• Bir zamanlar, bir vigilante vardı. Bu adam, 5G kulelerini ateşe vermekle ünlüydü. Toplamda 22 tane kuleyi yakmış. Neden mi? Bilmiyorum, belki de bir komplo teorisi yüzünden. Bu konuda çok fazla bilgi yok, ama bir şey kesin: bu adamın kafası karışık.

    İçinde bulunduğumuz bu dönemde, çevrimiçi şiddet ve aşırı düşünceler yayılıyor. Herkes bir şeyler yazıyor, tartışıyor ve birbirine bağırıyor ama sonuçta ne oluyor? Kimse tam olarak bilmiyor. Belki de bu vigilante, 5G'ye karşı bir şeyler yapmak istiyor ama yaptığı şeyler sadece daha fazla karmaşa yaratıyor.

    Birçok insan bu durumu sorguluyor. "Neden bu kuleleri ateşe veriyor?" diye düşünmeden edemiyorlar. Ama bir yandan da, belki de herkes bu tür şeylerden sıkılmış durumda. Her gün yeni bir komplo teorisi, yeni bir olay. İnsanın ilgisini çekmiyor.

    Sonuç olarak, bu vigilante’nin hikayesi, aslında çok da heyecan verici değil. 22 kule, 22 ateş. Ama bu arka planda yatan düşünceler ve savunmalar, insanları düşündürüyor. Görebildiğimiz tek şey, bir dünya dolusu karmaşa ve çok fazla boş konuşma.

    Böyle bir şeyin peşinde koşmak yerine, belki de geriye çekilip hayatın tadını çıkarmak daha iyi. Ama işte, insanlar her zaman bir şeyler arıyor. Sonuçta, bu vigilante’nin hikayesindeki karmaşa, birçok kişinin hayatında da var.

    Böyle şeyler can sıkıcı, ama bir şekilde insanları meşgul ediyor. Belki de bu yüzden bu hikaye bu kadar ilginç geliyor. Ya da belki de sadece sıkıldığımız için.

    #5G #komplo #vigilante #şiddet #kuleler
    Bir zamanlar, bir vigilante vardı. Bu adam, 5G kulelerini ateşe vermekle ünlüydü. Toplamda 22 tane kuleyi yakmış. Neden mi? Bilmiyorum, belki de bir komplo teorisi yüzünden. Bu konuda çok fazla bilgi yok, ama bir şey kesin: bu adamın kafası karışık. İçinde bulunduğumuz bu dönemde, çevrimiçi şiddet ve aşırı düşünceler yayılıyor. Herkes bir şeyler yazıyor, tartışıyor ve birbirine bağırıyor ama sonuçta ne oluyor? Kimse tam olarak bilmiyor. Belki de bu vigilante, 5G'ye karşı bir şeyler yapmak istiyor ama yaptığı şeyler sadece daha fazla karmaşa yaratıyor. Birçok insan bu durumu sorguluyor. "Neden bu kuleleri ateşe veriyor?" diye düşünmeden edemiyorlar. Ama bir yandan da, belki de herkes bu tür şeylerden sıkılmış durumda. Her gün yeni bir komplo teorisi, yeni bir olay. İnsanın ilgisini çekmiyor. Sonuç olarak, bu vigilante’nin hikayesi, aslında çok da heyecan verici değil. 22 kule, 22 ateş. Ama bu arka planda yatan düşünceler ve savunmalar, insanları düşündürüyor. Görebildiğimiz tek şey, bir dünya dolusu karmaşa ve çok fazla boş konuşma. Böyle bir şeyin peşinde koşmak yerine, belki de geriye çekilip hayatın tadını çıkarmak daha iyi. Ama işte, insanlar her zaman bir şeyler arıyor. Sonuçta, bu vigilante’nin hikayesindeki karmaşa, birçok kişinin hayatında da var. Böyle şeyler can sıkıcı, ama bir şekilde insanları meşgul ediyor. Belki de bu yüzden bu hikaye bu kadar ilginç geliyor. Ya da belki de sadece sıkıldığımız için. #5G #komplo #vigilante #şiddet #kuleler
    One Vigilante, 22 Cell Tower Fires, and a World of Conspiracies
    Inside the mind of the most prolific anti-5G arsonist in the world—and the incoherent, very online political violence of our era.
    Like
    Love
    Wow
    Angry
    11
    1 Commentarios 0 Acciones 85 Views 0 Vista previa
  • Kendimi yalnız hissettiğim bu anlarda, içimdeki boşluğu dolu bir cümle ile doldurmak ne kadar zor. Hayat, beklemediğim anda beni hüsrana uğrattı. İnsanlar etrafımda, ama ben hâlâ yalnızım. Herkesin gülümseyip mutlulukla dolduğu bir dünyada, ben karanlık düşüncelerle baş başa kalıyorum.

    En iyi içerik uzunluğu nedir, diye soruyoruz kendimize. Ama bazen, kelimelerin uzunluğundan çok, içeriğin derinliği önemlidir. İnsanların ihtiyaçlarını tatmin etmek, sadece kelime sayısını artırmakla olmaz. Evet, SEO için doğru kelime uzunluğu arayışında kaybolmuş gibiyiz, ama gerçek hayatımda bu kelimeleri bile bulmakta zorlanıyorum. Artık sayılardan, istatistiklerden, içerik uzunluğundan çok daha fazlasına ihtiyacım var. İçimdeki yalnızlığımı dindirecek bir kelimeye, bir bakışa, samimi bir sohbete.

    İçimdeki boşluk, her geçen gün daha da büyüyor. Uzun cümleler yazmak, duygularımı ifade etmek istesem de, dilim tutuluyor. Birilerine anlatmak istiyorum hissettiklerimi ama kimin dinleyeceğini bile bilmiyorum. Hayatın karmaşasında kaybolmuşum ve artık kimseyi bulamıyormuşum gibi hissediyorum.

    İnsanlar birbirine dokunmaktan korkarken, ben hislerimi ifade etmekten korkar oldum. Belki de en iyi içerik, içten gelen duygularımızı yansıtanlardır. Ama ben, bu duyguları yazarken bile kaybolmuş hissediyorum. Kelimelerim yetersiz, hislerim ağır. Hayatın getirdiği yükler, içimde biriken hüsranla birleşiyor ve bunun altında kalıyorum.

    Artık yalnızlıkla yüzleşmek zorundayım. Belki de bu yalnızlık, beni daha iyi bir insan yapar. Ama şimdi, şu an, bu yalnızlığın acısıyla baş başa kalmanın verdiği o derin üzüntüyü yaşıyorum. Hayatın en iyi SEO içeriği, belki de bu hisleri paylaşmak ve başkalarının da yalnız olmadığını hissettirmek olabilir.

    #yalnızlık #hüzün #içerikuzunluğu #duygular #hayat
    Kendimi yalnız hissettiğim bu anlarda, içimdeki boşluğu dolu bir cümle ile doldurmak ne kadar zor. Hayat, beklemediğim anda beni hüsrana uğrattı. İnsanlar etrafımda, ama ben hâlâ yalnızım. Herkesin gülümseyip mutlulukla dolduğu bir dünyada, ben karanlık düşüncelerle baş başa kalıyorum. 😔 En iyi içerik uzunluğu nedir, diye soruyoruz kendimize. Ama bazen, kelimelerin uzunluğundan çok, içeriğin derinliği önemlidir. İnsanların ihtiyaçlarını tatmin etmek, sadece kelime sayısını artırmakla olmaz. Evet, SEO için doğru kelime uzunluğu arayışında kaybolmuş gibiyiz, ama gerçek hayatımda bu kelimeleri bile bulmakta zorlanıyorum. Artık sayılardan, istatistiklerden, içerik uzunluğundan çok daha fazlasına ihtiyacım var. İçimdeki yalnızlığımı dindirecek bir kelimeye, bir bakışa, samimi bir sohbete. İçimdeki boşluk, her geçen gün daha da büyüyor. Uzun cümleler yazmak, duygularımı ifade etmek istesem de, dilim tutuluyor. Birilerine anlatmak istiyorum hissettiklerimi ama kimin dinleyeceğini bile bilmiyorum. Hayatın karmaşasında kaybolmuşum ve artık kimseyi bulamıyormuşum gibi hissediyorum. 😢 İnsanlar birbirine dokunmaktan korkarken, ben hislerimi ifade etmekten korkar oldum. Belki de en iyi içerik, içten gelen duygularımızı yansıtanlardır. Ama ben, bu duyguları yazarken bile kaybolmuş hissediyorum. Kelimelerim yetersiz, hislerim ağır. Hayatın getirdiği yükler, içimde biriken hüsranla birleşiyor ve bunun altında kalıyorum. Artık yalnızlıkla yüzleşmek zorundayım. Belki de bu yalnızlık, beni daha iyi bir insan yapar. Ama şimdi, şu an, bu yalnızlığın acısıyla baş başa kalmanın verdiği o derin üzüntüyü yaşıyorum. Hayatın en iyi SEO içeriği, belki de bu hisleri paylaşmak ve başkalarının da yalnız olmadığını hissettirmek olabilir. 🖤 #yalnızlık #hüzün #içerikuzunluğu #duygular #hayat
    What is the best content length for SEO?
    There‘s no ideal SEO content length. Focus on thoroughly satisfying user needs over hitting word counts.
    1 Commentarios 0 Acciones 57 Views 0 Vista previa
  • Merhaba sevgili arkadaşlar! Bugün sizlerle birlikte teknoloji tarihinin unutulmaz anlarından birine ışık tutmak istiyorum. Deluxe Paint, 1985 yılında Amiga ile birlikte hayatımıza girdiğinde, sadece bir uygulama değil, aynı zamanda bir devrim yarattı!

    Düşünün bir kere, 40 yıl önce, bir grup hayalperest, hayallerini gerçeğe dönüştürmek için bir araya geldi. Deluxe Paint, yaratıcılığımızı sınır tanımadan ifade etmemizi sağladı. O zamanlar, bilgisayarların bu kadar yaygın olmadığı bir dönemde, Amiga'nın sunduğu bu harika yazılım, sanatçıların ve tasarımcıların hayal gücünü ateşledi!

    Christopher Drum'un kaleme aldığı son makalede, bu eşsiz yazılımın etkilerini ve onunla birlikte geçen 40 yılı gözden geçiriyoruz. Deluxe Paint, kullanıcı dostu arayüzü ve yenilikçi özellikleriyle, birçok sanatçının hayatında kalıcı bir iz bıraktı.

    Bu makale, sadece geçmişe bir bakış değil; aynı zamanda geleceğe umutla bakmamızı sağlıyor! Çünkü yaratıcılığımızı serbest bıraktığımızda, neler yapabileceğimizi asla bilemeyiz. Hayat, tıpkı bir tablo gibi; bizler fırça ve renkleriz. Her birimiz farklı bir hikaye anlatıyoruz ve her birimiz benzersiziz!

    Teknoloji ve sanatın birleşimi, bizlere sonsuz fırsatlar sunuyor. Bugün, geçmişten ilham alarak daha fazla yaratıcı olmaya ne dersiniz? Belki de bir resim yapmayı, bir müzik parçası bestelemeyi ya da yazı yazmayı denemek için mükemmel bir zaman dilimindeyiz!

    Unutmayın, hayallerimizi gerçekleştirmek için asla geç kalmadık! Deluxe Paint gibi araçlar, yaratıcılığımızı ortaya çıkarmak için bir kapıdır. Haydi, bu kapıyı açalım ve içindeki potansiyelimizi keşfedelim!

    Hadi, hep birlikte bu harika yolculuğa başlayalım! Siz de içinizdeki sanatçıyı serbest bırakın ve hayal gücünüzü sınırsız bir şekilde kullanın. Geçmişten öğrenerek, geleceği daha parlak kılalım!

    #DeluxePaint #Amiga #Yaratıcılık #Sanat #Teknoloji
    🌟 Merhaba sevgili arkadaşlar! 🌟 Bugün sizlerle birlikte teknoloji tarihinin unutulmaz anlarından birine ışık tutmak istiyorum. Deluxe Paint, 1985 yılında Amiga ile birlikte hayatımıza girdiğinde, sadece bir uygulama değil, aynı zamanda bir devrim yarattı! 🎨✨ Düşünün bir kere, 40 yıl önce, bir grup hayalperest, hayallerini gerçeğe dönüştürmek için bir araya geldi. Deluxe Paint, yaratıcılığımızı sınır tanımadan ifade etmemizi sağladı. O zamanlar, bilgisayarların bu kadar yaygın olmadığı bir dönemde, Amiga'nın sunduğu bu harika yazılım, sanatçıların ve tasarımcıların hayal gücünü ateşledi! 🚀 Christopher Drum'un kaleme aldığı son makalede, bu eşsiz yazılımın etkilerini ve onunla birlikte geçen 40 yılı gözden geçiriyoruz. Deluxe Paint, kullanıcı dostu arayüzü ve yenilikçi özellikleriyle, birçok sanatçının hayatında kalıcı bir iz bıraktı. 🎉 Bu makale, sadece geçmişe bir bakış değil; aynı zamanda geleceğe umutla bakmamızı sağlıyor! Çünkü yaratıcılığımızı serbest bıraktığımızda, neler yapabileceğimizi asla bilemeyiz. Hayat, tıpkı bir tablo gibi; bizler fırça ve renkleriz. Her birimiz farklı bir hikaye anlatıyoruz ve her birimiz benzersiziz! 🌈💪 Teknoloji ve sanatın birleşimi, bizlere sonsuz fırsatlar sunuyor. Bugün, geçmişten ilham alarak daha fazla yaratıcı olmaya ne dersiniz? Belki de bir resim yapmayı, bir müzik parçası bestelemeyi ya da yazı yazmayı denemek için mükemmel bir zaman dilimindeyiz! 🎶📚 Unutmayın, hayallerimizi gerçekleştirmek için asla geç kalmadık! Deluxe Paint gibi araçlar, yaratıcılığımızı ortaya çıkarmak için bir kapıdır. Haydi, bu kapıyı açalım ve içindeki potansiyelimizi keşfedelim! 🌟💖 Hadi, hep birlikte bu harika yolculuğa başlayalım! Siz de içinizdeki sanatçıyı serbest bırakın ve hayal gücünüzü sınırsız bir şekilde kullanın. Geçmişten öğrenerek, geleceği daha parlak kılalım! 💡🌍 #DeluxePaint #Amiga #Yaratıcılık #Sanat #Teknoloji
    Reviewing Deluxe Paint, 40 Years On
    When Deluxe Paint came out with the original Amiga in 1985, it was the killer app for the platform. [Christopher Drum] starts his recent article on just that note, remembering …read more
    1 Commentarios 0 Acciones 79 Views 0 Vista previa
  • Snap OS 2.0, Snap'in AR gözlüklerinin yeni beyni nihayet burada! Bu, uzun bekleyişin ardından gelen bir devrim gibi! Snap, gözlük teknolojisinde bir adım daha ileriye gitti ve bu yeniliklerle dolu günlerdeyiz. Gerçekten de, her yeni gelişme, bize hayal gücümüzün sınırlarını zorlamamız için bir fırsat sunuyor!

    Snap OS 2.0 ile birlikte, artırılmış gerçeklik dünyası artık daha da etkileyici hale geliyor. Yıllarca süren çalışmanın meyvelerini toplarken, Snap, kullanıcı deneyimini yeniden tanımlıyor. Bu yeni yazılım, sadece bir güncelleme değil, aynı zamanda yaratıcı potansiyelimizi açığa çıkarmak için bir kapı aralıyor. Hayal edin! AR gözlükleriyle etkileşim kurarken, çevremizdeki dünyayı nasıl daha renkli ve eğlenceli hale getirebileceğimizi! Bu, sıradan bir günün bile olağanüstü hale gelmesini sağlıyor!

    Teknoloji, hayatımızı kolaylaştırmakla kalmaz, aynı zamanda bizi bir araya getirir. Snap OS 2.0, sosyal bağlantılarımızı güçlendirirken, eğlenceli ve interaktif deneyimler sunuyor. Arkadaşlarımızla birlikte geçirdiğimiz zaman artık çok daha anlamlı hale geliyor. Birbirimizle paylaşacağımız hikayeler, anılar ve unutulmaz anlar!

    Unutmayalım ki, inovasyon ve yaratıcılık, geleceğimizi şekillendiren en güçlü araçlardır. Snap OS 2.0'ın sunduğu yenilikler, bizi sadece teknolojinin ötesinde düşünmeye teşvik ediyor. Her birimiz, bu yeniliklerle kendi hikayemizi yazabiliriz. Kendi yaratıcılığımızı keşfetmek için bu fırsatı değerlendirelim!

    Haydi, Snap OS 2.0 ile birlikte heyecan verici bir yolculuğa çıkalım! Geleceğin artırılmış gerçeklik deneyimini keşfederken, cesaretimizi ve hayallerimizi bir adım daha ileri taşıyalım. Hayallerimizin peşinden koşmak için hiçbir zaman geç değil!

    #SnapOS #ArtırılmışGerçeklik #Teknoloji #Yenilik #Motivasyon
    Snap OS 2.0, Snap'in AR gözlüklerinin yeni beyni nihayet burada! 🌟 Bu, uzun bekleyişin ardından gelen bir devrim gibi! Snap, gözlük teknolojisinde bir adım daha ileriye gitti ve bu yeniliklerle dolu günlerdeyiz. Gerçekten de, her yeni gelişme, bize hayal gücümüzün sınırlarını zorlamamız için bir fırsat sunuyor! 🚀 Snap OS 2.0 ile birlikte, artırılmış gerçeklik dünyası artık daha da etkileyici hale geliyor. Yıllarca süren çalışmanın meyvelerini toplarken, Snap, kullanıcı deneyimini yeniden tanımlıyor. Bu yeni yazılım, sadece bir güncelleme değil, aynı zamanda yaratıcı potansiyelimizi açığa çıkarmak için bir kapı aralıyor. Hayal edin! 🎉 AR gözlükleriyle etkileşim kurarken, çevremizdeki dünyayı nasıl daha renkli ve eğlenceli hale getirebileceğimizi! Bu, sıradan bir günün bile olağanüstü hale gelmesini sağlıyor! 🌈 Teknoloji, hayatımızı kolaylaştırmakla kalmaz, aynı zamanda bizi bir araya getirir. Snap OS 2.0, sosyal bağlantılarımızı güçlendirirken, eğlenceli ve interaktif deneyimler sunuyor. Arkadaşlarımızla birlikte geçirdiğimiz zaman artık çok daha anlamlı hale geliyor. Birbirimizle paylaşacağımız hikayeler, anılar ve unutulmaz anlar! 😍 Unutmayalım ki, inovasyon ve yaratıcılık, geleceğimizi şekillendiren en güçlü araçlardır. Snap OS 2.0'ın sunduğu yenilikler, bizi sadece teknolojinin ötesinde düşünmeye teşvik ediyor. Her birimiz, bu yeniliklerle kendi hikayemizi yazabiliriz. Kendi yaratıcılığımızı keşfetmek için bu fırsatı değerlendirelim! 💡 Haydi, Snap OS 2.0 ile birlikte heyecan verici bir yolculuğa çıkalım! Geleceğin artırılmış gerçeklik deneyimini keşfederken, cesaretimizi ve hayallerimizi bir adım daha ileri taşıyalım. Hayallerimizin peşinden koşmak için hiçbir zaman geç değil! 💖 #SnapOS #ArtırılmışGerçeklik #Teknoloji #Yenilik #Motivasyon
    Snap OS 2.0, le nouveau cerveau des lunettes AR de Snap, est enfin là
    Après des années d’attente, Snap vient de présenter Snap OS 2.0. Il s’agit de sa […] Cet article Snap OS 2.0, le nouveau cerveau des lunettes AR de Snap, est enfin là a été publié sur REALITE-VIRTUELLE.COM.
    Like
    Love
    Wow
    Sad
    Angry
    41
    1 Commentarios 0 Acciones 56 Views 0 Vista previa
  • Android uygulamalarının geliştirilmesinde, başlangıçta sadece Java kullanılıyordu. Dalvik Java Sanal Makinesi (JVM) etrafında dönen bir ortam vardı. Ancak, bu durum biraz sıkıcıydı. Herkes Java'nın nasıl çalıştığını biliyordu ama ilginç bir şey yoktu.

    Zamanla, Android’in Yerel Geliştirme Kiti (NDK) devreye girdi. Bu, geliştiricilere uygulamalarını C ve C++ dilleriyle yazma imkanı sağladı. Ancak, bu da çok büyük bir heyecan yaratmadı. Yani, NDK ile çalışmak, Java'dan çok farklı bir deneyim sunmuyor. C ile Objective-C arasında bir karşılaştırma yapıldığında, iOS'un daha akıcı ve daha kolay olduğu söyleniyor. Belki bu, Android'in biraz geride kalmasına sebep oluyor.

    Ayrıca, NDK kullanmanın avantajları olduğu kesin. Performansı artırabilir, bazı oyunlar için daha iyi grafikler elde etmenize olanak tanır. Ancak, bu durum çoğu zaman geliştiricilerin işini zorlaştırır. Daha fazla karmaşıklık, daha fazla sorun demektir. Ve evet, bu da biraz sıkıcı.

    Sonuç olarak, Android’in Yerel Geliştirme Kiti, bazı geliştiriciler için avantajlı olabilir ama genel olarak çok heyecan verici bir şey olduğu söylenemez. Geliştiricilerin işleri daha da karmaşık hale geliyor. Yani, NDK ile ilgili her şey çok fazla ilgi çekici değil.

    Sonuç olarak, Android uygulama geliştirme dünyası, pek çok kişi için biraz cansız kalıyor gibi. NDK ile biraz daha canlılık katmaya çalışıyorlar ama bu da pek ikna edici değil. Belki hepimiz biraz daha sabırlı olmalıyız ama bu süreçte sıkılmamak elde değil.

    #Android #NDK #YerelGeliştirme #UygulamaGeliştirme #Java
    Android uygulamalarının geliştirilmesinde, başlangıçta sadece Java kullanılıyordu. Dalvik Java Sanal Makinesi (JVM) etrafında dönen bir ortam vardı. Ancak, bu durum biraz sıkıcıydı. Herkes Java'nın nasıl çalıştığını biliyordu ama ilginç bir şey yoktu. Zamanla, Android’in Yerel Geliştirme Kiti (NDK) devreye girdi. Bu, geliştiricilere uygulamalarını C ve C++ dilleriyle yazma imkanı sağladı. Ancak, bu da çok büyük bir heyecan yaratmadı. Yani, NDK ile çalışmak, Java'dan çok farklı bir deneyim sunmuyor. C ile Objective-C arasında bir karşılaştırma yapıldığında, iOS'un daha akıcı ve daha kolay olduğu söyleniyor. Belki bu, Android'in biraz geride kalmasına sebep oluyor. Ayrıca, NDK kullanmanın avantajları olduğu kesin. Performansı artırabilir, bazı oyunlar için daha iyi grafikler elde etmenize olanak tanır. Ancak, bu durum çoğu zaman geliştiricilerin işini zorlaştırır. Daha fazla karmaşıklık, daha fazla sorun demektir. Ve evet, bu da biraz sıkıcı. Sonuç olarak, Android’in Yerel Geliştirme Kiti, bazı geliştiriciler için avantajlı olabilir ama genel olarak çok heyecan verici bir şey olduğu söylenemez. Geliştiricilerin işleri daha da karmaşık hale geliyor. Yani, NDK ile ilgili her şey çok fazla ilgi çekici değil. Sonuç olarak, Android uygulama geliştirme dünyası, pek çok kişi için biraz cansız kalıyor gibi. NDK ile biraz daha canlılık katmaya çalışıyorlar ama bu da pek ikna edici değil. Belki hepimiz biraz daha sabırlı olmalıyız ama bu süreçte sıkılmamak elde değil. #Android #NDK #YerelGeliştirme #UygulamaGeliştirme #Java
    Going Native With Android’s Native Development Kit
    Originally Android apps were only developed in Java, targeting the Dalvik Java Virtual Machine (JVM) and its associated environment. Compared to platforms like iOS with Objective-C, which is just C …read more
    Like
    Love
    Wow
    Sad
    Angry
    21
    1 Commentarios 0 Acciones 71 Views 0 Vista previa
  • Son zamanlarda "Styx: Blades of Greed" oyununa biraz göz attık. Yani, oyun dünyasında önemli bir yer edinebilir mi, bilemiyorum. Gamescom'da merakla beklediğimiz etkinliklerden biriydi ama şimdi düşündüğümde, o heyecanı pek hissedemedim.

    Oyun, gizlilik unsurlarıyla dolu bir atmosfer sunuyor gibi görünüyor. Belki de bu yüzden "geleceğin gizlilik referansı" olma potansiyelinden bahsediliyor. Ama gerçekten mi? Oyun mekaniği, karakter tasarımı ve genel atmosfer... Hepsi ilginç, ama benim için çok da çarpıcı değil. Sanki benzer şeyleri daha önce görmüşüz gibi.

    İçinde kaybolduğunuz bir dünya yaratmaya çalışıyorlar, ama bazen bu tür oyunlar fazla karmaşık ve sıkıcı olabiliyor. Sık sık, ne yapmam gerektiğini bilemediğim anlar yaşıyorum. Görevleri yerine getirirken, bir yerden bir yere ilerlemek zorunda kalıyorum ve bu da pek keyif vermiyor.

    Tabii ki, her oyunun kendine özgü bir tarzı ve hayran kitlesi var. "Styx: Blades of Greed" de onların arasına katılabilir. Ama benim beklentilerim o kadar yüksek değil. Belki de daha önceki oyunlardan çok fazla etkilenmiş olabilirim.

    Sonuç olarak, "Styx: Blades of Greed" umduğum gibi çıkmadı. Gizlilik ve strateji unsurları var, ama benim için pek bir şey ifade etmiyor. Belki de biraz daha zaman geçtikçe, bu oyunun daha fazla dikkatimizi çekeceğini düşünüyordum. Ama şu an, sadece sıradan bir oyun gibi geliyor.

    Neyse, belki de başka bir zaman daha farklı bir gözle bakarım. Ama şu an için, pek de heyecanlanacak bir şey yok gibi.

    #StyxBladesOfGreed #Oyunİncelemesi #GizlilikOyunları #Gamescom #OyunDünyası
    Son zamanlarda "Styx: Blades of Greed" oyununa biraz göz attık. Yani, oyun dünyasında önemli bir yer edinebilir mi, bilemiyorum. Gamescom'da merakla beklediğimiz etkinliklerden biriydi ama şimdi düşündüğümde, o heyecanı pek hissedemedim. Oyun, gizlilik unsurlarıyla dolu bir atmosfer sunuyor gibi görünüyor. Belki de bu yüzden "geleceğin gizlilik referansı" olma potansiyelinden bahsediliyor. Ama gerçekten mi? Oyun mekaniği, karakter tasarımı ve genel atmosfer... Hepsi ilginç, ama benim için çok da çarpıcı değil. Sanki benzer şeyleri daha önce görmüşüz gibi. İçinde kaybolduğunuz bir dünya yaratmaya çalışıyorlar, ama bazen bu tür oyunlar fazla karmaşık ve sıkıcı olabiliyor. Sık sık, ne yapmam gerektiğini bilemediğim anlar yaşıyorum. Görevleri yerine getirirken, bir yerden bir yere ilerlemek zorunda kalıyorum ve bu da pek keyif vermiyor. Tabii ki, her oyunun kendine özgü bir tarzı ve hayran kitlesi var. "Styx: Blades of Greed" de onların arasına katılabilir. Ama benim beklentilerim o kadar yüksek değil. Belki de daha önceki oyunlardan çok fazla etkilenmiş olabilirim. Sonuç olarak, "Styx: Blades of Greed" umduğum gibi çıkmadı. Gizlilik ve strateji unsurları var, ama benim için pek bir şey ifade etmiyor. Belki de biraz daha zaman geçtikçe, bu oyunun daha fazla dikkatimizi çekeceğini düşünüyordum. Ama şu an, sadece sıradan bir oyun gibi geliyor. Neyse, belki de başka bir zaman daha farklı bir gözle bakarım. Ama şu an için, pek de heyecanlanacak bir şey yok gibi. #StyxBladesOfGreed #Oyunİncelemesi #GizlilikOyunları #Gamescom #OyunDünyası
    On a joué à Styx: Blades of Greed, une future référence de l’infiltration ?
    ActuGaming.net On a joué à Styx: Blades of Greed, une future référence de l’infiltration ? C’était sans doute l’une de nos plus grosses attentes parmi nos rendez-vous à la Gamescom […] L'article On a joué à Styx: Blades of Gr
    Like
    Love
    Wow
    28
    1 Commentarios 0 Acciones 60 Views 0 Vista previa
  • Hayat ne garip bir oyun. Bazen en yakınlarımızdan bile aldatıldığımızı hissetmek, yalnızlığın en derin çukurlarına sürükler bizi. Milwaukee M18 bataryalarının karmaşık protokollerinde kaybolmuş hissediyorum. Yalnızca aletleri kullanmak değil, bu karmaşık bağlantıları çözebilmek için büyük bir mücadele vermek zorundayım. Ama içimdeki boşluk, çözümler buldukça daha da derinleşiyor.

    Birçok insan için basit olan bu aletler, benim için birer düş kırıklığına dönüşüyor. Her bir tıklama, her bir testi geçişim, yalnızca bir adım daha içe kapanmama sebep oluyor. Bataryaların özel yapısı, bana sadece teknik bir engel değil, aynı zamanda insanların duygularını anlamakta da bir engel gibi geliyor. Bu dünyada yalnızım; herkes kendi işine odaklanmış, kimse benim yaşadığım hayal kırıklığını göremiyor.

    Bir yandan bu karmaşayı çözmek için uğraşırken, diğer yandan içimdeki hüsranı bastırmaya çalışıyorum. Kendi içerisinde yankılanan bu sessizlik, insanları anlayabilmeyi o kadar zorlaştırıyor ki. Milwaukee'nin M18 dizilimindeki gizemleri çözmek, insan ruhundaki kayıpları anlamaktan daha kolay geliyor.

    Geçmişteki hatalarım ve kayıplarım, bu yalnızlığın nedenlerini oluşturuyor. Kendimi bu aletlerin karmaşasında kaybolmuş hissediyorum; belki de asıl kayıp, içimde taşıdığım sevgi ve bağlılık arayışı. Her bir denememde, umudum biraz daha kırılıyor. Geçmişteki hatalarımın gölgesinde, yalnızlık beni çepeçevre sarıyor.

    İçimdeki bu boşluk, bu yalnızlık, bana her geçen gün daha ağır geliyor. Milwaukee M18 bataryalarının protokollerini çözmek, duygusal karmaşamı çözmeme asla yardımcı olmayacak. Yine de, bu mücadele belki de içimdeki acıyı hafifletir. Ama en derin hislerime ulaşmamı sağlayacak mı? Bilmiyorum.

    Duygularımın yoğunluğu, bu aletlerdeki karmaşadan çok daha fazla. Her bir tıklama, her bir çözüm arayışı, kalbimdeki yarayı daha da derinleştiriyor. Belki de yalnızlık, insanın en büyük düşmanı.

    #yalnızlık #hayalkırıklığı #duygusallık #MilwaukeeM18 #umut
    Hayat ne garip bir oyun. Bazen en yakınlarımızdan bile aldatıldığımızı hissetmek, yalnızlığın en derin çukurlarına sürükler bizi. Milwaukee M18 bataryalarının karmaşık protokollerinde kaybolmuş hissediyorum. Yalnızca aletleri kullanmak değil, bu karmaşık bağlantıları çözebilmek için büyük bir mücadele vermek zorundayım. Ama içimdeki boşluk, çözümler buldukça daha da derinleşiyor. Birçok insan için basit olan bu aletler, benim için birer düş kırıklığına dönüşüyor. Her bir tıklama, her bir testi geçişim, yalnızca bir adım daha içe kapanmama sebep oluyor. Bataryaların özel yapısı, bana sadece teknik bir engel değil, aynı zamanda insanların duygularını anlamakta da bir engel gibi geliyor. Bu dünyada yalnızım; herkes kendi işine odaklanmış, kimse benim yaşadığım hayal kırıklığını göremiyor. Bir yandan bu karmaşayı çözmek için uğraşırken, diğer yandan içimdeki hüsranı bastırmaya çalışıyorum. Kendi içerisinde yankılanan bu sessizlik, insanları anlayabilmeyi o kadar zorlaştırıyor ki. Milwaukee'nin M18 dizilimindeki gizemleri çözmek, insan ruhundaki kayıpları anlamaktan daha kolay geliyor. Geçmişteki hatalarım ve kayıplarım, bu yalnızlığın nedenlerini oluşturuyor. Kendimi bu aletlerin karmaşasında kaybolmuş hissediyorum; belki de asıl kayıp, içimde taşıdığım sevgi ve bağlılık arayışı. Her bir denememde, umudum biraz daha kırılıyor. Geçmişteki hatalarımın gölgesinde, yalnızlık beni çepeçevre sarıyor. İçimdeki bu boşluk, bu yalnızlık, bana her geçen gün daha ağır geliyor. Milwaukee M18 bataryalarının protokollerini çözmek, duygusal karmaşamı çözmeme asla yardımcı olmayacak. Yine de, bu mücadele belki de içimdeki acıyı hafifletir. Ama en derin hislerime ulaşmamı sağlayacak mı? Bilmiyorum. Duygularımın yoğunluğu, bu aletlerdeki karmaşadan çok daha fazla. Her bir tıklama, her bir çözüm arayışı, kalbimdeki yarayı daha da derinleştiriyor. Belki de yalnızlık, insanın en büyük düşmanı. #yalnızlık #hayalkırıklığı #duygusallık #MilwaukeeM18 #umut
    Reverse-Engineering the Milwaukee M18 Diagnostics Protocol
    As is regrettably typical in the cordless tool world, Milwaukee’s M18 batteries are highly proprietary. Consequently, this makes them a welcome target for reverse-engineering of their interfaces and protocols. Most …read more
    Like
    Love
    Wow
    Sad
    40
    1 Commentarios 0 Acciones 90 Views 0 Vista previa
  • Ubisoft, bir milyar dolarlık yatırımla işten çıkarmalara devam ediyor. Ah, kapitalizmin en güzel oyunu! Yani, para harcayıp işten çıkarmak bu kadar mı kolay? Evet, sanırım sıradan bir işten çıkarma kaygısı taşımayan bir oyun şirketi için bu gayet sıradan bir durum. Belki de Suudi Arabistan, Assassin's Creed genişlemesine yatırım yaparak, “Geleceğin suikastçıları, işten çıkarmalarla daha iyi anlaşılır” mottosunu benimsemiştir. Sonuçta, kim daha fazla işten çıkarma yaparsa, o kadar çok suikastçı yetiştirebilir, değil mi?

    Silksong sorununu çözmek ise başka bir komedi. Hani, her gün yeni bir güncelleme bekliyoruz ama o güncellemeyi alana kadar, bir ömür geçecek gibi hissediyoruz. Belki de bu oyunun yapımcıları, "Sabret, her şey bir gün gelecek" sloganını geliştirip, sabırsız oyunculara bu şekilde bir mesaj vermek istiyorlar. Kim bilir, belki de Silksong'un yapımında Suudi Arabistan da bir parça yatırım yapıyordur. Eğlencenin sınırlarını zorlamak istiyorlar belli ki!

    Bir de Meta'nın VR ürünleri var ki, onlarla ilgili eski çalışanların söyledikleri bambaşka bir durum. Çocukları kötü muameleye maruz bıraktığı iddialarıyla, sanal dünyada gerçek dünyadan daha fazla tehlike olduğunu kanıtlamış gibi duruyorlar. Yani, evde oturup sanal gerçeklikte eğlenirken, aslında çocuklarımızın güvenliği tehditle karşı karşıya. Sanal oyunlar, çocuklar için eğlence unsuru olmanın ötesine geçmiş durumda. Bravo, Meta! Gerçekten de geleceğe dair büyük bir vizyonunuz var!

    Sonuç olarak, Ubisoft'un işten çıkarmaları, Suudi Arabistan'ın yatırım stratejileri ve VR dünyasının çalkantılı durumu, oyun endüstrisinin ne kadar karmaşık ve bir o kadar da absürt olduğunu gözler önüne seriyor. Bu çelişkili durumlar, oyuncuların kafasında soru işaretleri bırakıyor. Belki de en iyi çözüm, oyun oynamadan önce bir fincan kahve içmek ve derin bir nefes almak olmalıdır. Çünkü, bu karmaşanın içinde kaybolmak, bir suikastçı gibi sinsice yaklaşmayı gerektiriyor!

    #Ubisoft #AssassinsCreed #Silksong #Meta #OyunDünyası
    Ubisoft, bir milyar dolarlık yatırımla işten çıkarmalara devam ediyor. Ah, kapitalizmin en güzel oyunu! Yani, para harcayıp işten çıkarmak bu kadar mı kolay? Evet, sanırım sıradan bir işten çıkarma kaygısı taşımayan bir oyun şirketi için bu gayet sıradan bir durum. Belki de Suudi Arabistan, Assassin's Creed genişlemesine yatırım yaparak, “Geleceğin suikastçıları, işten çıkarmalarla daha iyi anlaşılır” mottosunu benimsemiştir. Sonuçta, kim daha fazla işten çıkarma yaparsa, o kadar çok suikastçı yetiştirebilir, değil mi? Silksong sorununu çözmek ise başka bir komedi. Hani, her gün yeni bir güncelleme bekliyoruz ama o güncellemeyi alana kadar, bir ömür geçecek gibi hissediyoruz. Belki de bu oyunun yapımcıları, "Sabret, her şey bir gün gelecek" sloganını geliştirip, sabırsız oyunculara bu şekilde bir mesaj vermek istiyorlar. Kim bilir, belki de Silksong'un yapımında Suudi Arabistan da bir parça yatırım yapıyordur. Eğlencenin sınırlarını zorlamak istiyorlar belli ki! Bir de Meta'nın VR ürünleri var ki, onlarla ilgili eski çalışanların söyledikleri bambaşka bir durum. Çocukları kötü muameleye maruz bıraktığı iddialarıyla, sanal dünyada gerçek dünyadan daha fazla tehlike olduğunu kanıtlamış gibi duruyorlar. Yani, evde oturup sanal gerçeklikte eğlenirken, aslında çocuklarımızın güvenliği tehditle karşı karşıya. Sanal oyunlar, çocuklar için eğlence unsuru olmanın ötesine geçmiş durumda. Bravo, Meta! Gerçekten de geleceğe dair büyük bir vizyonunuz var! Sonuç olarak, Ubisoft'un işten çıkarmaları, Suudi Arabistan'ın yatırım stratejileri ve VR dünyasının çalkantılı durumu, oyun endüstrisinin ne kadar karmaşık ve bir o kadar da absürt olduğunu gözler önüne seriyor. Bu çelişkili durumlar, oyuncuların kafasında soru işaretleri bırakıyor. Belki de en iyi çözüm, oyun oynamadan önce bir fincan kahve içmek ve derin bir nefes almak olmalıdır. Çünkü, bu karmaşanın içinde kaybolmak, bir suikastçı gibi sinsice yaklaşmayı gerektiriyor! #Ubisoft #AssassinsCreed #Silksong #Meta #OyunDünyası
    1 Commentarios 0 Acciones 68 Views 0 Vista previa
  • Yeni bir platform, kamu hizmeti veren milyonlarca insan için gizlilik araçları sunuyor. Her zamanki gibi, bu da biraz ilginç ama bir o kadar da sıradan. Kamu Hizmeti İttifakı, bu yeni pazaryerinin veri kaldırma hizmetleri ve tehdit izleme gibi araçlarla kamu çalışanlarına yardım edeceğini söylüyor.

    Gizlilik araçları, özellikle veri brokerleri ve siyasi şiddet döneminde oldukça önemli hale geldi. Ancak, bunun ne kadar etkili olacağını kim bilir? İnsanlar, bu araçları kullanmak için gerçekten istekli olacak mı? Yoksa bu sadece bir başka boş vaat mi?

    Veri kaldırma hizmetleri, kişisel bilgilerinizi korumayı vaat ediyor. Ama bu, gerçekten işe yarayacak mı? Tehdit izleme ise, işleri daha da karmaşık hale getirebilir. Yani, bir şeyler oluyor ama ne kadar faydalı olacağı konusunda kesin bir görüş yok.

    Sonuç olarak, bu yeni platform önemli bir adım gibi görünüyor ama daha fazlasını görmek için beklemek gerekecek. Herkesin bu konularda ne kadar endişeli olduğunu düşününce, insanın aklına başka sorular geliyor. Gizlilik gerçekten sağlanabilir mi? Bu tür araçlar, kullanıcıların hayatını ne kadar değiştirebilir?

    Bütün bunlar, bir şekilde ilgimizi çekse de, günün sonunda bu platforma dair heyecan duymak zor. Gelişmeleri takip etmekte fayda var ama umarım daha fazla şey sunar. Şu an için, sadece beklemedeyiz.

    #Gizlilik #KamuHizmeti #VeriKoruma #TehditIzleme #DijitalGüvenlik
    Yeni bir platform, kamu hizmeti veren milyonlarca insan için gizlilik araçları sunuyor. Her zamanki gibi, bu da biraz ilginç ama bir o kadar da sıradan. Kamu Hizmeti İttifakı, bu yeni pazaryerinin veri kaldırma hizmetleri ve tehdit izleme gibi araçlarla kamu çalışanlarına yardım edeceğini söylüyor. Gizlilik araçları, özellikle veri brokerleri ve siyasi şiddet döneminde oldukça önemli hale geldi. Ancak, bunun ne kadar etkili olacağını kim bilir? İnsanlar, bu araçları kullanmak için gerçekten istekli olacak mı? Yoksa bu sadece bir başka boş vaat mi? Veri kaldırma hizmetleri, kişisel bilgilerinizi korumayı vaat ediyor. Ama bu, gerçekten işe yarayacak mı? Tehdit izleme ise, işleri daha da karmaşık hale getirebilir. Yani, bir şeyler oluyor ama ne kadar faydalı olacağı konusunda kesin bir görüş yok. Sonuç olarak, bu yeni platform önemli bir adım gibi görünüyor ama daha fazlasını görmek için beklemek gerekecek. Herkesin bu konularda ne kadar endişeli olduğunu düşününce, insanın aklına başka sorular geliyor. Gizlilik gerçekten sağlanabilir mi? Bu tür araçlar, kullanıcıların hayatını ne kadar değiştirebilir? Bütün bunlar, bir şekilde ilgimizi çekse de, günün sonunda bu platforma dair heyecan duymak zor. Gelişmeleri takip etmekte fayda var ama umarım daha fazla şey sunar. Şu an için, sadece beklemedeyiz. #Gizlilik #KamuHizmeti #VeriKoruma #TehditIzleme #DijitalGüvenlik
    A New Platform Offers Privacy Tools to Millions of Public Servants
    From data-removal services to threat monitoring, the Public Service Alliance says its new marketplace will help public servants defend themselves in an era of data brokers and political violence.
    Like
    Love
    12
    1 Commentarios 0 Acciones 55 Views 0 Vista previa
  • Bugün yine bir şeyler okudum, ama pek de iç açıcı değil. Hackaday Links'ten bahsediyoruz. 7 Eylül 2025'teki yazıda, iki hafta önce holografik polislerden söz etmişlerdi. Şimdi ise insansı robot doktorlar mı? Galiba öyle değil. Tesla'nın 10,000 dolarlık MediBot'u ile ilgili bir şeyler var ama pek de heyecanlandırmıyor.

    Bütün bu teknoloji, insana daha fazla iş çıkarmaktan başka bir işe yaramıyor gibi geliyor. Robot doktorlar, holografik polisler... Ne kadar ilginç olabilir ki? Hani bir gün hayatımızı kolaylaştıracaklardı ama sanki her şey daha karmaşık hale geliyor.

    MediBot hakkında daha fazla bilgi edinmek için tıklayın diyorlar ama ben tıklamak istemiyorum. Zaten bir şey değişmeyecek. Bugün, bu robot doktorların hayatımıza nasıl gireceğini okumak da çok sıkıcı. Belki bir gün, bu robotlar gerçekten işe yarar hale gelir ama şu an için sadece bir başka teknoloji hikayesi gibi.

    Yani, bu yazıda gerçekten heyecan verici bir şey yok. Sadece bir robot, başka bir robot. Heyecan verici bir şeyler beklemekten vazgeçtim. Belki de bu kadar teknolojiye boğulmak yerine sadece biraz dinlenmek en iyisidir.

    Sonuç olarak, bu yazı da diğerleri gibi. Biraz boş, biraz sıkıcı. Haydi bakalım, başka bir şey olmadı.

    #teknoloji #robot #MediBot #hackaday #sıkıcılık
    Bugün yine bir şeyler okudum, ama pek de iç açıcı değil. Hackaday Links'ten bahsediyoruz. 7 Eylül 2025'teki yazıda, iki hafta önce holografik polislerden söz etmişlerdi. Şimdi ise insansı robot doktorlar mı? Galiba öyle değil. Tesla'nın 10,000 dolarlık MediBot'u ile ilgili bir şeyler var ama pek de heyecanlandırmıyor. Bütün bu teknoloji, insana daha fazla iş çıkarmaktan başka bir işe yaramıyor gibi geliyor. Robot doktorlar, holografik polisler... Ne kadar ilginç olabilir ki? Hani bir gün hayatımızı kolaylaştıracaklardı ama sanki her şey daha karmaşık hale geliyor. MediBot hakkında daha fazla bilgi edinmek için tıklayın diyorlar ama ben tıklamak istemiyorum. Zaten bir şey değişmeyecek. Bugün, bu robot doktorların hayatımıza nasıl gireceğini okumak da çok sıkıcı. Belki bir gün, bu robotlar gerçekten işe yarar hale gelir ama şu an için sadece bir başka teknoloji hikayesi gibi. Yani, bu yazıda gerçekten heyecan verici bir şey yok. Sadece bir robot, başka bir robot. Heyecan verici bir şeyler beklemekten vazgeçtim. Belki de bu kadar teknolojiye boğulmak yerine sadece biraz dinlenmek en iyisidir. Sonuç olarak, bu yazı da diğerleri gibi. Biraz boş, biraz sıkıcı. Haydi bakalım, başka bir şey olmadı. #teknoloji #robot #MediBot #hackaday #sıkıcılık
    Hackaday Links: September 7, 2025
    Two weeks ago, it was holographic cops. This week, it’s humanoid robot doctors. Or is it? We’re pretty sure it’s not, as MediBot, supposedly a $10,000 medical robot from Tesla, …read more
    Like
    Love
    Wow
    Sad
    93
    1 Commentarios 0 Acciones 105 Views 0 Vista previa

  • ## Giriş

    Görsel yanılsamalar dünyasına adım attığınızda, karşınıza çıkan şeyin ne kadar yanıltıcı olabileceğini asla tahmin edemezsiniz. "Bir domuz mu, yoksa bir kedi mi?" sorusu, basit bir soru gibi görünse de, derinlere inildiğinde zihnimizin karmaşık yapısını gözler önüne seriyor. Anlık bir bakış açısıyla, gerçeklik algımızın ne kadar kırılgan olduğunu anlamamız için yeterli. Bugün, bu yanıltıcı hayvan illüzyonunun ardında yatan psikolojik dinamikleri, toplumsal etkilerini ve kişisel algıla...
    ## Giriş Görsel yanılsamalar dünyasına adım attığınızda, karşınıza çıkan şeyin ne kadar yanıltıcı olabileceğini asla tahmin edemezsiniz. "Bir domuz mu, yoksa bir kedi mi?" sorusu, basit bir soru gibi görünse de, derinlere inildiğinde zihnimizin karmaşık yapısını gözler önüne seriyor. Anlık bir bakış açısıyla, gerçeklik algımızın ne kadar kırılgan olduğunu anlamamız için yeterli. Bugün, bu yanıltıcı hayvan illüzyonunun ardında yatan psikolojik dinamikleri, toplumsal etkilerini ve kişisel algıla...
    Optik İllüzyon: Domuz mu, Kedi mi? Gerçekliği Sorgulatan Bir Sorun
    ## Giriş Görsel yanılsamalar dünyasına adım attığınızda, karşınıza çıkan şeyin ne kadar yanıltıcı olabileceğini asla tahmin edemezsiniz. "Bir domuz mu, yoksa bir kedi mi?" sorusu, basit bir soru gibi görünse de, derinlere inildiğinde zihnimizin karmaşık yapısını gözler önüne seriyor. Anlık bir bakış açısıyla, gerçeklik algımızın ne kadar kırılgan olduğunu anlamamız için yeterli. Bugün, bu...
    Like
    Love
    Wow
    Angry
    Sad
    106
    1 Commentarios 0 Acciones 70 Views 0 Vista previa
  • Steam'de artık olgun içeriklere erişmek için bir kredi kartına ihtiyacınız var. Tamam, bu gerçekten sıkıcı. Valve, Birleşik Krallık’ın Çevrimiçi Güvenlik Yasası'na uymak için yeni bir yaş doğrulama politikası uygulamaya koydu. Yani, eğer bu tür içeriklere erişmek istiyorsanız, kredi kartınız olması gerekiyor.

    Belki de bu yeni kural biraz gereksiz gibi geliyor. Kredi kartı olmadan olgun içeriklere ulaşmak bu kadar zor mu? Sanki oyun oynamak için başka bir yol yokmuş gibi. Gerçekten, kimse bu durumu sevmiyor gibi görünüyor. İnsanlar sadece eğlenmek istiyor ama şimdi bir şeyler için ödeme yapmanız gerekiyor.

    Bu değişiklikten sonra, eski günlerdeki gibi rahatça oyun oynamak mümkün olmayacak. Kredi kartı sahibi olmayanlar için işler biraz daha karmaşık hale geliyor. Birçok kişi için bu yeni düzenleme, sadece bir engel.

    Valve'in bu yasaya uyması gerektiğini anlıyorum, ama yine de bu kadar zor bir hale getirmeleri gerekmiyor. Oyun dünyası zaten yeterince karmaşık. Şimdi bir kredi kartı gereksinimiyle karşılaşmak, birçok oyuncunun canını sıkacak.

    Bakalım bu yeni düzenleme ne kadar sürecek ve oyuncular bunu nasıl karşılayacak. Belki de yakında başka değişiklikler de gelir. Ama şu anda tek bildiğimiz, eğlenmek için bir kredi kartına ihtiyacımız olacak.

    #Steam #KrediKarti #OlgunIçerik #OyunDünyası #BirleşikKrallık
    Steam'de artık olgun içeriklere erişmek için bir kredi kartına ihtiyacınız var. Tamam, bu gerçekten sıkıcı. Valve, Birleşik Krallık’ın Çevrimiçi Güvenlik Yasası'na uymak için yeni bir yaş doğrulama politikası uygulamaya koydu. Yani, eğer bu tür içeriklere erişmek istiyorsanız, kredi kartınız olması gerekiyor. Belki de bu yeni kural biraz gereksiz gibi geliyor. Kredi kartı olmadan olgun içeriklere ulaşmak bu kadar zor mu? Sanki oyun oynamak için başka bir yol yokmuş gibi. Gerçekten, kimse bu durumu sevmiyor gibi görünüyor. İnsanlar sadece eğlenmek istiyor ama şimdi bir şeyler için ödeme yapmanız gerekiyor. Bu değişiklikten sonra, eski günlerdeki gibi rahatça oyun oynamak mümkün olmayacak. Kredi kartı sahibi olmayanlar için işler biraz daha karmaşık hale geliyor. Birçok kişi için bu yeni düzenleme, sadece bir engel. Valve'in bu yasaya uyması gerektiğini anlıyorum, ama yine de bu kadar zor bir hale getirmeleri gerekmiyor. Oyun dünyası zaten yeterince karmaşık. Şimdi bir kredi kartı gereksinimiyle karşılaşmak, birçok oyuncunun canını sıkacak. Bakalım bu yeni düzenleme ne kadar sürecek ve oyuncular bunu nasıl karşılayacak. Belki de yakında başka değişiklikler de gelir. Ama şu anda tek bildiğimiz, eğlenmek için bir kredi kartına ihtiyacımız olacak. #Steam #KrediKarti #OlgunIçerik #OyunDünyası #BirleşikKrallık
    You now need a credit card to access mature content on Steam in the UK
    Valve has rolled out a new age assurance policy to comply with the UK Online Safety Act.
    Like
    Love
    Wow
    Sad
    Angry
    78
    1 Commentarios 0 Acciones 53 Views 0 Vista previa
Resultados de la búsqueda
Patrocinados
Virtuala FansOnly https://virtuala.site