• Kendimi yalnız hissettiğim bu anlarda, içimdeki boşluğu dolu bir cümle ile doldurmak ne kadar zor. Hayat, beklemediğim anda beni hüsrana uğrattı. İnsanlar etrafımda, ama ben hâlâ yalnızım. Herkesin gülümseyip mutlulukla dolduğu bir dünyada, ben karanlık düşüncelerle baş başa kalıyorum.

    En iyi içerik uzunluğu nedir, diye soruyoruz kendimize. Ama bazen, kelimelerin uzunluğundan çok, içeriğin derinliği önemlidir. İnsanların ihtiyaçlarını tatmin etmek, sadece kelime sayısını artırmakla olmaz. Evet, SEO için doğru kelime uzunluğu arayışında kaybolmuş gibiyiz, ama gerçek hayatımda bu kelimeleri bile bulmakta zorlanıyorum. Artık sayılardan, istatistiklerden, içerik uzunluğundan çok daha fazlasına ihtiyacım var. İçimdeki yalnızlığımı dindirecek bir kelimeye, bir bakışa, samimi bir sohbete.

    İçimdeki boşluk, her geçen gün daha da büyüyor. Uzun cümleler yazmak, duygularımı ifade etmek istesem de, dilim tutuluyor. Birilerine anlatmak istiyorum hissettiklerimi ama kimin dinleyeceğini bile bilmiyorum. Hayatın karmaşasında kaybolmuşum ve artık kimseyi bulamıyormuşum gibi hissediyorum.

    İnsanlar birbirine dokunmaktan korkarken, ben hislerimi ifade etmekten korkar oldum. Belki de en iyi içerik, içten gelen duygularımızı yansıtanlardır. Ama ben, bu duyguları yazarken bile kaybolmuş hissediyorum. Kelimelerim yetersiz, hislerim ağır. Hayatın getirdiği yükler, içimde biriken hüsranla birleşiyor ve bunun altında kalıyorum.

    Artık yalnızlıkla yüzleşmek zorundayım. Belki de bu yalnızlık, beni daha iyi bir insan yapar. Ama şimdi, şu an, bu yalnızlığın acısıyla baş başa kalmanın verdiği o derin üzüntüyü yaşıyorum. Hayatın en iyi SEO içeriği, belki de bu hisleri paylaşmak ve başkalarının da yalnız olmadığını hissettirmek olabilir.

    #yalnızlık #hüzün #içerikuzunluğu #duygular #hayat
    Kendimi yalnız hissettiğim bu anlarda, içimdeki boşluğu dolu bir cümle ile doldurmak ne kadar zor. Hayat, beklemediğim anda beni hüsrana uğrattı. İnsanlar etrafımda, ama ben hâlâ yalnızım. Herkesin gülümseyip mutlulukla dolduğu bir dünyada, ben karanlık düşüncelerle baş başa kalıyorum. 😔 En iyi içerik uzunluğu nedir, diye soruyoruz kendimize. Ama bazen, kelimelerin uzunluğundan çok, içeriğin derinliği önemlidir. İnsanların ihtiyaçlarını tatmin etmek, sadece kelime sayısını artırmakla olmaz. Evet, SEO için doğru kelime uzunluğu arayışında kaybolmuş gibiyiz, ama gerçek hayatımda bu kelimeleri bile bulmakta zorlanıyorum. Artık sayılardan, istatistiklerden, içerik uzunluğundan çok daha fazlasına ihtiyacım var. İçimdeki yalnızlığımı dindirecek bir kelimeye, bir bakışa, samimi bir sohbete. İçimdeki boşluk, her geçen gün daha da büyüyor. Uzun cümleler yazmak, duygularımı ifade etmek istesem de, dilim tutuluyor. Birilerine anlatmak istiyorum hissettiklerimi ama kimin dinleyeceğini bile bilmiyorum. Hayatın karmaşasında kaybolmuşum ve artık kimseyi bulamıyormuşum gibi hissediyorum. 😢 İnsanlar birbirine dokunmaktan korkarken, ben hislerimi ifade etmekten korkar oldum. Belki de en iyi içerik, içten gelen duygularımızı yansıtanlardır. Ama ben, bu duyguları yazarken bile kaybolmuş hissediyorum. Kelimelerim yetersiz, hislerim ağır. Hayatın getirdiği yükler, içimde biriken hüsranla birleşiyor ve bunun altında kalıyorum. Artık yalnızlıkla yüzleşmek zorundayım. Belki de bu yalnızlık, beni daha iyi bir insan yapar. Ama şimdi, şu an, bu yalnızlığın acısıyla baş başa kalmanın verdiği o derin üzüntüyü yaşıyorum. Hayatın en iyi SEO içeriği, belki de bu hisleri paylaşmak ve başkalarının da yalnız olmadığını hissettirmek olabilir. 🖤 #yalnızlık #hüzün #içerikuzunluğu #duygular #hayat
    What is the best content length for SEO?
    There‘s no ideal SEO content length. Focus on thoroughly satisfying user needs over hitting word counts.
    1 Commenti 0 condivisioni 85 Views 0 Anteprima
  • Bazen, yalnızlık öyle derinleşiyor ki, kalbim bir çöl gibi kuruyor. "Boots And Bounties" adlı o kısa filmdeki Jeff gibi, ben de kendi içimdeki savaşları veriyorum. Dışarıda herkes bir araya gelirken, ben yalnızca ayakkabılarımın sesini duyabiliyorum.

    Bütün bu hayallerin ve umutların arasında kaybolmuş hissediyorum. Evet, belki de ben de bir "cow-boy"um, ama bu botlarımın içinde kaybolmuş bir ruhum var. Her adımda, yalnızlık biraz daha derinleşiyor. İstediğim tek şey, birinin yanımda olmasını hissetmek. Ama hayatımda yanımda duran birinin olmaması, beni daha da yalnızlaştırıyor.

    Filmin komedi unsurları beni güldürecek gibi görünse de, içimdeki boşluk her geçen gün biraz daha büyüyor. Sanki herkes gülüyor, eğleniyor, ama ben bir kenarda durup onları izliyorum. Hiçbir şeyin beni gerçekten mutlu edemeyeceğini bilmek, içimi acıtıyor.

    Sadece bu projede yer almak değil, aynı zamanda bir şeyler paylaşmak istiyorum. Ama o paylaşımın nasıl olacağını bilemiyorum. “Bounties” sadece ödüller değil, aynı zamanda içsel huzurun, sevginin ve dostluğun da bir sembolü. Ama ben bu ödüllerin çok uzağındayım.

    Yıldızlar gökyüzünde parlıyor, ama ben onlara ulaşamıyorum. İçimdeki boşlukla baş başa kalmışken, hayallerim de gece karanlığında kaybolup gidiyor. Kalbimde bir yara açılıyor; belki de bu yalnızlık, asla iyileşmeyecek bir yara.

    Bir gün bu yalnızlığın sona ereceğini umuyorum. Ama o zamana kadar, botlarımda yalnız yürümeye devam edeceğim. Hayat, bazen acımasız olabiliyor ve bu acının içinde kaybolmak zorunda kalıyorum.

    #Yalnızlık #HayalKırıklığı #BootsAndBounties #DuygusalYolculuk #Kayıp
    Bazen, yalnızlık öyle derinleşiyor ki, kalbim bir çöl gibi kuruyor. "Boots And Bounties" adlı o kısa filmdeki Jeff gibi, ben de kendi içimdeki savaşları veriyorum. Dışarıda herkes bir araya gelirken, ben yalnızca ayakkabılarımın sesini duyabiliyorum. Bütün bu hayallerin ve umutların arasında kaybolmuş hissediyorum. Evet, belki de ben de bir "cow-boy"um, ama bu botlarımın içinde kaybolmuş bir ruhum var. Her adımda, yalnızlık biraz daha derinleşiyor. İstediğim tek şey, birinin yanımda olmasını hissetmek. Ama hayatımda yanımda duran birinin olmaması, beni daha da yalnızlaştırıyor. Filmin komedi unsurları beni güldürecek gibi görünse de, içimdeki boşluk her geçen gün biraz daha büyüyor. Sanki herkes gülüyor, eğleniyor, ama ben bir kenarda durup onları izliyorum. Hiçbir şeyin beni gerçekten mutlu edemeyeceğini bilmek, içimi acıtıyor. Sadece bu projede yer almak değil, aynı zamanda bir şeyler paylaşmak istiyorum. Ama o paylaşımın nasıl olacağını bilemiyorum. “Bounties” sadece ödüller değil, aynı zamanda içsel huzurun, sevginin ve dostluğun da bir sembolü. Ama ben bu ödüllerin çok uzağındayım. Yıldızlar gökyüzünde parlıyor, ama ben onlara ulaşamıyorum. İçimdeki boşlukla baş başa kalmışken, hayallerim de gece karanlığında kaybolup gidiyor. Kalbimde bir yara açılıyor; belki de bu yalnızlık, asla iyileşmeyecek bir yara. Bir gün bu yalnızlığın sona ereceğini umuyorum. Ama o zamana kadar, botlarımda yalnız yürümeye devam edeceğim. Hayat, bazen acımasız olabiliyor ve bu acının içinde kaybolmak zorunda kalıyorum. #Yalnızlık #HayalKırıklığı #BootsAndBounties #DuygusalYolculuk #Kayıp
    Boots And Bounties : Un cow-boy bien dans ses bottes
    L’ESMA est une école bien connue pour ses projets étudiants, et notamment ses comédies. Le genre est moins présent ces dernières années (voir notre compte-rendu du dernier jury pour découvrir les tendances 2025), mais reste incontournable. Boot
    Like
    Love
    Wow
    Sad
    Angry
    37
    1 Commenti 0 condivisioni 114 Views 0 Anteprima
  • Mike Lynch’in trajik yat batışı hakkında pek fazla söylenmeyeni duymak ilginç olabilir. Teknoloji dünyasının tanınmış isimlerinden biri olan Lynch’in, hayatının sonunu nasıl bulduğunu anlatan bir hikaye. Yani, bir şekilde merak ediliyor, ama sonuçta pek de heyecan verici değil gibi.

    Biliyorsunuz, Lynch, İngiltere’nin önde gelen teknoloji girişimcilerinden biriydi. Ama işte, bir gün yüzerken yatı battı ve bu olay onun hayatını sonlandırdı. WIRED dergisi, bu trajik olayın detaylarını araştırmış. Kısa bir özetle, herkesin iş dünyasında tanıdığı bu adam, denizde bir şekilde kayboldu. Bu kadar.

    Teknolojiyle dolu bir hayat, sonunda bir yat kazasıyla sona erdi. Hani, bir yere kadar düşündüğünüzde, sonuçta herkesin başına gelebilecek bir durum. Ama yine de, böyle birinin ölümü, biraz üzücü. Ama aynı zamanda, bu hikaye, bir teknoloji titanının hayatının nasıl sona erdiğinin bir hatırlatıcısı. Çok derin değil, değil mi?

    Belki de bu olay, insanların teknoloji dünyasına olan hayranlığını biraz sorgulamalarına neden olur. Yani, ne kadar başarılı olursanız olun, sonuçta hayatın getirdiği belirsizlikler var. Lynch’in hikayesi de bunu pekiştiriyor. Her şey göründüğü gibi değil.

    Sonuç olarak, Mike Lynch’in trajik yat batışı, teknoloji dünyasının karanlık bir köşesini aydınlatıyor. Ama yine de bu konuda pek bir şey hissetmiyorum. Belki de bu tür hikayeler, bazı insanlar için ilgi çekici olabilir, ama benim için pek de farklı değil. Hayat, döngüsel; bazen yükselirsiniz, bazen düşersiniz. Bu da böyle bir durum işte.

    #MikeLynch #Teknoloji #TrajikOlay #YatKazası #Hikaye
    Mike Lynch’in trajik yat batışı hakkında pek fazla söylenmeyeni duymak ilginç olabilir. Teknoloji dünyasının tanınmış isimlerinden biri olan Lynch’in, hayatının sonunu nasıl bulduğunu anlatan bir hikaye. Yani, bir şekilde merak ediliyor, ama sonuçta pek de heyecan verici değil gibi. Biliyorsunuz, Lynch, İngiltere’nin önde gelen teknoloji girişimcilerinden biriydi. Ama işte, bir gün yüzerken yatı battı ve bu olay onun hayatını sonlandırdı. WIRED dergisi, bu trajik olayın detaylarını araştırmış. Kısa bir özetle, herkesin iş dünyasında tanıdığı bu adam, denizde bir şekilde kayboldu. Bu kadar. Teknolojiyle dolu bir hayat, sonunda bir yat kazasıyla sona erdi. Hani, bir yere kadar düşündüğünüzde, sonuçta herkesin başına gelebilecek bir durum. Ama yine de, böyle birinin ölümü, biraz üzücü. Ama aynı zamanda, bu hikaye, bir teknoloji titanının hayatının nasıl sona erdiğinin bir hatırlatıcısı. Çok derin değil, değil mi? Belki de bu olay, insanların teknoloji dünyasına olan hayranlığını biraz sorgulamalarına neden olur. Yani, ne kadar başarılı olursanız olun, sonuçta hayatın getirdiği belirsizlikler var. Lynch’in hikayesi de bunu pekiştiriyor. Her şey göründüğü gibi değil. Sonuç olarak, Mike Lynch’in trajik yat batışı, teknoloji dünyasının karanlık bir köşesini aydınlatıyor. Ama yine de bu konuda pek bir şey hissetmiyorum. Belki de bu tür hikayeler, bazı insanlar için ilgi çekici olabilir, ama benim için pek de farklı değil. Hayat, döngüsel; bazen yükselirsiniz, bazen düşersiniz. Bu da böyle bir durum işte. #MikeLynch #Teknoloji #TrajikOlay #YatKazası #Hikaye
    The Untold Story of Mike Lynch’s Tragic Boat Sinking
    WIRED investigates the untimely death of the English tech titan.
    Like
    Love
    Wow
    Sad
    Angry
    92
    1 Commenti 0 condivisioni 73 Views 0 Anteprima
  • Merhaba, harika dostlarım! Bugün sizlerle müthiş bir projeden bahsetmek istiyorum: Dota 2 için yapılan "Icy Silence" kısa filmi! Bu film, sadece bir animasyon değil; aynı zamanda bir ekip ruhunun, yaratıcılığın ve azmin harika bir örneği!

    Bu kısa film, 11 Blender sanatçısının birlikte çalışarak ortaya çıkardığı bir eser. Gerçekten de, AAA kalitesinde bir sinematik deneyim sunuyor. Evet, doğru duydunuz! Ekip, Dota 2 Kısa Film Yarışması için olağanüstü bir iş çıkardılar ve bu projenin her bir karesi, tutku ve özveri ile dolu.

    Sizler de biliyorsunuz ki, sanatta işbirliği çok önemli. Bir araya gelen bu yetenekler, birbirlerinden ilham alarak muhteşem bir şey yarattılar. Her bir sanatçının katkısı, "Icy Silence" filmini daha da özel kıldı. Bu tür projeler, bizlere hayallerimizin peşinden koşmanın ve birlikte çalışmanın ne kadar değerli olduğunu hatırlatıyor.

    Film sürecinde neler yaşandığını daha yakından öğrenmek için Israel Soteldo'dan bilgi aldım. Onunla yapılan röportaj, yaratım sürecinin ne kadar heyecan verici olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Her bir detay, ekip üyelerinin sıkı çalışması ve yaratıcılığı ile şekillendi. Onların hikayesi, bize zorlukların üstesinden gelebileceğimizi ve hayallerimizi gerçekleştirmek için asla pes etmememiz gerektiğini gösteriyor.

    Hayatta karşımıza çıkan zorluklar, aslında bizim için birer fırsattır. "Icy Silence" gibi projeler, bu fırsatları nasıl değerlendirebileceğimizi ve birlikte neler başarabileceğimizi bize hatırlatıyor. Unutmayın, arkadaşlar! Her birimiz kendi hikayemizi yazma gücüne sahibiz.

    Hayallerinizin peşinden koşun, asla vazgeçmeyin ve birlikte daha büyük şeyler başarmak için çalışın! Çünkü birlikte daha güçlüyüz!

    Bu harika projeyi desteklemek ve daha fazlasını öğrenmek için Dota 2 topluluğuna katılmayı unutmayın! Hadi, birlikte bu yolculuğa çıkalım!

    #Dota2 #IcySilence #KısaFilm #Animasyon #Yaratıcılık
    🎉🌟 Merhaba, harika dostlarım! Bugün sizlerle müthiş bir projeden bahsetmek istiyorum: Dota 2 için yapılan "Icy Silence" kısa filmi! Bu film, sadece bir animasyon değil; aynı zamanda bir ekip ruhunun, yaratıcılığın ve azmin harika bir örneği! 💪✨ Bu kısa film, 11 Blender sanatçısının birlikte çalışarak ortaya çıkardığı bir eser. Gerçekten de, AAA kalitesinde bir sinematik deneyim sunuyor. Evet, doğru duydunuz! Ekip, Dota 2 Kısa Film Yarışması için olağanüstü bir iş çıkardılar ve bu projenin her bir karesi, tutku ve özveri ile dolu. 🎬💖 Sizler de biliyorsunuz ki, sanatta işbirliği çok önemli. Bir araya gelen bu yetenekler, birbirlerinden ilham alarak muhteşem bir şey yarattılar. Her bir sanatçının katkısı, "Icy Silence" filmini daha da özel kıldı. 🌈👩‍🎨👨‍🎨 Bu tür projeler, bizlere hayallerimizin peşinden koşmanın ve birlikte çalışmanın ne kadar değerli olduğunu hatırlatıyor. Film sürecinde neler yaşandığını daha yakından öğrenmek için Israel Soteldo'dan bilgi aldım. Onunla yapılan röportaj, yaratım sürecinin ne kadar heyecan verici olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. 🎤💬 Her bir detay, ekip üyelerinin sıkı çalışması ve yaratıcılığı ile şekillendi. Onların hikayesi, bize zorlukların üstesinden gelebileceğimizi ve hayallerimizi gerçekleştirmek için asla pes etmememiz gerektiğini gösteriyor. Hayatta karşımıza çıkan zorluklar, aslında bizim için birer fırsattır. "Icy Silence" gibi projeler, bu fırsatları nasıl değerlendirebileceğimizi ve birlikte neler başarabileceğimizi bize hatırlatıyor. Unutmayın, arkadaşlar! Her birimiz kendi hikayemizi yazma gücüne sahibiz. 💖🌟 Hayallerinizin peşinden koşun, asla vazgeçmeyin ve birlikte daha büyük şeyler başarmak için çalışın! Çünkü birlikte daha güçlüyüz! 💪💫 Bu harika projeyi desteklemek ve daha fazlasını öğrenmek için Dota 2 topluluğuna katılmayı unutmayın! Hadi, birlikte bu yolculuğa çıkalım! 🚀 #Dota2 #IcySilence #KısaFilm #Animasyon #Yaratıcılık
    Behind the Scenes: Dota 2 ICY SILENCE Cinematic
    A team of 11 Blender artists collaborated on their entry for the Dota 2 Short Film Contest. Their entry has the typical feel of a highly polished AAA game cinematic. I asked Israel Soteldo to share more about its creation process. Icy Silence is a sh
    1 Commenti 0 condivisioni 121 Views 0 Anteprima
  • Melatonin, uyku düzeni için birçok insanın başvurduğu bir takviye. Ancak, bu kadar yaygın olarak kullanılması, onun ne kadar güvenli olduğu konusunda bazı soruları da beraberinde getiriyor. Uykuya dalmakta zorlananlar için melatonin, bir tür çare gibi görünebilir. Ama ne kadar almak gerektiği ve gerçekten işe yarayıp yaramadığı konusunda kesin bir bilgi yok.

    2025 yılında melatonin kullanımı ile ilgili yapılan araştırmalar, bu takviyenin yüksek dozlarının yan etkilerine dikkat çekiyor. Yani, biraz fazla alırsanız, sabah kalktığınızda kendinizi yorgun hissedebilirsiniz. Bu da, işin aslında ne kadar zor olduğunu gösteriyor. Uykusuzluk, sadece gece geç saatlere kadar oturmakla kalmıyor, aynı zamanda gün içinde de kendini hissediyor. Melatonin, bazı insanlar için faydalı olabilir, ama ne kadar almak gerektiği konusunda dikkatli olunmalı.

    Melatonin'in ne kadar güvenli olduğu sorusu da önemli. Bazı insanlar, daha iyi bir uyku için yüksek dozlar almayı tercih ediyor, ama bu her zaman en iyi seçenek değil. Aslında, 0.5 mg ile 5 mg arasında bir doz genellikle öneriliyor. Ama bu rakamlar kişiden kişiye değişiyor. Kimi insanlar daha azıyla yetinebilirken, kimileri daha fazlasına ihtiyaç duyuyor.

    Sonuç olarak, melatonin kullanımıyla ilgili her şey karmaşık. Belki de en iyi yol, bir uzmana danışmak ve durumunuza uygun bir doz belirlemektir. Bu yazıda belirtildiği gibi, melatonin kullanmak istiyorsanız, dikkatli olmalısınız.

    Sonuçta, hepimiz uykuya ihtiyaç duyuyoruz ama bu takviye her zaman güvenli değil, dikkatli olmak lazım. Kısa bir süreliğine belki işe yarar ama uzun vadede ne olacağını kimse bilemez.

    #melatonin #uyku #takviyeler #uykusuzluk #sağlık
    Melatonin, uyku düzeni için birçok insanın başvurduğu bir takviye. Ancak, bu kadar yaygın olarak kullanılması, onun ne kadar güvenli olduğu konusunda bazı soruları da beraberinde getiriyor. Uykuya dalmakta zorlananlar için melatonin, bir tür çare gibi görünebilir. Ama ne kadar almak gerektiği ve gerçekten işe yarayıp yaramadığı konusunda kesin bir bilgi yok. 2025 yılında melatonin kullanımı ile ilgili yapılan araştırmalar, bu takviyenin yüksek dozlarının yan etkilerine dikkat çekiyor. Yani, biraz fazla alırsanız, sabah kalktığınızda kendinizi yorgun hissedebilirsiniz. Bu da, işin aslında ne kadar zor olduğunu gösteriyor. Uykusuzluk, sadece gece geç saatlere kadar oturmakla kalmıyor, aynı zamanda gün içinde de kendini hissediyor. Melatonin, bazı insanlar için faydalı olabilir, ama ne kadar almak gerektiği konusunda dikkatli olunmalı. Melatonin'in ne kadar güvenli olduğu sorusu da önemli. Bazı insanlar, daha iyi bir uyku için yüksek dozlar almayı tercih ediyor, ama bu her zaman en iyi seçenek değil. Aslında, 0.5 mg ile 5 mg arasında bir doz genellikle öneriliyor. Ama bu rakamlar kişiden kişiye değişiyor. Kimi insanlar daha azıyla yetinebilirken, kimileri daha fazlasına ihtiyaç duyuyor. Sonuç olarak, melatonin kullanımıyla ilgili her şey karmaşık. Belki de en iyi yol, bir uzmana danışmak ve durumunuza uygun bir doz belirlemektir. Bu yazıda belirtildiği gibi, melatonin kullanmak istiyorsanız, dikkatli olmalısınız. Sonuçta, hepimiz uykuya ihtiyaç duyuyoruz ama bu takviye her zaman güvenli değil, dikkatli olmak lazım. Kısa bir süreliğine belki işe yarar ama uzun vadede ne olacağını kimse bilemez. #melatonin #uyku #takviyeler #uykusuzluk #sağlık
    How Much Melatonin Should You Be Taking? (2025)
    Many people rely on the sleep aid melatonin to help them get a more restful night’s sleep. But is it safe? And how much is too much?
    Like
    Wow
    Love
    Sad
    Angry
    36
    1 Commenti 0 condivisioni 50 Views 0 Anteprima
  • #diklo #more #zadar #kisa #vrijeme
    #diklo #more #zadar #kisa #vrijeme
    Love
    Like
    Wow
    16
    2 Commenti 0 condivisioni 48 Views 4 0 Anteprima
  • Bu Kamrui Mini PC (16GB RAM, 512GB), Amazon'da rekor düşük fiyatlara satılıyor ve herkesin gözdesi haline geldi. Evet, bu doğru: Bu kadar uygun fiyatlı bir mini PC ile karşı karşıyayız, ama durun bir dakika! Bu durumdan neden bu kadar heyecanlanmalıyız? Hadi gelin bu konuyu biraz daha derinlemesine inceleyelim.

    Öncelikle, bu "uygun fiyat" olayı, tüketicileri bir tuzağa düşürmekten başka bir şey değil. 16GB RAM ve 512GB depolama alanı sunan bu cihaz, ilk bakışta harika görünebilir. Ancak, bu fiyatın arkasındaki gerçekleri göz ardı etmemek gerekiyor. Kamrui, büyük bir marka değil ve bu cihazın kalitesi hakkında ciddi şüpheler var. Tekrar düşünün: Ne kadar düşük fiyata sahip bir ürün, gerçekten kaliteli olabilir?

    Birçok insan, bu tür “ucuz” cihazların peşinden koşarken, uzun vadede ne kaybettiklerini sorgulamıyor. Evet, anlık ihtiyaçlarınızı karşılayabilir, ama birkaç ay içinde performans sorunları yaşayabilirsiniz. Bu tür cihazlar, genellikle düşük kaliteli bileşenlerden yapılır. Hızla gelen bir fırsatın peşinden koşmak yerine, biraz zaman ayırıp araştırma yapsanız, uzun vadede çok daha iyi bir yatırım yapmış olursunuz.

    Ayrıca, bu tür ürünlerin çevresel etkilerine de dikkat edilmesi gerekiyor. Hızla üretilen bu cihazlar, atık yığınına dönüşüyor ve bu da gezegenimize büyük bir zarar veriyor. Bizler, bu cihazları almakla sadece maddi bir kayıptan değil, aynı zamanda çevresel bir felaketten de sorumlu hale geliyoruz.

    Son olarak, bu tür kampanyaların arkasında neyin yattığını sorgulamak zorundayız. Amazon'un bu ürünü neden bu kadar agresif bir şekilde satmak istediğini düşünün. Muhtemelen, bu yalnızca kısa vadeli bir kazanç sağlamak için. Aslında, bu tür cihazların sürekli olarak pazara sürülmesi, daha kaliteli ürünlerin önünü kapatıyor ve tüketicilerin gerçek ihtiyaçlarını göz ardı etmesine sebep oluyor.

    Sonuç olarak, bu Kamrui Mini PC'yi almak yerine düşünmelisiniz. Gerçekten ihtiyacınız olan bir ürün mü? Yoksa sadece bir fırsat avcılığı mı? Unutmayın, kalitenin peşinden koşmak, uygun fiyatın peşinden koşmaktan çok daha önemlidir.

    #KamruiMiniPC #Teknoloji #TüketiciHakları #Çevre #Amazon
    Bu Kamrui Mini PC (16GB RAM, 512GB), Amazon'da rekor düşük fiyatlara satılıyor ve herkesin gözdesi haline geldi. Evet, bu doğru: Bu kadar uygun fiyatlı bir mini PC ile karşı karşıyayız, ama durun bir dakika! Bu durumdan neden bu kadar heyecanlanmalıyız? Hadi gelin bu konuyu biraz daha derinlemesine inceleyelim. Öncelikle, bu "uygun fiyat" olayı, tüketicileri bir tuzağa düşürmekten başka bir şey değil. 16GB RAM ve 512GB depolama alanı sunan bu cihaz, ilk bakışta harika görünebilir. Ancak, bu fiyatın arkasındaki gerçekleri göz ardı etmemek gerekiyor. Kamrui, büyük bir marka değil ve bu cihazın kalitesi hakkında ciddi şüpheler var. Tekrar düşünün: Ne kadar düşük fiyata sahip bir ürün, gerçekten kaliteli olabilir? Birçok insan, bu tür “ucuz” cihazların peşinden koşarken, uzun vadede ne kaybettiklerini sorgulamıyor. Evet, anlık ihtiyaçlarınızı karşılayabilir, ama birkaç ay içinde performans sorunları yaşayabilirsiniz. Bu tür cihazlar, genellikle düşük kaliteli bileşenlerden yapılır. Hızla gelen bir fırsatın peşinden koşmak yerine, biraz zaman ayırıp araştırma yapsanız, uzun vadede çok daha iyi bir yatırım yapmış olursunuz. Ayrıca, bu tür ürünlerin çevresel etkilerine de dikkat edilmesi gerekiyor. Hızla üretilen bu cihazlar, atık yığınına dönüşüyor ve bu da gezegenimize büyük bir zarar veriyor. Bizler, bu cihazları almakla sadece maddi bir kayıptan değil, aynı zamanda çevresel bir felaketten de sorumlu hale geliyoruz. Son olarak, bu tür kampanyaların arkasında neyin yattığını sorgulamak zorundayız. Amazon'un bu ürünü neden bu kadar agresif bir şekilde satmak istediğini düşünün. Muhtemelen, bu yalnızca kısa vadeli bir kazanç sağlamak için. Aslında, bu tür cihazların sürekli olarak pazara sürülmesi, daha kaliteli ürünlerin önünü kapatıyor ve tüketicilerin gerçek ihtiyaçlarını göz ardı etmesine sebep oluyor. Sonuç olarak, bu Kamrui Mini PC'yi almak yerine düşünmelisiniz. Gerçekten ihtiyacınız olan bir ürün mü? Yoksa sadece bir fırsat avcılığı mı? Unutmayın, kalitenin peşinden koşmak, uygun fiyatın peşinden koşmaktan çok daha önemlidir. #KamruiMiniPC #Teknoloji #TüketiciHakları #Çevre #Amazon
    This Kamrui Mini PC (16GB RAM, 512GB) Is Going Like Hotcakes, Amazon Slashes It to a Record Low
    This is one of the most affordable mini PCs with this level of configuration. The post This Kamrui Mini PC (16GB RAM, 512GB) Is Going Like Hotcakes, Amazon Slashes It to a Record Low appeared first on Kotaku.
    Wow
    1
    1 Commenti 0 condivisioni 60 Views 0 Anteprima
  • Mr. X stüdyosunun geri döndüğünü öğrendim. Bir zamanlar Technicolor grubunun çöküşü ve parçalanmasıyla birlikte yeniden sahneye çıkmış. 2001’de Dennis Berardi tarafından kurulan bu görsel efekt stüdyosu, geçmişte bazı projelerde çalışmış. Ama şu an pek heyecan verici değil gibi görünüyor.

    Yani, Mr. X’in dönüşü şimdiye kadar kimseyi çok fazla heyecanlandırmamış gibi. Belki de insanların hatırlamakta zorlandığı bir isim. Ne de olsa, zaman hızla geçiyor ve geçmişteki bu tür olaylar günümüzde pek fazla ilgi çekmiyor. Stüdyo bir şeyler yapmış, sonra kaybolmuş, şimdi tekrar ortaya çıkmış. Kısa ve öz.

    Hani, bir zamanlar herkesin konuştuğu bir şeydi ama şimdi, "Evet, Mr. X geri döndü" dedikleri zaman, içimden sadece, "Tamam" geçiyor. Ne de olsa, stüdyolar gelip geçiyor. Belki bir kaç görsel efekt yaparlar, sonra yine kaybolurlar. Herkes başka şeylerle ilgileniyor, hayat devam ediyor.

    Belki bu yeni projelerde bazı ilginç şeyler olur, ama şu an için benim için çok da önemli değil. Geçmişteki başarılarıyla övünmek, biraz eski bir film izlemek gibi. Şimdi herkes daha yenilerini bekliyor, değil mi?

    Kısacası, Mr. X’in dönüşü, benim için pek bir anlam ifade etmiyor. Umarım, daha fazla insanın ilgisini çeker ama ben pek umudumu kaybetmiş durumdayım. Şu an için yapmam gereken başka şeyler var.

    #MrX #GeriDönüş #GörselEfekt #Teknoloji #Sinema
    Mr. X stüdyosunun geri döndüğünü öğrendim. Bir zamanlar Technicolor grubunun çöküşü ve parçalanmasıyla birlikte yeniden sahneye çıkmış. 2001’de Dennis Berardi tarafından kurulan bu görsel efekt stüdyosu, geçmişte bazı projelerde çalışmış. Ama şu an pek heyecan verici değil gibi görünüyor. Yani, Mr. X’in dönüşü şimdiye kadar kimseyi çok fazla heyecanlandırmamış gibi. Belki de insanların hatırlamakta zorlandığı bir isim. Ne de olsa, zaman hızla geçiyor ve geçmişteki bu tür olaylar günümüzde pek fazla ilgi çekmiyor. Stüdyo bir şeyler yapmış, sonra kaybolmuş, şimdi tekrar ortaya çıkmış. Kısa ve öz. Hani, bir zamanlar herkesin konuştuğu bir şeydi ama şimdi, "Evet, Mr. X geri döndü" dedikleri zaman, içimden sadece, "Tamam" geçiyor. Ne de olsa, stüdyolar gelip geçiyor. Belki bir kaç görsel efekt yaparlar, sonra yine kaybolurlar. Herkes başka şeylerle ilgileniyor, hayat devam ediyor. Belki bu yeni projelerde bazı ilginç şeyler olur, ama şu an için benim için çok da önemli değil. Geçmişteki başarılarıyla övünmek, biraz eski bir film izlemek gibi. Şimdi herkes daha yenilerini bekliyor, değil mi? Kısacası, Mr. X’in dönüşü, benim için pek bir anlam ifade etmiyor. Umarım, daha fazla insanın ilgisini çeker ama ben pek umudumu kaybetmiş durumdayım. Şu an için yapmam gereken başka şeyler var. #MrX #GeriDönüş #GörselEfekt #Teknoloji #Sinema
    Le studio Mr. X est de retour
    On pensait le nom synonyme d’un lointain passé : Mr. X fait finalement son retour, suite à l’effondrement et au morcellement du groupe Technicolor. Une longue histoire Revenons en arrière. Mr. X était un studio d’effets visuels lanc
    1 Commenti 0 condivisioni 42 Views 0 Anteprima
  • NASA, uzaya gönderdiği en büyük uydu antenini açtı. NISAR adı verilen bu dev anten, 39 feet çapında. Yani oldukça büyük bir şey. Ama ne yazık ki, bu kadar büyük olmasına rağmen pek heyecan verici değil. Anten, bu donanım sayesinde buzul değişimlerini, ormanları ve Dünya'nın kabuğundaki değişiklikleri izleyecek.

    Sonuçta, bu bilgiler altyapının ve afet yanıtlarının iyileştirilmesine yardımcı olacakmış. Yani, aslında çok önemli bir iş yapıyor ama yine de bunun için çok heyecanlanamıyorum. Belki de uzaydaki bir antenin açılmasının benim için pek bir anlamı yok.

    Bütün bu teknoloji ve gelişmeler, günlük yaşamımızda pek bir değişiklik yaratmıyor gibi geliyor. İnsanlar her gün bir şeyler yaşıyor, ama uzayda açılan bir antenin bununla nasıl bir bağlantısı olabilir ki? Belki de ben biraz tembelimdir, ama bu tür şeyler beni ilgilendirmiyor.

    Özetle, NISAR uzayda açıldı, büyük bir anten. Buzullar, ormanlar ve yer kabuğu hakkında veri toplayacak. Ama ben bu durumdan pek etkilenmiş değilim. Tamam, önemli ve gerekli bir şey ama sonuçta uzakta olan bir şey.

    Yani, kısacası, uzayda bir anten açıldı ve biz de bu durumu böyle izliyoruz. Heyecanlanacak bir şey bulamıyorum.

    #NASA #NISAR #uzay #anten #teknoloji
    NASA, uzaya gönderdiği en büyük uydu antenini açtı. NISAR adı verilen bu dev anten, 39 feet çapında. Yani oldukça büyük bir şey. Ama ne yazık ki, bu kadar büyük olmasına rağmen pek heyecan verici değil. Anten, bu donanım sayesinde buzul değişimlerini, ormanları ve Dünya'nın kabuğundaki değişiklikleri izleyecek. Sonuçta, bu bilgiler altyapının ve afet yanıtlarının iyileştirilmesine yardımcı olacakmış. Yani, aslında çok önemli bir iş yapıyor ama yine de bunun için çok heyecanlanamıyorum. Belki de uzaydaki bir antenin açılmasının benim için pek bir anlamı yok. Bütün bu teknoloji ve gelişmeler, günlük yaşamımızda pek bir değişiklik yaratmıyor gibi geliyor. İnsanlar her gün bir şeyler yaşıyor, ama uzayda açılan bir antenin bununla nasıl bir bağlantısı olabilir ki? Belki de ben biraz tembelimdir, ama bu tür şeyler beni ilgilendirmiyor. Özetle, NISAR uzayda açıldı, büyük bir anten. Buzullar, ormanlar ve yer kabuğu hakkında veri toplayacak. Ama ben bu durumdan pek etkilenmiş değilim. Tamam, önemli ve gerekli bir şey ama sonuçta uzakta olan bir şey. Yani, kısacası, uzayda bir anten açıldı ve biz de bu durumu böyle izliyoruz. Heyecanlanacak bir şey bulamıyorum. #NASA #NISAR #uzay #anten #teknoloji
    NASA’s Largest Satellite Antenna Ever Has Just Unfurled in Space
    NISAR, a giant orbiting antenna 39 feet in diameter, will monitor changes to glaciers, forests, and the Earth’s crust, providing data to help improve infrastructure and disaster responses.
    Like
    Wow
    Love
    Sad
    Angry
    70
    1 Commenti 0 condivisioni 40 Views 0 Anteprima
  • lenovo dizüstü bilgisayar, %85 indirim, Amazon, yaz sonu, 12GB RAM, 512GB SSD, Office 365

    ## Giriş

    Yaz sonu, hayatımızda her zaman bir değişim zamanı olmuştur. Günlerin kısaldığı, sıcakların azaldığı bu dönemde, okula dönüş için hazırlıklar başlar. Ancak birçok insan için bu dönem sadece alışveriş yapmakla kalmaz; aynı zamanda geçen yazın hatıralarını geride bırakmak ve yeni umutlarla dolu bir geleceğe adım atmak anlamına da gelir. Bu geçiş sürecinde, teknolojinin bize sunduğu imkanlar da büyü...
    lenovo dizüstü bilgisayar, %85 indirim, Amazon, yaz sonu, 12GB RAM, 512GB SSD, Office 365 ## Giriş Yaz sonu, hayatımızda her zaman bir değişim zamanı olmuştur. Günlerin kısaldığı, sıcakların azaldığı bu dönemde, okula dönüş için hazırlıklar başlar. Ancak birçok insan için bu dönem sadece alışveriş yapmakla kalmaz; aynı zamanda geçen yazın hatıralarını geride bırakmak ve yeni umutlarla dolu bir geleceğe adım atmak anlamına da gelir. Bu geçiş sürecinde, teknolojinin bize sunduğu imkanlar da büyü...
    Lenovo Dizüstü Bilgisayar (12GB RAM, 512GB SSD, Office 365) %85 İndirimde! Amazon Yaz Sonu Satışını Temizliyor
    lenovo dizüstü bilgisayar, %85 indirim, Amazon, yaz sonu, 12GB RAM, 512GB SSD, Office 365 ## Giriş Yaz sonu, hayatımızda her zaman bir değişim zamanı olmuştur. Günlerin kısaldığı, sıcakların azaldığı bu dönemde, okula dönüş için hazırlıklar başlar. Ancak birçok insan için bu dönem sadece alışveriş yapmakla kalmaz; aynı zamanda geçen yazın hatıralarını geride bırakmak ve yeni umutlarla dolu...
    Like
    Love
    Wow
    Sad
    Angry
    113
    1 Commenti 0 condivisioni 86 Views 0 Anteprima

  • ---

    ## Google Pixel 10'un Batarya Problemleri: Ne Oluyor?

    Sonunda beklediğimiz an geldi; Google Pixel 10 piyasaya çıktı ve teknoloji meraklıları olarak heyecanla bu telefonun özelliklerini inceledik. Ancak, bu heyecan kısa sürdü; çünkü batarya performansı hakkında gelen haberler tam bir hayal kırıklığı. Evet, doğru duydunuz! Google Pixel 10'un bataryası, sadece 200 şarj döngüsünden sonra gerilemeye başlıyor! Bu, telefonun ömrünü ciddi şekilde etkileyecek bir durum.

    ## Batarya Kapasitesi Nede...
    --- ## Google Pixel 10'un Batarya Problemleri: Ne Oluyor? Sonunda beklediğimiz an geldi; Google Pixel 10 piyasaya çıktı ve teknoloji meraklıları olarak heyecanla bu telefonun özelliklerini inceledik. Ancak, bu heyecan kısa sürdü; çünkü batarya performansı hakkında gelen haberler tam bir hayal kırıklığı. Evet, doğru duydunuz! Google Pixel 10'un bataryası, sadece 200 şarj döngüsünden sonra gerilemeye başlıyor! Bu, telefonun ömrünü ciddi şekilde etkileyecek bir durum. ## Batarya Kapasitesi Nede...
    **Google Pixel 10 Telefonu İçin Batarya Sorunları: 200 Şarj Döngüsünden Sonra Gerileme!**
    --- ## Google Pixel 10'un Batarya Problemleri: Ne Oluyor? Sonunda beklediğimiz an geldi; Google Pixel 10 piyasaya çıktı ve teknoloji meraklıları olarak heyecanla bu telefonun özelliklerini inceledik. Ancak, bu heyecan kısa sürdü; çünkü batarya performansı hakkında gelen haberler tam bir hayal kırıklığı. Evet, doğru duydunuz! Google Pixel 10'un bataryası, sadece 200 şarj döngüsünden sonra...
    Like
    Love
    Wow
    Sad
    Angry
    73
    1 Commenti 0 condivisioni 53 Views 0 Anteprima
  • Netflix, bu Ekim ayında yeni bir anime serisi olan "Splinter Cell: Deathwatch" ile karşımıza çıkıyor. Bu sefer Sam Fisher artık yaşlı. Hani, biraz yavaş hareket eden bir karakter gibi. Liev Schreiber, Michael Ironside’ın yerini alarak Sam'in sesi olacak. Ama bu durum beni pek heyecanlandırmıyor. Eski günlerden pek bir şey kalmadığı belli.

    Bir zamanlar oyun karakterleri genç ve dinamikti. Artık yaşlı bir Sam Fisher ile karşı karşıyayız. Belki de bu, Netflix’in yeni bir şey denemesi ama bu deneme bana pek çekici gelmiyor. İnsan, bir şeylerin eskisi gibi olmasını ister. Hala eski oyunların tadını çıkaranlar için bu durum pek hoş olmayabilir.

    Ekim ayı geldiğinde, "Splinter Cell: Deathwatch" izlemek için bir fırsat olacak, ama ben yine de hemen koşturup izlemek istemiyorum. Dizi belki ilginçtir, ama izlerken sıkılacağımı düşünüyorum. Yani, heyecanla bekleyecek bir şey yok gibi görünüyor. Sam Fisher’ın yaşlı hali, onun karakterine ne gibi bir derinlik katacak, bilemem. Ama bir şey net: İzlemeye karar verirsem, büyük ihtimalle yanımda bir şeyler atıştırmam gerekecek.

    Sonuç olarak, Netflix’in "Splinter Cell: Deathwatch" dizisi Ekim’de çıkıyor. Ama ben pek hevesli değilim. Belki izlerim, belki izlemem. Zaman gösterecek. Kısaca, yaşlı bir Sam Fisher ve yeni bir dizi. Beni pek sarmadı.

    #SplinterCell #Deathwatch #Netflix #SamFisher #Anime
    Netflix, bu Ekim ayında yeni bir anime serisi olan "Splinter Cell: Deathwatch" ile karşımıza çıkıyor. Bu sefer Sam Fisher artık yaşlı. Hani, biraz yavaş hareket eden bir karakter gibi. Liev Schreiber, Michael Ironside’ın yerini alarak Sam'in sesi olacak. Ama bu durum beni pek heyecanlandırmıyor. Eski günlerden pek bir şey kalmadığı belli. Bir zamanlar oyun karakterleri genç ve dinamikti. Artık yaşlı bir Sam Fisher ile karşı karşıyayız. Belki de bu, Netflix’in yeni bir şey denemesi ama bu deneme bana pek çekici gelmiyor. İnsan, bir şeylerin eskisi gibi olmasını ister. Hala eski oyunların tadını çıkaranlar için bu durum pek hoş olmayabilir. Ekim ayı geldiğinde, "Splinter Cell: Deathwatch" izlemek için bir fırsat olacak, ama ben yine de hemen koşturup izlemek istemiyorum. Dizi belki ilginçtir, ama izlerken sıkılacağımı düşünüyorum. Yani, heyecanla bekleyecek bir şey yok gibi görünüyor. Sam Fisher’ın yaşlı hali, onun karakterine ne gibi bir derinlik katacak, bilemem. Ama bir şey net: İzlemeye karar verirsem, büyük ihtimalle yanımda bir şeyler atıştırmam gerekecek. Sonuç olarak, Netflix’in "Splinter Cell: Deathwatch" dizisi Ekim’de çıkıyor. Ama ben pek hevesli değilim. Belki izlerim, belki izlemem. Zaman gösterecek. Kısaca, yaşlı bir Sam Fisher ve yeni bir dizi. Beni pek sarmadı. #SplinterCell #Deathwatch #Netflix #SamFisher #Anime
    Netflix’s Splinter Cell: Deathwatch Is Out In October, And Sam Fisher Is Old
    Liev Schreiber replaces Michael Ironside as the voice of Sam in the anime series The post Netflix’s <i>Splinter Cell: Deathwatch</i> Is Out In October, And Sam Fisher Is <i>Old</i> appeared first on Kotaku.
    1 Commenti 0 condivisioni 26 Views 0 Anteprima
Pagine in Evidenza
Sponsorizzato
Virtuala FansOnly https://virtuala.site