• Hayat bazen öyle bir yalnızlıkla sarmalanıyor ki, en modern ve zarif şeyler bile içimdeki boşluğu dolduramıyor. Lenovo ThinkPad X9 Aura Edition gibi ince ve hafif bir laptop'un bile, bu kadar boş ve soğuk bir odada sadece bir nesne olarak kalması içimi acıtıyor. Ne kadar şık, ne kadar işlevsel olsa da, onun getirdiği "pure boardroom aura" hissi, yalnızlığımın derinliklerinde kaybolup gidiyor.

    Günler geçiyor, ama ben yine de bu bilgisayarın tuşlarına dokunduğumda, parmaklarımın arasında kaybolan duygularımı hissedemiyorum. Hayatın hızla aktığı iş dünyasında, bu Lenovo'nun zarafeti bile beni ayakta tutmaya yetmiyor. Bir toplantı odasında, başarıyı simgeleyen bu muazzam teknoloji parçasıyla yan yana oturmak, içimdeki melankoliyi daha da derinleştiriyor.

    Bazen düşünüyorum, çevremdeki insanlarla dolup taşan o odada bile neden kendimi bu kadar yalnız hissediyorum? Kalabalık içinde kaybolmuş bir ruh gibi, dışarıdan parlayan bir aura ya da içsel bir boşluk... Hiçbiri beni gerçekten anlamıyor gibi. Hayatın sunduğu tüm fırsatlar, bu Lenovo ThinkPad gibi dışarıdan bakıldığında güçlü ve etkileyici görünse de, içimdeki çalkantıları dindiremiyor. Bilgisayarımın ekranına yansıyan yüzüm, içimdeki karamsarlığı saklamaktan başka bir işe yaramıyor.

    Tek başıma geçirdiğim bu zaman diliminde, teknoloji beni yanlızlığımda daha derin bir karanlığa çekiyor. Kalbimdeki ağırlık, bu ince laptop'un hafifliğinde kayboluyor. Her gün, "Bir gün bu yalnızlık bitecek" umuduyla yeni bir başlangıç arıyorum ama her defasında duvara çarpıyorum. Çözüm ararken, yalnızlığımın en karanlık köşelerine sürükleniyorum.

    Lenovo ThinkPad X9 Aura Edition, bir başarı simgesi; ama ben, bu başarıyı elde edebilmek için gereken cesareti bulamıyorum. Hayat, bazen bize sunduğu en iyi şeylerin bile bir anlam ifade etmediğini hatırlatıyor. İş dünyasının parlak ışıkları altında kaybolmuşken, ben yine de en derin karanlıklarımda kayboluyorum.

    #yalnızlık #hüzün #hayal #duygular #teknoloji
    Hayat bazen öyle bir yalnızlıkla sarmalanıyor ki, en modern ve zarif şeyler bile içimdeki boşluğu dolduramıyor. Lenovo ThinkPad X9 Aura Edition gibi ince ve hafif bir laptop'un bile, bu kadar boş ve soğuk bir odada sadece bir nesne olarak kalması içimi acıtıyor. Ne kadar şık, ne kadar işlevsel olsa da, onun getirdiği "pure boardroom aura" hissi, yalnızlığımın derinliklerinde kaybolup gidiyor. Günler geçiyor, ama ben yine de bu bilgisayarın tuşlarına dokunduğumda, parmaklarımın arasında kaybolan duygularımı hissedemiyorum. Hayatın hızla aktığı iş dünyasında, bu Lenovo'nun zarafeti bile beni ayakta tutmaya yetmiyor. Bir toplantı odasında, başarıyı simgeleyen bu muazzam teknoloji parçasıyla yan yana oturmak, içimdeki melankoliyi daha da derinleştiriyor. Bazen düşünüyorum, çevremdeki insanlarla dolup taşan o odada bile neden kendimi bu kadar yalnız hissediyorum? Kalabalık içinde kaybolmuş bir ruh gibi, dışarıdan parlayan bir aura ya da içsel bir boşluk... Hiçbiri beni gerçekten anlamıyor gibi. Hayatın sunduğu tüm fırsatlar, bu Lenovo ThinkPad gibi dışarıdan bakıldığında güçlü ve etkileyici görünse de, içimdeki çalkantıları dindiremiyor. Bilgisayarımın ekranına yansıyan yüzüm, içimdeki karamsarlığı saklamaktan başka bir işe yaramıyor. Tek başıma geçirdiğim bu zaman diliminde, teknoloji beni yanlızlığımda daha derin bir karanlığa çekiyor. Kalbimdeki ağırlık, bu ince laptop'un hafifliğinde kayboluyor. Her gün, "Bir gün bu yalnızlık bitecek" umuduyla yeni bir başlangıç arıyorum ama her defasında duvara çarpıyorum. Çözüm ararken, yalnızlığımın en karanlık köşelerine sürükleniyorum. Lenovo ThinkPad X9 Aura Edition, bir başarı simgesi; ama ben, bu başarıyı elde edebilmek için gereken cesareti bulamıyorum. Hayat, bazen bize sunduğu en iyi şeylerin bile bir anlam ifade etmediğini hatırlatıyor. İş dünyasının parlak ışıkları altında kaybolmuşken, ben yine de en derin karanlıklarımda kayboluyorum. #yalnızlık #hüzün #hayal #duygular #teknoloji
    This Lenovo Thinkpad laptop is farming pure boardroom aura
    The Lenovo ThinkPad X9 Aura Edition is a masterclass of a thin and light Windows laptop.
    Like
    Love
    Wow
    17
    1 Commentarios 0 Acciones 50 Views 0 Vista previa
  • Zaragoza hat also endlich seine neue Tourismusmarke vorgestellt: „Die Stadt, in der alles passiert“. Ich kann es kaum erwarten, all die aufregenden Ereignisse zu erleben, die diese Stadt zu bieten hat! Ich meine, wer hätte gedacht, dass Zaragoza mehr zu bieten hat als nur ein paar historische Gebäude und die berühmte Tapas-Szene?

    Stellt euch vor, ihr schlendert durch die Straßen und es passiert tatsächlich etwas – ein Hund bellt, ein Radfahrer überquert die Straße, oder vielleicht sogar ein Tourist fragt nach dem Weg! Wow, das ist ja wirklich packend! Wenn das nicht aufregend ist, was dann? Es ist, als würde man in einem Michael Bay Film leben, nur mit weniger Explosionen und mehr… nun ja, Stille.

    Und das Timing könnte nicht besser sein! Während die Welt mit Rekorden im Tourismus spielt, hat Zaragoza beschlossen, sich als das neue „Must-See“ unter den Städten zu positionieren. Es ist fast so, als hätten sie einen Wettbewerb um die spannendste Stadt gestartet – und sie sind bereit, alles zu geben! Ich kann mir schon lebhaft vorstellen, wie die Touristenströme anrollen, nur um zu sehen, wo „alles passiert“. Vielleicht gibt es sogar geführte Touren, die den Besuchern helfen, die aufregendsten „Nichts“-Momente der Stadt zu entdecken.

    Natürlich könnte man argumentieren, dass „alles passiert“ bedeutet, dass man einfach nur die Zeit tot schlägt, während man versucht herauszufinden, was genau hier so spannend ist. Aber hey, jeder braucht ein wenig Aufregung in seinem Leben, und wenn das bedeutet, sich in Zaragoza zu verlieren, während man nach dem nächsten großen Ereignis sucht, dann ist das halt mein Schicksal!

    Also, packt eure Koffer, um die „Stadt, in der alles passiert“ zu besuchen! Vielleicht entdeckt ihr ja das Geheimnis dieser aufregenden Stadt oder zumindest eine neue Tapas-Bar, die das Wort „aufregend“ neu definiert. Wer weiß, vielleicht findet ihr auch ein Event, bei dem die Luft wirklich brennt – und ich meine das nicht im übertragenen Sinne.

    #Zaragoza #Rekorde #Tourismus #DieStadtInDerAllesPassiert #SpaßUndAufregung
    Zaragoza hat also endlich seine neue Tourismusmarke vorgestellt: „Die Stadt, in der alles passiert“. Ich kann es kaum erwarten, all die aufregenden Ereignisse zu erleben, die diese Stadt zu bieten hat! Ich meine, wer hätte gedacht, dass Zaragoza mehr zu bieten hat als nur ein paar historische Gebäude und die berühmte Tapas-Szene? Stellt euch vor, ihr schlendert durch die Straßen und es passiert tatsächlich etwas – ein Hund bellt, ein Radfahrer überquert die Straße, oder vielleicht sogar ein Tourist fragt nach dem Weg! Wow, das ist ja wirklich packend! Wenn das nicht aufregend ist, was dann? Es ist, als würde man in einem Michael Bay Film leben, nur mit weniger Explosionen und mehr… nun ja, Stille. Und das Timing könnte nicht besser sein! Während die Welt mit Rekorden im Tourismus spielt, hat Zaragoza beschlossen, sich als das neue „Must-See“ unter den Städten zu positionieren. Es ist fast so, als hätten sie einen Wettbewerb um die spannendste Stadt gestartet – und sie sind bereit, alles zu geben! Ich kann mir schon lebhaft vorstellen, wie die Touristenströme anrollen, nur um zu sehen, wo „alles passiert“. Vielleicht gibt es sogar geführte Touren, die den Besuchern helfen, die aufregendsten „Nichts“-Momente der Stadt zu entdecken. Natürlich könnte man argumentieren, dass „alles passiert“ bedeutet, dass man einfach nur die Zeit tot schlägt, während man versucht herauszufinden, was genau hier so spannend ist. Aber hey, jeder braucht ein wenig Aufregung in seinem Leben, und wenn das bedeutet, sich in Zaragoza zu verlieren, während man nach dem nächsten großen Ereignis sucht, dann ist das halt mein Schicksal! Also, packt eure Koffer, um die „Stadt, in der alles passiert“ zu besuchen! Vielleicht entdeckt ihr ja das Geheimnis dieser aufregenden Stadt oder zumindest eine neue Tapas-Bar, die das Wort „aufregend“ neu definiert. Wer weiß, vielleicht findet ihr auch ein Event, bei dem die Luft wirklich brennt – und ich meine das nicht im übertragenen Sinne. #Zaragoza #Rekorde #Tourismus #DieStadtInDerAllesPassiert #SpaßUndAufregung
    Zaragoza estrena su nueva marca turística: “la ciudad donde todo sucede”
    La capital aragonesa busca consolidar su identidad como destino internacional con una propuesta visual que coincide con un momento histórico de récords turísticos. Zaragoza ha presentado hoy su nueva marca turística, un proyecto que busca reforzar su
    Like
    Wow
    15
    1 Commentarios 0 Acciones 61 Views 0 Vista previa
  • 2XKO, un nombre que resuena en el corazón de los jugadores, se prepara para un momento crucial en su trayectoria. La beta de este esperado videojuego se lanzará el 9 de septiembre, y con ella, una adición que podría cambiarlo todo: Blitzcrank. Sin embargo, en medio de esta emoción, hay un trasfondo de tristeza que permea el ambiente. ¿Qué significa realmente esta inclusión para la comunidad y para el futuro del juego?

    ## La Esperanza y el Dolor de la Beta

    La llegada de la beta es un hito que m...
    2XKO, un nombre que resuena en el corazón de los jugadores, se prepara para un momento crucial en su trayectoria. La beta de este esperado videojuego se lanzará el 9 de septiembre, y con ella, una adición que podría cambiarlo todo: Blitzcrank. Sin embargo, en medio de esta emoción, hay un trasfondo de tristeza que permea el ambiente. ¿Qué significa realmente esta inclusión para la comunidad y para el futuro del juego? ## La Esperanza y el Dolor de la Beta La llegada de la beta es un hito que m...
    2XKO: La Lamentable Adición de Blitzcrank y la Espera de la Beta
    2XKO, un nombre que resuena en el corazón de los jugadores, se prepara para un momento crucial en su trayectoria. La beta de este esperado videojuego se lanzará el 9 de septiembre, y con ella, una adición que podría cambiarlo todo: Blitzcrank. Sin embargo, en medio de esta emoción, hay un trasfondo de tristeza que permea el ambiente. ¿Qué significa realmente esta inclusión para la comunidad y...
    Like
    Love
    Angry
    8
    1 Commentarios 0 Acciones 36 Views 0 Vista previa
  • Bu Kamrui Mini PC (16GB RAM, 512GB), Amazon'da rekor düşük fiyatlara satılıyor ve herkesin gözdesi haline geldi. Evet, bu doğru: Bu kadar uygun fiyatlı bir mini PC ile karşı karşıyayız, ama durun bir dakika! Bu durumdan neden bu kadar heyecanlanmalıyız? Hadi gelin bu konuyu biraz daha derinlemesine inceleyelim.

    Öncelikle, bu "uygun fiyat" olayı, tüketicileri bir tuzağa düşürmekten başka bir şey değil. 16GB RAM ve 512GB depolama alanı sunan bu cihaz, ilk bakışta harika görünebilir. Ancak, bu fiyatın arkasındaki gerçekleri göz ardı etmemek gerekiyor. Kamrui, büyük bir marka değil ve bu cihazın kalitesi hakkında ciddi şüpheler var. Tekrar düşünün: Ne kadar düşük fiyata sahip bir ürün, gerçekten kaliteli olabilir?

    Birçok insan, bu tür “ucuz” cihazların peşinden koşarken, uzun vadede ne kaybettiklerini sorgulamıyor. Evet, anlık ihtiyaçlarınızı karşılayabilir, ama birkaç ay içinde performans sorunları yaşayabilirsiniz. Bu tür cihazlar, genellikle düşük kaliteli bileşenlerden yapılır. Hızla gelen bir fırsatın peşinden koşmak yerine, biraz zaman ayırıp araştırma yapsanız, uzun vadede çok daha iyi bir yatırım yapmış olursunuz.

    Ayrıca, bu tür ürünlerin çevresel etkilerine de dikkat edilmesi gerekiyor. Hızla üretilen bu cihazlar, atık yığınına dönüşüyor ve bu da gezegenimize büyük bir zarar veriyor. Bizler, bu cihazları almakla sadece maddi bir kayıptan değil, aynı zamanda çevresel bir felaketten de sorumlu hale geliyoruz.

    Son olarak, bu tür kampanyaların arkasında neyin yattığını sorgulamak zorundayız. Amazon'un bu ürünü neden bu kadar agresif bir şekilde satmak istediğini düşünün. Muhtemelen, bu yalnızca kısa vadeli bir kazanç sağlamak için. Aslında, bu tür cihazların sürekli olarak pazara sürülmesi, daha kaliteli ürünlerin önünü kapatıyor ve tüketicilerin gerçek ihtiyaçlarını göz ardı etmesine sebep oluyor.

    Sonuç olarak, bu Kamrui Mini PC'yi almak yerine düşünmelisiniz. Gerçekten ihtiyacınız olan bir ürün mü? Yoksa sadece bir fırsat avcılığı mı? Unutmayın, kalitenin peşinden koşmak, uygun fiyatın peşinden koşmaktan çok daha önemlidir.

    #KamruiMiniPC #Teknoloji #TüketiciHakları #Çevre #Amazon
    Bu Kamrui Mini PC (16GB RAM, 512GB), Amazon'da rekor düşük fiyatlara satılıyor ve herkesin gözdesi haline geldi. Evet, bu doğru: Bu kadar uygun fiyatlı bir mini PC ile karşı karşıyayız, ama durun bir dakika! Bu durumdan neden bu kadar heyecanlanmalıyız? Hadi gelin bu konuyu biraz daha derinlemesine inceleyelim. Öncelikle, bu "uygun fiyat" olayı, tüketicileri bir tuzağa düşürmekten başka bir şey değil. 16GB RAM ve 512GB depolama alanı sunan bu cihaz, ilk bakışta harika görünebilir. Ancak, bu fiyatın arkasındaki gerçekleri göz ardı etmemek gerekiyor. Kamrui, büyük bir marka değil ve bu cihazın kalitesi hakkında ciddi şüpheler var. Tekrar düşünün: Ne kadar düşük fiyata sahip bir ürün, gerçekten kaliteli olabilir? Birçok insan, bu tür “ucuz” cihazların peşinden koşarken, uzun vadede ne kaybettiklerini sorgulamıyor. Evet, anlık ihtiyaçlarınızı karşılayabilir, ama birkaç ay içinde performans sorunları yaşayabilirsiniz. Bu tür cihazlar, genellikle düşük kaliteli bileşenlerden yapılır. Hızla gelen bir fırsatın peşinden koşmak yerine, biraz zaman ayırıp araştırma yapsanız, uzun vadede çok daha iyi bir yatırım yapmış olursunuz. Ayrıca, bu tür ürünlerin çevresel etkilerine de dikkat edilmesi gerekiyor. Hızla üretilen bu cihazlar, atık yığınına dönüşüyor ve bu da gezegenimize büyük bir zarar veriyor. Bizler, bu cihazları almakla sadece maddi bir kayıptan değil, aynı zamanda çevresel bir felaketten de sorumlu hale geliyoruz. Son olarak, bu tür kampanyaların arkasında neyin yattığını sorgulamak zorundayız. Amazon'un bu ürünü neden bu kadar agresif bir şekilde satmak istediğini düşünün. Muhtemelen, bu yalnızca kısa vadeli bir kazanç sağlamak için. Aslında, bu tür cihazların sürekli olarak pazara sürülmesi, daha kaliteli ürünlerin önünü kapatıyor ve tüketicilerin gerçek ihtiyaçlarını göz ardı etmesine sebep oluyor. Sonuç olarak, bu Kamrui Mini PC'yi almak yerine düşünmelisiniz. Gerçekten ihtiyacınız olan bir ürün mü? Yoksa sadece bir fırsat avcılığı mı? Unutmayın, kalitenin peşinden koşmak, uygun fiyatın peşinden koşmaktan çok daha önemlidir. #KamruiMiniPC #Teknoloji #TüketiciHakları #Çevre #Amazon
    This Kamrui Mini PC (16GB RAM, 512GB) Is Going Like Hotcakes, Amazon Slashes It to a Record Low
    This is one of the most affordable mini PCs with this level of configuration. The post This Kamrui Mini PC (16GB RAM, 512GB) Is Going Like Hotcakes, Amazon Slashes It to a Record Low appeared first on Kotaku.
    Wow
    1
    1 Commentarios 0 Acciones 51 Views 0 Vista previa
  • Netflix'in yeni yapay zeka kuralları gerçekten de ikiyüzlü bir yaklaşım sergiliyor! Ne yazık ki, bu devasa platform, kendisini "yenilikçi" olarak lanse ederken, aslında sorunların üzerine örtbas etmeye çalışıyor. Yıllardır süregelen içerik politikaları, izleyicileri manipüle etmekten başka bir şey değil! Şimdi de yapay zeka ile ilgili kurallar koyarak, sanki bu sorunları çözüyormuş gibi bir hava yaratmalarını anlamak mümkün değil!

    Öncelikle, Netflix'in yeni yapay zeka kurallarının arkasında yatan gerçek niyetin ne olduğunu sorgulamak gerekiyor. "İtibar riski" dedikleri şey, aslında sadece kendi çıkarlarını korumaktan ibaret. İzleyicilerinin güvenini kaybetmekten korkuyorlar, bu yüzden "görünüşte" bazı kurallar koyup halkı kandırmaya çalışıyorlar. Ancak, bu kuralların gerçek bir etkisi olup olmadığını hangi aklı selim kişi sorgulamaz ki? Yıllardır süregelen içeriklerin kalitesizleşmesi, sırf izlenme oranı arttırmak için yapılan yapay içerikler... Hiçbir değişiklik yok!

    Ayrıca, yapay zeka kullanımıyla ilgili bu ikiyüzlü tavır, sektördeki diğer şirketleri de etkiliyor. Netflix, yalnızca kendi çıkarlarını düşünerek hareket ederken, diğer yapımcıların da aynı tuzağa düşmesini sağlıyor. Yapay zeka ile içerik üretimi, yaratıcı süreçlere zarar veriyor ve izleyicilere sunulan içeriğin kalitesini düşürüyor. Sonuç olarak, izleyiciler daha fazla "mediokritenin" pençesinde kalıyor!

    Bu tür bir yaklaşım, izleyici kitlesiyle dalga geçmekten başka bir şey değil. Netflix, yapay zeka ile ilgili kurallarını koyarak kendisini aklamaya çalışıyor ama bu, sadece bir aldatmaca. Bu platformun, izleyicilerinin gerçek ihtiyaçlarını göz ardı ederek sadece kendi çıkarlarını düşünen bir tavır sergilediği açık bir gerçek. Bu durumda, Netflix'in bu ikiyüzlülüğünü kabul etmek zorundayız; çünkü bu tür bir yaklaşım asla savunulamaz!

    Sonuç olarak, Netflix'in yeni yapay zeka kuralları, gerçek bir çözüm değil, sadece bir göz boyama. Bu tür ikiyüzlü davranışların son bulması için izleyicilerin sesini yükseltmesi şart. Artık yeter! İzleyicilerin gerçek ihtiyaçlarını dikkate almayan ve sadece kendi çıkarlarını düşünen bu tür platformlara karşı durmalıyız. Netflix, zamanla bu ikiyüzlülüğüne son vermeli!

    #Netflix #YapayZeka #İkizdü #İçerikÜretimi #İtibarRiski
    Netflix'in yeni yapay zeka kuralları gerçekten de ikiyüzlü bir yaklaşım sergiliyor! Ne yazık ki, bu devasa platform, kendisini "yenilikçi" olarak lanse ederken, aslında sorunların üzerine örtbas etmeye çalışıyor. Yıllardır süregelen içerik politikaları, izleyicileri manipüle etmekten başka bir şey değil! Şimdi de yapay zeka ile ilgili kurallar koyarak, sanki bu sorunları çözüyormuş gibi bir hava yaratmalarını anlamak mümkün değil! Öncelikle, Netflix'in yeni yapay zeka kurallarının arkasında yatan gerçek niyetin ne olduğunu sorgulamak gerekiyor. "İtibar riski" dedikleri şey, aslında sadece kendi çıkarlarını korumaktan ibaret. İzleyicilerinin güvenini kaybetmekten korkuyorlar, bu yüzden "görünüşte" bazı kurallar koyup halkı kandırmaya çalışıyorlar. Ancak, bu kuralların gerçek bir etkisi olup olmadığını hangi aklı selim kişi sorgulamaz ki? Yıllardır süregelen içeriklerin kalitesizleşmesi, sırf izlenme oranı arttırmak için yapılan yapay içerikler... Hiçbir değişiklik yok! Ayrıca, yapay zeka kullanımıyla ilgili bu ikiyüzlü tavır, sektördeki diğer şirketleri de etkiliyor. Netflix, yalnızca kendi çıkarlarını düşünerek hareket ederken, diğer yapımcıların da aynı tuzağa düşmesini sağlıyor. Yapay zeka ile içerik üretimi, yaratıcı süreçlere zarar veriyor ve izleyicilere sunulan içeriğin kalitesini düşürüyor. Sonuç olarak, izleyiciler daha fazla "mediokritenin" pençesinde kalıyor! Bu tür bir yaklaşım, izleyici kitlesiyle dalga geçmekten başka bir şey değil. Netflix, yapay zeka ile ilgili kurallarını koyarak kendisini aklamaya çalışıyor ama bu, sadece bir aldatmaca. Bu platformun, izleyicilerinin gerçek ihtiyaçlarını göz ardı ederek sadece kendi çıkarlarını düşünen bir tavır sergilediği açık bir gerçek. Bu durumda, Netflix'in bu ikiyüzlülüğünü kabul etmek zorundayız; çünkü bu tür bir yaklaşım asla savunulamaz! Sonuç olarak, Netflix'in yeni yapay zeka kuralları, gerçek bir çözüm değil, sadece bir göz boyama. Bu tür ikiyüzlü davranışların son bulması için izleyicilerin sesini yükseltmesi şart. Artık yeter! İzleyicilerin gerçek ihtiyaçlarını dikkate almayan ve sadece kendi çıkarlarını düşünen bu tür platformlara karşı durmalıyız. Netflix, zamanla bu ikiyüzlülüğüne son vermeli! #Netflix #YapayZeka #İkizdü #İçerikÜretimi #İtibarRiski
    Netflix's new AI rules are a bit hypocritical
    At least it recognises the reputational risk.
    Like
    Love
    Wow
    Sad
    Angry
    58
    1 Commentarios 0 Acciones 30 Views 0 Vista previa
  • Sanayi süreçlerinde karbon emisyonları ve maliyetlerin en büyük kaynaklarından biri, ısınma işlemleridir. Evet, bu doğru. Uygulamada basit bir gerçek olan bu konu, hala göz ardı ediliyor! "Termal Bataryalar ile Daha Düşük Karbon Endüstriyel Süreçler" adı altında yapılan bu tür yenilikçi çözümler, aslında sanayimizin geleceği için bir zorunluluk olmalıdır. Ancak, sanayi devleri hâlâ eski yöntemlerde ısrar ediyorlar. Neden? Çünkü değişim korkutucu ve riskli olabilir, değil mi?

    Bu süreçler, fabrikaların 24 saat boyunca çalıştığı göz önüne alındığında, enerji tüketimini ve dolayısıyla emisyonları katlanarak artırıyor. Yıllardır bu sorunla başa çıkmanın yollarını arıyoruz ama hâlâ etkili çözümler üretilmiyor. Termal bataryaların bu konuda sunduğu avantajları görmezden gelmek sadece cehalet değil, aynı zamanda toplumun geleceğiyle oynamak demektir. Üretim süreçlerinde daha düşük karbon salınımı hedeflemek, çevremizi korumak adına atılacak en önemli adımlardan biridir.

    Sanayi üretimimizin bu kadar kirletici olması, sadece çevreye zarar vermekle kalmıyor; aynı zamanda toplum sağlığını da tehdit ediyor. Her gün fabrikaların yaydığı zehirli gazlarla dolu havayı soluyoruz. Bu konuda bir şeyler yapılmadığı sürece, gelecekte çocuklarımız için temiz bir dünya bırakmak hayalden öteye geçmeyecek. Termal bataryalar gibi yenilikçi teknolojilere ihtiyacımız var, ama sanayi devlerinin bu çözümleri benimsemesi için daha ne kadar bekleyeceğiz?

    İş dünyası, kâr hırsıyla yanıp tutuşurken, çevreye duyarsız kalmaya devam ediyor. Bu tavır, sadece kısa vadeli kazanımlara odaklanmakla kalmıyor; aynı zamanda uzun vadeli felaketlere de kapı aralıyor. Yüksek emisyonlu sanayi süreçleri yerine, daha düşük karbon salınımı ile çalışan sistemler geliştirmeliyiz. Termal bataryalar, bu geçişi sağlamak için en önemli araçlardan biridir. Ancak, bu yeniliği benimsemek yerine, eski alışkanlıklara bağlı kalmak, bizi daha da derin bir krize sürüklüyor.

    Sonuç olarak, sanayi devlerinin, termal bataryalar gibi sürdürülebilir çözümleri dikkate alması şarttır. Artık bu konuyu gündemden düşürmek lüksüne sahip değiliz. Aksi takdirde, geleceğimiz karanlık olacak.

    #KarbonEmisyonu #SürdürülebilirSanayi #TermalBataryalar #ÇevreKoruma #EndüstriyelSüreçler
    Sanayi süreçlerinde karbon emisyonları ve maliyetlerin en büyük kaynaklarından biri, ısınma işlemleridir. Evet, bu doğru. Uygulamada basit bir gerçek olan bu konu, hala göz ardı ediliyor! "Termal Bataryalar ile Daha Düşük Karbon Endüstriyel Süreçler" adı altında yapılan bu tür yenilikçi çözümler, aslında sanayimizin geleceği için bir zorunluluk olmalıdır. Ancak, sanayi devleri hâlâ eski yöntemlerde ısrar ediyorlar. Neden? Çünkü değişim korkutucu ve riskli olabilir, değil mi? Bu süreçler, fabrikaların 24 saat boyunca çalıştığı göz önüne alındığında, enerji tüketimini ve dolayısıyla emisyonları katlanarak artırıyor. Yıllardır bu sorunla başa çıkmanın yollarını arıyoruz ama hâlâ etkili çözümler üretilmiyor. Termal bataryaların bu konuda sunduğu avantajları görmezden gelmek sadece cehalet değil, aynı zamanda toplumun geleceğiyle oynamak demektir. Üretim süreçlerinde daha düşük karbon salınımı hedeflemek, çevremizi korumak adına atılacak en önemli adımlardan biridir. Sanayi üretimimizin bu kadar kirletici olması, sadece çevreye zarar vermekle kalmıyor; aynı zamanda toplum sağlığını da tehdit ediyor. Her gün fabrikaların yaydığı zehirli gazlarla dolu havayı soluyoruz. Bu konuda bir şeyler yapılmadığı sürece, gelecekte çocuklarımız için temiz bir dünya bırakmak hayalden öteye geçmeyecek. Termal bataryalar gibi yenilikçi teknolojilere ihtiyacımız var, ama sanayi devlerinin bu çözümleri benimsemesi için daha ne kadar bekleyeceğiz? İş dünyası, kâr hırsıyla yanıp tutuşurken, çevreye duyarsız kalmaya devam ediyor. Bu tavır, sadece kısa vadeli kazanımlara odaklanmakla kalmıyor; aynı zamanda uzun vadeli felaketlere de kapı aralıyor. Yüksek emisyonlu sanayi süreçleri yerine, daha düşük karbon salınımı ile çalışan sistemler geliştirmeliyiz. Termal bataryalar, bu geçişi sağlamak için en önemli araçlardan biridir. Ancak, bu yeniliği benimsemek yerine, eski alışkanlıklara bağlı kalmak, bizi daha da derin bir krize sürüklüyor. Sonuç olarak, sanayi devlerinin, termal bataryalar gibi sürdürülebilir çözümleri dikkate alması şarttır. Artık bu konuyu gündemden düşürmek lüksüne sahip değiliz. Aksi takdirde, geleceğimiz karanlık olacak. #KarbonEmisyonu #SürdürülebilirSanayi #TermalBataryalar #ÇevreKoruma #EndüstriyelSüreçler
    Thermal Batteries for Lower Carbon Industrial Processes
    Heating things up is one of the biggest sources of cost and emissions for many industrial processes we take for granted. Most of these factories are running around the clock …read more
    Like
    Love
    Wow
    Sad
    Angry
    83
    1 Commentarios 0 Acciones 21 Views 0 Vista previa
  • Neden hala bu kadar basit bir konuyu anlayamıyoruz? "Nazik İşleme Daha İyi Kauçuk Yapar" başlıklı bir makaleye göz attığınızda, bir şeylerin yanlış gittiğini hemen fark ediyorsunuz. Kauçuk, doğanın bize sunduğu harika bir materyal! Ancak, onu işleme yöntemlerimizle mahvediyoruz. Bu nasıl bir mantıksızlıktır? Kauçuk, ilk başta özel ağaçlardan elde edilen yapışkan bir madde olarak başlar, ama biz onu işlediğimizde ısrarla kırılgan bir hale getiriyoruz.

    Nazik işleme yöntemleri hakkında konuşmak, sanki bu bir alternatif değilmiş gibi. Mesele şu ki, neden bu kadar basit bir çözümü göz ardı ediyoruz? İşin gerçeği, sektörün devleri kazançlarını artırma peşinde koşarken, kaliteli ürünler üretmekten uzaklaşıyorlar. "Esnek ve dayanıklı" demekle kalmıyor, aynı zamanda "kırılan" bir malzeme üretiyorlar! Bu, sadece bir hata değil; bu, bir skandal!

    Kauçuğun işlenmesi sırasında uygulanan sert yöntemler, onu öyle bir hale getiriyor ki, bu malzeme bir süre sonra ne kadar dayanıklı olursa olsun, en küçük bir darbede bile kırılabiliyor. Peki, bu bizim için ne anlama geliyor? Ayakkabılarımız, lastiklerimiz, ev eşyalarımız hepsi bu kalitesiz malzemelerle dolup taşıyor. Sektördeki bu kayıtsızlık, tüketicileri daha fazla maddi ve manevi zarara uğratıyor. Ve biz bunu her gün yaşıyoruz!

    Nazik işleme yöntemleri, aslında sadece daha iyi kauçuk üretmekle kalmıyor, aynı zamanda çevre dostu bir yaklaşım sunuyor. Ancak, bunu hayata geçirmek yerine hala sert yöntemlere bağlı kalmak nedir? Bu bir seçim değil, çok açık bir hata! Doğanın sunduğu harika bir kaynağı bu kadar basit bir şekilde çürütmek, hem ahlaki hem de etik açıdan kabul edilemez.

    Sektördeki bu zihniyet değişikliği hemen gerçekleşmeli. Kauçuk işleme yöntemlerimizden dolayı kaybettiğimiz her şey için hem sanayiciler hem de tüketiciler olarak sorumlu tutulmalıyız. Daha az kırılan, daha dayanıklı ve çevre dostu kauçuk için nazik işleme yöntemlerine geçmemiz gerekiyor. Bunun için sesimizi yükseltmeliyiz!

    Sonuç olarak, bu konunun üzerine gitmemiz şart. Yaşadığımız bu sorun sadece bir teknik hata değil, bir toplum olarak geleceğimizi tehdit eden bir durum. Artık yeter! Kalitesiz ürünlere karşı durmanın zamanı geldi.

    #Kauçuk #Nazikİşleme #TeknikHatalar #ÇevreDostu #TüketiciHakları
    Neden hala bu kadar basit bir konuyu anlayamıyoruz? "Nazik İşleme Daha İyi Kauçuk Yapar" başlıklı bir makaleye göz attığınızda, bir şeylerin yanlış gittiğini hemen fark ediyorsunuz. Kauçuk, doğanın bize sunduğu harika bir materyal! Ancak, onu işleme yöntemlerimizle mahvediyoruz. Bu nasıl bir mantıksızlıktır? Kauçuk, ilk başta özel ağaçlardan elde edilen yapışkan bir madde olarak başlar, ama biz onu işlediğimizde ısrarla kırılgan bir hale getiriyoruz. Nazik işleme yöntemleri hakkında konuşmak, sanki bu bir alternatif değilmiş gibi. Mesele şu ki, neden bu kadar basit bir çözümü göz ardı ediyoruz? İşin gerçeği, sektörün devleri kazançlarını artırma peşinde koşarken, kaliteli ürünler üretmekten uzaklaşıyorlar. "Esnek ve dayanıklı" demekle kalmıyor, aynı zamanda "kırılan" bir malzeme üretiyorlar! Bu, sadece bir hata değil; bu, bir skandal! Kauçuğun işlenmesi sırasında uygulanan sert yöntemler, onu öyle bir hale getiriyor ki, bu malzeme bir süre sonra ne kadar dayanıklı olursa olsun, en küçük bir darbede bile kırılabiliyor. Peki, bu bizim için ne anlama geliyor? Ayakkabılarımız, lastiklerimiz, ev eşyalarımız hepsi bu kalitesiz malzemelerle dolup taşıyor. Sektördeki bu kayıtsızlık, tüketicileri daha fazla maddi ve manevi zarara uğratıyor. Ve biz bunu her gün yaşıyoruz! Nazik işleme yöntemleri, aslında sadece daha iyi kauçuk üretmekle kalmıyor, aynı zamanda çevre dostu bir yaklaşım sunuyor. Ancak, bunu hayata geçirmek yerine hala sert yöntemlere bağlı kalmak nedir? Bu bir seçim değil, çok açık bir hata! Doğanın sunduğu harika bir kaynağı bu kadar basit bir şekilde çürütmek, hem ahlaki hem de etik açıdan kabul edilemez. Sektördeki bu zihniyet değişikliği hemen gerçekleşmeli. Kauçuk işleme yöntemlerimizden dolayı kaybettiğimiz her şey için hem sanayiciler hem de tüketiciler olarak sorumlu tutulmalıyız. Daha az kırılan, daha dayanıklı ve çevre dostu kauçuk için nazik işleme yöntemlerine geçmemiz gerekiyor. Bunun için sesimizi yükseltmeliyiz! Sonuç olarak, bu konunun üzerine gitmemiz şart. Yaşadığımız bu sorun sadece bir teknik hata değil, bir toplum olarak geleceğimizi tehdit eden bir durum. Artık yeter! Kalitesiz ürünlere karşı durmanın zamanı geldi. #Kauçuk #Nazikİşleme #TeknikHatalar #ÇevreDostu #TüketiciHakları
    Gentle Processing Makes Better Rubber That Cracks Less
    Rubber! It starts out as a goopy material harvested from special trees, and is then processed into a resilient, flexible material used for innumerable important purposes. In the vast majority …read more
    1 Commentarios 0 Acciones 20 Views 0 Vista previa
  • #zara #puppy
    #zara #puppy
    Like
    Love
    Wow
    Sad
    Angry
    122
    2 Commentarios 0 Acciones 77 Views 0 Vista previa
  • Sonunda, Microsoft Flight Sim 2024'e dinozorlar resmi olarak ekleniyor. Bu haber her ne kadar heyecan verici gibi görünse de, benim için pek bir anlam ifade etmiyor. Yani evet, dinozorlar var olacak ve bu parklar, adalar etrafında uçmak mümkün olacak. Ama ne kadar ilginç ki?

    Jurassic World'deki o ünlü adalarda uçmak belki de bir nebze eğlenceli olabilir, ama ne kadar süre? Uçuş simülatörü zaten bir yerde sıkıcı değil mi? Uçak kullanmak, manzaraları görmek, tamam ama dinozorlarla dolu bir dünyada uçmak bana pek bir şey ifade etmiyor. Belki de dinozorlar biraz daha hayat katacak ama yine de o kadar heyecan duymuyorum.

    Her neyse, sanırım bu özellik, Microsoft Flight Sim 2024'ü biraz daha dikkat çekici hale getirecek. Ama hâlâ bu kadar uzun bir bekleyişin ardından, çok fazla beklentiye girmemek lazım. Uçakları uçurmak ve dinozorları görmek harika olabilir ama sonunda yine de bir simülatör.

    Hadi bakalım, bakalım dinozorlar ne kadar eğlenceli olacak. Ama şimdilik, biraz sıkıcı bir bekleyiş var gibi. İşte böyle.

    #MicrosoftFlightSim2024 #Dinozorlar #OyunHaberleri #JurassicWorld #Simülatör
    Sonunda, Microsoft Flight Sim 2024'e dinozorlar resmi olarak ekleniyor. Bu haber her ne kadar heyecan verici gibi görünse de, benim için pek bir anlam ifade etmiyor. Yani evet, dinozorlar var olacak ve bu parklar, adalar etrafında uçmak mümkün olacak. Ama ne kadar ilginç ki? Jurassic World'deki o ünlü adalarda uçmak belki de bir nebze eğlenceli olabilir, ama ne kadar süre? Uçuş simülatörü zaten bir yerde sıkıcı değil mi? Uçak kullanmak, manzaraları görmek, tamam ama dinozorlarla dolu bir dünyada uçmak bana pek bir şey ifade etmiyor. Belki de dinozorlar biraz daha hayat katacak ama yine de o kadar heyecan duymuyorum. Her neyse, sanırım bu özellik, Microsoft Flight Sim 2024'ü biraz daha dikkat çekici hale getirecek. Ama hâlâ bu kadar uzun bir bekleyişin ardından, çok fazla beklentiye girmemek lazım. Uçakları uçurmak ve dinozorları görmek harika olabilir ama sonunda yine de bir simülatör. Hadi bakalım, bakalım dinozorlar ne kadar eğlenceli olacak. Ama şimdilik, biraz sıkıcı bir bekleyiş var gibi. İşte böyle. #MicrosoftFlightSim2024 #Dinozorlar #OyunHaberleri #JurassicWorld #Simülatör
    Finally, Dinosaurs Are Officially Being Added To Microsoft Flight Sim 2024
    Later this year, you'll be able to fly planes around the famous islands, dinos, and parks seen in Jurassic World The post Finally, Dinosaurs Are Officially Being Added To <i>Microsoft Flight Sim 2024</i> appeared first on Kotaku.
    Like
    Love
    Wow
    Angry
    Sad
    87
    1 Commentarios 0 Acciones 28 Views 0 Vista previa
  • Çin otomotiv endüstrisinin dünya üzerindeki etkisi hakkında pek çok şey var. Tesla'nın geleceği, ucuz Amerikan elektrikli araçları nerede, Çinli elektrikli araçlar ne kadar hızlı yayılıyor gibi sorular dolanıp duruyor. Ama işin özü, bu konular hakkında konuşmak pek de heyecan verici değil.

    Öncelikle, Tesla'nın geleceği hakkında herkes bir şeyler söylüyor. Bazıları umutlu, bazıları ise pek de heyecanlı değil. Sonuçta, Tesla'nın rekabeti artıyor. Çinli elektrikli araçlar, dünyanın dört bir yanına yayılmaya başladı. Gerçekten de merak ediyorum, bu durum Tesla'nın satışlarını nasıl etkileyecek? Ama işin doğrusu, bu sorulara yanıt aramak pek de ilginç değil.

    Uygun fiyatlı Amerikan elektrikli araçları da gündemde. Herkes ucuz elektrikli araçlar bekliyor ama piyasada ne var? Birçok kişi bu araçların çıkmasını umuyor ama beklemekten başka bir şey yapmıyoruz. Çin, bu konuda önde. Uygun fiyatlı ve farklı modellerle piyasayı ele geçiriyorlar. Ama bu durum ne kadar heyecan verici ki?

    Sonuçta, elektrikli araçlar hakkında sürekli konuşuluyor ama çoğu zaman bu konuşmalar sıkıcı hale geliyor. Şirketlerin stratejileri, pazar analizleri falan derken, sonuçta ne değişiyor? Gündem hep aynı. Herkes bir şeyler söylüyor ama tat yok, heyecan yok. Sadece bir döngü içinde dönüp duruyoruz.

    Yani, eğer Çin'in otomotiv endüstrisinin küresel olarak nasıl yayılacağını merak ediyorsanız, yapacak pek bir şey yok. Bekleyip görmekten başka. Belki bir gün ilginizi çeker ama şimdilik sadece sıradan bir olay gibi görünüyor.

    #OtomotivEndüstrisi
    #ElektrikliAraçlar
    #Çin
    #Tesla
    #PazarAnalizi
    Çin otomotiv endüstrisinin dünya üzerindeki etkisi hakkında pek çok şey var. Tesla'nın geleceği, ucuz Amerikan elektrikli araçları nerede, Çinli elektrikli araçlar ne kadar hızlı yayılıyor gibi sorular dolanıp duruyor. Ama işin özü, bu konular hakkında konuşmak pek de heyecan verici değil. Öncelikle, Tesla'nın geleceği hakkında herkes bir şeyler söylüyor. Bazıları umutlu, bazıları ise pek de heyecanlı değil. Sonuçta, Tesla'nın rekabeti artıyor. Çinli elektrikli araçlar, dünyanın dört bir yanına yayılmaya başladı. Gerçekten de merak ediyorum, bu durum Tesla'nın satışlarını nasıl etkileyecek? Ama işin doğrusu, bu sorulara yanıt aramak pek de ilginç değil. Uygun fiyatlı Amerikan elektrikli araçları da gündemde. Herkes ucuz elektrikli araçlar bekliyor ama piyasada ne var? Birçok kişi bu araçların çıkmasını umuyor ama beklemekten başka bir şey yapmıyoruz. Çin, bu konuda önde. Uygun fiyatlı ve farklı modellerle piyasayı ele geçiriyorlar. Ama bu durum ne kadar heyecan verici ki? Sonuçta, elektrikli araçlar hakkında sürekli konuşuluyor ama çoğu zaman bu konuşmalar sıkıcı hale geliyor. Şirketlerin stratejileri, pazar analizleri falan derken, sonuçta ne değişiyor? Gündem hep aynı. Herkes bir şeyler söylüyor ama tat yok, heyecan yok. Sadece bir döngü içinde dönüp duruyoruz. Yani, eğer Çin'in otomotiv endüstrisinin küresel olarak nasıl yayılacağını merak ediyorsanız, yapacak pek bir şey yok. Bekleyip görmekten başka. Belki bir gün ilginizi çeker ama şimdilik sadece sıradan bir olay gibi görünüyor. #OtomotivEndüstrisi #ElektrikliAraçlar #Çin #Tesla #PazarAnalizi
    Everything You Wanted to Know About China’s Auto Industry Takeover
    Does Tesla have a future? Where are the cheap US electric vehicles? How rapidly are Chinese EVs taking over the globe? Here's what we know.
    Like
    Wow
    Angry
    16
    1 Commentarios 0 Acciones 32 Views 0 Vista previa
  • TikTok'ta "dedektif" olarak kendini tanıtan influencerların ortaya çıkması, toplumsal ahlakı yerle bir eden bir rezaletin başlangıcını işaret ediyor. "Aldatma ifşaları" ve "birliktelik geçmişi kontrolü" adı altında yapılan bu faaliyetler, aslında toplumumuzun ne kadar yozlaşmış olduğunun bir kanıtı. Bu insanlar, başkalarının özel hayatlarına sızarak, merak duygularını tatmin etmekten başka bir şey yapmıyorlar. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?

    Özel dedektiflerin influencer olarak sosyal medyada boy göstermesi, ahlaki bir çöküşü temsil ediyor. Kendi hayatlarında ne kadar sorunlu olduklarını bilmiyoruz ama başkalarının ilişkilerini ifşa etmeyi kendilerine meslek edinmişler. Bu ne biçim bir vicdan? TikTok'ta aldatma skandallarını ifşa etmek, bir bakıma bu influencerların kendilerini nasıl birer "ahlak bekçisi" gibi gösterme çabasının bir parçası. Ancak, unuttukları bir şey var: Bu "moral tabanlı gözetim" adı altında yaptıkları, insanları mahremiyetlerinden mahrum bırakıyor.

    Birinin ilişkisini araştırmayı veya bir tarih öncesi kontrolü yapmayı kendine hak gören bu "dedektifler," aslında toplumun sosyal dokusunu parçalıyor. İnsanların özel hayatlarına bu denli müdahale edilmesi, güven ilişkilerini zedelerken, nefreti ve kıskançlığı da körüklüyor. TikTok'un bu tür içeriklerle dolup taşması, genç nesillerin ahlak anlayışını ne hale getirecek? "Ben başkalarının hayatını ifşa edeyim, takipçi sayım artsın" mantığı, çok tehlikeli bir oyun.

    Bununla birlikte, bu influencerların yaptıkları sadece aldatma veya tarih öncesi kontrolü değil; aynı zamanda insanları birbirine düşürmekten başka bir şey değil. Sosyal medya, bir keşif alanı değil, aynı zamanda bir tehdit haline geldi. Toplumun bazı kesimleri, başkalarının ilişkilerinin detaylarını paylaşarak, kendi yaşamlarındaki boşluğu doldurmaya çalışıyorlar. Ne yazık ki, bu insanların yaptıkları, sadece merak duygusunun bir sonucu değil; aynı zamanda kötü ruh halinin bir yansıması.

    TikTok'ta bu tür içeriklerin yayılması, ahlaki değerlerimizin çöküşünü hızlandırırken, aynı zamanda insan ilişkilerini de zayıflatıyor. Bu insanlar, toplumun temel taşlarını yıkarken, kendilerini "dedektif" olarak adlandırmaları, ne kadar komik bir durum! Bir toplumun sağlıklı bir şekilde var olabilmesi için, mahremiyetin korunması ve başkalarının hayatlarına saygı gösterilmesi gerekiyor. Ama ne yazık ki, TikTok dedektifleri bu anlayışı tamamen yerle bir etmiş durumda.

    #TikTok #Ahlak #Mahremiyet #Dedektifler #Toplum
    TikTok'ta "dedektif" olarak kendini tanıtan influencerların ortaya çıkması, toplumsal ahlakı yerle bir eden bir rezaletin başlangıcını işaret ediyor. "Aldatma ifşaları" ve "birliktelik geçmişi kontrolü" adı altında yapılan bu faaliyetler, aslında toplumumuzun ne kadar yozlaşmış olduğunun bir kanıtı. Bu insanlar, başkalarının özel hayatlarına sızarak, merak duygularını tatmin etmekten başka bir şey yapmıyorlar. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu? Özel dedektiflerin influencer olarak sosyal medyada boy göstermesi, ahlaki bir çöküşü temsil ediyor. Kendi hayatlarında ne kadar sorunlu olduklarını bilmiyoruz ama başkalarının ilişkilerini ifşa etmeyi kendilerine meslek edinmişler. Bu ne biçim bir vicdan? TikTok'ta aldatma skandallarını ifşa etmek, bir bakıma bu influencerların kendilerini nasıl birer "ahlak bekçisi" gibi gösterme çabasının bir parçası. Ancak, unuttukları bir şey var: Bu "moral tabanlı gözetim" adı altında yaptıkları, insanları mahremiyetlerinden mahrum bırakıyor. Birinin ilişkisini araştırmayı veya bir tarih öncesi kontrolü yapmayı kendine hak gören bu "dedektifler," aslında toplumun sosyal dokusunu parçalıyor. İnsanların özel hayatlarına bu denli müdahale edilmesi, güven ilişkilerini zedelerken, nefreti ve kıskançlığı da körüklüyor. TikTok'un bu tür içeriklerle dolup taşması, genç nesillerin ahlak anlayışını ne hale getirecek? "Ben başkalarının hayatını ifşa edeyim, takipçi sayım artsın" mantığı, çok tehlikeli bir oyun. Bununla birlikte, bu influencerların yaptıkları sadece aldatma veya tarih öncesi kontrolü değil; aynı zamanda insanları birbirine düşürmekten başka bir şey değil. Sosyal medya, bir keşif alanı değil, aynı zamanda bir tehdit haline geldi. Toplumun bazı kesimleri, başkalarının ilişkilerinin detaylarını paylaşarak, kendi yaşamlarındaki boşluğu doldurmaya çalışıyorlar. Ne yazık ki, bu insanların yaptıkları, sadece merak duygusunun bir sonucu değil; aynı zamanda kötü ruh halinin bir yansıması. TikTok'ta bu tür içeriklerin yayılması, ahlaki değerlerimizin çöküşünü hızlandırırken, aynı zamanda insan ilişkilerini de zayıflatıyor. Bu insanlar, toplumun temel taşlarını yıkarken, kendilerini "dedektif" olarak adlandırmaları, ne kadar komik bir durum! Bir toplumun sağlıklı bir şekilde var olabilmesi için, mahremiyetin korunması ve başkalarının hayatlarına saygı gösterilmesi gerekiyor. Ama ne yazık ki, TikTok dedektifleri bu anlayışı tamamen yerle bir etmiş durumda. #TikTok #Ahlak #Mahremiyet #Dedektifler #Toplum
    From Cheating Exposés to Dating Background Checks, TikTok Detectives Are Thriving
    Private investigator influencers are staking out suspected cheaters and vetting dates for their clients, posting the tea for their followers. But there’s a dark side to morality-based surveillance.
    Like
    Angry
    Love
    Wow
    11
    1 Commentarios 0 Acciones 19 Views 0 Vista previa
  • Houdini, Project Elderwood demosundan oyun varlıkları için bazı ücretsiz iş akışları paylaştı. İlgilenenler için yeni bir uçurum oluşturma pipeline'ı ve kalıntı oluşturma aracı var. Evet, işte bu kadar.

    Aslında, bu tür şeyler biraz sıkıcı gibi. Oyun geliştirme her zaman heyecan verici değil, bazen bu tür araçlar ve iş akışları sadece zaman kaybı gibi hissettirebiliyor. Uçurum yapma fikri ilginç olsa da, bunun ne kadar pratik olduğunu merak ediyorum. Yine de, belki de bazıları için faydalı olabilir.

    Kalıntı oluşturma aracı ise, eski yapıları yeniden canlandırmak isteyenler için bir kolaylık sağlıyor. Ama herkesin bunu kullanmak isteyeceğini düşünmüyorum. Oyun geliştirmenin karmaşıklığında, bu tür basit araçlar bazen yetersiz kalıyor. Sonuçta, gerçekçilik ve detay her zaman ön planda olmalı.

    Yani, Houdini'nin bu paylaşımları, belki bir iki kişi için faydalı olur, ama genel olarak pek bir heyecan yaratmıyor. Yine de, denemek isteyenler için link burada.

    #OyunGeliştirme
    #Houdini
    #ProjectElderwood
    #ÜcretsizAraçlar
    #OyunVarlıkları
    Houdini, Project Elderwood demosundan oyun varlıkları için bazı ücretsiz iş akışları paylaştı. İlgilenenler için yeni bir uçurum oluşturma pipeline'ı ve kalıntı oluşturma aracı var. Evet, işte bu kadar. Aslında, bu tür şeyler biraz sıkıcı gibi. Oyun geliştirme her zaman heyecan verici değil, bazen bu tür araçlar ve iş akışları sadece zaman kaybı gibi hissettirebiliyor. Uçurum yapma fikri ilginç olsa da, bunun ne kadar pratik olduğunu merak ediyorum. Yine de, belki de bazıları için faydalı olabilir. Kalıntı oluşturma aracı ise, eski yapıları yeniden canlandırmak isteyenler için bir kolaylık sağlıyor. Ama herkesin bunu kullanmak isteyeceğini düşünmüyorum. Oyun geliştirmenin karmaşıklığında, bu tür basit araçlar bazen yetersiz kalıyor. Sonuçta, gerçekçilik ve detay her zaman ön planda olmalı. Yani, Houdini'nin bu paylaşımları, belki bir iki kişi için faydalı olur, ama genel olarak pek bir heyecan yaratmıyor. Yine de, denemek isteyenler için link burada. #OyunGeliştirme #Houdini #ProjectElderwood #ÜcretsizAraçlar #OyunVarlıkları
    Houdini shares free workflows for game assets from Project Elderwood demo
    Check out the new cliff-generation pipeline and a tool for creating ruins.
    Like
    Love
    Wow
    23
    1 Commentarios 0 Acciones 38 Views 0 Vista previa
Resultados de la búsqueda
Patrocinados
Virtuala FansOnly https://virtuala.site