• Ekonomi, Donald, gerçekten oldukça ilginç bir oyun. Son zamanlarda ABD iş gücü ve enflasyon verileri kötüleşirken, Beyaz Saray’ın sürekli tekrarladığı bir cümle var: "Panik yok!" Yani, panik yapmaya yer yok. Ama Trump dünyasında herkesin bir parça gergin olduğunu görmek de oldukça eğlenceli.

    Düşünsenize, enflasyon yükseliyor, işsizlik oranları tavan yapıyor ama "panik yok" demekle her şey yoluna girecek mi? Beyaz Saray, sanki bir tür sihirli formül bulmuş gibi bu cümleyi sürekli tekrarlıyor. Tabii ki bu "panik yok" politikası, daha fazla insanın işsiz kalmaması için bir tür pozitif düşünce tekniği olarak da yorumlanabilir. Ama, işsizlik cüzdanımızı etkiledikçe, pozitif düşüncenin de sınırları var.

    Donald Trump’ın ekonomi yönetimi, sanki bir komedi filminden fırlamış gibi. Herkesin gözleri, Beyaz Saray'dan gelecek yeni bir açıklamaya çevrilmişken, ekonomi krizi derinleşiyor. Belli ki, Trump dünyası "panik yok" mantığıyla, durumu kurtarmaya çalışıyor. Ama o kadar çok "panik yok" dedikleri için, insan ister istemez panik yapmaya başlıyor. Belki de bu, bir tür psikolojik oyun mudur?

    Bir yandan, işsizlik artarken, diğer yandan "no panicans" sloganı ile insanların moralini yüksek tutmaya çalışıyorlar. Ama bu durum, insanların cebindeki parayı etkilemeye başladığında, moralin pek de bir anlamı kalmıyor. Ekonomi bir oyun değil, sonuçları gerçek ve herkes bunun farkında.

    Bu noktada, Trump’ın ekonomi ekibinin bir çözüm bulması gerektiği aşikar. Yoksa "panik yok" demekle bu işin içinden çıkamayacaklar. Belki de bir gün "ekonomi, Donald" dedikleri bu durum, daha ciddi sonuçlar doğurabilir. Ancak böyle giderse, Trump dünyasının "panik yok" politikası, daha fazla insanın gergin olmasına neden olacak.

    Sözün özü, ekonomi ile dalga geçmek, en akıllıca davranış değil. Elimizde kalan son mali kaynaklarımızla, "panik yok" demekle işlerin yoluna girmeyeceğini de anlama zamanı geldi.

    #Ekonomi #PanikYok #DonaldTrump #İşsizlik #Enflasyon
    Ekonomi, Donald, gerçekten oldukça ilginç bir oyun. Son zamanlarda ABD iş gücü ve enflasyon verileri kötüleşirken, Beyaz Saray’ın sürekli tekrarladığı bir cümle var: "Panik yok!" Yani, panik yapmaya yer yok. Ama Trump dünyasında herkesin bir parça gergin olduğunu görmek de oldukça eğlenceli. Düşünsenize, enflasyon yükseliyor, işsizlik oranları tavan yapıyor ama "panik yok" demekle her şey yoluna girecek mi? Beyaz Saray, sanki bir tür sihirli formül bulmuş gibi bu cümleyi sürekli tekrarlıyor. Tabii ki bu "panik yok" politikası, daha fazla insanın işsiz kalmaması için bir tür pozitif düşünce tekniği olarak da yorumlanabilir. Ama, işsizlik cüzdanımızı etkiledikçe, pozitif düşüncenin de sınırları var. Donald Trump’ın ekonomi yönetimi, sanki bir komedi filminden fırlamış gibi. Herkesin gözleri, Beyaz Saray'dan gelecek yeni bir açıklamaya çevrilmişken, ekonomi krizi derinleşiyor. Belli ki, Trump dünyası "panik yok" mantığıyla, durumu kurtarmaya çalışıyor. Ama o kadar çok "panik yok" dedikleri için, insan ister istemez panik yapmaya başlıyor. Belki de bu, bir tür psikolojik oyun mudur? Bir yandan, işsizlik artarken, diğer yandan "no panicans" sloganı ile insanların moralini yüksek tutmaya çalışıyorlar. Ama bu durum, insanların cebindeki parayı etkilemeye başladığında, moralin pek de bir anlamı kalmıyor. Ekonomi bir oyun değil, sonuçları gerçek ve herkes bunun farkında. Bu noktada, Trump’ın ekonomi ekibinin bir çözüm bulması gerektiği aşikar. Yoksa "panik yok" demekle bu işin içinden çıkamayacaklar. Belki de bir gün "ekonomi, Donald" dedikleri bu durum, daha ciddi sonuçlar doğurabilir. Ancak böyle giderse, Trump dünyasının "panik yok" politikası, daha fazla insanın gergin olmasına neden olacak. Sözün özü, ekonomi ile dalga geçmek, en akıllıca davranış değil. Elimizde kalan son mali kaynaklarımızla, "panik yok" demekle işlerin yoluna girmeyeceğini de anlama zamanı geldi. #Ekonomi #PanikYok #DonaldTrump #İşsizlik #Enflasyon
    It's the Economy, Donald
    As US labor and inflation data seemingly worsen, the White House refrain is “no panicans”—in other words, no room for panic. That isn't keeping everyone in Trumpworld from getting the jitters.
    1 Commentarii 0 Distribuiri 21 Views 0 previzualizare
  • Donald Trump'un yeni kripto kutsal kitabı, kripto endüstrisinin her zaman istediği her şey. Federal hükümet yetkilileri, ABD'yi "dünyanın kripto başkenti" yapma vaadini yerine getirmek için bir yol haritası oluşturmuşlar. Çok detaylı bir rapor, yani uzun bir okumaya hazır olun.

    Kripto paralar hakkında bir şeyler duymak pek heyecan verici değil. Sonuçta, her şey zaten karmaşık ve kafa karıştırıcı. Trump'ın bu yeni projesi, belki de kripto dünyasında bir değişim yaratacak. Ama ne kadar etkili olacak, kim bilir? İnsanlar, kripto paraları anlamak için yeterince çaba göstermiyorken, böyle raporlar da pek bir anlam ifade etmiyor.

    Yani, Trump’ın kripto dünyasına dair vizyonu gerçekten ilginç mi? Bilmiyorum. Birçok insanın bu yeni yol haritasını umursayıp umursamadığı da muamma. En azından, belki birileri bu konuda bir şeyler yapar ve kripto paralar daha yaygın hale gelir. Ama şu an için, bu raporun benim için pek bir önemi yok.

    Sonuç olarak, kripto paraların geleceği, bu yeni belgelerdeki planlarla şekillenecek gibi gözüküyor. Ancak, her şeyin ne kadar uygulanabilir olduğu da ayrı bir tartışma konusu. Herkesin merak ettiği sorular hala havada kalıyor.

    Belki bir gün bu konularda daha fazla heyecan duyarız, ama şu anda sadece izlemekle yetinmek zorundayız.

    #KriptoPara #DonaldTrump #KriptoDünyası #Yatırım #Teknoloji
    Donald Trump'un yeni kripto kutsal kitabı, kripto endüstrisinin her zaman istediği her şey. Federal hükümet yetkilileri, ABD'yi "dünyanın kripto başkenti" yapma vaadini yerine getirmek için bir yol haritası oluşturmuşlar. Çok detaylı bir rapor, yani uzun bir okumaya hazır olun. Kripto paralar hakkında bir şeyler duymak pek heyecan verici değil. Sonuçta, her şey zaten karmaşık ve kafa karıştırıcı. Trump'ın bu yeni projesi, belki de kripto dünyasında bir değişim yaratacak. Ama ne kadar etkili olacak, kim bilir? İnsanlar, kripto paraları anlamak için yeterince çaba göstermiyorken, böyle raporlar da pek bir anlam ifade etmiyor. Yani, Trump’ın kripto dünyasına dair vizyonu gerçekten ilginç mi? Bilmiyorum. Birçok insanın bu yeni yol haritasını umursayıp umursamadığı da muamma. En azından, belki birileri bu konuda bir şeyler yapar ve kripto paralar daha yaygın hale gelir. Ama şu an için, bu raporun benim için pek bir önemi yok. Sonuç olarak, kripto paraların geleceği, bu yeni belgelerdeki planlarla şekillenecek gibi gözüküyor. Ancak, her şeyin ne kadar uygulanabilir olduğu da ayrı bir tartışma konusu. Herkesin merak ettiği sorular hala havada kalıyor. Belki bir gün bu konularda daha fazla heyecan duyarız, ama şu anda sadece izlemekle yetinmek zorundayız. #KriptoPara #DonaldTrump #KriptoDünyası #Yatırım #Teknoloji
    Donald Trump’s New Crypto Bible Is Everything the Industry Ever Wanted
    In a lengthy report, federal government officials set out a roadmap for delivering on President Donald Trump’s promise to turn the US into the “crypto capital of the planet.”
    Like
    Love
    Wow
    Sad
    Angry
    105
    1 Commentarii 0 Distribuiri 35 Views 0 previzualizare
  • De wereld is in de ban van het spectakel dat Donald Trump weer eens oplevert. Terwijl velen zich afvragen hoe het mogelijk is dat we deze man nog steeds serieus moeten nemen, wordt hij door een selecte groep fanatiekelingen verheven tot een martelaar. "Donald Trump, le martyr qui rentre dans l’histoire" wordt de leus, terwijl de werkelijkheid ons met de neus op de feiten drukt: dit is geen held, maar een clown die zichzelf op de voorgrond plaatst met niets meer dan schreeuwende retoriek en gevaarlijke onzin.

    Waarom blijven we deze man afschilderen als een slachtoffer? Zijn gezicht, "ensanglanté", is een slap excuus voor het feit dat hij de democratische waarden die we zo hard hebben bevochten, aan de laars lapt. Het beeld van hem dat "de vuist opheft" en roept “Ik ben levend, vecht voor mij!” is niets meer dan de laatste stuiptrekking van een man die zich omringt met een schare volgelingen die blindelings achter hem aanlopen. Dit is niet het type leiderschap dat we nodig hebben in deze wereld vol chaos en verdeeldheid.

    De media en communicatiebureaus zoals Graphéine die deze boodschap verspreiden, moeten zich diep schamen. Het is beschamend om te zien hoe ze een dergelijk gevaarlijk narratief verder voeden. We leven in een tijdperk waarin informatie, of beter gezegd desinformatie, zich verspreidt als een vuurtje in een droog bos. De glorificatie van Trump als martelaar is een schreeuw om aandacht die alleen maar meer verdeeldheid zaait. Dit is geen heldenverhaal, maar een tragedie van een man die de waarheid voortdurend verdraait om zijn eigen belangen te dienen.

    Het is tijd om de ogen te openen en deze cultus van persoonlijkheid te doorbreken. Het is tijd om te erkennen dat Trump geen martelaar is, maar een manipulator die zijn volgelingen bedriegt met valse beloften en gevaarlijke retoriek. Wij, de burgers, moeten ons niet laten misleiden door de theatrale vertoningen en schokkende afbeeldingen. Het is onze plicht om kritisch te blijven en te vechten voor de waarheid. Laten we ons niet langer laten leiden door leugens en onzin, maar streven naar een samenleving die gebaseerd is op feiten, transparantie en respect voor elkaar.

    We moeten ons verzetten tegen deze waanzin. We moeten ons uitspreken en de dwalingen van Trump en zijn volgelingen aan de kaak stellen. Het is tijd om de martelaarstatus die ze hem willen toekennen, de kop in te drukken en te eisen dat we terugkeren naar een fatsoenlijk debat, een dialoog op basis van respect en waarheid.

    #DonaldTrump #Martelaar #Desinformatie #MediaVerantwoordelijkheid #Waarheid
    De wereld is in de ban van het spectakel dat Donald Trump weer eens oplevert. Terwijl velen zich afvragen hoe het mogelijk is dat we deze man nog steeds serieus moeten nemen, wordt hij door een selecte groep fanatiekelingen verheven tot een martelaar. "Donald Trump, le martyr qui rentre dans l’histoire" wordt de leus, terwijl de werkelijkheid ons met de neus op de feiten drukt: dit is geen held, maar een clown die zichzelf op de voorgrond plaatst met niets meer dan schreeuwende retoriek en gevaarlijke onzin. Waarom blijven we deze man afschilderen als een slachtoffer? Zijn gezicht, "ensanglanté", is een slap excuus voor het feit dat hij de democratische waarden die we zo hard hebben bevochten, aan de laars lapt. Het beeld van hem dat "de vuist opheft" en roept “Ik ben levend, vecht voor mij!” is niets meer dan de laatste stuiptrekking van een man die zich omringt met een schare volgelingen die blindelings achter hem aanlopen. Dit is niet het type leiderschap dat we nodig hebben in deze wereld vol chaos en verdeeldheid. De media en communicatiebureaus zoals Graphéine die deze boodschap verspreiden, moeten zich diep schamen. Het is beschamend om te zien hoe ze een dergelijk gevaarlijk narratief verder voeden. We leven in een tijdperk waarin informatie, of beter gezegd desinformatie, zich verspreidt als een vuurtje in een droog bos. De glorificatie van Trump als martelaar is een schreeuw om aandacht die alleen maar meer verdeeldheid zaait. Dit is geen heldenverhaal, maar een tragedie van een man die de waarheid voortdurend verdraait om zijn eigen belangen te dienen. Het is tijd om de ogen te openen en deze cultus van persoonlijkheid te doorbreken. Het is tijd om te erkennen dat Trump geen martelaar is, maar een manipulator die zijn volgelingen bedriegt met valse beloften en gevaarlijke retoriek. Wij, de burgers, moeten ons niet laten misleiden door de theatrale vertoningen en schokkende afbeeldingen. Het is onze plicht om kritisch te blijven en te vechten voor de waarheid. Laten we ons niet langer laten leiden door leugens en onzin, maar streven naar een samenleving die gebaseerd is op feiten, transparantie en respect voor elkaar. We moeten ons verzetten tegen deze waanzin. We moeten ons uitspreken en de dwalingen van Trump en zijn volgelingen aan de kaak stellen. Het is tijd om de martelaarstatus die ze hem willen toekennen, de kop in te drukken en te eisen dat we terugkeren naar een fatsoenlijk debat, een dialoog op basis van respect en waarheid. #DonaldTrump #Martelaar #Desinformatie #MediaVerantwoordelijkheid #Waarheid
    Donald Trump, le martyr qui rentre dans l’histoire
    Donald Trump, le visage ensanglanté, lève le poing et semble proclamer “Je suis vivant, battez-vous !”. Décryptage d'une image entrée dans l’histoire à la vitesse d'un coup de fusil. L’article Donald Trump, le martyr qui rentre dans l’histoire est a
    1 Commentarii 0 Distribuiri 35 Views 0 previzualizare
  • [Donald Trump izjavio je da daje nalog svojoj administraciji da ponovno otvori i proširi Alcatraz, bivši zatvor na otoku uz obalu Kalifornije. ]

    U objavi na platformi Truth Social predsjednik SAD-a, Donald Trump, ustvrdio je da je "Amerika predugo bila pogođena okrutnim i nasilnim kriminalcima koji ponavljaju zlodjela". Ponovno otvaranje Alcatraza služilo bi kao "simbol zakona, reda i pravde", naveo je....

    Zatvor je zatvoren 1963. godine, a otok Alcatraz danas funkcionira kao turistička atrakcija. Nalazi se u blizini Golden Gate mosta u San Franciscu, piše Jutarnji list.

    “Danas dajem nalog Saveznom uredu za zatvore, zajedno s Ministarstvom pravosuđa, FBI-jem i Ministarstvom domovinske sigurnosti, da ponovno otvore, znatno prošire i obnove ALCATRAZ”, napisao je Trump.

    Zatvor bi, prema njegovim riječima, bio namijenjen “najokrutnijim i najnasilnijim zločincima u Americi”.
    Podsjećamo, Trump je trenutačno usred sukoba s američkim sudovima zbog svoje politike slanja navodnih članova bandi u megazatvor u Salvadoru. U ožujku je tamo poslao više od 200 navodnih članova bande iz Venezuele. Također je govorio o ideji da se i „domaći kriminalci“ šalju u strane zatvore.

    Alcatraz je prvotno bio vojna utvrda, a početkom 20. stoljeća preuređen je u vojni zatvor. Ministarstvo pravosuđa preuzelo ga je 1930-ih, kad je počeo primati osuđenike iz saveznog zatvorskog sustava. Među najpoznatijim zatvorenicima bili su zloglasni gangsteri Al Capone, Mickey Cohen i George “Machine Gun” Kelly.

    Zatvor je dodatno proslavljen filmom iz 1962. godine “Birdman of Alcatraz” s Burtom Lancasterom u glavnoj ulozi, koji prikazuje osuđenog ubojicu Roberta Strouda koji je, služeći doživotnu kaznu na otoku, razvio interes za ptice i postao stručnjak za ornitologiju. Kasnije, 1979. godine snimljen je i kultni film “Alcatraz” o pokušaju bijega iz notornog zatvora, s Clintom Eastwoodom u glavnoj ulozi.

    Alcatraz je također poslužio kao kulisa za film The Rock iz 1996. godine, s Seanom Conneryjem i Nicolasom Cageom, o bivšem pripadniku SAS-a i kemičaru iz FBI-ja koji spašavaju taoce na otoku.

    Zatvor je zatvoren jer je bio preskup za održavanje, navodi Savezni ured za zatvore. Troškovi njegova rada bili su gotovo tri puta veći od bilo kojeg drugog saveznog zatvora, ponajprije zbog njegove otočne lokacije.

    #Alcatraz #DonaldTrump
    Foto:Pixabay
    [Donald Trump izjavio je da daje nalog svojoj administraciji da ponovno otvori i proširi Alcatraz, bivši zatvor na otoku uz obalu Kalifornije. ] U objavi na platformi Truth Social predsjednik SAD-a, Donald Trump, ustvrdio je da je "Amerika predugo bila pogođena okrutnim i nasilnim kriminalcima koji ponavljaju zlodjela". Ponovno otvaranje Alcatraza služilo bi kao "simbol zakona, reda i pravde", naveo je.... Zatvor je zatvoren 1963. godine, a otok Alcatraz danas funkcionira kao turistička atrakcija. Nalazi se u blizini Golden Gate mosta u San Franciscu, piše Jutarnji list. “Danas dajem nalog Saveznom uredu za zatvore, zajedno s Ministarstvom pravosuđa, FBI-jem i Ministarstvom domovinske sigurnosti, da ponovno otvore, znatno prošire i obnove ALCATRAZ”, napisao je Trump. Zatvor bi, prema njegovim riječima, bio namijenjen “najokrutnijim i najnasilnijim zločincima u Americi”. Podsjećamo, Trump je trenutačno usred sukoba s američkim sudovima zbog svoje politike slanja navodnih članova bandi u megazatvor u Salvadoru. U ožujku je tamo poslao više od 200 navodnih članova bande iz Venezuele. Također je govorio o ideji da se i „domaći kriminalci“ šalju u strane zatvore. Alcatraz je prvotno bio vojna utvrda, a početkom 20. stoljeća preuređen je u vojni zatvor. Ministarstvo pravosuđa preuzelo ga je 1930-ih, kad je počeo primati osuđenike iz saveznog zatvorskog sustava. Među najpoznatijim zatvorenicima bili su zloglasni gangsteri Al Capone, Mickey Cohen i George “Machine Gun” Kelly. Zatvor je dodatno proslavljen filmom iz 1962. godine “Birdman of Alcatraz” s Burtom Lancasterom u glavnoj ulozi, koji prikazuje osuđenog ubojicu Roberta Strouda koji je, služeći doživotnu kaznu na otoku, razvio interes za ptice i postao stručnjak za ornitologiju. Kasnije, 1979. godine snimljen je i kultni film “Alcatraz” o pokušaju bijega iz notornog zatvora, s Clintom Eastwoodom u glavnoj ulozi. Alcatraz je također poslužio kao kulisa za film The Rock iz 1996. godine, s Seanom Conneryjem i Nicolasom Cageom, o bivšem pripadniku SAS-a i kemičaru iz FBI-ja koji spašavaju taoce na otoku. Zatvor je zatvoren jer je bio preskup za održavanje, navodi Savezni ured za zatvore. Troškovi njegova rada bili su gotovo tri puta veći od bilo kojeg drugog saveznog zatvora, ponajprije zbog njegove otočne lokacije. #Alcatraz #DonaldTrump Foto:Pixabay
    Yay
    3
    0 Commentarii 0 Distribuiri 158 Views 0 previzualizare
Sponsor
Virtuala FansOnly https://virtuala.site