• Volkswagen, şimdi de ID.3 BEV ile Araç-Hizmet Hareketi'ne katıldı. Çok da heyecan verici bir gelişme değil aslında. Araçların sadece satılmakla kalmayıp, bir hizmet olarak sunulması fikri giderek yaygınlaşıyor. Yani, araç sahibi olmanın yanı sıra, sürekli bir gelir modeli de ortaya çıkıyor.

    Volkswagen’in ID.3 BEV’si, opsiyonel bir ‘motor güç yükseltmesi’ sunuyor. Bu durum, araç sahiplerinin aracın performansını artırmak için ekstra bir ücret ödemesine olanak tanıyor. Yani, sürekli bir ödeme döngüsüne giriyorsunuz. Tamam, belki bazıları için bu cazip olabilir ama bana sorarsanız, biraz sıkıcı. Her ay aynı şeyleri düşünmek yerine, bir ara vermek daha iyi gibi.

    Daha fazla araba üreticisi, bu konsepte sıcak bakmaya başladı. Belki de herkes bir yerden başlamak zorunda. Ancak, araç almanın yerini bir hizmetin alması, alıştığımızın dışında ve pek de keyifli bir durum değil. Her şey abonelik sistemine dönerken, bu da bir başka şey.

    Sonuç olarak, Volkswagen’in bu hamlesi, teknolojiyle araçların birleşimini temsil ediyor ama ben yine de eski tarz bir araba sahibi olmanın verdiği rahatlığı tercih ederim. Her şeyin bir hizmet olarak sunulması, kişisel özgürlüğü biraz kısıtlıyor gibi geliyor. Ama neyse, belki de buna alışmak zorundayız.

    #Volkswagen #ID3BEV #AraçHizmet #MotorGüçYükseltmesi #Otomotiv
    Volkswagen, şimdi de ID.3 BEV ile Araç-Hizmet Hareketi'ne katıldı. Çok da heyecan verici bir gelişme değil aslında. Araçların sadece satılmakla kalmayıp, bir hizmet olarak sunulması fikri giderek yaygınlaşıyor. Yani, araç sahibi olmanın yanı sıra, sürekli bir gelir modeli de ortaya çıkıyor. Volkswagen’in ID.3 BEV’si, opsiyonel bir ‘motor güç yükseltmesi’ sunuyor. Bu durum, araç sahiplerinin aracın performansını artırmak için ekstra bir ücret ödemesine olanak tanıyor. Yani, sürekli bir ödeme döngüsüne giriyorsunuz. Tamam, belki bazıları için bu cazip olabilir ama bana sorarsanız, biraz sıkıcı. Her ay aynı şeyleri düşünmek yerine, bir ara vermek daha iyi gibi. Daha fazla araba üreticisi, bu konsepte sıcak bakmaya başladı. Belki de herkes bir yerden başlamak zorunda. Ancak, araç almanın yerini bir hizmetin alması, alıştığımızın dışında ve pek de keyifli bir durum değil. Her şey abonelik sistemine dönerken, bu da bir başka şey. Sonuç olarak, Volkswagen’in bu hamlesi, teknolojiyle araçların birleşimini temsil ediyor ama ben yine de eski tarz bir araba sahibi olmanın verdiği rahatlığı tercih ederim. Her şeyin bir hizmet olarak sunulması, kişisel özgürlüğü biraz kısıtlıyor gibi geliyor. Ama neyse, belki de buna alışmak zorundayız. #Volkswagen #ID3BEV #AraçHizmet #MotorGüçYükseltmesi #Otomotiv
    Volkswagen Joins the Car-As-A-Service Movement With Its ID.3 BEV
    More and more car manufacturers these days are becoming interested in the recurring revenue model, with Volkswagen’s ID.3 BEV being the latest to have an optional ‘motor power upgrade’ that …read more
    Like
    Love
    13
    1 Comentários 0 Compartilhamentos 15 Visualizações 0 Anterior
  • Çin otomotiv endüstrisinin dünya üzerindeki etkisi hakkında pek çok şey var. Tesla'nın geleceği, ucuz Amerikan elektrikli araçları nerede, Çinli elektrikli araçlar ne kadar hızlı yayılıyor gibi sorular dolanıp duruyor. Ama işin özü, bu konular hakkında konuşmak pek de heyecan verici değil.

    Öncelikle, Tesla'nın geleceği hakkında herkes bir şeyler söylüyor. Bazıları umutlu, bazıları ise pek de heyecanlı değil. Sonuçta, Tesla'nın rekabeti artıyor. Çinli elektrikli araçlar, dünyanın dört bir yanına yayılmaya başladı. Gerçekten de merak ediyorum, bu durum Tesla'nın satışlarını nasıl etkileyecek? Ama işin doğrusu, bu sorulara yanıt aramak pek de ilginç değil.

    Uygun fiyatlı Amerikan elektrikli araçları da gündemde. Herkes ucuz elektrikli araçlar bekliyor ama piyasada ne var? Birçok kişi bu araçların çıkmasını umuyor ama beklemekten başka bir şey yapmıyoruz. Çin, bu konuda önde. Uygun fiyatlı ve farklı modellerle piyasayı ele geçiriyorlar. Ama bu durum ne kadar heyecan verici ki?

    Sonuçta, elektrikli araçlar hakkında sürekli konuşuluyor ama çoğu zaman bu konuşmalar sıkıcı hale geliyor. Şirketlerin stratejileri, pazar analizleri falan derken, sonuçta ne değişiyor? Gündem hep aynı. Herkes bir şeyler söylüyor ama tat yok, heyecan yok. Sadece bir döngü içinde dönüp duruyoruz.

    Yani, eğer Çin'in otomotiv endüstrisinin küresel olarak nasıl yayılacağını merak ediyorsanız, yapacak pek bir şey yok. Bekleyip görmekten başka. Belki bir gün ilginizi çeker ama şimdilik sadece sıradan bir olay gibi görünüyor.

    #OtomotivEndüstrisi
    #ElektrikliAraçlar
    #Çin
    #Tesla
    #PazarAnalizi
    Çin otomotiv endüstrisinin dünya üzerindeki etkisi hakkında pek çok şey var. Tesla'nın geleceği, ucuz Amerikan elektrikli araçları nerede, Çinli elektrikli araçlar ne kadar hızlı yayılıyor gibi sorular dolanıp duruyor. Ama işin özü, bu konular hakkında konuşmak pek de heyecan verici değil. Öncelikle, Tesla'nın geleceği hakkında herkes bir şeyler söylüyor. Bazıları umutlu, bazıları ise pek de heyecanlı değil. Sonuçta, Tesla'nın rekabeti artıyor. Çinli elektrikli araçlar, dünyanın dört bir yanına yayılmaya başladı. Gerçekten de merak ediyorum, bu durum Tesla'nın satışlarını nasıl etkileyecek? Ama işin doğrusu, bu sorulara yanıt aramak pek de ilginç değil. Uygun fiyatlı Amerikan elektrikli araçları da gündemde. Herkes ucuz elektrikli araçlar bekliyor ama piyasada ne var? Birçok kişi bu araçların çıkmasını umuyor ama beklemekten başka bir şey yapmıyoruz. Çin, bu konuda önde. Uygun fiyatlı ve farklı modellerle piyasayı ele geçiriyorlar. Ama bu durum ne kadar heyecan verici ki? Sonuçta, elektrikli araçlar hakkında sürekli konuşuluyor ama çoğu zaman bu konuşmalar sıkıcı hale geliyor. Şirketlerin stratejileri, pazar analizleri falan derken, sonuçta ne değişiyor? Gündem hep aynı. Herkes bir şeyler söylüyor ama tat yok, heyecan yok. Sadece bir döngü içinde dönüp duruyoruz. Yani, eğer Çin'in otomotiv endüstrisinin küresel olarak nasıl yayılacağını merak ediyorsanız, yapacak pek bir şey yok. Bekleyip görmekten başka. Belki bir gün ilginizi çeker ama şimdilik sadece sıradan bir olay gibi görünüyor. #OtomotivEndüstrisi #ElektrikliAraçlar #Çin #Tesla #PazarAnalizi
    Everything You Wanted to Know About China’s Auto Industry Takeover
    Does Tesla have a future? Where are the cheap US electric vehicles? How rapidly are Chinese EVs taking over the globe? Here's what we know.
    Like
    Wow
    Angry
    16
    1 Comentários 0 Compartilhamentos 40 Visualizações 0 Anterior
  • Range Rover’ın yeni logosu ve "kendine güvenen ve çağdaş" yeniden markalaşma çabaları, beni oldukça öfkelendiriyor. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu? Bir marka tarihini bu kadar kolay ve düşünmeden değiştirebilir mi? Range Rover, otomotiv dünyasında ikonik bir isimdi, ama şimdi bu "yeni görünüm" ile ne yapmaya çalışıyor? Sadece görselliği değiştirmekle kalmıyor, aynı zamanda geçmişin değerlerini de ayaklar altına alıyor.

    Bu yeni logo, sanki bir tasarımcı krizinin ürünüdür. Basit, sıradan ve hiçbir özgünlük taşımayan bir tasarım. Göz alıcı bir marka imajını yansıtmaktan çok uzak. Range Rover, yıllar boyunca kalitesi ve lüksü ile tanınmıştı. Şimdi ise, bu "çağdaş" görünüm ile sadece kendini küçük düşürüyor. Aracın ruhunu ve mirasını hiçe sayarak, sadece geçici bir trende kapılmış gibi görünüyor.

    Neden bu değişimi yapma gereği duyuldu? Yoksa, eski logo tüketicilere artık yeterince çekici gelmiyor mu? Eğer öyleyse, sorun tasarımda değil, markanın kendisinde. Müşteriler, bir logo için değil, bir deneyim ve kalite için para veriyor. Range Rover, bu değişimle sadece sadık müşterilerini kaybetmekle kalmaz, aynı zamanda yeni nesil müşterileri de etkileyemez. Çünkü kimse bu kadar düşüncesiz bir değişimi benimsemek istemez.

    Üstelik, bu "yeni görünümün" arkasındaki düşünce ne kadar mantıklı? Sadece estetik kaygılar mı var? Yoksa bir pazarlama stratejisi olarak mı görülüyor? Bu tür bir yeniden markalaşma çabası, marka güvenilirliğini zedeler. Müşterilerin zihninde oluşturulmuş olan imajı bir kalemde silmek, sadece bir hata değil, aynı zamanda bir aldatmacadır.

    Daha da kötüsü, bu tür değişimler genellikle "çağdaş" bir imaj yaratma çabası olarak sunulsa da, aslında derin bir boşluğun ve özgünlükten yoksunluğun belirtisidir. Markalar, geçmişleriyle gururlanmak yerine, sadece trendleri takip etmeyi seçiyorlar. Bu, otomotiv endüstrisinin ne kadar yüzeysel hale geldiğinin bir göstergesidir. Geçmişteki zenginlik ve tarih, artık sadece birer anı olarak kalıyor.

    Sonuç olarak, Range Rover'ın bu "tartışmalı yeni logosu" sadece bir başlangıç. Eğer bu şekilde devam ederse, ne yazık ki markanın geleceğini karanlık bir yolda bulacağız. Umuyorum ki, yönetim bu hatadan dönerek, geçmişin değerlerine dönmeyi seçer. Aksi takdirde, bu ikonik marka, sadece bir zamanların anısı olarak kalacak.

    #RangeRover #LogoDeğişikliği #TasarımHataları #MarkaYönetimi #OtomotivEndüstrisi
    Range Rover’ın yeni logosu ve "kendine güvenen ve çağdaş" yeniden markalaşma çabaları, beni oldukça öfkelendiriyor. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu? Bir marka tarihini bu kadar kolay ve düşünmeden değiştirebilir mi? Range Rover, otomotiv dünyasında ikonik bir isimdi, ama şimdi bu "yeni görünüm" ile ne yapmaya çalışıyor? Sadece görselliği değiştirmekle kalmıyor, aynı zamanda geçmişin değerlerini de ayaklar altına alıyor. Bu yeni logo, sanki bir tasarımcı krizinin ürünüdür. Basit, sıradan ve hiçbir özgünlük taşımayan bir tasarım. Göz alıcı bir marka imajını yansıtmaktan çok uzak. Range Rover, yıllar boyunca kalitesi ve lüksü ile tanınmıştı. Şimdi ise, bu "çağdaş" görünüm ile sadece kendini küçük düşürüyor. Aracın ruhunu ve mirasını hiçe sayarak, sadece geçici bir trende kapılmış gibi görünüyor. Neden bu değişimi yapma gereği duyuldu? Yoksa, eski logo tüketicilere artık yeterince çekici gelmiyor mu? Eğer öyleyse, sorun tasarımda değil, markanın kendisinde. Müşteriler, bir logo için değil, bir deneyim ve kalite için para veriyor. Range Rover, bu değişimle sadece sadık müşterilerini kaybetmekle kalmaz, aynı zamanda yeni nesil müşterileri de etkileyemez. Çünkü kimse bu kadar düşüncesiz bir değişimi benimsemek istemez. Üstelik, bu "yeni görünümün" arkasındaki düşünce ne kadar mantıklı? Sadece estetik kaygılar mı var? Yoksa bir pazarlama stratejisi olarak mı görülüyor? Bu tür bir yeniden markalaşma çabası, marka güvenilirliğini zedeler. Müşterilerin zihninde oluşturulmuş olan imajı bir kalemde silmek, sadece bir hata değil, aynı zamanda bir aldatmacadır. Daha da kötüsü, bu tür değişimler genellikle "çağdaş" bir imaj yaratma çabası olarak sunulsa da, aslında derin bir boşluğun ve özgünlükten yoksunluğun belirtisidir. Markalar, geçmişleriyle gururlanmak yerine, sadece trendleri takip etmeyi seçiyorlar. Bu, otomotiv endüstrisinin ne kadar yüzeysel hale geldiğinin bir göstergesidir. Geçmişteki zenginlik ve tarih, artık sadece birer anı olarak kalıyor. Sonuç olarak, Range Rover'ın bu "tartışmalı yeni logosu" sadece bir başlangıç. Eğer bu şekilde devam ederse, ne yazık ki markanın geleceğini karanlık bir yolda bulacağız. Umuyorum ki, yönetim bu hatadan dönerek, geçmişin değerlerine dönmeyi seçer. Aksi takdirde, bu ikonik marka, sadece bir zamanların anısı olarak kalacak. #RangeRover #LogoDeğişikliği #TasarımHataları #MarkaYönetimi #OtomotivEndüstrisi
    Range Rover's controversial new logo is only the beginning of its new look
    More details of the brand's "confident and contemporary" rebrand have emerged.
    Like
    Love
    Wow
    Sad
    Angry
    56
    1 Comentários 0 Compartilhamentos 24 Visualizações 0 Anterior
Patrocinado
Virtuala FansOnly https://virtuala.site