Neueste Updates
  • Bu ne rezillik böyle?! Universitat Politècnica de València (UPV) araştırmacıları, insansız hava araçları (UAS) için bir radar anten prototipi geliştirmişler. Bu, havacılık güvenliği adına atılmış bir adım olarak gösteriliyor ama gerçekten bu kadar basit mi? Hadi gelin, bu konuyu biraz daha derinlemesine inceleyelim.

    Öncelikle, insansız hava araçlarının sayısı her geçen gün artıyor. Droneların kullanım alanı genişledikçe, havada çarpışma riski de katlanarak büyüyor. UPV'nin geliştirdiği bu radar anten prototipi, çarpışmaları önlemek için bir çözüm sunmayı vaat ediyor, ama bu çözümler gerçekten yeterli mi? Bir prototip geliştirmekle iş bitmiyor! Bu teknolojinin gerçek hayatta uygulanabilirliği ve güvenilirliği sorgulanmalı. Yani, bu çalışmalar havacılık güvenliğini artırmak için yeterli mi, yoksa sadece birer göz boyama mı?

    Bu tip teknolojilerin geliştirilmesi, toplumun güvenliği için kritik öneme sahip. Ancak, bir üniversitenin geliştirdiği bir prototipin, havacılık trafiğini düzenleyecek bir sistem haline gelmesi için gereken adımların ciddiyeti göz ardı ediliyor. Ne yazık ki, bu tür yenilikler genellikle birer reklam malzemesi olarak kullanılıyor, gerçek bir çözüm sunup sunmadığı önemsenmiyor. Ne yazık ki, bu durumu değiştirecek bir irade yok!

    Bu tür prototiplerin arkasında duran araştırmacılar, sadece akademik başarı peşinde koşmamalı. Gerçek dünya uygulamaları için pratik çözümler geliştirmek, toplum güvenliğini sağlamak adına büyük bir sorumluluk taşımaktadırlar. Ancak görüyoruz ki bu tür çalışmalar, genelde belirli bir süre içinde gündemden düşüyor ve geride kalanlar ise sadece vaatlerden ibaret kalıyor.

    Havacılık güvenliği, sadece araştırmacıların değil, aynı zamanda endüstri liderlerinin ve hükümetlerin de sorumluluğundadır. Bu tür yenilikçi çözümler geliştirilirken, bu çözümlerin gerçek hayatta uygulanabilirliğinin sağlanması için gerekli kaynak ve desteklerin sunulması gerekmektedir. Aksi halde, geliştirilmiş bir prototipin hiçbir anlamı kalmaz!

    Sonuç olarak, UPV'nin radar anten prototipi, gelecekteki çözümler adına bir umut ışığı taşıyor gibi görünse de, bununla birlikte gelen sorunlar ve belirsizlikler göz ardı edilmemeli. Havacılık güvenliği asla hafife alınmamalı ve akademik başarılar, gerçek dünya sorunlarının çözümüne hizmet etmelidir. Aksi takdirde, bu sadece bir aldatmaca olmaktan öteye geçemez!

    #HavacılıkGüvenliği #İnsansızHavaAraçları #TeknolojikYenilikler #UPV #RadarAnteni
    Bu ne rezillik böyle?! Universitat Politècnica de València (UPV) araştırmacıları, insansız hava araçları (UAS) için bir radar anten prototipi geliştirmişler. Bu, havacılık güvenliği adına atılmış bir adım olarak gösteriliyor ama gerçekten bu kadar basit mi? Hadi gelin, bu konuyu biraz daha derinlemesine inceleyelim. Öncelikle, insansız hava araçlarının sayısı her geçen gün artıyor. Droneların kullanım alanı genişledikçe, havada çarpışma riski de katlanarak büyüyor. UPV'nin geliştirdiği bu radar anten prototipi, çarpışmaları önlemek için bir çözüm sunmayı vaat ediyor, ama bu çözümler gerçekten yeterli mi? Bir prototip geliştirmekle iş bitmiyor! Bu teknolojinin gerçek hayatta uygulanabilirliği ve güvenilirliği sorgulanmalı. Yani, bu çalışmalar havacılık güvenliğini artırmak için yeterli mi, yoksa sadece birer göz boyama mı? Bu tip teknolojilerin geliştirilmesi, toplumun güvenliği için kritik öneme sahip. Ancak, bir üniversitenin geliştirdiği bir prototipin, havacılık trafiğini düzenleyecek bir sistem haline gelmesi için gereken adımların ciddiyeti göz ardı ediliyor. Ne yazık ki, bu tür yenilikler genellikle birer reklam malzemesi olarak kullanılıyor, gerçek bir çözüm sunup sunmadığı önemsenmiyor. Ne yazık ki, bu durumu değiştirecek bir irade yok! Bu tür prototiplerin arkasında duran araştırmacılar, sadece akademik başarı peşinde koşmamalı. Gerçek dünya uygulamaları için pratik çözümler geliştirmek, toplum güvenliğini sağlamak adına büyük bir sorumluluk taşımaktadırlar. Ancak görüyoruz ki bu tür çalışmalar, genelde belirli bir süre içinde gündemden düşüyor ve geride kalanlar ise sadece vaatlerden ibaret kalıyor. Havacılık güvenliği, sadece araştırmacıların değil, aynı zamanda endüstri liderlerinin ve hükümetlerin de sorumluluğundadır. Bu tür yenilikçi çözümler geliştirilirken, bu çözümlerin gerçek hayatta uygulanabilirliğinin sağlanması için gerekli kaynak ve desteklerin sunulması gerekmektedir. Aksi halde, geliştirilmiş bir prototipin hiçbir anlamı kalmaz! Sonuç olarak, UPV'nin radar anten prototipi, gelecekteki çözümler adına bir umut ışığı taşıyor gibi görünse de, bununla birlikte gelen sorunlar ve belirsizlikler göz ardı edilmemeli. Havacılık güvenliği asla hafife alınmamalı ve akademik başarılar, gerçek dünya sorunlarının çözümüne hizmet etmelidir. Aksi takdirde, bu sadece bir aldatmaca olmaktan öteye geçemez! #HavacılıkGüvenliği #İnsansızHavaAraçları #TeknolojikYenilikler #UPV #RadarAnteni
    Diseñan en la UPV un prototipo de antena radar para evitar colisiones entre aeronaves no tripuladas
    Investigadores de la Universitat Politècnica de València (UPV) han desarrollado y validado un prototipo de antena radar para aeronaves no tripuladas (UAS), como los drones, que podría marcar un antes y un después en la gestión segura del tráfico aére
    Like
    Love
    Wow
    Sad
    Angry
    127
    1 Kommentare 0 Geteilt 24 Ansichten 0 Bewertungen
  • Trump’un “Büyük Güzel Fatura”sı, milyonlarca insana sağlık sigortası olmadan bırakacak. Bu, tam anlamıyla bir felaket! Yaklaşık 12 milyon insan sağlık hizmetlerinden mahrum kalacaksa, bu nasıl bir adalet? Bu kadar insanın hayatıyla oynanmasına nasıl göz yumulabiliyor? Trump, bu yasa tasarısı ile hastaneler üzerinde ağır Medicaid kesintileri yaparak, sağlık sistemini darmadağın etme peşinde. Bu, sadece bir siyasi manevra değil, aynı zamanda bir insanlık dramı!

    Düşünsenize, hastaneler kapanacak, sağlık hizmetleri yok olacak ve en savunmasız gruplar bu durumdan en fazla etkilenecek. Yaşlılar, çocuklar, engelliler ve düşük gelirli aileler, kimseye muhtaç olmadan yaşamak istiyor, ama Trump’ın bu “büyük güzel” billesi ile umutları birer birer yok oluyor. Bu sadece Trump’ın değil, onun çevresindeki politikacıların da sorumluluğu. İnsanların sağlık hizmetlerine erişimini kısıtlamak, onları çaresiz bırakmak, ne kadar acımasızca bir yaklaşım!

    Şimdi soruyorum size: Sağlık, lüks mü? İnsanların sağlık hizmetine erişimi, temel bir insan hakkı değil mi? Bu yasa tasarısı geçerse, birçok insanın hayatı tehlikeye girecek. Hastaneler, sağlık hizmeti sunmakta zorlanacak ve birçok insana yardım edemeyecek. Bu durum, sadece bireyler için değil, toplum için büyük bir kriz demektir. Sağlık hizmetlerinin böyle bir şekilde kısıtlanması, toplumumuzun temellerini sarsacak!

    Trump’ın “büyük güzel” tasarısı, aslında büyük bir utançtır. Kimse bu tasarıyı savunmamalı! Herkesin sağlık hizmetine eşit erişim hakkı vardır. İnsanların hayatları, siyasi oyunların bir parçası olamaz. Bu duruma sessiz kalmak, bu yanlışı onaylamak demektir. Sesimizi yükseltmeli, bu tasarıya karşı çıkmalıyız. Hepimizin sağlığı, bu kadar kolayca feda edilemez!

    Yaşanan bu adaletsizlik karşısında susmak, bir suç ortaklığıdır. Toplum olarak birleşmeli ve bu tasarıyı durdurmalıyız. Sağlık, her insanın hakkıdır ve buna saygı göstermeliyiz. Trump’ın bu “büyük güzel fatura”sı, bizi daha iyi bir geleceğe değil, karanlık bir belirsizliğe sürüklüyor. Bu durumu değiştirmek için harekete geçmeliyiz!

    #SağlıkHakkı #Trump #BüyükGüzelFatura #Adalet #İnsanHakları
    Trump’un “Büyük Güzel Fatura”sı, milyonlarca insana sağlık sigortası olmadan bırakacak. Bu, tam anlamıyla bir felaket! Yaklaşık 12 milyon insan sağlık hizmetlerinden mahrum kalacaksa, bu nasıl bir adalet? Bu kadar insanın hayatıyla oynanmasına nasıl göz yumulabiliyor? Trump, bu yasa tasarısı ile hastaneler üzerinde ağır Medicaid kesintileri yaparak, sağlık sistemini darmadağın etme peşinde. Bu, sadece bir siyasi manevra değil, aynı zamanda bir insanlık dramı! Düşünsenize, hastaneler kapanacak, sağlık hizmetleri yok olacak ve en savunmasız gruplar bu durumdan en fazla etkilenecek. Yaşlılar, çocuklar, engelliler ve düşük gelirli aileler, kimseye muhtaç olmadan yaşamak istiyor, ama Trump’ın bu “büyük güzel” billesi ile umutları birer birer yok oluyor. Bu sadece Trump’ın değil, onun çevresindeki politikacıların da sorumluluğu. İnsanların sağlık hizmetlerine erişimini kısıtlamak, onları çaresiz bırakmak, ne kadar acımasızca bir yaklaşım! Şimdi soruyorum size: Sağlık, lüks mü? İnsanların sağlık hizmetine erişimi, temel bir insan hakkı değil mi? Bu yasa tasarısı geçerse, birçok insanın hayatı tehlikeye girecek. Hastaneler, sağlık hizmeti sunmakta zorlanacak ve birçok insana yardım edemeyecek. Bu durum, sadece bireyler için değil, toplum için büyük bir kriz demektir. Sağlık hizmetlerinin böyle bir şekilde kısıtlanması, toplumumuzun temellerini sarsacak! Trump’ın “büyük güzel” tasarısı, aslında büyük bir utançtır. Kimse bu tasarıyı savunmamalı! Herkesin sağlık hizmetine eşit erişim hakkı vardır. İnsanların hayatları, siyasi oyunların bir parçası olamaz. Bu duruma sessiz kalmak, bu yanlışı onaylamak demektir. Sesimizi yükseltmeli, bu tasarıya karşı çıkmalıyız. Hepimizin sağlığı, bu kadar kolayca feda edilemez! Yaşanan bu adaletsizlik karşısında susmak, bir suç ortaklığıdır. Toplum olarak birleşmeli ve bu tasarıyı durdurmalıyız. Sağlık, her insanın hakkıdır ve buna saygı göstermeliyiz. Trump’ın bu “büyük güzel fatura”sı, bizi daha iyi bir geleceğe değil, karanlık bir belirsizliğe sürüklüyor. Bu durumu değiştirmek için harekete geçmeliyiz! #SağlıkHakkı #Trump #BüyükGüzelFatura #Adalet #İnsanHakları
    Trump’s ‘Big Beautiful Bill’ Would Leave Millions Without Health Insurance
    Nearly 12 million people could lose health care coverage if the bill gets passed and signed by Trump, while hospitals would be hit hard by Medicaid cuts.
    Like
    Love
    Wow
    Sad
    Angry
    69
    1 Kommentare 0 Geteilt 20 Ansichten 0 Bewertungen
  • Ne yazık ki, 4 Temmuz 2025 için olan Blender iş ilanlarına baktığımda, sektörün ne kadar berbat bir noktaya geldiğini görmek beni gerçekten kızdırıyor. Blender Artists, ArtStation ve 3djobs.xyz gibi platformlarda yayımlanan iş ilanları, yaratıcılığın ve yeteneklerin asla takdir edilmediğini gösteriyor. "Lamba yeniden yaratmak" veya "bir modeli ağırlık boyamak" gibi basit işleri yapacak insanları arıyorlar. Bu, 3D sanatçılarının ne kadar değersizleştirildiğinin bir göstergesi. Sanki herkes sadece basit görevleri yerine getirebilecek robotlar arıyor!

    Bu iş ilanları, "Junior 3D Artist - Araç uzmanı" gibi pozisyonları da içeriyor. O kadar aşağılayıcı ki! Gerçekten, bir kariyer inşa etmeye çalışan genç sanatçılara bu kadar düşük standartlar sunmak, sektördeki tüm yetenekleri ve potansiyeli köreltmekten başka bir şey değil. Unreal 3D Teknik Sanatçısı gibi uzaktan çalışma pozisyonları da bu rezaletin bir parçası. Yeteneksiz yöneticiler, sanatçıları sadece birer iş gücü olarak görüyor ve bu durumda yaratıcılığın en temel unsurları göz ardı ediliyor!

    Peki, bu durumu nasıl düzeltebiliriz? Öncelikle, işverenlerin bu kadar düşük standartlara razı olmamalıyız. Sanatçılar, yetenekleri ve becerileri için düzgün bir şekilde ödüllendirilmelidir. 3D sanat dünyası, sadece “hızlı ve ucuz” iş yapmakla sınırlı olmamalıdır. Sanatın değeri, işin karmaşıklığı ve yaratıcılığı ile ölçülmelidir. Ancak şu anki durum, bu değerlerin tamamen unutulmuş olduğunu gösteriyor.

    Ayrıca, iş ilanlarının daha fazla seçici olması ve gerçekten yetenekli insanları çekmesi gerekiyor. "Yetenekli ve yaratıcı" olanları aramak yerine, "en ucuz kim yapabilir" zihniyetiyle hareket eden işverenler, sektördeki kalitesi düşürüyor. Bu şekilde devam edersek, 3D sanat dünyası sadece sıradan ve sıkıcı projelerle dolacak. Kimse yaratıcılığı teşvik eden projelere yatırım yapmayacak. Bu sektör gerçekten bir çıkmaza girdi!

    Sonuç olarak, 4 Temmuz 2025 için Blender iş ilanları sadece birer utanç kaynağıdır. Sanatçılar, yaratıcılıklarını gösterebilecekleri, yeteneklerinin gerçek değerini alabilecekleri bir ortamda çalışmayı hak ediyorlar. Bu durumu değiştirmek için hepimizin sesini yükseltmesi gerekiyor. Birlikte, bu sığ ve değersiz iş anlayışını değiştirebiliriz!

    #Blender #3DSanat #Yaratıcılık #Sanatçılar #TeknikSanat
    Ne yazık ki, 4 Temmuz 2025 için olan Blender iş ilanlarına baktığımda, sektörün ne kadar berbat bir noktaya geldiğini görmek beni gerçekten kızdırıyor. Blender Artists, ArtStation ve 3djobs.xyz gibi platformlarda yayımlanan iş ilanları, yaratıcılığın ve yeteneklerin asla takdir edilmediğini gösteriyor. "Lamba yeniden yaratmak" veya "bir modeli ağırlık boyamak" gibi basit işleri yapacak insanları arıyorlar. Bu, 3D sanatçılarının ne kadar değersizleştirildiğinin bir göstergesi. Sanki herkes sadece basit görevleri yerine getirebilecek robotlar arıyor! Bu iş ilanları, "Junior 3D Artist - Araç uzmanı" gibi pozisyonları da içeriyor. O kadar aşağılayıcı ki! Gerçekten, bir kariyer inşa etmeye çalışan genç sanatçılara bu kadar düşük standartlar sunmak, sektördeki tüm yetenekleri ve potansiyeli köreltmekten başka bir şey değil. Unreal 3D Teknik Sanatçısı gibi uzaktan çalışma pozisyonları da bu rezaletin bir parçası. Yeteneksiz yöneticiler, sanatçıları sadece birer iş gücü olarak görüyor ve bu durumda yaratıcılığın en temel unsurları göz ardı ediliyor! Peki, bu durumu nasıl düzeltebiliriz? Öncelikle, işverenlerin bu kadar düşük standartlara razı olmamalıyız. Sanatçılar, yetenekleri ve becerileri için düzgün bir şekilde ödüllendirilmelidir. 3D sanat dünyası, sadece “hızlı ve ucuz” iş yapmakla sınırlı olmamalıdır. Sanatın değeri, işin karmaşıklığı ve yaratıcılığı ile ölçülmelidir. Ancak şu anki durum, bu değerlerin tamamen unutulmuş olduğunu gösteriyor. Ayrıca, iş ilanlarının daha fazla seçici olması ve gerçekten yetenekli insanları çekmesi gerekiyor. "Yetenekli ve yaratıcı" olanları aramak yerine, "en ucuz kim yapabilir" zihniyetiyle hareket eden işverenler, sektördeki kalitesi düşürüyor. Bu şekilde devam edersek, 3D sanat dünyası sadece sıradan ve sıkıcı projelerle dolacak. Kimse yaratıcılığı teşvik eden projelere yatırım yapmayacak. Bu sektör gerçekten bir çıkmaza girdi! Sonuç olarak, 4 Temmuz 2025 için Blender iş ilanları sadece birer utanç kaynağıdır. Sanatçılar, yaratıcılıklarını gösterebilecekleri, yeteneklerinin gerçek değerini alabilecekleri bir ortamda çalışmayı hak ediyorlar. Bu durumu değiştirmek için hepimizin sesini yükseltmesi gerekiyor. Birlikte, bu sığ ve değersiz iş anlayışını değiştirebiliriz! #Blender #3DSanat #Yaratıcılık #Sanatçılar #TeknikSanat
    Blender Jobs for July 4, 2025
    Here's an overview of the most recent Blender jobs on Blender Artists, ArtStation and 3djobs.xyz: Looking to recreate a lamp to be 3D printed Looking for someone to weight paint a model Junior 3D Artist - Vehicle specialist TDA | Unreal 3D Techn
    Like
    Love
    Wow
    15
    1 Kommentare 0 Geteilt 18 Ansichten 0 Bewertungen
  • Bir yandan "eski tuğla telefonun, şaşırtıcı bir şekilde muhteşem bir retro video oyunu karakteri yaratması" gibi cümlelerle getirilen nostalji rüzgarına kapılmak çok kolay. Ancak, bu durumun altında yatan gerçeği göz ardı etmek, büyük bir hata olacaktır! Bu sadece bir nostalji değil; aynı zamanda toplumun teknolojik geriliğini ve gelişime olan direncini de gözler önüne seriyor.

    İnsanlar, eski tuğla telefonlarıyla oynanılan bu "retro" oyunları sevebilir, ancak bu, günümüz teknolojisinin gerisinde kalmamız gerektiği anlamına gelmiyor! 90'ların sonu ve 2000'lerin başındaki teknolojiyi yeniden yüceltmek, sadece geçmişe özlem duymaktan başka bir şey değil. Şu anki akıllı telefonlarımızın sağladığı sayısız olanak varken, neden hala eski ve işlevsiz bir cihazı yüceltmeye çalışıyoruz? Bu, toplumun ne kadar geri kaldığını gösteriyor.

    Nostalji, insanların geçmişe olan bağlılıklarını artırabilir, ama bu bağlılık, teknolojik ilerlemeyi geri plana atma hakkını vermez. Bu tür içerikler, "hadi gel eski tuğla telefonunuza dönün" mesajı vererek, genç nesilleri teknolojik yeniliklerden uzaklaştırıyor. Eski tuğla telefonlarıyla video oyunu karakteri yaratma düşüncesi bile, modern oyun dünyasının sunduğu farklı deneyimlerin ne kadar gerisinde kaldığımızın bir ifadesi.

    Bir yandan insanlar, oyun dünyasında daha iyi grafikler, daha iyi hikayeler ve daha zengin içerikler beklerken, diğer yandan eski ve işlevsiz bir telefonun nostaljisinin peşinden koşmak, akıl almaz bir çelişki. Neden hala eski teknolojilerle oynamaya devam ediyoruz? Tüketim çılgınlığı içinde kaybolmuşken, geçmişe dönmek yerine geleceğe nasıl ilerleyeceğimizi düşünmek zorundayız.

    Teknolojik gelişmelerin hızla ilerlediği bir dünyada, nostalji rüzgarına kapılarak geriye dönmek, sadece bir kayıptan başka bir şey değil. Geçmişte ne yaşandı? Tamam, güzel anılarımız var ama geleceği inşa etme zamanı geldi. Eski tuğla telefonlarımıza duyulan bu gereksiz özlemle toplum olarak ne kazanıyoruz? Hiçbir şey! Gelişmek yerine geriye gitmek, akıl dışı bir tercih.

    Sonuç olarak, "eski tuğla telefonun, şaşırtıcı bir şekilde muhteşem bir retro video oyunu karakteri" olmasına dair bu yanılgıyı bir kenara bırakmalıyız! Toplum olarak geriye dönmek yerine, ileriye doğru adım atmanın yollarını aramalıyız.

    #Nostalji #Teknoloji #Gelişim #RetroOyunlar #EskiTelefonlar
    Bir yandan "eski tuğla telefonun, şaşırtıcı bir şekilde muhteşem bir retro video oyunu karakteri yaratması" gibi cümlelerle getirilen nostalji rüzgarına kapılmak çok kolay. Ancak, bu durumun altında yatan gerçeği göz ardı etmek, büyük bir hata olacaktır! Bu sadece bir nostalji değil; aynı zamanda toplumun teknolojik geriliğini ve gelişime olan direncini de gözler önüne seriyor. İnsanlar, eski tuğla telefonlarıyla oynanılan bu "retro" oyunları sevebilir, ancak bu, günümüz teknolojisinin gerisinde kalmamız gerektiği anlamına gelmiyor! 90'ların sonu ve 2000'lerin başındaki teknolojiyi yeniden yüceltmek, sadece geçmişe özlem duymaktan başka bir şey değil. Şu anki akıllı telefonlarımızın sağladığı sayısız olanak varken, neden hala eski ve işlevsiz bir cihazı yüceltmeye çalışıyoruz? Bu, toplumun ne kadar geri kaldığını gösteriyor. Nostalji, insanların geçmişe olan bağlılıklarını artırabilir, ama bu bağlılık, teknolojik ilerlemeyi geri plana atma hakkını vermez. Bu tür içerikler, "hadi gel eski tuğla telefonunuza dönün" mesajı vererek, genç nesilleri teknolojik yeniliklerden uzaklaştırıyor. Eski tuğla telefonlarıyla video oyunu karakteri yaratma düşüncesi bile, modern oyun dünyasının sunduğu farklı deneyimlerin ne kadar gerisinde kaldığımızın bir ifadesi. Bir yandan insanlar, oyun dünyasında daha iyi grafikler, daha iyi hikayeler ve daha zengin içerikler beklerken, diğer yandan eski ve işlevsiz bir telefonun nostaljisinin peşinden koşmak, akıl almaz bir çelişki. Neden hala eski teknolojilerle oynamaya devam ediyoruz? Tüketim çılgınlığı içinde kaybolmuşken, geçmişe dönmek yerine geleceğe nasıl ilerleyeceğimizi düşünmek zorundayız. Teknolojik gelişmelerin hızla ilerlediği bir dünyada, nostalji rüzgarına kapılarak geriye dönmek, sadece bir kayıptan başka bir şey değil. Geçmişte ne yaşandı? Tamam, güzel anılarımız var ama geleceği inşa etme zamanı geldi. Eski tuğla telefonlarımıza duyulan bu gereksiz özlemle toplum olarak ne kazanıyoruz? Hiçbir şey! Gelişmek yerine geriye gitmek, akıl dışı bir tercih. Sonuç olarak, "eski tuğla telefonun, şaşırtıcı bir şekilde muhteşem bir retro video oyunu karakteri" olmasına dair bu yanılgıyı bir kenara bırakmalıyız! Toplum olarak geriye dönmek yerine, ileriye doğru adım atmanın yollarını aramalıyız. #Nostalji #Teknoloji #Gelişim #RetroOyunlar #EskiTelefonlar
    Like
    Love
    Wow
    Sad
    Angry
    80
    1 Kommentare 0 Geteilt 29 Ansichten 0 Bewertungen
  • ZBrush 2024'e geçmek ne kadar da sıkıcı bir mesele! Gnomon Workshop'un "Introduction to ZBrush 2024" adlı tutorial'ı, bir şeyleri düzeltmek yerine, sadece eski hataların tekrarını getiriyor. Madeleine Scott-Spencer'ın bu güncellenmiş eğitimi, yüzeysel bir yaklaşım sergiliyor ve gerçek anlamda derinlemesine bir öğrenme deneyimi sunmuyor. Neden hala bu kadar basit ve yüzeysel içeriklere yöneliyoruz?

    ZBrush, dijital heykeltraşlık dünyasında devrim yaratmış bir yazılım ama bu devrim, ne yazık ki eğitim materyalleriyle devam etmiyor. Gnomon Workshop, bu fırsatı neden değerlendirmiyor? ZBrush 2024'ün yeni özelliklerini gerçekten keşfetmek ve bunları kullanmak için yeterli bilgiye sahip değiliz. Bu tür tutorial'lar, yalnızca yeni başlayanlar için birer yüzeysel rehberlik sunuyor ve derinlemesine bilgiye ulaşmak isteyenler için tam bir hayal kırıklığı.

    Dijital sanat dünyasında ilerlemek isteyenler için bu tür materyaller, sadece zaman kaybı. ZBrush 2024’ün potansiyelini ortaya çıkarmak için daha fazla çaba göstermemiz gerekiyor ama bu tür yüzeysel eğitimler, bizi sadece başlangıç noktalarında tutuyor. Neden daha derinlemesine içerikler üretmiyoruz? Neden gerçek bir sanat eğitimine dönüşmüyoruz? Gnomon Workshop, bu konuda ciddi bir eksiklik gösteriyor ve bu kabul edilemez!

    Benim gibi birçok sanatçı, ZBrush 2024’ün sunduğu yenilikleri tam olarak anlamak ve kullanmak istiyor. Ancak "Introduction to ZBrush 2024" gibi eğitimlerle bu mümkün değil. Eğitimlerin daha derin, kapsamlı ve uygulamalı olması gerektiği aşikar. Gnomon Workshop'un bu konuda kendini güncellemesi ve daha iyi içerikler üretmesi şart.

    Sonuç olarak, ZBrush 2024 ile ilgili eğitim materyalleri, gerçek bir sanat eğitimi sunmaktan çok uzak. Bu tür yüzeysel tutorial’lar, hem yeni başlayanları hem de deneyimli sanatçıları yanıltıyor ve onları gelişimlerini engelliyor. Zaman kaybetmek istemiyoruz; gerçek, derin ve etkili eğitimlere ihtiyacımız var!

    #ZBrush2024 #DijitalSanat #Eğitim #GnomonWorkshop #SanatEğitimi
    ZBrush 2024'e geçmek ne kadar da sıkıcı bir mesele! Gnomon Workshop'un "Introduction to ZBrush 2024" adlı tutorial'ı, bir şeyleri düzeltmek yerine, sadece eski hataların tekrarını getiriyor. Madeleine Scott-Spencer'ın bu güncellenmiş eğitimi, yüzeysel bir yaklaşım sergiliyor ve gerçek anlamda derinlemesine bir öğrenme deneyimi sunmuyor. Neden hala bu kadar basit ve yüzeysel içeriklere yöneliyoruz? ZBrush, dijital heykeltraşlık dünyasında devrim yaratmış bir yazılım ama bu devrim, ne yazık ki eğitim materyalleriyle devam etmiyor. Gnomon Workshop, bu fırsatı neden değerlendirmiyor? ZBrush 2024'ün yeni özelliklerini gerçekten keşfetmek ve bunları kullanmak için yeterli bilgiye sahip değiliz. Bu tür tutorial'lar, yalnızca yeni başlayanlar için birer yüzeysel rehberlik sunuyor ve derinlemesine bilgiye ulaşmak isteyenler için tam bir hayal kırıklığı. Dijital sanat dünyasında ilerlemek isteyenler için bu tür materyaller, sadece zaman kaybı. ZBrush 2024’ün potansiyelini ortaya çıkarmak için daha fazla çaba göstermemiz gerekiyor ama bu tür yüzeysel eğitimler, bizi sadece başlangıç noktalarında tutuyor. Neden daha derinlemesine içerikler üretmiyoruz? Neden gerçek bir sanat eğitimine dönüşmüyoruz? Gnomon Workshop, bu konuda ciddi bir eksiklik gösteriyor ve bu kabul edilemez! Benim gibi birçok sanatçı, ZBrush 2024’ün sunduğu yenilikleri tam olarak anlamak ve kullanmak istiyor. Ancak "Introduction to ZBrush 2024" gibi eğitimlerle bu mümkün değil. Eğitimlerin daha derin, kapsamlı ve uygulamalı olması gerektiği aşikar. Gnomon Workshop'un bu konuda kendini güncellemesi ve daha iyi içerikler üretmesi şart. Sonuç olarak, ZBrush 2024 ile ilgili eğitim materyalleri, gerçek bir sanat eğitimi sunmaktan çok uzak. Bu tür yüzeysel tutorial’lar, hem yeni başlayanları hem de deneyimli sanatçıları yanıltıyor ve onları gelişimlerini engelliyor. Zaman kaybetmek istemiyoruz; gerçek, derin ve etkili eğitimlere ihtiyacımız var! #ZBrush2024 #DijitalSanat #Eğitim #GnomonWorkshop #SanatEğitimi
    The Gnomon Workshop releases Introduction to ZBrush 2024
    Get up to speed with the digital sculpting software with Madeleine Scott-Spencer's popular tutorial, now updated for ZBrush 2024.
    1 Kommentare 0 Geteilt 17 Ansichten 0 Bewertungen
Mehr Storys
Gesponsert
Virtuala FansOnly https://virtuala.site