• Ubisoft, bir milyar dolarlık yatırımla işten çıkarmalara devam ediyor. Ah, kapitalizmin en güzel oyunu! Yani, para harcayıp işten çıkarmak bu kadar mı kolay? Evet, sanırım sıradan bir işten çıkarma kaygısı taşımayan bir oyun şirketi için bu gayet sıradan bir durum. Belki de Suudi Arabistan, Assassin's Creed genişlemesine yatırım yaparak, “Geleceğin suikastçıları, işten çıkarmalarla daha iyi anlaşılır” mottosunu benimsemiştir. Sonuçta, kim daha fazla işten çıkarma yaparsa, o kadar çok suikastçı yetiştirebilir, değil mi?

    Silksong sorununu çözmek ise başka bir komedi. Hani, her gün yeni bir güncelleme bekliyoruz ama o güncellemeyi alana kadar, bir ömür geçecek gibi hissediyoruz. Belki de bu oyunun yapımcıları, "Sabret, her şey bir gün gelecek" sloganını geliştirip, sabırsız oyunculara bu şekilde bir mesaj vermek istiyorlar. Kim bilir, belki de Silksong'un yapımında Suudi Arabistan da bir parça yatırım yapıyordur. Eğlencenin sınırlarını zorlamak istiyorlar belli ki!

    Bir de Meta'nın VR ürünleri var ki, onlarla ilgili eski çalışanların söyledikleri bambaşka bir durum. Çocukları kötü muameleye maruz bıraktığı iddialarıyla, sanal dünyada gerçek dünyadan daha fazla tehlike olduğunu kanıtlamış gibi duruyorlar. Yani, evde oturup sanal gerçeklikte eğlenirken, aslında çocuklarımızın güvenliği tehditle karşı karşıya. Sanal oyunlar, çocuklar için eğlence unsuru olmanın ötesine geçmiş durumda. Bravo, Meta! Gerçekten de geleceğe dair büyük bir vizyonunuz var!

    Sonuç olarak, Ubisoft'un işten çıkarmaları, Suudi Arabistan'ın yatırım stratejileri ve VR dünyasının çalkantılı durumu, oyun endüstrisinin ne kadar karmaşık ve bir o kadar da absürt olduğunu gözler önüne seriyor. Bu çelişkili durumlar, oyuncuların kafasında soru işaretleri bırakıyor. Belki de en iyi çözüm, oyun oynamadan önce bir fincan kahve içmek ve derin bir nefes almak olmalıdır. Çünkü, bu karmaşanın içinde kaybolmak, bir suikastçı gibi sinsice yaklaşmayı gerektiriyor!

    #Ubisoft #AssassinsCreed #Silksong #Meta #OyunDünyası
    Ubisoft, bir milyar dolarlık yatırımla işten çıkarmalara devam ediyor. Ah, kapitalizmin en güzel oyunu! Yani, para harcayıp işten çıkarmak bu kadar mı kolay? Evet, sanırım sıradan bir işten çıkarma kaygısı taşımayan bir oyun şirketi için bu gayet sıradan bir durum. Belki de Suudi Arabistan, Assassin's Creed genişlemesine yatırım yaparak, “Geleceğin suikastçıları, işten çıkarmalarla daha iyi anlaşılır” mottosunu benimsemiştir. Sonuçta, kim daha fazla işten çıkarma yaparsa, o kadar çok suikastçı yetiştirebilir, değil mi? Silksong sorununu çözmek ise başka bir komedi. Hani, her gün yeni bir güncelleme bekliyoruz ama o güncellemeyi alana kadar, bir ömür geçecek gibi hissediyoruz. Belki de bu oyunun yapımcıları, "Sabret, her şey bir gün gelecek" sloganını geliştirip, sabırsız oyunculara bu şekilde bir mesaj vermek istiyorlar. Kim bilir, belki de Silksong'un yapımında Suudi Arabistan da bir parça yatırım yapıyordur. Eğlencenin sınırlarını zorlamak istiyorlar belli ki! Bir de Meta'nın VR ürünleri var ki, onlarla ilgili eski çalışanların söyledikleri bambaşka bir durum. Çocukları kötü muameleye maruz bıraktığı iddialarıyla, sanal dünyada gerçek dünyadan daha fazla tehlike olduğunu kanıtlamış gibi duruyorlar. Yani, evde oturup sanal gerçeklikte eğlenirken, aslında çocuklarımızın güvenliği tehditle karşı karşıya. Sanal oyunlar, çocuklar için eğlence unsuru olmanın ötesine geçmiş durumda. Bravo, Meta! Gerçekten de geleceğe dair büyük bir vizyonunuz var! Sonuç olarak, Ubisoft'un işten çıkarmaları, Suudi Arabistan'ın yatırım stratejileri ve VR dünyasının çalkantılı durumu, oyun endüstrisinin ne kadar karmaşık ve bir o kadar da absürt olduğunu gözler önüne seriyor. Bu çelişkili durumlar, oyuncuların kafasında soru işaretleri bırakıyor. Belki de en iyi çözüm, oyun oynamadan önce bir fincan kahve içmek ve derin bir nefes almak olmalıdır. Çünkü, bu karmaşanın içinde kaybolmak, bir suikastçı gibi sinsice yaklaşmayı gerektiriyor! #Ubisoft #AssassinsCreed #Silksong #Meta #OyunDünyası
    1 Comentários 0 Compartilhamentos 68 Visualizações 0 Anterior
  • Merhaba sevgili dostlar! Bugün sizlerle ofis hayatının vazgeçilmez bir parçası olan ofis sandalyeleri hakkında konuşmak istiyorum. Hepimizin günlük yaşamında saatlerce oturduğu bu sandalyeler, sağlığımız üzerinde büyük bir etkiye sahip!

    Ofis sandalyeleri ve oyun sandalyeleri sıklıkla bel desteğinin önemine vurgu yapıyor. Peki, bu gerçekten bu kadar önemli mi? Uzmanlarla yaptığım sohbetler, bel desteğinin sadece bir lüks değil, aynı zamanda sağlıklı bir çalışma ortamının temel taşlarından biri olduğunu gösteriyor.

    Günümüz iş dünyasında, uzun saatler boyunca oturmak kaçınılmaz hale geldi. Bu nedenle, ofis sandalyenizin bel desteği sunması, sırt sağlığınız için kritik bir unsur. Bel desteği, doğal omurga eğriliğinizi koruyarak, bel ağrısını önlemeye yardımcı olur. Böylece daha rahat ve verimli çalışabiliriz!

    Düşünsenize, bel desteği ile donatılmış bir sandalyede oturduğunuzda, gün boyu enerjik hissedeceksiniz! Bu sadece fiziksel sağlığınızı değil, aynı zamanda ruh halinizi de olumlu yönde etkileyecek. Kendinizi daha mutlu, daha üretken ve daha yaratıcı hissedeceksiniz. Hayal ettiğiniz projeleri hayata geçirmek için gereken motivasyonu bulacaksınız!

    Unutmayın ki; kendinize yapacağınız küçük ama etkili yatırımlar, büyük değişimlerin başlangıcını oluşturur. Ofis sandalyenizde bel desteği olduğunda, sağlığınıza olan katkısını hissedecek ve işe olan bağlılığınızı arttıracaksınız. Her gün işe gelirken heyecanla yanınıza alacağınız bu küçük detay, hayatınızı daha kaliteli hale getirecek!

    Siz de ofis sandalye seçimlerinizde bel desteğini göz ardı etmeyin! Sağlıklı bir çalışma ortamı, sadece fiziksel değil, aynı zamanda zihinsel sağlığınızı da destekleyecek! Unutmayın, sağlığınız en değerli varlığınızdır!

    Haydi, birlikte sağlıklı ve mutlu bir ofis ortamı yaratmaya başlayalım!

    #OfisHayatı #BelDesteği #SağlıklıÇalışma #MutluOfis #VerimliÇalışma
    🌟 Merhaba sevgili dostlar! Bugün sizlerle ofis hayatının vazgeçilmez bir parçası olan ofis sandalyeleri hakkında konuşmak istiyorum. Hepimizin günlük yaşamında saatlerce oturduğu bu sandalyeler, sağlığımız üzerinde büyük bir etkiye sahip! 💪 Ofis sandalyeleri ve oyun sandalyeleri sıklıkla bel desteğinin önemine vurgu yapıyor. Peki, bu gerçekten bu kadar önemli mi? Uzmanlarla yaptığım sohbetler, bel desteğinin sadece bir lüks değil, aynı zamanda sağlıklı bir çalışma ortamının temel taşlarından biri olduğunu gösteriyor. 🌈 Günümüz iş dünyasında, uzun saatler boyunca oturmak kaçınılmaz hale geldi. Bu nedenle, ofis sandalyenizin bel desteği sunması, sırt sağlığınız için kritik bir unsur. Bel desteği, doğal omurga eğriliğinizi koruyarak, bel ağrısını önlemeye yardımcı olur. Böylece daha rahat ve verimli çalışabiliriz! 🧘‍♀️ Düşünsenize, bel desteği ile donatılmış bir sandalyede oturduğunuzda, gün boyu enerjik hissedeceksiniz! 🎉 Bu sadece fiziksel sağlığınızı değil, aynı zamanda ruh halinizi de olumlu yönde etkileyecek. Kendinizi daha mutlu, daha üretken ve daha yaratıcı hissedeceksiniz. Hayal ettiğiniz projeleri hayata geçirmek için gereken motivasyonu bulacaksınız! 🚀 Unutmayın ki; kendinize yapacağınız küçük ama etkili yatırımlar, büyük değişimlerin başlangıcını oluşturur. Ofis sandalyenizde bel desteği olduğunda, sağlığınıza olan katkısını hissedecek ve işe olan bağlılığınızı arttıracaksınız. Her gün işe gelirken heyecanla yanınıza alacağınız bu küçük detay, hayatınızı daha kaliteli hale getirecek! 🌟 Siz de ofis sandalye seçimlerinizde bel desteğini göz ardı etmeyin! Sağlıklı bir çalışma ortamı, sadece fiziksel değil, aynı zamanda zihinsel sağlığınızı da destekleyecek! Unutmayın, sağlığınız en değerli varlığınızdır! 💖 Haydi, birlikte sağlıklı ve mutlu bir ofis ortamı yaratmaya başlayalım! 🌼 #OfisHayatı #BelDesteği #SağlıklıÇalışma #MutluOfis #VerimliÇalışma
    Why Your Office Chair Should Have Lumbar Support
    Office chairs and gaming chairs often tout lumbar support as a must-have feature. I spoke to some experts to see if it’s as essential as claimed.
    Like
    Love
    Wow
    Sad
    Angry
    80
    1 Comentários 0 Compartilhamentos 32 Visualizações 0 Anterior
  • Yeter artık! Toplumumuzun sağlıklı yaşam anlayışının ne hale geldiğini görmekten bıktım. “2025’in En İyi 11 Yeşil Toz, Test Edildi ve İncelendi” başlıklı makaleyi okudum ve içimdeki öfkeyi tutamıyorum. Bu yeşil tozlar, sağlığımız için ne kadar önemli olduklarını söyleyenlerin elinde birer reklam malzemesine dönüşmüş durumda!

    Öncelikle, bu tozların içeriğine bir bakalım. Gerçekten hangi besin değerlerini barındırıyorlar? Evet, belki de bazı vitamin ve mineralleri içeriyorlar ama bu, onları sihirli bir sağlık iksiri yapmaz. İnsanlar, bu yeşil tozları kullanarak sağlıklı beslenme yükümlülüğünden kaçıyor. “Sadece bir kaşık yeşil toz alırım, günün ihtiyaçlarını karşılarım” düşüncesi ne kadar da yanıltıcı! Gerçekten sağlıklı bir yaşam sürmek istiyorsanız, gerçek gıdaları tüketmelisiniz!

    Bu tozların tadına bakmak için yapılan “testler” de tam bir şakadan ibaret. Hangi akıl, bir tozun tadını değerlendirirken onun içeriklerini göz ardı edebilir? “Tadı fena değil” demek, ürünün kalitesini belirlemek için yeterli bir kriter değil! O zaman çıkıp “Gelin, bu yeşil tozları deneyelim” diyenlerin gerçek niyetini sorgulamak lazım. Para kazanmak için sağlığımızı hiçe sayan bu ürünler, sadece birer pazarlama aracı.

    Ayrıca, bu tür ürünlerin fiyatlarına bakınca, insanın aklı almıyor. İnsanlar, sağlıkları için yüklü miktarda para harcarken, bunun karşılığında gerçekten ne aldıklarını sorgulamıyorlar. Neden? Çünkü toplum olarak, kolay yoldan sağlıklı olmayı seçiyoruz. Ama bu, sağlıklı yaşamın temel prensiplerinden biri değil. Gerçekten sağlıklı ve dengeli beslenmek istiyorsanız, bu yeşil tozları bir kenara bırakın ve doğanın sunduğu gerçek gıdaları tercih edin!

    Sonuç olarak, yeşil tozlar sadece birer yanılsama! 2025’in en iyi yeşil tozları üzerine yapılan araştırmalar, aslında insanları kandırmaktan başka bir şey değil. Dikkat edin, bu ürünlere para harcamak yerine, sağlıklı ve doğal beslenmeye yönelin. Bu, sağlığınız için en iyi yatırım olacaktır!

    #YeşilTozlar #SağlıklıBeslenme #DoğalGıda #SağlıkYanılsaması
    Yeter artık! Toplumumuzun sağlıklı yaşam anlayışının ne hale geldiğini görmekten bıktım. “2025’in En İyi 11 Yeşil Toz, Test Edildi ve İncelendi” başlıklı makaleyi okudum ve içimdeki öfkeyi tutamıyorum. Bu yeşil tozlar, sağlığımız için ne kadar önemli olduklarını söyleyenlerin elinde birer reklam malzemesine dönüşmüş durumda! Öncelikle, bu tozların içeriğine bir bakalım. Gerçekten hangi besin değerlerini barındırıyorlar? Evet, belki de bazı vitamin ve mineralleri içeriyorlar ama bu, onları sihirli bir sağlık iksiri yapmaz. İnsanlar, bu yeşil tozları kullanarak sağlıklı beslenme yükümlülüğünden kaçıyor. “Sadece bir kaşık yeşil toz alırım, günün ihtiyaçlarını karşılarım” düşüncesi ne kadar da yanıltıcı! Gerçekten sağlıklı bir yaşam sürmek istiyorsanız, gerçek gıdaları tüketmelisiniz! Bu tozların tadına bakmak için yapılan “testler” de tam bir şakadan ibaret. Hangi akıl, bir tozun tadını değerlendirirken onun içeriklerini göz ardı edebilir? “Tadı fena değil” demek, ürünün kalitesini belirlemek için yeterli bir kriter değil! O zaman çıkıp “Gelin, bu yeşil tozları deneyelim” diyenlerin gerçek niyetini sorgulamak lazım. Para kazanmak için sağlığımızı hiçe sayan bu ürünler, sadece birer pazarlama aracı. Ayrıca, bu tür ürünlerin fiyatlarına bakınca, insanın aklı almıyor. İnsanlar, sağlıkları için yüklü miktarda para harcarken, bunun karşılığında gerçekten ne aldıklarını sorgulamıyorlar. Neden? Çünkü toplum olarak, kolay yoldan sağlıklı olmayı seçiyoruz. Ama bu, sağlıklı yaşamın temel prensiplerinden biri değil. Gerçekten sağlıklı ve dengeli beslenmek istiyorsanız, bu yeşil tozları bir kenara bırakın ve doğanın sunduğu gerçek gıdaları tercih edin! Sonuç olarak, yeşil tozlar sadece birer yanılsama! 2025’in en iyi yeşil tozları üzerine yapılan araştırmalar, aslında insanları kandırmaktan başka bir şey değil. Dikkat edin, bu ürünlere para harcamak yerine, sağlıklı ve doğal beslenmeye yönelin. Bu, sağlığınız için en iyi yatırım olacaktır! #YeşilTozlar #SağlıklıBeslenme #DoğalGıda #SağlıkYanılsaması
    The 11 Best Greens Powders, Tested and Reviewed (2025)
    We did the research (and taste-testing) for you to determine whether greens powders are worth your money, and if so, which ones.
    Like
    Love
    Wow
    Sad
    Angry
    35
    1 Comentários 0 Compartilhamentos 26 Visualizações 0 Anterior
  • Bu Kamrui Mini PC (16GB RAM, 512GB), Amazon'da rekor düşük fiyatlara satılıyor ve herkesin gözdesi haline geldi. Evet, bu doğru: Bu kadar uygun fiyatlı bir mini PC ile karşı karşıyayız, ama durun bir dakika! Bu durumdan neden bu kadar heyecanlanmalıyız? Hadi gelin bu konuyu biraz daha derinlemesine inceleyelim.

    Öncelikle, bu "uygun fiyat" olayı, tüketicileri bir tuzağa düşürmekten başka bir şey değil. 16GB RAM ve 512GB depolama alanı sunan bu cihaz, ilk bakışta harika görünebilir. Ancak, bu fiyatın arkasındaki gerçekleri göz ardı etmemek gerekiyor. Kamrui, büyük bir marka değil ve bu cihazın kalitesi hakkında ciddi şüpheler var. Tekrar düşünün: Ne kadar düşük fiyata sahip bir ürün, gerçekten kaliteli olabilir?

    Birçok insan, bu tür “ucuz” cihazların peşinden koşarken, uzun vadede ne kaybettiklerini sorgulamıyor. Evet, anlık ihtiyaçlarınızı karşılayabilir, ama birkaç ay içinde performans sorunları yaşayabilirsiniz. Bu tür cihazlar, genellikle düşük kaliteli bileşenlerden yapılır. Hızla gelen bir fırsatın peşinden koşmak yerine, biraz zaman ayırıp araştırma yapsanız, uzun vadede çok daha iyi bir yatırım yapmış olursunuz.

    Ayrıca, bu tür ürünlerin çevresel etkilerine de dikkat edilmesi gerekiyor. Hızla üretilen bu cihazlar, atık yığınına dönüşüyor ve bu da gezegenimize büyük bir zarar veriyor. Bizler, bu cihazları almakla sadece maddi bir kayıptan değil, aynı zamanda çevresel bir felaketten de sorumlu hale geliyoruz.

    Son olarak, bu tür kampanyaların arkasında neyin yattığını sorgulamak zorundayız. Amazon'un bu ürünü neden bu kadar agresif bir şekilde satmak istediğini düşünün. Muhtemelen, bu yalnızca kısa vadeli bir kazanç sağlamak için. Aslında, bu tür cihazların sürekli olarak pazara sürülmesi, daha kaliteli ürünlerin önünü kapatıyor ve tüketicilerin gerçek ihtiyaçlarını göz ardı etmesine sebep oluyor.

    Sonuç olarak, bu Kamrui Mini PC'yi almak yerine düşünmelisiniz. Gerçekten ihtiyacınız olan bir ürün mü? Yoksa sadece bir fırsat avcılığı mı? Unutmayın, kalitenin peşinden koşmak, uygun fiyatın peşinden koşmaktan çok daha önemlidir.

    #KamruiMiniPC #Teknoloji #TüketiciHakları #Çevre #Amazon
    Bu Kamrui Mini PC (16GB RAM, 512GB), Amazon'da rekor düşük fiyatlara satılıyor ve herkesin gözdesi haline geldi. Evet, bu doğru: Bu kadar uygun fiyatlı bir mini PC ile karşı karşıyayız, ama durun bir dakika! Bu durumdan neden bu kadar heyecanlanmalıyız? Hadi gelin bu konuyu biraz daha derinlemesine inceleyelim. Öncelikle, bu "uygun fiyat" olayı, tüketicileri bir tuzağa düşürmekten başka bir şey değil. 16GB RAM ve 512GB depolama alanı sunan bu cihaz, ilk bakışta harika görünebilir. Ancak, bu fiyatın arkasındaki gerçekleri göz ardı etmemek gerekiyor. Kamrui, büyük bir marka değil ve bu cihazın kalitesi hakkında ciddi şüpheler var. Tekrar düşünün: Ne kadar düşük fiyata sahip bir ürün, gerçekten kaliteli olabilir? Birçok insan, bu tür “ucuz” cihazların peşinden koşarken, uzun vadede ne kaybettiklerini sorgulamıyor. Evet, anlık ihtiyaçlarınızı karşılayabilir, ama birkaç ay içinde performans sorunları yaşayabilirsiniz. Bu tür cihazlar, genellikle düşük kaliteli bileşenlerden yapılır. Hızla gelen bir fırsatın peşinden koşmak yerine, biraz zaman ayırıp araştırma yapsanız, uzun vadede çok daha iyi bir yatırım yapmış olursunuz. Ayrıca, bu tür ürünlerin çevresel etkilerine de dikkat edilmesi gerekiyor. Hızla üretilen bu cihazlar, atık yığınına dönüşüyor ve bu da gezegenimize büyük bir zarar veriyor. Bizler, bu cihazları almakla sadece maddi bir kayıptan değil, aynı zamanda çevresel bir felaketten de sorumlu hale geliyoruz. Son olarak, bu tür kampanyaların arkasında neyin yattığını sorgulamak zorundayız. Amazon'un bu ürünü neden bu kadar agresif bir şekilde satmak istediğini düşünün. Muhtemelen, bu yalnızca kısa vadeli bir kazanç sağlamak için. Aslında, bu tür cihazların sürekli olarak pazara sürülmesi, daha kaliteli ürünlerin önünü kapatıyor ve tüketicilerin gerçek ihtiyaçlarını göz ardı etmesine sebep oluyor. Sonuç olarak, bu Kamrui Mini PC'yi almak yerine düşünmelisiniz. Gerçekten ihtiyacınız olan bir ürün mü? Yoksa sadece bir fırsat avcılığı mı? Unutmayın, kalitenin peşinden koşmak, uygun fiyatın peşinden koşmaktan çok daha önemlidir. #KamruiMiniPC #Teknoloji #TüketiciHakları #Çevre #Amazon
    This Kamrui Mini PC (16GB RAM, 512GB) Is Going Like Hotcakes, Amazon Slashes It to a Record Low
    This is one of the most affordable mini PCs with this level of configuration. The post This Kamrui Mini PC (16GB RAM, 512GB) Is Going Like Hotcakes, Amazon Slashes It to a Record Low appeared first on Kotaku.
    Wow
    1
    1 Comentários 0 Compartilhamentos 51 Visualizações 0 Anterior
  • Hayatın getirdiği zorluklar karşısında endişeye kapılmak oldukça normaldir. Özellikle iş kaybı gibi durumlar, insanın ruh halini olumsuz etkileyebilir. Ama unutmayın ki her zorluğun bir fırsatı vardır!

    Son zamanlarda işten çıkarılmaların, hesap kilitlenmeleri yoluyla gerçekleştiğini duyuyoruz. Bu, pek çok insanı kaygılandırıyor. Ancak, bu kaygıların üstesinden gelmek için alabileceğiniz basit bir önlem var: Dijital bir acil çanta hazırlamak!

    Dijital acil çantanız, iş yerindeki en önemli dosyalarınızı, belgelerinizi ve projelerinizi barındırmalıdır. Düzenli olarak güncellediğiniz bu dosyalar, bir gün ihtiyacınız olabileceği için size güven verir. Hem de yeni fırsatlar arayışında olduğunuzda, size büyük bir avantaj sağlar!

    Kendinize bir hedef belirleyin! Her hafta, en önemli dosyalarınızı gözden geçirin ve güncelleyin. Bu sayede, iş güvencesi kaygısından kurtulurken, aynı zamanda kariyerinizin geleceğine de yatırım yapmış olursunuz. Unutmayın, iş kaybı sadece bir kapının kapanmasıdır; başka bir kapı açılır!

    Ayrıca, bu süreçte kendinize güveninizi artıracak aktiviteler bulun. Egzersiz yapın, yeni beceriler öğrenin veya sevdiklerinizle vakit geçirin. Pozitif enerjinizi yükseltmek, zorluklarla baş etmenin en etkili yollarından biridir!

    Hayat her zaman sürprizlerle doludur. Bugün endişelendiğiniz şeyler, yarın yeni bir başlangıç için bir fırsata dönüşebilir. Kendinize güvenin ve her zaman umutla ilerleyin!

    Sonuç olarak, "İş kaybı" korkusunu bir kenara bırakın ve dijital acil çantanızı hazırlamaya başlayın! Unutmayın, hazırlıklı olmak, kaygıların üstesinden gelmenin en iyi yoludur. Her yeni gün, yeni fırsatlar sunar!

    #İşHayatı #KariyerFırsatları #PozitifDüşünce #DijitalAcilÇanta #HayataBağlan
    Hayatın getirdiği zorluklar karşısında endişeye kapılmak oldukça normaldir. Özellikle iş kaybı gibi durumlar, insanın ruh halini olumsuz etkileyebilir. Ama unutmayın ki her zorluğun bir fırsatı vardır! 🌟 Son zamanlarda işten çıkarılmaların, hesap kilitlenmeleri yoluyla gerçekleştiğini duyuyoruz. Bu, pek çok insanı kaygılandırıyor. Ancak, bu kaygıların üstesinden gelmek için alabileceğiniz basit bir önlem var: Dijital bir acil çanta hazırlamak! 🎒💻 Dijital acil çantanız, iş yerindeki en önemli dosyalarınızı, belgelerinizi ve projelerinizi barındırmalıdır. Düzenli olarak güncellediğiniz bu dosyalar, bir gün ihtiyacınız olabileceği için size güven verir. Hem de yeni fırsatlar arayışında olduğunuzda, size büyük bir avantaj sağlar! 🚀 Kendinize bir hedef belirleyin! 🏆 Her hafta, en önemli dosyalarınızı gözden geçirin ve güncelleyin. Bu sayede, iş güvencesi kaygısından kurtulurken, aynı zamanda kariyerinizin geleceğine de yatırım yapmış olursunuz. Unutmayın, iş kaybı sadece bir kapının kapanmasıdır; başka bir kapı açılır! 🔑 Ayrıca, bu süreçte kendinize güveninizi artıracak aktiviteler bulun. Egzersiz yapın, yeni beceriler öğrenin veya sevdiklerinizle vakit geçirin. Pozitif enerjinizi yükseltmek, zorluklarla baş etmenin en etkili yollarından biridir! 💪✨ Hayat her zaman sürprizlerle doludur. Bugün endişelendiğiniz şeyler, yarın yeni bir başlangıç için bir fırsata dönüşebilir. Kendinize güvenin ve her zaman umutla ilerleyin! 🌈 Sonuç olarak, "İş kaybı" korkusunu bir kenara bırakın ve dijital acil çantanızı hazırlamaya başlayın! Unutmayın, hazırlıklı olmak, kaygıların üstesinden gelmenin en iyi yoludur. Her yeni gün, yeni fırsatlar sunar! 💖 #İşHayatı #KariyerFırsatları #PozitifDüşünce #DijitalAcilÇanta #HayataBağlan
    Worried About Losing Your Job? Pack a Digital Go Bag
    It’s now more common for layoffs to happen through account lockouts. Every employee needs to download their most important files from work, and update them periodically.
    Like
    Wow
    Love
    Sad
    30
    1 Comentários 0 Compartilhamentos 37 Visualizações 0 Anterior
  • Dünyamız o kadar küçük ki, artık 360 derece kameralar sayesinde her şeyi bir arada görebiliyoruz. Evet, 2025 yılına geldik ve teknoloji o kadar ilerledi ki, küçük bir kutu ile tüm dünyayı sanki bir oyun alanı gibi keşfedebiliyoruz. Ama merak etmeyin, bu kameralar sadece hayatınızı değil, aynı zamanda mahallenizdeki kedilerin 360 derece bakış açılarını da kaydediyor. Kedi meraklıları için birebir!

    Bakalım, “En İyi 360 Kameralar” listesi nasıl şekillenmiş? Öncelikle, bu kameralar gerçekten de "test edildi ve değerlendirildi" mi, yoksa sadece birkaç influencer'ın parmağında dans eden ürünler mi? Herkes, bu yeni nesil cihazlarla "bütün dünyayı" tek bir karede yakalayabileceğini düşündüğünde, aslında sadece kendi evinin oturma odasını gösteriyor. Bütün aile bireyleriyle birlikte selfie çekerken, aslında 360 derecelik bir izlenimin sadece o anki karmaşayı yansıtacağını kim tahmin edebilirdi ki?

    Bu kameralar, tam anlamıyla bir “her şeyi yakala” düşüncesinin ürünü. Yani, eğer yaşamınızı tamamen sosyal medyada paylaşmaya yönelik bir felsefeniz varsa, bu kameralar sizin için ideal. Kimse sizi izlemiyor derken, birden tüm mahalle sizin 360 derece gününüzü izliyor olacak. Evet, o an “en iyi anılarınızı paylaşmanın” ne demek olduğunu öğreniyorsunuz. Ama dikkat! Unutmayın, arka planda komşunuzun çamaşırlıklarını da kaydediyor olabilirsiniz.

    Teknoloji geliştikçe, biz de daha fazla "görmek istiyoruz" dedikçe, bu kameralar da tam olarak bizi yansıtıyor. Peki ya tüm bu görüntü kirliliği ve sosyal medya baskısı ortada iken, acaba gerçekten de “en iyi 360 kameralar” yalnızca bir pazarlama tuzağı mı? Yoksa biz, bu küçük kutuların peşinden koşarak hayatımızı daha da karmaşık hale getiriyor muyuz?

    2025 yılı itibarıyla, herkesin hayatında mutlaka bir 360 derece kameraya ihtiyacı olduğunu düşünenlerin sayısı artıyor. Belki de hepimiz, her anımızı kaydetmek için birer “mini belgeselci” olduk. Ama unutmadan, bu kameralarla kaydettiğiniz her anı, bir gün ailenizin en büyük komik anısı olarak hatırlanacak. Ya da belki de sadece bir "bakın, ben de bu kamerayı aldım" yarışmasında kaybettiklerinizle dolacak.

    Sonuç olarak, eğer bir 360 derece kameraya yatırım yapmak istiyorsanız, biraz düşünün. Çünkü bu küçük kutular, sadece çevrenizi değil, aynı zamanda sosyal yaşamınızı da tamamen değiştirebilir. Ya da belki de sadece çevrenizdeki kalabalığı daha iyi görmenizi sağlar.

    #360Kamera #Teknoloji2025 #SosyalMedya #GörüntüKirliliği #HayatPaylaşımı
    Dünyamız o kadar küçük ki, artık 360 derece kameralar sayesinde her şeyi bir arada görebiliyoruz. Evet, 2025 yılına geldik ve teknoloji o kadar ilerledi ki, küçük bir kutu ile tüm dünyayı sanki bir oyun alanı gibi keşfedebiliyoruz. Ama merak etmeyin, bu kameralar sadece hayatınızı değil, aynı zamanda mahallenizdeki kedilerin 360 derece bakış açılarını da kaydediyor. Kedi meraklıları için birebir! Bakalım, “En İyi 360 Kameralar” listesi nasıl şekillenmiş? Öncelikle, bu kameralar gerçekten de "test edildi ve değerlendirildi" mi, yoksa sadece birkaç influencer'ın parmağında dans eden ürünler mi? Herkes, bu yeni nesil cihazlarla "bütün dünyayı" tek bir karede yakalayabileceğini düşündüğünde, aslında sadece kendi evinin oturma odasını gösteriyor. Bütün aile bireyleriyle birlikte selfie çekerken, aslında 360 derecelik bir izlenimin sadece o anki karmaşayı yansıtacağını kim tahmin edebilirdi ki? Bu kameralar, tam anlamıyla bir “her şeyi yakala” düşüncesinin ürünü. Yani, eğer yaşamınızı tamamen sosyal medyada paylaşmaya yönelik bir felsefeniz varsa, bu kameralar sizin için ideal. Kimse sizi izlemiyor derken, birden tüm mahalle sizin 360 derece gününüzü izliyor olacak. Evet, o an “en iyi anılarınızı paylaşmanın” ne demek olduğunu öğreniyorsunuz. Ama dikkat! Unutmayın, arka planda komşunuzun çamaşırlıklarını da kaydediyor olabilirsiniz. Teknoloji geliştikçe, biz de daha fazla "görmek istiyoruz" dedikçe, bu kameralar da tam olarak bizi yansıtıyor. Peki ya tüm bu görüntü kirliliği ve sosyal medya baskısı ortada iken, acaba gerçekten de “en iyi 360 kameralar” yalnızca bir pazarlama tuzağı mı? Yoksa biz, bu küçük kutuların peşinden koşarak hayatımızı daha da karmaşık hale getiriyor muyuz? 2025 yılı itibarıyla, herkesin hayatında mutlaka bir 360 derece kameraya ihtiyacı olduğunu düşünenlerin sayısı artıyor. Belki de hepimiz, her anımızı kaydetmek için birer “mini belgeselci” olduk. Ama unutmadan, bu kameralarla kaydettiğiniz her anı, bir gün ailenizin en büyük komik anısı olarak hatırlanacak. Ya da belki de sadece bir "bakın, ben de bu kamerayı aldım" yarışmasında kaybettiklerinizle dolacak. Sonuç olarak, eğer bir 360 derece kameraya yatırım yapmak istiyorsanız, biraz düşünün. Çünkü bu küçük kutular, sadece çevrenizi değil, aynı zamanda sosyal yaşamınızı da tamamen değiştirebilir. Ya da belki de sadece çevrenizdeki kalabalığı daha iyi görmenizi sağlar. #360Kamera #Teknoloji2025 #SosyalMedya #GörüntüKirliliği #HayatPaylaşımı
    Best 360 Cameras (2025), Tested and Reviewed
    It’s a small world after all, and these cameras can capture all of it at once, giving you a 360-degree view.
    Like
    Wow
    Sad
    Love
    36
    1 Comentários 0 Compartilhamentos 39 Visualizações 0 Anterior
  • Trump ve Intel anlaşması resmi olarak açıklandı. Tam 8,9 milyar dolarlık bir yatırım ile ABD hükümeti, Intel'de yaklaşık %10'luk bir hisseye sahip oldu. İşte bu, "Büyük Beyaz Saray"ın teknoloji dünyasına bir selamı! Gerçekten, bir başkanın bilgi teknolojilerine bu kadar yatırım yapması sizi de heyecanlandırmıyor mu? Belki de bu, Trump’ın "Tweet at, hemen yatırım yap" stratejisinin bir uzantısıdır!

    Hayal edin, bir gün Donald Trump’ın Intel’in borsa fiyatlarına yaptığı "Yatırım yapın!" tweet’inin ardından hisselerin fırladığını görebiliriz. Belki de bu anlaşma, Amerika’nın teknoloji alanındaki yerini güçlendirmekten çok, Trump’ın bir zamanlar "kendi markasını" yaratma çabasının son halkasıdır. Yani sonuç olarak, Trump’ın bu anlaşma ile “Amerika’yı yeniden büyük yapma” planının bir parçası olarak Intel’i seçmesi, tam da onun tarzına uygun. Herkesin bildiği gibi, teknolojik bir devle anlaşmak, "Geri dönüşüm" fikrinin yeni bir versiyonu gibi.

    Bu arada, bir hisseye sahip olmanın, CEO’ların toplantılarına katılmayı gerektirdiğini biliyor muydunuz? Trump’ın teknoloji devleriyle yapılacak toplantılarda göstereceği performansı düşünmek bile komik. "Merhaba! Ben teknolojiye meraklı bir başkanım, buradayım!" demesi yeter de artar bile. Belki de Intel, Trump’ın "büyük" hayallerini gerçekleştirmesi için bir platform olacaktır.

    Ama şaka bir yana, bu anlaşma gerçekten de büyük bir adım. Hükümetin teknoloji sektöründe doğrudan bir pay alması, iş dünyasında büyük bir dalgalanma yaratabilir. Yine de, siyasetin ve iş dünyasının nasıl iç içe geçtiği konusunda endişelerimizi göz ardı edemeyiz. Belki de Intel’in yeni ürünleri, Trump’ın "en iyi" tweet’lerine göre şekillenecek. "Süper Hızlı Çip", "En İyi Yonga" gibi sloganlar aklımıza gelebilir.

    Sonuçta, Trump ve Intel anlaşması, sadece bir yatırım değil, aynı zamanda bir komedi gösterisi gibi. Teknoloji dünyasının en büyük isimlerinden biriyle yapılan bu anlaşma, bizi düşündürüyor: "Acaba bir sonraki başkan kimle anlaşacak? Facebook mu, Apple mı yoksa belki de TikTok?" Ya da belki de bir yeni "Beyaz Saray Uygulaması" ile hepimizi şaşırtır!

    #Trump #Intel #Yatırım #Teknoloji #BeyazSaray
    Trump ve Intel anlaşması resmi olarak açıklandı. Tam 8,9 milyar dolarlık bir yatırım ile ABD hükümeti, Intel'de yaklaşık %10'luk bir hisseye sahip oldu. İşte bu, "Büyük Beyaz Saray"ın teknoloji dünyasına bir selamı! Gerçekten, bir başkanın bilgi teknolojilerine bu kadar yatırım yapması sizi de heyecanlandırmıyor mu? Belki de bu, Trump’ın "Tweet at, hemen yatırım yap" stratejisinin bir uzantısıdır! Hayal edin, bir gün Donald Trump’ın Intel’in borsa fiyatlarına yaptığı "Yatırım yapın!" tweet’inin ardından hisselerin fırladığını görebiliriz. Belki de bu anlaşma, Amerika’nın teknoloji alanındaki yerini güçlendirmekten çok, Trump’ın bir zamanlar "kendi markasını" yaratma çabasının son halkasıdır. Yani sonuç olarak, Trump’ın bu anlaşma ile “Amerika’yı yeniden büyük yapma” planının bir parçası olarak Intel’i seçmesi, tam da onun tarzına uygun. Herkesin bildiği gibi, teknolojik bir devle anlaşmak, "Geri dönüşüm" fikrinin yeni bir versiyonu gibi. Bu arada, bir hisseye sahip olmanın, CEO’ların toplantılarına katılmayı gerektirdiğini biliyor muydunuz? Trump’ın teknoloji devleriyle yapılacak toplantılarda göstereceği performansı düşünmek bile komik. "Merhaba! Ben teknolojiye meraklı bir başkanım, buradayım!" demesi yeter de artar bile. Belki de Intel, Trump’ın "büyük" hayallerini gerçekleştirmesi için bir platform olacaktır. Ama şaka bir yana, bu anlaşma gerçekten de büyük bir adım. Hükümetin teknoloji sektöründe doğrudan bir pay alması, iş dünyasında büyük bir dalgalanma yaratabilir. Yine de, siyasetin ve iş dünyasının nasıl iç içe geçtiği konusunda endişelerimizi göz ardı edemeyiz. Belki de Intel’in yeni ürünleri, Trump’ın "en iyi" tweet’lerine göre şekillenecek. "Süper Hızlı Çip", "En İyi Yonga" gibi sloganlar aklımıza gelebilir. Sonuçta, Trump ve Intel anlaşması, sadece bir yatırım değil, aynı zamanda bir komedi gösterisi gibi. Teknoloji dünyasının en büyük isimlerinden biriyle yapılan bu anlaşma, bizi düşündürüyor: "Acaba bir sonraki başkan kimle anlaşacak? Facebook mu, Apple mı yoksa belki de TikTok?" Ya da belki de bir yeni "Beyaz Saray Uygulaması" ile hepimizi şaşırtır! #Trump #Intel #Yatırım #Teknoloji #BeyazSaray
    The Trump-Intel Deal Is Official
    The $8.9 billion investment gives the US government a roughly 10 percent equity stake in Intel.
    Like
    Love
    Wow
    Angry
    27
    1 Comentários 0 Compartilhamentos 27 Visualizações 0 Anterior

  • ## Giriş

    Son zamanlarda teknoloji dünyasında dikkat çeken bir gelişme yaşandı. Perplexity, Chrome'u satın almak için ortaya çıkan tekliflerin ardından, şimdi de Brave tarayıcısını bir milyar dolara satın almak istediğini açıkladı. Bu durum, kullanıcıların ve yatırımcıların gözünü tekrar internet tarayıcıları üzerine çevirdi. Peki, Brave nedir ve Perplexity'nin böyle bir teklifte bulunmasının arkasında ne yatıyor?

    ## Brave Tarayıcısının Önemi

    Brave, kullanıcılarına hız ve gizlilik odaklı bir ...
    ## Giriş Son zamanlarda teknoloji dünyasında dikkat çeken bir gelişme yaşandı. Perplexity, Chrome'u satın almak için ortaya çıkan tekliflerin ardından, şimdi de Brave tarayıcısını bir milyar dolara satın almak istediğini açıkladı. Bu durum, kullanıcıların ve yatırımcıların gözünü tekrar internet tarayıcıları üzerine çevirdi. Peki, Brave nedir ve Perplexity'nin böyle bir teklifte bulunmasının arkasında ne yatıyor? ## Brave Tarayıcısının Önemi Brave, kullanıcılarına hız ve gizlilik odaklı bir ...
    بعد عرضها شراء كروم: شركة Perplexity تريد شراء Brave بمليار دولار!
    ## Giriş Son zamanlarda teknoloji dünyasında dikkat çeken bir gelişme yaşandı. Perplexity, Chrome'u satın almak için ortaya çıkan tekliflerin ardından, şimdi de Brave tarayıcısını bir milyar dolara satın almak istediğini açıkladı. Bu durum, kullanıcıların ve yatırımcıların gözünü tekrar internet tarayıcıları üzerine çevirdi. Peki, Brave nedir ve Perplexity'nin böyle bir teklifte bulunmasının...
    Like
    Love
    Wow
    Angry
    Sad
    30
    1 Comentários 0 Compartilhamentos 43 Visualizações 0 Anterior

  • ## Giriş

    Sony'nin CFO'su, yatırımcılara Bungie'nin bağımsızlığının giderek 'hafiflediğini' belirtti. Bu açıklama, oyun endüstrisindeki önemli değişimlerin ve stratejilerin bir yansıması. Bungie'nin özellikle PlayStation Studios ile entegrasyon süreci, Sony'nin oyun dünyasındaki konumunu güçlendirmek için attığı adımlar arasında yer alıyor.

    ## Bungie'nin Geçmişi ve Rolü

    Bungie, video oyunları dünyasında uzun bir geçmişe sahip. Özellikle Halo serisi ile tanınan bu stüdyo, son yıllarda Destiny...
    ## Giriş Sony'nin CFO'su, yatırımcılara Bungie'nin bağımsızlığının giderek 'hafiflediğini' belirtti. Bu açıklama, oyun endüstrisindeki önemli değişimlerin ve stratejilerin bir yansıması. Bungie'nin özellikle PlayStation Studios ile entegrasyon süreci, Sony'nin oyun dünyasındaki konumunu güçlendirmek için attığı adımlar arasında yer alıyor. ## Bungie'nin Geçmişi ve Rolü Bungie, video oyunları dünyasında uzun bir geçmişe sahip. Özellikle Halo serisi ile tanınan bu stüdyo, son yıllarda Destiny...
    Sony CFO, Yatırımcılara Bungie'nin Bağımsızlığının 'Hafiflediğini' Söyledi
    ## Giriş Sony'nin CFO'su, yatırımcılara Bungie'nin bağımsızlığının giderek 'hafiflediğini' belirtti. Bu açıklama, oyun endüstrisindeki önemli değişimlerin ve stratejilerin bir yansıması. Bungie'nin özellikle PlayStation Studios ile entegrasyon süreci, Sony'nin oyun dünyasındaki konumunu güçlendirmek için attığı adımlar arasında yer alıyor. ## Bungie'nin Geçmişi ve Rolü Bungie, video...
    Like
    Love
    Wow
    Angry
    Sad
    54
    1 Comentários 0 Compartilhamentos 64 Visualizações 0 Anterior
  • Avustralya'nın uzay programı nihayet fırlatma rampasından çıkıyor, ama sadece zar zor! Bu nasıl bir utançtır? Ülkemiz, güzel plajları, birinci sınıf kahveleri ve rahat yaşam tarzıyla tanınırken, bir uzay programını oluşturma konusunda bu kadar geri kalmış olmamız kabul edilemez!

    Uzay araştırmaları, gelişmiş ülkelerin bir sembolü haline gelmişken, biz hala fırlatma rampasında takılıp kalıyoruz. Hadi ama, bu ne biçim bir yönetim anlayışıdır? Uzay araştırmalarında öncü olmak bir kenara, kendi kendimize yeterli olamamak mı? Sadece biraz cesaret ve kararlılık göstersek, Avustralya'nın uzay programı gerçekten de dünya çapında bir başarı elde edebilir. Ama hayır, bu konuda sadece boş laflar duyuyoruz; gerçek bir eylem göremiyoruz!

    Bu programın "nadir" ilerlemesi, aslında bizlere yapılan büyük bir ihanetin göstergesidir. Yıllar yılı süren yatırımlar, araştırmalar ve potansiyel, tatmin edici bir sonuç doğurmadan heba ediliyor. Başbakanlar, bakanlar ve bürokratlar, neden hala harekete geçmiyor? Uzayda bizi temsil edecek bir varlık yaratmak için gereken kaynaklar elimizin altında. Bu kadar ciddiyetsiz bir yaklaşım olamaz!

    Her gün, gençlerimiz bilim ve teknoloji alanında kariyer yapmak için mücadele ederken, biz uzayda bir adım bile atamıyoruz. Çocuklarımıza ilham vermek yerine, onlara sadece hayal kırıklığı yaşatıyoruz. Bu utanç verici durum, Avustralya'nın geleceğini karartıyor.

    Ve evet, bunun ardında yatan sorunlar çok derin. Yetersiz finansman, kötü yönetim, belirli bir vizyon eksikliği ve en kötüsü, halkın bu konuya olan ilgisinin azlığı. İnsanlar, uzay programının ne kadar önemli olduğunu anlamıyorlar mı? Başka ülkeler uzayda atılımlar yaparken, biz hala plajlarımızla övünmekteyiz. Dünyanın gerisinde kalmaktan bıktık!

    Öncelikle, bu durumu değiştirmek için sesimizi yükseltmeliyiz. Avustralya'nın uzay programına gereken önemi vermek zorundayız; bu, sadece bir niyet değil, aynı zamanda bir zorunluluk! Eğer bizler bu konuda sesimizi çıkarmazsak, ne zaman çıkaracağız? Gelecek nesillerin hayallerini çiğnemeye devam mı edeceğiz?

    Artık yeter! Harekete geçme zamanı! Avustralya'nın uzay programı, sadece "biraz" ilerlemekle kalmamalı, büyük ve kalıcı adımlar atmalıdır. Aksi takdirde, bizleri bekleyen tek şey, daha derin bir utanç.

    #AvustralyaUzayProgramı #UzayAraştırmaları #BilimVeTeknoloji #GelecekNesiller #HareketeGeç
    Avustralya'nın uzay programı nihayet fırlatma rampasından çıkıyor, ama sadece zar zor! Bu nasıl bir utançtır? Ülkemiz, güzel plajları, birinci sınıf kahveleri ve rahat yaşam tarzıyla tanınırken, bir uzay programını oluşturma konusunda bu kadar geri kalmış olmamız kabul edilemez! Uzay araştırmaları, gelişmiş ülkelerin bir sembolü haline gelmişken, biz hala fırlatma rampasında takılıp kalıyoruz. Hadi ama, bu ne biçim bir yönetim anlayışıdır? Uzay araştırmalarında öncü olmak bir kenara, kendi kendimize yeterli olamamak mı? Sadece biraz cesaret ve kararlılık göstersek, Avustralya'nın uzay programı gerçekten de dünya çapında bir başarı elde edebilir. Ama hayır, bu konuda sadece boş laflar duyuyoruz; gerçek bir eylem göremiyoruz! Bu programın "nadir" ilerlemesi, aslında bizlere yapılan büyük bir ihanetin göstergesidir. Yıllar yılı süren yatırımlar, araştırmalar ve potansiyel, tatmin edici bir sonuç doğurmadan heba ediliyor. Başbakanlar, bakanlar ve bürokratlar, neden hala harekete geçmiyor? Uzayda bizi temsil edecek bir varlık yaratmak için gereken kaynaklar elimizin altında. Bu kadar ciddiyetsiz bir yaklaşım olamaz! Her gün, gençlerimiz bilim ve teknoloji alanında kariyer yapmak için mücadele ederken, biz uzayda bir adım bile atamıyoruz. Çocuklarımıza ilham vermek yerine, onlara sadece hayal kırıklığı yaşatıyoruz. Bu utanç verici durum, Avustralya'nın geleceğini karartıyor. Ve evet, bunun ardında yatan sorunlar çok derin. Yetersiz finansman, kötü yönetim, belirli bir vizyon eksikliği ve en kötüsü, halkın bu konuya olan ilgisinin azlığı. İnsanlar, uzay programının ne kadar önemli olduğunu anlamıyorlar mı? Başka ülkeler uzayda atılımlar yaparken, biz hala plajlarımızla övünmekteyiz. Dünyanın gerisinde kalmaktan bıktık! Öncelikle, bu durumu değiştirmek için sesimizi yükseltmeliyiz. Avustralya'nın uzay programına gereken önemi vermek zorundayız; bu, sadece bir niyet değil, aynı zamanda bir zorunluluk! Eğer bizler bu konuda sesimizi çıkarmazsak, ne zaman çıkaracağız? Gelecek nesillerin hayallerini çiğnemeye devam mı edeceğiz? Artık yeter! Harekete geçme zamanı! Avustralya'nın uzay programı, sadece "biraz" ilerlemekle kalmamalı, büyük ve kalıcı adımlar atmalıdır. Aksi takdirde, bizleri bekleyen tek şey, daha derin bir utanç. #AvustralyaUzayProgramı #UzayAraştırmaları #BilimVeTeknoloji #GelecekNesiller #HareketeGeç
    Australia’s Space Program Finally Gets Off The Pad, But Only Barely
    Australia is known for great beaches, top-tier coffee, and a laidback approach to life that really doesn’t square with all the rules and regulations that exist Down Under. What it …read more
    1 Comentários 0 Compartilhamentos 39 Visualizações 0 Anterior
  • Nintendo, bu yıl fiyatlarıyla öyle bir oyun oynuyor ki, Switch OLED artık Switch 2 ile neredeyse aynı fiyata geliyor. Düşünsenize, konsolun en yeni versiyonu ile eski versiyonu arasında sadece birkaç yüz lira fark var. Bu durumda, acaba Nintendo’nun yeni sloganı “Neden bir Switch 2 alıyorsunuz ki? Eski modelin fiyatı da yeni modelden farksız!” mı olacak?

    Tarifelerin bu kadar etkili olduğu bir dünyada, Nintendo hayranları olarak kendimizi şanslı hissetmeliyiz. Sonuçta, bir konsolun fiyatı, artık bir araba almakla aynı seviyeye geldi. Bir Switch OLED almanın maliyeti, bir tatil paketi fiyatına yaklaşır oldu. Elbette, bu tatil paketi de muhtemelen bambaşka bir gezegende, çünkü fiyatlar o kadar uçmuş durumda ki, uzaya gitmek için bile Nintendo'dan bir destek almak isteyebiliriz.

    Yine de, bu durumun bize sunduğu bir fırsat var: Şimdi daha çok para harcamak zorunda olduğumuz için, "Nintendo koleksiyonerleri" olarak kendimizi daha özel hissedebiliriz. Yani, bir Switch OLED sahibi olmak artık sadece oyun oynamak değil, aynı zamanda bir prestij meselesi haline geldi. “Baktın mı? Evet, ben de bir Switch OLED var, ama fiyatı neredeyse bir Switch 2 kadar!” demek, sosyal çevremizdeki statümüzü yükseltmek için birebir.

    Ama merak etmeyin, bu fiyat artışlarıyla birlikte Nintendo, “yeni” ve “gelişmiş” aksesuarlarını da piyasaya sürmeyi unutmuyor. Artık, klasik bir kontrol cihazı almak bile büyük bir yatırım gerektiriyor. Kim bilir, belki birkaç yıl içinde, “Nintendo Aksesuar Koleksiyonları” diye özel bir müze bile açılır. Orada, tarihin en büyük fiyat artışlarının belgeselini izleme şansı buluruz.

    Sonuçta, Nintendo’nun fiyat politikaları, oyun dünyasında bir devrim yaratmaya devam ediyor. Herkesin cebini düşündüğü bu dönemde, biz de bir yandan gülümsemeye çalışalım, diğer yandan kartlarımızı doğru oynayalım. En azından, oyun oynamak için harcadığımız parayı başka bir yere harcamaktan kurtulmuş olduk!

    #Nintendo #SwitchOLED #Tarifeler #OyunDünyası #FiyatArtışı
    Nintendo, bu yıl fiyatlarıyla öyle bir oyun oynuyor ki, Switch OLED artık Switch 2 ile neredeyse aynı fiyata geliyor. Düşünsenize, konsolun en yeni versiyonu ile eski versiyonu arasında sadece birkaç yüz lira fark var. Bu durumda, acaba Nintendo’nun yeni sloganı “Neden bir Switch 2 alıyorsunuz ki? Eski modelin fiyatı da yeni modelden farksız!” mı olacak? Tarifelerin bu kadar etkili olduğu bir dünyada, Nintendo hayranları olarak kendimizi şanslı hissetmeliyiz. Sonuçta, bir konsolun fiyatı, artık bir araba almakla aynı seviyeye geldi. Bir Switch OLED almanın maliyeti, bir tatil paketi fiyatına yaklaşır oldu. Elbette, bu tatil paketi de muhtemelen bambaşka bir gezegende, çünkü fiyatlar o kadar uçmuş durumda ki, uzaya gitmek için bile Nintendo'dan bir destek almak isteyebiliriz. Yine de, bu durumun bize sunduğu bir fırsat var: Şimdi daha çok para harcamak zorunda olduğumuz için, "Nintendo koleksiyonerleri" olarak kendimizi daha özel hissedebiliriz. Yani, bir Switch OLED sahibi olmak artık sadece oyun oynamak değil, aynı zamanda bir prestij meselesi haline geldi. “Baktın mı? Evet, ben de bir Switch OLED var, ama fiyatı neredeyse bir Switch 2 kadar!” demek, sosyal çevremizdeki statümüzü yükseltmek için birebir. Ama merak etmeyin, bu fiyat artışlarıyla birlikte Nintendo, “yeni” ve “gelişmiş” aksesuarlarını da piyasaya sürmeyi unutmuyor. Artık, klasik bir kontrol cihazı almak bile büyük bir yatırım gerektiriyor. Kim bilir, belki birkaç yıl içinde, “Nintendo Aksesuar Koleksiyonları” diye özel bir müze bile açılır. Orada, tarihin en büyük fiyat artışlarının belgeselini izleme şansı buluruz. Sonuçta, Nintendo’nun fiyat politikaları, oyun dünyasında bir devrim yaratmaya devam ediyor. Herkesin cebini düşündüğü bu dönemde, biz de bir yandan gülümsemeye çalışalım, diğer yandan kartlarımızı doğru oynayalım. En azından, oyun oynamak için harcadığımız parayı başka bir yere harcamaktan kurtulmuş olduk! #Nintendo #SwitchOLED #Tarifeler #OyunDünyası #FiyatArtışı
    Here’s The New Price Of Every Nintendo Console And Accessory Thanks To Tariffs
    The Switch OLED is now almost as expensive as a Switch 2 The post Here’s The New Price Of Every Nintendo Console And Accessory Thanks To Tariffs appeared first on Kotaku.
    Like
    Love
    Wow
    Angry
    43
    1 Comentários 0 Compartilhamentos 14 Visualizações 0 Anterior
  • Son zamanlarda ucuz dijital mikroskoplar hakkında çok şey duydum. USB formatında veya kendi ekranıyla olanlarıyla, hepsi kelebek kanatlarından elektronik devrelere kadar her şeyin süper net görüntülerini vaat ediyor. Açıkçası, bunlar pek de harika değillermiş gibi görünüyor.

    Dijital mikroskoplar, özellikle de ucuz olanlar, genelde hayal kırıklığı yaratıyor. İyi bir görüntü kalitesi bekliyorsanız, bu cihazlar sizi hayal kırıklığına uğratabilir. Bir şeyleri incelemek için kullandığınızda, görüntüler genelde bulanık ve düşük çözünürlüklü oluyor. Herkesin beklediği o net detaylar, ne yazık ki pek de gerçek olmuyor.

    Kendi başına bir ekranı olan modeller bile, çoğu zaman yeterince ışıklandırma ve netlik sağlamıyor. Kelebek kanatlarını veya devreleri incelemek istediğinizde, beklediğiniz sonuçları bulamıyorsunuz. Bu durum, deneyiminizin sıkıcı ve tam anlamıyla keyifsiz olmasına neden oluyor. Belki de bu yüzden bu tür ürünler, sadece meraklılar veya çocuklar için tasarlanmış gibi duruyor.

    USB mikroskoplar da benzer bir hayal kırıklığı sunuyor. Bilgisayara bağlandığında, çoğu zaman uyum sorunları ve yazılım problemleriyle karşı karşıya kalıyorsunuz. Sonuçta, çalışmayan bir mikroskop sadece bir masaüstü süsü haline geliyor. Zaman harcamaktan başka bir işe yaramıyor.

    Sonuç olarak, ucuz dijital mikroskoplar beklentilerinizi karşılamaktan çok uzak. Eğer gerçekten detaylı ve net görüntülere ihtiyacınız varsa, biraz daha yatırım yapmayı düşünebilirsiniz. Ancak, bu kadar basit bir deneyim için fazla çaba harcamak istemiyorsanız, belki de bu mikroskopları bir kenara bırakmak en iyisi.

    #DijitalMikroskop #UcuzMikroskop #HayalKırıklığı #Teknoloji #GörüntüKalitesi
    Son zamanlarda ucuz dijital mikroskoplar hakkında çok şey duydum. USB formatında veya kendi ekranıyla olanlarıyla, hepsi kelebek kanatlarından elektronik devrelere kadar her şeyin süper net görüntülerini vaat ediyor. Açıkçası, bunlar pek de harika değillermiş gibi görünüyor. Dijital mikroskoplar, özellikle de ucuz olanlar, genelde hayal kırıklığı yaratıyor. İyi bir görüntü kalitesi bekliyorsanız, bu cihazlar sizi hayal kırıklığına uğratabilir. Bir şeyleri incelemek için kullandığınızda, görüntüler genelde bulanık ve düşük çözünürlüklü oluyor. Herkesin beklediği o net detaylar, ne yazık ki pek de gerçek olmuyor. Kendi başına bir ekranı olan modeller bile, çoğu zaman yeterince ışıklandırma ve netlik sağlamıyor. Kelebek kanatlarını veya devreleri incelemek istediğinizde, beklediğiniz sonuçları bulamıyorsunuz. Bu durum, deneyiminizin sıkıcı ve tam anlamıyla keyifsiz olmasına neden oluyor. Belki de bu yüzden bu tür ürünler, sadece meraklılar veya çocuklar için tasarlanmış gibi duruyor. USB mikroskoplar da benzer bir hayal kırıklığı sunuyor. Bilgisayara bağlandığında, çoğu zaman uyum sorunları ve yazılım problemleriyle karşı karşıya kalıyorsunuz. Sonuçta, çalışmayan bir mikroskop sadece bir masaüstü süsü haline geliyor. Zaman harcamaktan başka bir işe yaramıyor. Sonuç olarak, ucuz dijital mikroskoplar beklentilerinizi karşılamaktan çok uzak. Eğer gerçekten detaylı ve net görüntülere ihtiyacınız varsa, biraz daha yatırım yapmayı düşünebilirsiniz. Ancak, bu kadar basit bir deneyim için fazla çaba harcamak istemiyorsanız, belki de bu mikroskopları bir kenara bırakmak en iyisi. #DijitalMikroskop #UcuzMikroskop #HayalKırıklığı #Teknoloji #GörüntüKalitesi
    Why Cheap Digital Microscopes are Pretty Terrible
    We have all seen those cheap digital microscopes, whether in USB format or with its own screen, all of them promising super-clear images of everything from butterfly wings to electronics …read more
    Like
    Love
    Wow
    Sad
    Angry
    97
    1 Comentários 0 Compartilhamentos 14 Visualizações 0 Anterior
Páginas impulsionada
Patrocinado
Virtuala FansOnly https://virtuala.site