakon toga, svakog je dana nježno prala ljepljivu sluz koja je izlazila iz Marquitinih praznih očnih duplji, nadajući se novim očima. Njezine su sestre i susjedi mislili da joj se od žalosti poremetila pamet, jer im je neprestano govorila da će Bog Marquiti stvoriti oči. Dok je jednoga dana prala očne kapke sedam tjedana staroj bebi, primijetila je prvu suzu. Srce joj je eksplodiralo od uzbuđenja. Marquitini su očni kapci zatreptali, a zatim su se otvorili i otkrili dva prekrasna smeđa oka! Mama je počela vikati od ushićenja! Zgrabivši Marquitu u naručje, istrčala je iz kuće vičući svakome tko je mogao čuti: “Dođite pogledati moje malo čudo! Bog joj je dao oči!” Susjedi su dotrčali iz svih pravaca. Djed je radio u svom vrtu prilično daleko, ali je i on čuo viku i dotrčao. Zatim je požurio u mljekaru, gdje je radio tata, i rekao mu da odmah dođe kući. Kad je vidio Marquitu, tata je pao na krevet jecajući. Odmah je dao zavjet – pogrešno misleći da Bog to od njega traži – da nikada više neće pušiti. I nikada više nije zapalio cigaretu. Bez da je uopće pregledao dijete, oftalmolog je počeo plakati u trenutku kad je vidio Marquitu. Znao je da se dogodilo čudo. Liječnik je, priznajući da je jednom bio kršćanin, odmah na licu mjesta ponovo posvetio svoj život Bogu – i umro od srčanog udara nekoliko tjedana kasnije. Iako je prošlo mnogo godina, Marquitin vid odličan je do današnjeg dana. A njezina čudnovata priča dotakla je bezbrojne ljude. Autor: David F. Kelton

#okulist

Katolici zaista ne bi trebali slaviti Noć vještica! Fra Zvjezdan Linića komentirao je Noći vještica iz katoličkog pogleda, sugerirajući da slavljenje ovog praznika, popularnog u zapadnim kulturama, nije u skladu s kršćanskim načelima. Linić iznosi tezu da slavljenje Noći vještica dolazi iz poganskih korijena drevnih Kelta, čiji su obredi u davnim vremenima uključivali okultne i nasilne rituale u čast boga mrtvih. Prema Liniću, sudjelovanje u takvim običajima danas dovodi do neprikladnog veličanja smrti i nasilja, što može biti suprotno duhovnim vrijednostima kršćanske vjere. Noć vještica i njeni simboli, poput bundeva s demonskim licima i kostimi likova iz horor filmova, smatraju se znakovima poganskog nasljeđa, što vodi prema udaljavanju od katoličkih vrednota. Linić poziva roditelje i vjerske vođe da kritički razmotre učinke slavljenja Noći vještica na mlade te da jačaju kulturu koja slavi život, zajedništvo i sjećanje na preminule u duhu kršćanstva, posebno u kontekstu blagdana Svih svetih i Dušnog dana.