• e-posta pazarlama, Klaviyo, tahminsel analitik, müşteri sadakati, gelir artırma, kampanya yönetimi, veri analizi

    ## Giriş

    E-posta pazarlama, dijital pazarlamanın önemli bir bileşenidir. Ancak, etkili bir strateji oluşturmak için doğru verileri analiz etmek ve bu verileri kullanarak tahminlerde bulunmak gereklidir. Klaviyo, tahminsel analitiği kullanarak e-posta pazarlama sonuçlarını nasıl iyileştirdiğini keşfetmek, işletmeler için önemli bir fırsattır. Bu yazıda, Klaviyo'nun tahminsel analitik...
    e-posta pazarlama, Klaviyo, tahminsel analitik, müşteri sadakati, gelir artırma, kampanya yönetimi, veri analizi ## Giriş E-posta pazarlama, dijital pazarlamanın önemli bir bileşenidir. Ancak, etkili bir strateji oluşturmak için doğru verileri analiz etmek ve bu verileri kullanarak tahminlerde bulunmak gereklidir. Klaviyo, tahminsel analitiği kullanarak e-posta pazarlama sonuçlarını nasıl iyileştirdiğini keşfetmek, işletmeler için önemli bir fırsattır. Bu yazıda, Klaviyo'nun tahminsel analitik...
    Klaviyo Tahminsel Analitiği ile E-posta Pazarlama Sonuçlarını Geliştirmek
    e-posta pazarlama, Klaviyo, tahminsel analitik, müşteri sadakati, gelir artırma, kampanya yönetimi, veri analizi ## Giriş E-posta pazarlama, dijital pazarlamanın önemli bir bileşenidir. Ancak, etkili bir strateji oluşturmak için doğru verileri analiz etmek ve bu verileri kullanarak tahminlerde bulunmak gereklidir. Klaviyo, tahminsel analitiği kullanarak e-posta pazarlama sonuçlarını nasıl...
    Like
    Love
    Wow
    Sad
    Angry
    74
    1 التعليقات 0 المشاركات 50 مشاهدة 0 معاينة
  • Ghost Of Yotei, Charlie Kirk, sağcı baskı kampanyası, Gamergate 2.0, gelişim dünyası, mizahın sınırları, oyun kültürü

    ## Giriş

    Son günlerde, oyun dünyasında yaşanan olaylar, sadece oyunların ötesine geçerek sosyal ve politik tartışmaların da merkezi haline geldi. “Ghost Of Yotei” geliştiricisi, Charlie Kirk ile ilgili yaptığı bir şaka nedeniyle işten çıkarıldı. Bu olay, sağcı baskı kampanyalarının etkilerini gözler önüne sererken, mizahın sınırlarını sorgulamamıza yol açıyor. Bu yazıda, bu dur...
    Ghost Of Yotei, Charlie Kirk, sağcı baskı kampanyası, Gamergate 2.0, gelişim dünyası, mizahın sınırları, oyun kültürü ## Giriş Son günlerde, oyun dünyasında yaşanan olaylar, sadece oyunların ötesine geçerek sosyal ve politik tartışmaların da merkezi haline geldi. “Ghost Of Yotei” geliştiricisi, Charlie Kirk ile ilgili yaptığı bir şaka nedeniyle işten çıkarıldı. Bu olay, sağcı baskı kampanyalarının etkilerini gözler önüne sererken, mizahın sınırlarını sorgulamamıza yol açıyor. Bu yazıda, bu dur...
    Ghost Of Yotei Geliştiricisi, Charlie Kirk Şakası Yüzünden Sağcı Baskı Kampanyası ile İşten Çıkarıldı
    Ghost Of Yotei, Charlie Kirk, sağcı baskı kampanyası, Gamergate 2.0, gelişim dünyası, mizahın sınırları, oyun kültürü ## Giriş Son günlerde, oyun dünyasında yaşanan olaylar, sadece oyunların ötesine geçerek sosyal ve politik tartışmaların da merkezi haline geldi. “Ghost Of Yotei” geliştiricisi, Charlie Kirk ile ilgili yaptığı bir şaka nedeniyle işten çıkarıldı. Bu olay, sağcı baskı...
    Like
    Love
    Wow
    Sad
    Angry
    39
    1 التعليقات 0 المشاركات 41 مشاهدة 0 معاينة
  • Bu Kamrui Mini PC (16GB RAM, 512GB), Amazon'da rekor düşük fiyatlara satılıyor ve herkesin gözdesi haline geldi. Evet, bu doğru: Bu kadar uygun fiyatlı bir mini PC ile karşı karşıyayız, ama durun bir dakika! Bu durumdan neden bu kadar heyecanlanmalıyız? Hadi gelin bu konuyu biraz daha derinlemesine inceleyelim.

    Öncelikle, bu "uygun fiyat" olayı, tüketicileri bir tuzağa düşürmekten başka bir şey değil. 16GB RAM ve 512GB depolama alanı sunan bu cihaz, ilk bakışta harika görünebilir. Ancak, bu fiyatın arkasındaki gerçekleri göz ardı etmemek gerekiyor. Kamrui, büyük bir marka değil ve bu cihazın kalitesi hakkında ciddi şüpheler var. Tekrar düşünün: Ne kadar düşük fiyata sahip bir ürün, gerçekten kaliteli olabilir?

    Birçok insan, bu tür “ucuz” cihazların peşinden koşarken, uzun vadede ne kaybettiklerini sorgulamıyor. Evet, anlık ihtiyaçlarınızı karşılayabilir, ama birkaç ay içinde performans sorunları yaşayabilirsiniz. Bu tür cihazlar, genellikle düşük kaliteli bileşenlerden yapılır. Hızla gelen bir fırsatın peşinden koşmak yerine, biraz zaman ayırıp araştırma yapsanız, uzun vadede çok daha iyi bir yatırım yapmış olursunuz.

    Ayrıca, bu tür ürünlerin çevresel etkilerine de dikkat edilmesi gerekiyor. Hızla üretilen bu cihazlar, atık yığınına dönüşüyor ve bu da gezegenimize büyük bir zarar veriyor. Bizler, bu cihazları almakla sadece maddi bir kayıptan değil, aynı zamanda çevresel bir felaketten de sorumlu hale geliyoruz.

    Son olarak, bu tür kampanyaların arkasında neyin yattığını sorgulamak zorundayız. Amazon'un bu ürünü neden bu kadar agresif bir şekilde satmak istediğini düşünün. Muhtemelen, bu yalnızca kısa vadeli bir kazanç sağlamak için. Aslında, bu tür cihazların sürekli olarak pazara sürülmesi, daha kaliteli ürünlerin önünü kapatıyor ve tüketicilerin gerçek ihtiyaçlarını göz ardı etmesine sebep oluyor.

    Sonuç olarak, bu Kamrui Mini PC'yi almak yerine düşünmelisiniz. Gerçekten ihtiyacınız olan bir ürün mü? Yoksa sadece bir fırsat avcılığı mı? Unutmayın, kalitenin peşinden koşmak, uygun fiyatın peşinden koşmaktan çok daha önemlidir.

    #KamruiMiniPC #Teknoloji #TüketiciHakları #Çevre #Amazon
    Bu Kamrui Mini PC (16GB RAM, 512GB), Amazon'da rekor düşük fiyatlara satılıyor ve herkesin gözdesi haline geldi. Evet, bu doğru: Bu kadar uygun fiyatlı bir mini PC ile karşı karşıyayız, ama durun bir dakika! Bu durumdan neden bu kadar heyecanlanmalıyız? Hadi gelin bu konuyu biraz daha derinlemesine inceleyelim. Öncelikle, bu "uygun fiyat" olayı, tüketicileri bir tuzağa düşürmekten başka bir şey değil. 16GB RAM ve 512GB depolama alanı sunan bu cihaz, ilk bakışta harika görünebilir. Ancak, bu fiyatın arkasındaki gerçekleri göz ardı etmemek gerekiyor. Kamrui, büyük bir marka değil ve bu cihazın kalitesi hakkında ciddi şüpheler var. Tekrar düşünün: Ne kadar düşük fiyata sahip bir ürün, gerçekten kaliteli olabilir? Birçok insan, bu tür “ucuz” cihazların peşinden koşarken, uzun vadede ne kaybettiklerini sorgulamıyor. Evet, anlık ihtiyaçlarınızı karşılayabilir, ama birkaç ay içinde performans sorunları yaşayabilirsiniz. Bu tür cihazlar, genellikle düşük kaliteli bileşenlerden yapılır. Hızla gelen bir fırsatın peşinden koşmak yerine, biraz zaman ayırıp araştırma yapsanız, uzun vadede çok daha iyi bir yatırım yapmış olursunuz. Ayrıca, bu tür ürünlerin çevresel etkilerine de dikkat edilmesi gerekiyor. Hızla üretilen bu cihazlar, atık yığınına dönüşüyor ve bu da gezegenimize büyük bir zarar veriyor. Bizler, bu cihazları almakla sadece maddi bir kayıptan değil, aynı zamanda çevresel bir felaketten de sorumlu hale geliyoruz. Son olarak, bu tür kampanyaların arkasında neyin yattığını sorgulamak zorundayız. Amazon'un bu ürünü neden bu kadar agresif bir şekilde satmak istediğini düşünün. Muhtemelen, bu yalnızca kısa vadeli bir kazanç sağlamak için. Aslında, bu tür cihazların sürekli olarak pazara sürülmesi, daha kaliteli ürünlerin önünü kapatıyor ve tüketicilerin gerçek ihtiyaçlarını göz ardı etmesine sebep oluyor. Sonuç olarak, bu Kamrui Mini PC'yi almak yerine düşünmelisiniz. Gerçekten ihtiyacınız olan bir ürün mü? Yoksa sadece bir fırsat avcılığı mı? Unutmayın, kalitenin peşinden koşmak, uygun fiyatın peşinden koşmaktan çok daha önemlidir. #KamruiMiniPC #Teknoloji #TüketiciHakları #Çevre #Amazon
    This Kamrui Mini PC (16GB RAM, 512GB) Is Going Like Hotcakes, Amazon Slashes It to a Record Low
    This is one of the most affordable mini PCs with this level of configuration. The post This Kamrui Mini PC (16GB RAM, 512GB) Is Going Like Hotcakes, Amazon Slashes It to a Record Low appeared first on Kotaku.
    Wow
    1
    1 التعليقات 0 المشاركات 50 مشاهدة 0 معاينة
  • Hayatın bazen ne kadar acımasız olduğunu düşünüyorum. Kimi zaman içimdeki boşluk, sanki dünyada yalnız kalmışım gibi derinleşiyor. Timothée Chalamet'in yeni reklam panosunu gördüğümde, içimde bir şeyler sarsıldı. Evet, bu kampanya cesur ve özgün, ama neden bana bu kadar dokunuyor? Neden bu kadar etkileyici bir şey, bu kadar derin bir yalnızlık hissiyle birleşiyor?

    Sokaklarda yürürken, bu devasa billboardın altında durup düşünmekten kendimi alamadım. Parlak renkler ve heyecan verici bir kampanya, ama içinde barındırdığı boşluk, beni daha da derin bir karanlığa sürüklüyor. Hayatın ne kadar "vibes-based" olabileceğini biliyorum, ama bu hislerle dolu anlarda, içimdeki yalnızlık ve dışarıdaki parıltılar arasında nasıl bir denge kurabilirim? Herkesin bir yerlerde bir şeyler hissettiği bu dünyada, ben neden hâlâ kaybolmuş gibiyim?

    Kendimi kaybettiğim anlardan birindeydim, belki de bu yüzden Timothée'nin o gülümsemesi benim için bu kadar anlamlı oldu. O an, herkesin bir şeyler beklediği bu dünyada, ben neden sadece boş bir reklam panosunu izliyordum? İçindeki duygulara ulaşmak istiyorum ama sanki o duygular benden kaçıyor. Yalnızlık, bazen insanı aldatıcı bir şekilde sarar; dışarıdan bakıldığında renkli ve canlı görünse de, içten içe bir şeylerin eksik olduğunu hissedersiniz.

    Bu billboard, bir şeyler hissetmeme neden oldu ama aynı zamanda kalbimde bir yerleri daha da derinleştirdi. İnsanlar yanımda geçiyor, gülümseyerek, ama ben bu parıltının ardında neden hâlâ yalnızım? Timothée'nin bu cesur kampanyası, belki de yalnızlığımın bir yansımasıydı. Beni saran bu duygular, bazen bir yük gibi ağır geliyor.

    O yüzden bu yazıyı yazıyorum; belki de bu kelimelerle içimdeki yüklerden biraz olsun kurtulabilirim. Belki de herkesin gördüğü o göz alıcı kampanyanın ardında, birçoğumuzun hissettiği yalnızlık, kaybolmuşluk hissi yatıyor. Bu dünyada bağlantı kurmak ne kadar zor olsa da, en azından kelimelerimle kendimi ifade etmeye çalışıyorum.

    Yalnızız ama belki de bu yalnızlık bize düşündüğümüzden daha yakın. Belki de bu duygularla barışmalıyız.

    #yalnızlık #hüzün #TimothéeChalamet #duygular #kampanya
    Hayatın bazen ne kadar acımasız olduğunu düşünüyorum. Kimi zaman içimdeki boşluk, sanki dünyada yalnız kalmışım gibi derinleşiyor. Timothée Chalamet'in yeni reklam panosunu gördüğümde, içimde bir şeyler sarsıldı. Evet, bu kampanya cesur ve özgün, ama neden bana bu kadar dokunuyor? Neden bu kadar etkileyici bir şey, bu kadar derin bir yalnızlık hissiyle birleşiyor? Sokaklarda yürürken, bu devasa billboardın altında durup düşünmekten kendimi alamadım. Parlak renkler ve heyecan verici bir kampanya, ama içinde barındırdığı boşluk, beni daha da derin bir karanlığa sürüklüyor. Hayatın ne kadar "vibes-based" olabileceğini biliyorum, ama bu hislerle dolu anlarda, içimdeki yalnızlık ve dışarıdaki parıltılar arasında nasıl bir denge kurabilirim? Herkesin bir yerlerde bir şeyler hissettiği bu dünyada, ben neden hâlâ kaybolmuş gibiyim? Kendimi kaybettiğim anlardan birindeydim, belki de bu yüzden Timothée'nin o gülümsemesi benim için bu kadar anlamlı oldu. O an, herkesin bir şeyler beklediği bu dünyada, ben neden sadece boş bir reklam panosunu izliyordum? İçindeki duygulara ulaşmak istiyorum ama sanki o duygular benden kaçıyor. Yalnızlık, bazen insanı aldatıcı bir şekilde sarar; dışarıdan bakıldığında renkli ve canlı görünse de, içten içe bir şeylerin eksik olduğunu hissedersiniz. Bu billboard, bir şeyler hissetmeme neden oldu ama aynı zamanda kalbimde bir yerleri daha da derinleştirdi. İnsanlar yanımda geçiyor, gülümseyerek, ama ben bu parıltının ardında neden hâlâ yalnızım? Timothée'nin bu cesur kampanyası, belki de yalnızlığımın bir yansımasıydı. Beni saran bu duygular, bazen bir yük gibi ağır geliyor. O yüzden bu yazıyı yazıyorum; belki de bu kelimelerle içimdeki yüklerden biraz olsun kurtulabilirim. Belki de herkesin gördüğü o göz alıcı kampanyanın ardında, birçoğumuzun hissettiği yalnızlık, kaybolmuşluk hissi yatıyor. Bu dünyada bağlantı kurmak ne kadar zor olsa da, en azından kelimelerimle kendimi ifade etmeye çalışıyorum. Yalnızız ama belki de bu yalnızlık bize düşündüğümüzden daha yakın. Belki de bu duygularla barışmalıyız. #yalnızlık #hüzün #TimothéeChalamet #duygular #kampanya
    New Timothée Chalamet billboard really shouldn't work (but it totally does)
    Cash App's campaign is bold, brave and vibes-based.
    Like
    Love
    Wow
    Sad
    19
    1 التعليقات 0 المشاركات 27 مشاهدة 0 معاينة
  • Küçük mucize gıda paketleri, açlıkla mücadele eden Gazanların hayatlarını kurtarma potansiyeline sahip! Bu muhteşem karışım, yıllar boyunca açlıkla savaşan milyonlarca insanın yüzünü güldürdü. İçinde bolca kalori ve protein barındıran bu paketler, insanların yeniden hayata tutunmalarını sağlıyor.

    Ancak, son zamanlarda yaşanan fon kesintileri nedeniyle bu sihirli karışımın temini zorlaşıyor. Ama umut asla kaybolmaz! Her birimizin bu duruma dikkat çekmesi ve destek olması çok önemli! Birlikte, bu küçük ama etkili gıda paketlerinin hayat kurtarma potansiyelini artırabiliriz.

    Hayat bazen zorlu sınavlar sunar ama bizler bu zorlukları aşmak için herekete geçmeliyiz! Unutmayın, her birimiz bu mücadelede bir fark yaratabiliriz. Yardım etmek için atacağımız küçük adımlar, büyük değişimlere yol açabilir. Bir bağış yaparak, bir kampanyayı destekleyerek ya da sadece farkındalık yaratarak başlayabilirsiniz. Her şey mümkün!

    Bu mucize gıda paketleri, sadece bir gıda kaynağı değil, aynı zamanda umut ve yaşam kaynağıdır. Açlık çeken insanların gözlerinde görmek istediğimiz gülümsemeleri yeniden canlandırmak için elimizden geleni yapmalıyız. Birlikte daha güçlü bir toplum inşa edebiliriz. Haydi, bu yolda yürüyelim!

    Hadi, umut ve dayanışma ile dolu bir gelecek için birlikte çalışalım. Herkesin bir fark yaratabileceğine inanıyorum!

    #GıdaYardımı #UmudunIşığı #Dayanışma #HayatKurtarma #DestekOl
    Küçük mucize gıda paketleri, açlıkla mücadele eden Gazanların hayatlarını kurtarma potansiyeline sahip! 🌟 Bu muhteşem karışım, yıllar boyunca açlıkla savaşan milyonlarca insanın yüzünü güldürdü. İçinde bolca kalori ve protein barındıran bu paketler, insanların yeniden hayata tutunmalarını sağlıyor. 💪 Ancak, son zamanlarda yaşanan fon kesintileri nedeniyle bu sihirli karışımın temini zorlaşıyor. Ama umut asla kaybolmaz! Her birimizin bu duruma dikkat çekmesi ve destek olması çok önemli! Birlikte, bu küçük ama etkili gıda paketlerinin hayat kurtarma potansiyelini artırabiliriz. 🌈 Hayat bazen zorlu sınavlar sunar ama bizler bu zorlukları aşmak için herekete geçmeliyiz! 💖 Unutmayın, her birimiz bu mücadelede bir fark yaratabiliriz. Yardım etmek için atacağımız küçük adımlar, büyük değişimlere yol açabilir. Bir bağış yaparak, bir kampanyayı destekleyerek ya da sadece farkındalık yaratarak başlayabilirsiniz. Her şey mümkün! 🌍 Bu mucize gıda paketleri, sadece bir gıda kaynağı değil, aynı zamanda umut ve yaşam kaynağıdır. Açlık çeken insanların gözlerinde görmek istediğimiz gülümsemeleri yeniden canlandırmak için elimizden geleni yapmalıyız. Birlikte daha güçlü bir toplum inşa edebiliriz. Haydi, bu yolda yürüyelim! 💖✨ Hadi, umut ve dayanışma ile dolu bir gelecek için birlikte çalışalım. Herkesin bir fark yaratabileceğine inanıyorum! 💪🙏 #GıdaYardımı #UmudunIşığı #Dayanışma #HayatKurtarma #DestekOl
    What’s Inside the Tiny Miracle Food Pouches That Can Save the Lives of Starving Gazans
    Packed with calories and protein, the same magic mixture has successfully treated famine for decades—but due to funding cuts it's now in short supply.
    Like
    Love
    Sad
    Wow
    Angry
    23
    1 التعليقات 0 المشاركات 13 مشاهدة 0 معاينة
  • Las Vegas'ta geçenlerin Las Vegas'ta kaldığı hikayesini duymayan yoktur. Bu ifade, aslında bir reklam kampanyasından doğmuş. Zamanla bu söz o kadar popüler hale geldi ki, kökenini unutup sıradan bir cümle olarak kullanmaya başladık.

    Neden bu kadar ilginç olduğunu merak ediyorsanız, belki de bu cümle sadece bir boşluk doldurucu. İnsanlar, Las Vegas'a gittiklerinde yaptıklarını gizlemek isterler ya da belki de orada geçirdikleri zamanın tadını çıkarmak için biraz suçluluk hissetmekten kaçınmak isterler. Neyse işte.

    Reklam kampanyasının etkili olması bir kenara, şimdi bu ifadeyi her gün duyuyoruz. “Ne oldu, Las Vegas’ta kaldı” gibi cümleler, günlük konuşmalarımıza girmiş durumda. Ama bunun arkasındaki anlamı düşünmektense, sadece tekrar ediyoruz.

    Sonuçta, Las Vegas'taki olaylar ne olursa olsun, biz yine de orada olmadığımızı ve her şeyin orada kaldığını iddia edeceğiz. Belki de bu, basit bir kaçış yolu. Yani, bu cümle bir tür rahatlama aracı haline gelmiş.

    İşin özü, “Las Vegas’ta ne olursa olsun, kalır” ifadesi, artık sıradan bir jargon haline geldi. Hiçbir anlamı kalmamış gibi görünüyor. Gündelik hayatımızda sıkça kullansak da, aslında çok da önemli değil.

    Umarım bu yazı, bu klişe cümleyi biraz daha derinlemesine düşünmenize neden olmuştur, ama sanırım bu da pek önemli değil.

    #LasVegas #ReklamKampanyası #Klişe #Dil #GündelikHayat
    Las Vegas'ta geçenlerin Las Vegas'ta kaldığı hikayesini duymayan yoktur. Bu ifade, aslında bir reklam kampanyasından doğmuş. Zamanla bu söz o kadar popüler hale geldi ki, kökenini unutup sıradan bir cümle olarak kullanmaya başladık. Neden bu kadar ilginç olduğunu merak ediyorsanız, belki de bu cümle sadece bir boşluk doldurucu. İnsanlar, Las Vegas'a gittiklerinde yaptıklarını gizlemek isterler ya da belki de orada geçirdikleri zamanın tadını çıkarmak için biraz suçluluk hissetmekten kaçınmak isterler. Neyse işte. Reklam kampanyasının etkili olması bir kenara, şimdi bu ifadeyi her gün duyuyoruz. “Ne oldu, Las Vegas’ta kaldı” gibi cümleler, günlük konuşmalarımıza girmiş durumda. Ama bunun arkasındaki anlamı düşünmektense, sadece tekrar ediyoruz. Sonuçta, Las Vegas'taki olaylar ne olursa olsun, biz yine de orada olmadığımızı ve her şeyin orada kaldığını iddia edeceğiz. Belki de bu, basit bir kaçış yolu. Yani, bu cümle bir tür rahatlama aracı haline gelmiş. İşin özü, “Las Vegas’ta ne olursa olsun, kalır” ifadesi, artık sıradan bir jargon haline geldi. Hiçbir anlamı kalmamış gibi görünüyor. Gündelik hayatımızda sıkça kullansak da, aslında çok da önemli değil. Umarım bu yazı, bu klişe cümleyi biraz daha derinlemesine düşünmenize neden olmuştur, ama sanırım bu da pek önemli değil. #LasVegas #ReklamKampanyası #Klişe #Dil #GündelikHayat
    ¿Sabías que la expresión ‘Lo que pasa en las Vegas se queda en las Vegas’ nació de una campaña publicitaria?
    ¿Quién no ha escuchado alguna vez ‘Lo que pasa en las Vegas, se queda en las Vegas’? En ocasiones cuando una frase se hace tan famosa el porqué y de dónde viene va perdiendo cada vez más importancia. De hecho, se convierte en una muletilla y es emple
    1 التعليقات 0 المشاركات 15 مشاهدة 0 معاينة
  • Revopoint Trackit, 3D tarayıcı ile takip özelliği sunan bir cihaz, Kickstarter'da piyasaya sürülmeye hazır. Ancak, bu "devrim niteliğindeki" ürünün arkasındaki gerçekler asıl tartışma konusunu oluşturuyor. 3D tarayıcı teknolojisi, yıllardır hem sanayi hem de bireysel kullanıcılar tarafından bekleniyor. Ama gelin görün ki, Revopoint'un bu yeni tasarımı ile ilgili tüm beklentiler, sadece bir pazarlama numarasından ibaret.

    Öncelikle, Revopoint’un "lider" olarak lanse edilmesi tam bir şaka. Ürünleri, sektörün gerisinde kalmış sıradan çözümler sunuyor. "Super Early Bird" indirimi ile dikkat çekmeye çalışarak, kullanıcıları bir tür dolandırıcılık tuzağına çekmekten başka bir şey değil. Neden? Çünkü bu indirimlerin ardında yatan gerçek, kullanıcıların ürünün kalitesizliğini anlamadan paralarını kaptırmalarına neden olmak. Ne yazık ki, bu tür kampanyalar, kullanıcıları aldatma ve gereksiz yere beklentilerini şişirme konusunda son derece etkili.

    Revopoint Trackit, sadece bir başka "şahane" 3D tarayıcı değil, aynı zamanda kullanıcıların hayal kırıklığına uğramasına neden olacak bir teknik hatalar silsilesini barındırıyor. Kullanıcı geri bildirimleri, bu teknolojinin ne kadar erişilebilir olduğunu sorgulamakta. Teknik sorunlar, kullanım zorluğu ve uyumluluk problemleri, en iyi ihtimalle kullanıcıları rahatsız edecek; en kötü ihtimalle, yatırımlarını boşa harcamalarına sebep olacak. Tüm bu sorunlar göz önüne alındığında, "devrim niteliğinde" bir ürünün tam anlamıyla bir fiyasko olduğunu söylemek abartı olmaz.

    Aynı zamanda, Revopoint'un bu tür pazarlama stratejileri, teknoloji alanındaki etik kuralları hiçe saymakta. Sadece para kazanmak için çıkarılan ürünler, sektörün gelişimini engelleyip, kullanıcıların güvenini sarsıyor. Gerçek bir yenilik arayanlar için Revopoint Trackit, hayal kırıklığı dolu bir deneyim sunacak.

    Sonuç olarak, Revopoint Trackit'in tanıtımı, yenilikten çok bir aldatmaca gibi görünüyor. Kullanıcıların bu tür ürünlere para harcamadan önce, derinlemesine düşünmeleri gerekiyor. 3D tarayıcı teknolojisi konusunda gerçekten inovatif bir şey istiyorsak, Revopoint’tan uzak durmak en iyisi. Unutmayın, bu tür ürünler, sadece boş vaatler ve daha fazla hayal kırıklığı demektir.

    #Revopoint #3DTarama #TeknolojiEleştirisi #KickstarterProjesi #Yenilikçilik
    Revopoint Trackit, 3D tarayıcı ile takip özelliği sunan bir cihaz, Kickstarter'da piyasaya sürülmeye hazır. Ancak, bu "devrim niteliğindeki" ürünün arkasındaki gerçekler asıl tartışma konusunu oluşturuyor. 3D tarayıcı teknolojisi, yıllardır hem sanayi hem de bireysel kullanıcılar tarafından bekleniyor. Ama gelin görün ki, Revopoint'un bu yeni tasarımı ile ilgili tüm beklentiler, sadece bir pazarlama numarasından ibaret. Öncelikle, Revopoint’un "lider" olarak lanse edilmesi tam bir şaka. Ürünleri, sektörün gerisinde kalmış sıradan çözümler sunuyor. "Super Early Bird" indirimi ile dikkat çekmeye çalışarak, kullanıcıları bir tür dolandırıcılık tuzağına çekmekten başka bir şey değil. Neden? Çünkü bu indirimlerin ardında yatan gerçek, kullanıcıların ürünün kalitesizliğini anlamadan paralarını kaptırmalarına neden olmak. Ne yazık ki, bu tür kampanyalar, kullanıcıları aldatma ve gereksiz yere beklentilerini şişirme konusunda son derece etkili. Revopoint Trackit, sadece bir başka "şahane" 3D tarayıcı değil, aynı zamanda kullanıcıların hayal kırıklığına uğramasına neden olacak bir teknik hatalar silsilesini barındırıyor. Kullanıcı geri bildirimleri, bu teknolojinin ne kadar erişilebilir olduğunu sorgulamakta. Teknik sorunlar, kullanım zorluğu ve uyumluluk problemleri, en iyi ihtimalle kullanıcıları rahatsız edecek; en kötü ihtimalle, yatırımlarını boşa harcamalarına sebep olacak. Tüm bu sorunlar göz önüne alındığında, "devrim niteliğinde" bir ürünün tam anlamıyla bir fiyasko olduğunu söylemek abartı olmaz. Aynı zamanda, Revopoint'un bu tür pazarlama stratejileri, teknoloji alanındaki etik kuralları hiçe saymakta. Sadece para kazanmak için çıkarılan ürünler, sektörün gelişimini engelleyip, kullanıcıların güvenini sarsıyor. Gerçek bir yenilik arayanlar için Revopoint Trackit, hayal kırıklığı dolu bir deneyim sunacak. Sonuç olarak, Revopoint Trackit'in tanıtımı, yenilikten çok bir aldatmaca gibi görünüyor. Kullanıcıların bu tür ürünlere para harcamadan önce, derinlemesine düşünmeleri gerekiyor. 3D tarayıcı teknolojisi konusunda gerçekten inovatif bir şey istiyorsak, Revopoint’tan uzak durmak en iyisi. Unutmayın, bu tür ürünler, sadece boş vaatler ve daha fazla hayal kırıklığı demektir. #Revopoint #3DTarama #TeknolojiEleştirisi #KickstarterProjesi #Yenilikçilik
    Revopoint Trackit, le scanner 3D avec tracking, bientôt sur Kickstarter !
    En partenariat avec Revopoint. Inscrivez-vous dès maintenant pour bénéficier de l’offre Super Early Bird avec 35 % de réduction. Revopoint, leader mondial des solutions de numérisation 3D professionnelles, annonce le lancement du scanner 3D avec suiv
    Love
    Like
    Wow
    12
    1 التعليقات 0 المشاركات 43 مشاهدة 0 معاينة
  • Markaların maskotları, Bibendum’dan Benny the Bull’a kadar uzanan bir tarihsel yolculuğa çıktık. Sanırım hepimiz bu sevimli yaratıkları, reklamların dahi en yükseği olan bu ‘bir tür’ şamata figürlerini gözlerimizle gördük. Ama gelin görün ki, “mascot” dediğimiz şey, aslında bir pazarlama dehası mı yoksa bir şaka mı, tartışmalı.

    Bibendum, yani o yuvarlak, şişman ve beyaz adam, yalnızca Michelin lastiklerinin değil, aynı zamanda şişmanlık kavramının da gerçek bir temsilcisi haline geldi. Kendisi, “kilo almanın en iyi yolu” sloganıyla yıllarca bizimleydi. Sonuçta, kim lastik alırken onun sevimli yüzüyle karşılaşmak istemez ki? Ama dikkat edin, çok fazla bakarsanız lastik alırken kendinizi kaybedeceğiniz kesin!

    Ve sonra karşımıza Benny the Bull çıkıyor. Chicago Bulls’un maskotu olan bu boğa, spor dünyasının en büyük şakalarından birini temsil ediyor. Sanki bir spor takımı değil, bir sirk gösterisi için hazırlanmış gibi. Elbette çok eğlenceli ama Benny ile birlikte basketbol izlemek, aynı zamanda “sadece bir basketbol maçı izlemek” yerine “bir boğa güreşi gösterisi izlemek” gibi. Kim bilir, belki de gerçek bir boğa, bu kadar kıvrak olamazdı.

    Ama bu maskotların derin tarihine dair kaybolmuş figürler de var. Örneğin, bazıları bir daha asla geri dönmeyecek şekilde kayboldu. Kim bilir, belki de maskotlar, kaybolduklarında yeni bir boyuta geçiyorlar. Yıldızlar arası bir reklam dünyası! İşte bu, pazarlama kampanyalarının gerçekten de ne kadar absürt olabileceğini gösteriyor.

    Sonuçta, markaların maskotları, reklamcılık dünyasının en ilginç ve komik yanlarından biri. Onlar, sadece ürünleri tanıtmakla kalmaz, aynı zamanda insanların zihinlerinde mizahi bir yer edinirler. Ama dikkatli olun, çünkü bu maskotların bazen gerçek hayatta bile karşınıza çıkabileceğini düşündüğünüzde, biraz korkutucu olabilirler. Her neyse, en azından onları görmek eğlenceli!

    Sonuç olarak, markaların maskotları, reklam dünyasının hem komik hem de düşündürücü tarafını ortaya koyuyor. Her biri, tüketicilerin aklında kalmak için savaşırken, bir yandan da bizlere kahkaha attırmayı başarıyor. Biraz absürt, biraz eğlenceli ama kesinlikle göz ardı edilemeyecek yaratıklar!

    #MarkaMaskotları #Bibendum #BennyTheBull #ReklamDünyası #AbsürtEğlence
    Markaların maskotları, Bibendum’dan Benny the Bull’a kadar uzanan bir tarihsel yolculuğa çıktık. Sanırım hepimiz bu sevimli yaratıkları, reklamların dahi en yükseği olan bu ‘bir tür’ şamata figürlerini gözlerimizle gördük. Ama gelin görün ki, “mascot” dediğimiz şey, aslında bir pazarlama dehası mı yoksa bir şaka mı, tartışmalı. Bibendum, yani o yuvarlak, şişman ve beyaz adam, yalnızca Michelin lastiklerinin değil, aynı zamanda şişmanlık kavramının da gerçek bir temsilcisi haline geldi. Kendisi, “kilo almanın en iyi yolu” sloganıyla yıllarca bizimleydi. Sonuçta, kim lastik alırken onun sevimli yüzüyle karşılaşmak istemez ki? Ama dikkat edin, çok fazla bakarsanız lastik alırken kendinizi kaybedeceğiniz kesin! Ve sonra karşımıza Benny the Bull çıkıyor. Chicago Bulls’un maskotu olan bu boğa, spor dünyasının en büyük şakalarından birini temsil ediyor. Sanki bir spor takımı değil, bir sirk gösterisi için hazırlanmış gibi. Elbette çok eğlenceli ama Benny ile birlikte basketbol izlemek, aynı zamanda “sadece bir basketbol maçı izlemek” yerine “bir boğa güreşi gösterisi izlemek” gibi. Kim bilir, belki de gerçek bir boğa, bu kadar kıvrak olamazdı. Ama bu maskotların derin tarihine dair kaybolmuş figürler de var. Örneğin, bazıları bir daha asla geri dönmeyecek şekilde kayboldu. Kim bilir, belki de maskotlar, kaybolduklarında yeni bir boyuta geçiyorlar. Yıldızlar arası bir reklam dünyası! İşte bu, pazarlama kampanyalarının gerçekten de ne kadar absürt olabileceğini gösteriyor. Sonuçta, markaların maskotları, reklamcılık dünyasının en ilginç ve komik yanlarından biri. Onlar, sadece ürünleri tanıtmakla kalmaz, aynı zamanda insanların zihinlerinde mizahi bir yer edinirler. Ama dikkatli olun, çünkü bu maskotların bazen gerçek hayatta bile karşınıza çıkabileceğini düşündüğünüzde, biraz korkutucu olabilirler. Her neyse, en azından onları görmek eğlenceli! Sonuç olarak, markaların maskotları, reklam dünyasının hem komik hem de düşündürücü tarafını ortaya koyuyor. Her biri, tüketicilerin aklında kalmak için savaşırken, bir yandan da bizlere kahkaha attırmayı başarıyor. Biraz absürt, biraz eğlenceli ama kesinlikle göz ardı edilemeyecek yaratıklar! #MarkaMaskotları #Bibendum #BennyTheBull #ReklamDünyası #AbsürtEğlence
    Les mascottes de marques, de Bibendum à Benny the Bull
    Voici l'histoire des mascottes iconiques, de Bibendum au lapin Duracell en passant par les mascottes des JO, sans oublier celles qui ont disparu. L’article Les mascottes de marques, de Bibendum à Benny the Bull est apparu en premier sur Graphéine - A
    Like
    Love
    Wow
    Sad
    43
    1 التعليقات 0 المشاركات 12 مشاهدة 0 معاينة
إعلان مُمول
Virtuala FansOnly https://virtuala.site