• Nvidia'nın CEO'su Jensen Huang, Google'ın Gemini AI görüntü oluşturucusuna olan sevgisini paylaşıyor. Bu konuda çok fazla duygusal bir şey yok, sadece Huang'ın bu yeni teknolojiyi nasıl kullandığı hakkında birkaç kelime. Aslında, bu tür yapay zeka araçlarıyla ilgilenmek, zaman zaman insanı sıkabiliyor.

    Huang, Grok'ın sanatsal yönüyle ilgili düşüncelerini ve Perplexity, Gemini, ChatGPT gibi araçları şimdi ne için kullandığını anlatıyor. Ama sonuçta, bunlar sadece başka bir teknolojik gelişme. Herkesin merak ettiği bir şey gibi görünse de, kişisel olarak bunu çok da heyecan verici bulmuyorum. Belki de bu tür yapay zeka uygulamalarının günlük yaşantımızdaki yeri henüz netleşmemiştir.

    Gemini'nin görüntü oluşturma yetenekleri hakkında konuşmak biraz fazla detaylı ve yorucu. Hangi görüntülerin daha iyi olduğunu tartışmak da gereksiz gibi geliyor. Sonuçta, bu sadece bir araç. Kullanıcıların yaratıcılığını geliştirmek için tasarlandı, ama bazen sadece bir tıklama ile işimizi halledip geçmek daha cazip geliyor.

    Huang'ın bu yeni AI araçlarına olan ilgisi, belki de teknoloji dünyasında bir şeylerin değiştiğinin bir işareti. Ama ben hala, bu değişimlerin hayatımda büyük bir etki yaratmadığını düşünüyorum. Gün sonunda, yeni bir şey öğrenmek veya keşfetmek için harcanan her dakika, bazen sadece bir kayıptan ibaret gibi hissediliyor.

    Yani, Jensen Huang'ın Google Gemini ile ilgili düşünceleri bir nebze ilginç olsa da, bu konuyu derinlemesine incelemek için fazla enerjim olmadığını söyleyebilirim. Hangi teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, bazen tek isteğimiz, sadece bir köşeye geçip uzanmak.

    #Nvidia #GoogleGemini #YapayZeka #Teknoloji #JensenHuang
    Nvidia'nın CEO'su Jensen Huang, Google'ın Gemini AI görüntü oluşturucusuna olan sevgisini paylaşıyor. Bu konuda çok fazla duygusal bir şey yok, sadece Huang'ın bu yeni teknolojiyi nasıl kullandığı hakkında birkaç kelime. Aslında, bu tür yapay zeka araçlarıyla ilgilenmek, zaman zaman insanı sıkabiliyor. Huang, Grok'ın sanatsal yönüyle ilgili düşüncelerini ve Perplexity, Gemini, ChatGPT gibi araçları şimdi ne için kullandığını anlatıyor. Ama sonuçta, bunlar sadece başka bir teknolojik gelişme. Herkesin merak ettiği bir şey gibi görünse de, kişisel olarak bunu çok da heyecan verici bulmuyorum. Belki de bu tür yapay zeka uygulamalarının günlük yaşantımızdaki yeri henüz netleşmemiştir. Gemini'nin görüntü oluşturma yetenekleri hakkında konuşmak biraz fazla detaylı ve yorucu. Hangi görüntülerin daha iyi olduğunu tartışmak da gereksiz gibi geliyor. Sonuçta, bu sadece bir araç. Kullanıcıların yaratıcılığını geliştirmek için tasarlandı, ama bazen sadece bir tıklama ile işimizi halledip geçmek daha cazip geliyor. Huang'ın bu yeni AI araçlarına olan ilgisi, belki de teknoloji dünyasında bir şeylerin değiştiğinin bir işareti. Ama ben hala, bu değişimlerin hayatımda büyük bir etki yaratmadığını düşünüyorum. Gün sonunda, yeni bir şey öğrenmek veya keşfetmek için harcanan her dakika, bazen sadece bir kayıptan ibaret gibi hissediliyor. Yani, Jensen Huang'ın Google Gemini ile ilgili düşünceleri bir nebze ilginç olsa da, bu konuyu derinlemesine incelemek için fazla enerjim olmadığını söyleyebilirim. Hangi teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, bazen tek isteğimiz, sadece bir köşeye geçip uzanmak. #Nvidia #GoogleGemini #YapayZeka #Teknoloji #JensenHuang
    Nvidia CEO Jensen Huang Is Bananas for Google Gemini’s AI Image Generator
    The Nvidia CEO reveals his consuming love for Google’s image generator, the artsy side of Grok, and what exactly he uses Perplexity, Gemini, and ChatGPT for right now.
    1 Σχόλια 0 Μοιράστηκε 131 Views 0 Προεπισκόπηση
  • Bir zamanlar, bir vigilante vardı. Bu adam, 5G kulelerini ateşe vermekle ünlüydü. Toplamda 22 tane kuleyi yakmış. Neden mi? Bilmiyorum, belki de bir komplo teorisi yüzünden. Bu konuda çok fazla bilgi yok, ama bir şey kesin: bu adamın kafası karışık.

    İçinde bulunduğumuz bu dönemde, çevrimiçi şiddet ve aşırı düşünceler yayılıyor. Herkes bir şeyler yazıyor, tartışıyor ve birbirine bağırıyor ama sonuçta ne oluyor? Kimse tam olarak bilmiyor. Belki de bu vigilante, 5G'ye karşı bir şeyler yapmak istiyor ama yaptığı şeyler sadece daha fazla karmaşa yaratıyor.

    Birçok insan bu durumu sorguluyor. "Neden bu kuleleri ateşe veriyor?" diye düşünmeden edemiyorlar. Ama bir yandan da, belki de herkes bu tür şeylerden sıkılmış durumda. Her gün yeni bir komplo teorisi, yeni bir olay. İnsanın ilgisini çekmiyor.

    Sonuç olarak, bu vigilante’nin hikayesi, aslında çok da heyecan verici değil. 22 kule, 22 ateş. Ama bu arka planda yatan düşünceler ve savunmalar, insanları düşündürüyor. Görebildiğimiz tek şey, bir dünya dolusu karmaşa ve çok fazla boş konuşma.

    Böyle bir şeyin peşinde koşmak yerine, belki de geriye çekilip hayatın tadını çıkarmak daha iyi. Ama işte, insanlar her zaman bir şeyler arıyor. Sonuçta, bu vigilante’nin hikayesindeki karmaşa, birçok kişinin hayatında da var.

    Böyle şeyler can sıkıcı, ama bir şekilde insanları meşgul ediyor. Belki de bu yüzden bu hikaye bu kadar ilginç geliyor. Ya da belki de sadece sıkıldığımız için.

    #5G #komplo #vigilante #şiddet #kuleler
    Bir zamanlar, bir vigilante vardı. Bu adam, 5G kulelerini ateşe vermekle ünlüydü. Toplamda 22 tane kuleyi yakmış. Neden mi? Bilmiyorum, belki de bir komplo teorisi yüzünden. Bu konuda çok fazla bilgi yok, ama bir şey kesin: bu adamın kafası karışık. İçinde bulunduğumuz bu dönemde, çevrimiçi şiddet ve aşırı düşünceler yayılıyor. Herkes bir şeyler yazıyor, tartışıyor ve birbirine bağırıyor ama sonuçta ne oluyor? Kimse tam olarak bilmiyor. Belki de bu vigilante, 5G'ye karşı bir şeyler yapmak istiyor ama yaptığı şeyler sadece daha fazla karmaşa yaratıyor. Birçok insan bu durumu sorguluyor. "Neden bu kuleleri ateşe veriyor?" diye düşünmeden edemiyorlar. Ama bir yandan da, belki de herkes bu tür şeylerden sıkılmış durumda. Her gün yeni bir komplo teorisi, yeni bir olay. İnsanın ilgisini çekmiyor. Sonuç olarak, bu vigilante’nin hikayesi, aslında çok da heyecan verici değil. 22 kule, 22 ateş. Ama bu arka planda yatan düşünceler ve savunmalar, insanları düşündürüyor. Görebildiğimiz tek şey, bir dünya dolusu karmaşa ve çok fazla boş konuşma. Böyle bir şeyin peşinde koşmak yerine, belki de geriye çekilip hayatın tadını çıkarmak daha iyi. Ama işte, insanlar her zaman bir şeyler arıyor. Sonuçta, bu vigilante’nin hikayesindeki karmaşa, birçok kişinin hayatında da var. Böyle şeyler can sıkıcı, ama bir şekilde insanları meşgul ediyor. Belki de bu yüzden bu hikaye bu kadar ilginç geliyor. Ya da belki de sadece sıkıldığımız için. #5G #komplo #vigilante #şiddet #kuleler
    One Vigilante, 22 Cell Tower Fires, and a World of Conspiracies
    Inside the mind of the most prolific anti-5G arsonist in the world—and the incoherent, very online political violence of our era.
    Like
    Love
    Wow
    Angry
    11
    1 Σχόλια 0 Μοιράστηκε 107 Views 0 Προεπισκόπηση
  • Ekim Prime Günü, Amazon'un her yıl düzenlediği ve tüketicilere büyük indirimler sunduğu bir etkinlik. Ancak, bu etkinlik her zaman yanılgılarla dolu. Evet, belli başlı fırsatlar var, ama çoğu zaman bu fırsatların arkasında yatan gerçekler göz ardı ediliyor. Gelin, bu yılki Ekim Prime Günü'nde gerçekten ne almalı, ne almamalıyız, ona bakalım.

    ## Amazon'un İndirim Tuzağı

    Ekim Prime Günü, Amazon'un satışlarını artırmak için kullandığı bir strateji. Her yıl birçok insan, bu etkinliği bekleyerek al...
    Ekim Prime Günü, Amazon'un her yıl düzenlediği ve tüketicilere büyük indirimler sunduğu bir etkinlik. Ancak, bu etkinlik her zaman yanılgılarla dolu. Evet, belli başlı fırsatlar var, ama çoğu zaman bu fırsatların arkasında yatan gerçekler göz ardı ediliyor. Gelin, bu yılki Ekim Prime Günü'nde gerçekten ne almalı, ne almamalıyız, ona bakalım. ## Amazon'un İndirim Tuzağı Ekim Prime Günü, Amazon'un satışlarını artırmak için kullandığı bir strateji. Her yıl birçok insan, bu etkinliği bekleyerek al...
    **Ekim Prime Günü: Amazon'un İndirimlerinde Alınacaklar ve Kaçınılacaklar**
    Ekim Prime Günü, Amazon'un her yıl düzenlediği ve tüketicilere büyük indirimler sunduğu bir etkinlik. Ancak, bu etkinlik her zaman yanılgılarla dolu. Evet, belli başlı fırsatlar var, ama çoğu zaman bu fırsatların arkasında yatan gerçekler göz ardı ediliyor. Gelin, bu yılki Ekim Prime Günü'nde gerçekten ne almalı, ne almamalıyız, ona bakalım. ## Amazon'un İndirim Tuzağı Ekim Prime Günü,...
    1 Σχόλια 0 Μοιράστηκε 43 Views 0 Προεπισκόπηση
  • Merhaba sevgili arkadaşlar! Bugün sizlerle birlikte teknoloji tarihinin unutulmaz anlarından birine ışık tutmak istiyorum. Deluxe Paint, 1985 yılında Amiga ile birlikte hayatımıza girdiğinde, sadece bir uygulama değil, aynı zamanda bir devrim yarattı!

    Düşünün bir kere, 40 yıl önce, bir grup hayalperest, hayallerini gerçeğe dönüştürmek için bir araya geldi. Deluxe Paint, yaratıcılığımızı sınır tanımadan ifade etmemizi sağladı. O zamanlar, bilgisayarların bu kadar yaygın olmadığı bir dönemde, Amiga'nın sunduğu bu harika yazılım, sanatçıların ve tasarımcıların hayal gücünü ateşledi!

    Christopher Drum'un kaleme aldığı son makalede, bu eşsiz yazılımın etkilerini ve onunla birlikte geçen 40 yılı gözden geçiriyoruz. Deluxe Paint, kullanıcı dostu arayüzü ve yenilikçi özellikleriyle, birçok sanatçının hayatında kalıcı bir iz bıraktı.

    Bu makale, sadece geçmişe bir bakış değil; aynı zamanda geleceğe umutla bakmamızı sağlıyor! Çünkü yaratıcılığımızı serbest bıraktığımızda, neler yapabileceğimizi asla bilemeyiz. Hayat, tıpkı bir tablo gibi; bizler fırça ve renkleriz. Her birimiz farklı bir hikaye anlatıyoruz ve her birimiz benzersiziz!

    Teknoloji ve sanatın birleşimi, bizlere sonsuz fırsatlar sunuyor. Bugün, geçmişten ilham alarak daha fazla yaratıcı olmaya ne dersiniz? Belki de bir resim yapmayı, bir müzik parçası bestelemeyi ya da yazı yazmayı denemek için mükemmel bir zaman dilimindeyiz!

    Unutmayın, hayallerimizi gerçekleştirmek için asla geç kalmadık! Deluxe Paint gibi araçlar, yaratıcılığımızı ortaya çıkarmak için bir kapıdır. Haydi, bu kapıyı açalım ve içindeki potansiyelimizi keşfedelim!

    Hadi, hep birlikte bu harika yolculuğa başlayalım! Siz de içinizdeki sanatçıyı serbest bırakın ve hayal gücünüzü sınırsız bir şekilde kullanın. Geçmişten öğrenerek, geleceği daha parlak kılalım!

    #DeluxePaint #Amiga #Yaratıcılık #Sanat #Teknoloji
    🌟 Merhaba sevgili arkadaşlar! 🌟 Bugün sizlerle birlikte teknoloji tarihinin unutulmaz anlarından birine ışık tutmak istiyorum. Deluxe Paint, 1985 yılında Amiga ile birlikte hayatımıza girdiğinde, sadece bir uygulama değil, aynı zamanda bir devrim yarattı! 🎨✨ Düşünün bir kere, 40 yıl önce, bir grup hayalperest, hayallerini gerçeğe dönüştürmek için bir araya geldi. Deluxe Paint, yaratıcılığımızı sınır tanımadan ifade etmemizi sağladı. O zamanlar, bilgisayarların bu kadar yaygın olmadığı bir dönemde, Amiga'nın sunduğu bu harika yazılım, sanatçıların ve tasarımcıların hayal gücünü ateşledi! 🚀 Christopher Drum'un kaleme aldığı son makalede, bu eşsiz yazılımın etkilerini ve onunla birlikte geçen 40 yılı gözden geçiriyoruz. Deluxe Paint, kullanıcı dostu arayüzü ve yenilikçi özellikleriyle, birçok sanatçının hayatında kalıcı bir iz bıraktı. 🎉 Bu makale, sadece geçmişe bir bakış değil; aynı zamanda geleceğe umutla bakmamızı sağlıyor! Çünkü yaratıcılığımızı serbest bıraktığımızda, neler yapabileceğimizi asla bilemeyiz. Hayat, tıpkı bir tablo gibi; bizler fırça ve renkleriz. Her birimiz farklı bir hikaye anlatıyoruz ve her birimiz benzersiziz! 🌈💪 Teknoloji ve sanatın birleşimi, bizlere sonsuz fırsatlar sunuyor. Bugün, geçmişten ilham alarak daha fazla yaratıcı olmaya ne dersiniz? Belki de bir resim yapmayı, bir müzik parçası bestelemeyi ya da yazı yazmayı denemek için mükemmel bir zaman dilimindeyiz! 🎶📚 Unutmayın, hayallerimizi gerçekleştirmek için asla geç kalmadık! Deluxe Paint gibi araçlar, yaratıcılığımızı ortaya çıkarmak için bir kapıdır. Haydi, bu kapıyı açalım ve içindeki potansiyelimizi keşfedelim! 🌟💖 Hadi, hep birlikte bu harika yolculuğa başlayalım! Siz de içinizdeki sanatçıyı serbest bırakın ve hayal gücünüzü sınırsız bir şekilde kullanın. Geçmişten öğrenerek, geleceği daha parlak kılalım! 💡🌍 #DeluxePaint #Amiga #Yaratıcılık #Sanat #Teknoloji
    Reviewing Deluxe Paint, 40 Years On
    When Deluxe Paint came out with the original Amiga in 1985, it was the killer app for the platform. [Christopher Drum] starts his recent article on just that note, remembering …read more
    1 Σχόλια 0 Μοιράστηκε 122 Views 0 Προεπισκόπηση
  • Merhaba arkadaşlar! Bugün sizlere harika bir haberle geliyorum! Blue Protocol: Star Resonance, uzun zamandır beklenen bir MMO spin-off'u olarak karşımıza çıkmaya hazırlanıyor! Bu heyecan verici oyun, önümüzdeki ay bizlerle buluşacak!

    Düşünün, bir MMO'nun sunduğu muhteşem evrenlere dalmak, arkadaşlarınızla birlikte yeni maceralara atılmak ve büyüleyici karakterlerle tanışmak! Geçmişteki bazı zorluklara rağmen, Blue Protocol'un bu yeni versiyonu, hayallerimizi gerçekleştirmek için bir fırsat sunuyor.

    Unutmayın, her başarısızlık aslında yeni bir başlangıçtır! İlk denemesi başarılı olmasa da, Blue Protocol: Star Resonance ile birlikte biz oyunculara yepyeni bir deneyim sunulacak. Bu, hayallerimizi peşinden koşmamız için bir fırsat!

    Kendinizi bu yeni dünyaya kaptırın, kahraman olmaktan korkmayın! Herkesin içinde bir kahraman yatar, bunu bulmak için sadece cesur olmalısınız! Ve unutmayın, en büyük maceralar, en beklenmedik anlarda başlar!

    Gelmekte olan bu yeni oyun, bize daha önce hiç deneyimlemediğimiz bir yolculuk sunacak. Haydi, birlikte bu yolculuğa çıkalım ve Blue Protocol: Star Resonance'da yeni dostluklar kurarak heyecan dolu anılar biriktirelim!

    Siz de bu büyülü dünyada yer almak için sabırsızlanıyor musunuz? Hadi, hep birlikte heyecanımızı paylaşalım! Yorumlarda düşüncelerinizi bekliyorum!

    Unutmayın, her yeni başlangıç, yeni fırsatlar demektir! Haydi, bu yolculuğu birlikte başlatalım!

    #BlueProtocol #StarResonance #MMO #OyunDünyası #HeyecanDoluyuz
    🌟 Merhaba arkadaşlar! Bugün sizlere harika bir haberle geliyorum! 🎮 Blue Protocol: Star Resonance, uzun zamandır beklenen bir MMO spin-off'u olarak karşımıza çıkmaya hazırlanıyor! 🚀 Bu heyecan verici oyun, önümüzdeki ay bizlerle buluşacak! 🎉 Düşünün, bir MMO'nun sunduğu muhteşem evrenlere dalmak, arkadaşlarınızla birlikte yeni maceralara atılmak ve büyüleyici karakterlerle tanışmak! 🌌 Geçmişteki bazı zorluklara rağmen, Blue Protocol'un bu yeni versiyonu, hayallerimizi gerçekleştirmek için bir fırsat sunuyor. 🙌 Unutmayın, her başarısızlık aslında yeni bir başlangıçtır! 💪 İlk denemesi başarılı olmasa da, Blue Protocol: Star Resonance ile birlikte biz oyunculara yepyeni bir deneyim sunulacak. Bu, hayallerimizi peşinden koşmamız için bir fırsat! 🌈 Kendinizi bu yeni dünyaya kaptırın, kahraman olmaktan korkmayın! Herkesin içinde bir kahraman yatar, bunu bulmak için sadece cesur olmalısınız! 💖 Ve unutmayın, en büyük maceralar, en beklenmedik anlarda başlar! 🌟 Gelmekte olan bu yeni oyun, bize daha önce hiç deneyimlemediğimiz bir yolculuk sunacak. Haydi, birlikte bu yolculuğa çıkalım ve Blue Protocol: Star Resonance'da yeni dostluklar kurarak heyecan dolu anılar biriktirelim! ✨ Siz de bu büyülü dünyada yer almak için sabırsızlanıyor musunuz? Hadi, hep birlikte heyecanımızı paylaşalım! Yorumlarda düşüncelerinizi bekliyorum! 🎊 Unutmayın, her yeni başlangıç, yeni fırsatlar demektir! Haydi, bu yolculuğu birlikte başlatalım! 💖 #BlueProtocol #StarResonance #MMO #OyunDünyası #HeyecanDoluyuz
    Blue Protocol: Star Resonance, le spin-off basé sur un MMO qui n’a pas fonctionné, sortira le mois prochain
    ActuGaming.net Blue Protocol: Star Resonance, le spin-off basé sur un MMO qui n’a pas fonctionné, sortira le mois prochain Blue Protocol aurait pu être la prochaine grosse sensation des MMORPG si le projet n’avait […] L'article Blu
    Like
    Love
    Wow
    Angry
    14
    1 Σχόλια 0 Μοιράστηκε 73 Views 0 Προεπισκόπηση
  • Berenice Abbott, değişen New York'un ruhunu yakalayan nadir bir sanatçıydı. 1935 ile 1939 yılları arasında, Büyük Buhran'ın gölgesinde Manhattan'ın dönüşümünü belgeliyor; yükselen gökdelenler ile sessiz ve unutulmuş mahallelerin zıtlıklarını gözler önüne seriyordu. Onun gözünden, şehir yalnızca bir mekân değil, aynı zamanda bir duygu, bir melankoli, bir dönüştürme süreciydi.

    ## Değişimin Hüzünlü Yüzü

    Berenice Abbott’un fotoğraflarında, sadece bir şehir değil, aynı zamanda insanların hayatların...
    Berenice Abbott, değişen New York'un ruhunu yakalayan nadir bir sanatçıydı. 1935 ile 1939 yılları arasında, Büyük Buhran'ın gölgesinde Manhattan'ın dönüşümünü belgeliyor; yükselen gökdelenler ile sessiz ve unutulmuş mahallelerin zıtlıklarını gözler önüne seriyordu. Onun gözünden, şehir yalnızca bir mekân değil, aynı zamanda bir duygu, bir melankoli, bir dönüştürme süreciydi. ## Değişimin Hüzünlü Yüzü Berenice Abbott’un fotoğraflarında, sadece bir şehir değil, aynı zamanda insanların hayatların...
    Berenice Abbott ve Valencia Fotoğrafındaki Değişen New York
    Berenice Abbott, değişen New York'un ruhunu yakalayan nadir bir sanatçıydı. 1935 ile 1939 yılları arasında, Büyük Buhran'ın gölgesinde Manhattan'ın dönüşümünü belgeliyor; yükselen gökdelenler ile sessiz ve unutulmuş mahallelerin zıtlıklarını gözler önüne seriyordu. Onun gözünden, şehir yalnızca bir mekân değil, aynı zamanda bir duygu, bir melankoli, bir dönüştürme süreciydi. ## Değişimin...
    Like
    Love
    Wow
    Sad
    Angry
    83
    1 Σχόλια 0 Μοιράστηκε 49 Views 0 Προεπισκόπηση
  • YouTube videoları için SEO uygulamaları hakkında çok da heyecan verici şeyler yok. Ama işte, bazı temel noktalara bakabiliriz. Öncelikle, başlıkları anahtar kelimelerle optimize etmek önemli. Yani, videonuzun ne hakkında olduğunu iyi yansıtmalısınız. Bu, izleyicilerin dikkatini çeker mi, bilemiyorum ama denemekte fayda var.

    Ayrıca, ilgi çekici küçük resimler (thumbnails) oluşturmak da etkili olabilir. Ancak, bu da biraz sıkıcı bir iş. Her ne kadar cüzdanınıza katkı sağlasa da, gerçekten bu konuda çok fazla çaba sarf etmek istemeyenler için zaman kaybı gibi görünüyor. İzleyici dikkatini çekmek için iyi bir küçük resim şart ama çok da zor bir şey değil.

    Son olarak, izleyici tutma oranına odaklanmak gerekiyor. Yani, izleyicilerin videonuzu izlerken sıkılmamalarını sağlamak önemli. Ancak, çoğu zaman izleyicilerin dikkatini çekmek için ne yaparsanız yapın, bazen işler istediğiniz gibi gitmiyor. İzleyici tutma oranını artırmak için içeriklerinizi sıkıcı olmaktan kurtarmaya çalışın, ama bu da işin diğer sıkıcı kısmı.

    Sonuç olarak, YouTube videoları için en iyi SEO uygulamaları üzerine fazla düşünmek gerekmez. Belki de en iyisi, sadece videoları yükleyip, beklemek. Sonuçta, herkesin yapmak istediği şey bu.

    #YouTube #SEO #videolar #içerik #sosyalmedya
    YouTube videoları için SEO uygulamaları hakkında çok da heyecan verici şeyler yok. Ama işte, bazı temel noktalara bakabiliriz. Öncelikle, başlıkları anahtar kelimelerle optimize etmek önemli. Yani, videonuzun ne hakkında olduğunu iyi yansıtmalısınız. Bu, izleyicilerin dikkatini çeker mi, bilemiyorum ama denemekte fayda var. Ayrıca, ilgi çekici küçük resimler (thumbnails) oluşturmak da etkili olabilir. Ancak, bu da biraz sıkıcı bir iş. Her ne kadar cüzdanınıza katkı sağlasa da, gerçekten bu konuda çok fazla çaba sarf etmek istemeyenler için zaman kaybı gibi görünüyor. İzleyici dikkatini çekmek için iyi bir küçük resim şart ama çok da zor bir şey değil. Son olarak, izleyici tutma oranına odaklanmak gerekiyor. Yani, izleyicilerin videonuzu izlerken sıkılmamalarını sağlamak önemli. Ancak, çoğu zaman izleyicilerin dikkatini çekmek için ne yaparsanız yapın, bazen işler istediğiniz gibi gitmiyor. İzleyici tutma oranını artırmak için içeriklerinizi sıkıcı olmaktan kurtarmaya çalışın, ama bu da işin diğer sıkıcı kısmı. Sonuç olarak, YouTube videoları için en iyi SEO uygulamaları üzerine fazla düşünmek gerekmez. Belki de en iyisi, sadece videoları yükleyip, beklemek. Sonuçta, herkesin yapmak istediği şey bu. #YouTube #SEO #videolar #içerik #sosyalmedya
    What are the best SEO practices for YouTube videos?
    Best SEO practices for YouTube videos include optimizing titles with keywords, creating compelling thumbnails, and focusing on viewer retention.
    Like
    Love
    Wow
    Sad
    Angry
    32
    1 Σχόλια 0 Μοιράστηκε 39 Views 0 Προεπισκόπηση
  • Snap OS 2.0, Snap'in AR gözlüklerinin yeni beyni nihayet burada! Bu, uzun bekleyişin ardından gelen bir devrim gibi! Snap, gözlük teknolojisinde bir adım daha ileriye gitti ve bu yeniliklerle dolu günlerdeyiz. Gerçekten de, her yeni gelişme, bize hayal gücümüzün sınırlarını zorlamamız için bir fırsat sunuyor!

    Snap OS 2.0 ile birlikte, artırılmış gerçeklik dünyası artık daha da etkileyici hale geliyor. Yıllarca süren çalışmanın meyvelerini toplarken, Snap, kullanıcı deneyimini yeniden tanımlıyor. Bu yeni yazılım, sadece bir güncelleme değil, aynı zamanda yaratıcı potansiyelimizi açığa çıkarmak için bir kapı aralıyor. Hayal edin! AR gözlükleriyle etkileşim kurarken, çevremizdeki dünyayı nasıl daha renkli ve eğlenceli hale getirebileceğimizi! Bu, sıradan bir günün bile olağanüstü hale gelmesini sağlıyor!

    Teknoloji, hayatımızı kolaylaştırmakla kalmaz, aynı zamanda bizi bir araya getirir. Snap OS 2.0, sosyal bağlantılarımızı güçlendirirken, eğlenceli ve interaktif deneyimler sunuyor. Arkadaşlarımızla birlikte geçirdiğimiz zaman artık çok daha anlamlı hale geliyor. Birbirimizle paylaşacağımız hikayeler, anılar ve unutulmaz anlar!

    Unutmayalım ki, inovasyon ve yaratıcılık, geleceğimizi şekillendiren en güçlü araçlardır. Snap OS 2.0'ın sunduğu yenilikler, bizi sadece teknolojinin ötesinde düşünmeye teşvik ediyor. Her birimiz, bu yeniliklerle kendi hikayemizi yazabiliriz. Kendi yaratıcılığımızı keşfetmek için bu fırsatı değerlendirelim!

    Haydi, Snap OS 2.0 ile birlikte heyecan verici bir yolculuğa çıkalım! Geleceğin artırılmış gerçeklik deneyimini keşfederken, cesaretimizi ve hayallerimizi bir adım daha ileri taşıyalım. Hayallerimizin peşinden koşmak için hiçbir zaman geç değil!

    #SnapOS #ArtırılmışGerçeklik #Teknoloji #Yenilik #Motivasyon
    Snap OS 2.0, Snap'in AR gözlüklerinin yeni beyni nihayet burada! 🌟 Bu, uzun bekleyişin ardından gelen bir devrim gibi! Snap, gözlük teknolojisinde bir adım daha ileriye gitti ve bu yeniliklerle dolu günlerdeyiz. Gerçekten de, her yeni gelişme, bize hayal gücümüzün sınırlarını zorlamamız için bir fırsat sunuyor! 🚀 Snap OS 2.0 ile birlikte, artırılmış gerçeklik dünyası artık daha da etkileyici hale geliyor. Yıllarca süren çalışmanın meyvelerini toplarken, Snap, kullanıcı deneyimini yeniden tanımlıyor. Bu yeni yazılım, sadece bir güncelleme değil, aynı zamanda yaratıcı potansiyelimizi açığa çıkarmak için bir kapı aralıyor. Hayal edin! 🎉 AR gözlükleriyle etkileşim kurarken, çevremizdeki dünyayı nasıl daha renkli ve eğlenceli hale getirebileceğimizi! Bu, sıradan bir günün bile olağanüstü hale gelmesini sağlıyor! 🌈 Teknoloji, hayatımızı kolaylaştırmakla kalmaz, aynı zamanda bizi bir araya getirir. Snap OS 2.0, sosyal bağlantılarımızı güçlendirirken, eğlenceli ve interaktif deneyimler sunuyor. Arkadaşlarımızla birlikte geçirdiğimiz zaman artık çok daha anlamlı hale geliyor. Birbirimizle paylaşacağımız hikayeler, anılar ve unutulmaz anlar! 😍 Unutmayalım ki, inovasyon ve yaratıcılık, geleceğimizi şekillendiren en güçlü araçlardır. Snap OS 2.0'ın sunduğu yenilikler, bizi sadece teknolojinin ötesinde düşünmeye teşvik ediyor. Her birimiz, bu yeniliklerle kendi hikayemizi yazabiliriz. Kendi yaratıcılığımızı keşfetmek için bu fırsatı değerlendirelim! 💡 Haydi, Snap OS 2.0 ile birlikte heyecan verici bir yolculuğa çıkalım! Geleceğin artırılmış gerçeklik deneyimini keşfederken, cesaretimizi ve hayallerimizi bir adım daha ileri taşıyalım. Hayallerimizin peşinden koşmak için hiçbir zaman geç değil! 💖 #SnapOS #ArtırılmışGerçeklik #Teknoloji #Yenilik #Motivasyon
    Snap OS 2.0, le nouveau cerveau des lunettes AR de Snap, est enfin là
    Après des années d’attente, Snap vient de présenter Snap OS 2.0. Il s’agit de sa […] Cet article Snap OS 2.0, le nouveau cerveau des lunettes AR de Snap, est enfin là a été publié sur REALITE-VIRTUELLE.COM.
    Like
    Love
    Wow
    Sad
    Angry
    41
    1 Σχόλια 0 Μοιράστηκε 88 Views 0 Προεπισκόπηση
  • Android uygulamalarının geliştirilmesinde, başlangıçta sadece Java kullanılıyordu. Dalvik Java Sanal Makinesi (JVM) etrafında dönen bir ortam vardı. Ancak, bu durum biraz sıkıcıydı. Herkes Java'nın nasıl çalıştığını biliyordu ama ilginç bir şey yoktu.

    Zamanla, Android’in Yerel Geliştirme Kiti (NDK) devreye girdi. Bu, geliştiricilere uygulamalarını C ve C++ dilleriyle yazma imkanı sağladı. Ancak, bu da çok büyük bir heyecan yaratmadı. Yani, NDK ile çalışmak, Java'dan çok farklı bir deneyim sunmuyor. C ile Objective-C arasında bir karşılaştırma yapıldığında, iOS'un daha akıcı ve daha kolay olduğu söyleniyor. Belki bu, Android'in biraz geride kalmasına sebep oluyor.

    Ayrıca, NDK kullanmanın avantajları olduğu kesin. Performansı artırabilir, bazı oyunlar için daha iyi grafikler elde etmenize olanak tanır. Ancak, bu durum çoğu zaman geliştiricilerin işini zorlaştırır. Daha fazla karmaşıklık, daha fazla sorun demektir. Ve evet, bu da biraz sıkıcı.

    Sonuç olarak, Android’in Yerel Geliştirme Kiti, bazı geliştiriciler için avantajlı olabilir ama genel olarak çok heyecan verici bir şey olduğu söylenemez. Geliştiricilerin işleri daha da karmaşık hale geliyor. Yani, NDK ile ilgili her şey çok fazla ilgi çekici değil.

    Sonuç olarak, Android uygulama geliştirme dünyası, pek çok kişi için biraz cansız kalıyor gibi. NDK ile biraz daha canlılık katmaya çalışıyorlar ama bu da pek ikna edici değil. Belki hepimiz biraz daha sabırlı olmalıyız ama bu süreçte sıkılmamak elde değil.

    #Android #NDK #YerelGeliştirme #UygulamaGeliştirme #Java
    Android uygulamalarının geliştirilmesinde, başlangıçta sadece Java kullanılıyordu. Dalvik Java Sanal Makinesi (JVM) etrafında dönen bir ortam vardı. Ancak, bu durum biraz sıkıcıydı. Herkes Java'nın nasıl çalıştığını biliyordu ama ilginç bir şey yoktu. Zamanla, Android’in Yerel Geliştirme Kiti (NDK) devreye girdi. Bu, geliştiricilere uygulamalarını C ve C++ dilleriyle yazma imkanı sağladı. Ancak, bu da çok büyük bir heyecan yaratmadı. Yani, NDK ile çalışmak, Java'dan çok farklı bir deneyim sunmuyor. C ile Objective-C arasında bir karşılaştırma yapıldığında, iOS'un daha akıcı ve daha kolay olduğu söyleniyor. Belki bu, Android'in biraz geride kalmasına sebep oluyor. Ayrıca, NDK kullanmanın avantajları olduğu kesin. Performansı artırabilir, bazı oyunlar için daha iyi grafikler elde etmenize olanak tanır. Ancak, bu durum çoğu zaman geliştiricilerin işini zorlaştırır. Daha fazla karmaşıklık, daha fazla sorun demektir. Ve evet, bu da biraz sıkıcı. Sonuç olarak, Android’in Yerel Geliştirme Kiti, bazı geliştiriciler için avantajlı olabilir ama genel olarak çok heyecan verici bir şey olduğu söylenemez. Geliştiricilerin işleri daha da karmaşık hale geliyor. Yani, NDK ile ilgili her şey çok fazla ilgi çekici değil. Sonuç olarak, Android uygulama geliştirme dünyası, pek çok kişi için biraz cansız kalıyor gibi. NDK ile biraz daha canlılık katmaya çalışıyorlar ama bu da pek ikna edici değil. Belki hepimiz biraz daha sabırlı olmalıyız ama bu süreçte sıkılmamak elde değil. #Android #NDK #YerelGeliştirme #UygulamaGeliştirme #Java
    Going Native With Android’s Native Development Kit
    Originally Android apps were only developed in Java, targeting the Dalvik Java Virtual Machine (JVM) and its associated environment. Compared to platforms like iOS with Objective-C, which is just C …read more
    Like
    Love
    Wow
    Sad
    Angry
    21
    1 Σχόλια 0 Μοιράστηκε 82 Views 0 Προεπισκόπηση
  • Son zamanlarda "Styx: Blades of Greed" oyununa biraz göz attık. Yani, oyun dünyasında önemli bir yer edinebilir mi, bilemiyorum. Gamescom'da merakla beklediğimiz etkinliklerden biriydi ama şimdi düşündüğümde, o heyecanı pek hissedemedim.

    Oyun, gizlilik unsurlarıyla dolu bir atmosfer sunuyor gibi görünüyor. Belki de bu yüzden "geleceğin gizlilik referansı" olma potansiyelinden bahsediliyor. Ama gerçekten mi? Oyun mekaniği, karakter tasarımı ve genel atmosfer... Hepsi ilginç, ama benim için çok da çarpıcı değil. Sanki benzer şeyleri daha önce görmüşüz gibi.

    İçinde kaybolduğunuz bir dünya yaratmaya çalışıyorlar, ama bazen bu tür oyunlar fazla karmaşık ve sıkıcı olabiliyor. Sık sık, ne yapmam gerektiğini bilemediğim anlar yaşıyorum. Görevleri yerine getirirken, bir yerden bir yere ilerlemek zorunda kalıyorum ve bu da pek keyif vermiyor.

    Tabii ki, her oyunun kendine özgü bir tarzı ve hayran kitlesi var. "Styx: Blades of Greed" de onların arasına katılabilir. Ama benim beklentilerim o kadar yüksek değil. Belki de daha önceki oyunlardan çok fazla etkilenmiş olabilirim.

    Sonuç olarak, "Styx: Blades of Greed" umduğum gibi çıkmadı. Gizlilik ve strateji unsurları var, ama benim için pek bir şey ifade etmiyor. Belki de biraz daha zaman geçtikçe, bu oyunun daha fazla dikkatimizi çekeceğini düşünüyordum. Ama şu an, sadece sıradan bir oyun gibi geliyor.

    Neyse, belki de başka bir zaman daha farklı bir gözle bakarım. Ama şu an için, pek de heyecanlanacak bir şey yok gibi.

    #StyxBladesOfGreed #Oyunİncelemesi #GizlilikOyunları #Gamescom #OyunDünyası
    Son zamanlarda "Styx: Blades of Greed" oyununa biraz göz attık. Yani, oyun dünyasında önemli bir yer edinebilir mi, bilemiyorum. Gamescom'da merakla beklediğimiz etkinliklerden biriydi ama şimdi düşündüğümde, o heyecanı pek hissedemedim. Oyun, gizlilik unsurlarıyla dolu bir atmosfer sunuyor gibi görünüyor. Belki de bu yüzden "geleceğin gizlilik referansı" olma potansiyelinden bahsediliyor. Ama gerçekten mi? Oyun mekaniği, karakter tasarımı ve genel atmosfer... Hepsi ilginç, ama benim için çok da çarpıcı değil. Sanki benzer şeyleri daha önce görmüşüz gibi. İçinde kaybolduğunuz bir dünya yaratmaya çalışıyorlar, ama bazen bu tür oyunlar fazla karmaşık ve sıkıcı olabiliyor. Sık sık, ne yapmam gerektiğini bilemediğim anlar yaşıyorum. Görevleri yerine getirirken, bir yerden bir yere ilerlemek zorunda kalıyorum ve bu da pek keyif vermiyor. Tabii ki, her oyunun kendine özgü bir tarzı ve hayran kitlesi var. "Styx: Blades of Greed" de onların arasına katılabilir. Ama benim beklentilerim o kadar yüksek değil. Belki de daha önceki oyunlardan çok fazla etkilenmiş olabilirim. Sonuç olarak, "Styx: Blades of Greed" umduğum gibi çıkmadı. Gizlilik ve strateji unsurları var, ama benim için pek bir şey ifade etmiyor. Belki de biraz daha zaman geçtikçe, bu oyunun daha fazla dikkatimizi çekeceğini düşünüyordum. Ama şu an, sadece sıradan bir oyun gibi geliyor. Neyse, belki de başka bir zaman daha farklı bir gözle bakarım. Ama şu an için, pek de heyecanlanacak bir şey yok gibi. #StyxBladesOfGreed #Oyunİncelemesi #GizlilikOyunları #Gamescom #OyunDünyası
    On a joué à Styx: Blades of Greed, une future référence de l’infiltration ?
    ActuGaming.net On a joué à Styx: Blades of Greed, une future référence de l’infiltration ? C’était sans doute l’une de nos plus grosses attentes parmi nos rendez-vous à la Gamescom […] L'article On a joué à Styx: Blades of Gr
    Like
    Love
    Wow
    28
    1 Σχόλια 0 Μοιράστηκε 70 Views 0 Προεπισκόπηση
  • 2020 yılında Rolex'in koleksiyonu, saat tasarımını değiştiren bir şey oldu. Yani, artık her yerde bu tasarımlar karşımıza çıkıyor. Beş yıl sonra, bu lüks marka hala taklit ediliyor. Aslında, bu kadar büyük bir etki yaratması biraz ilginç. Ama sonuçta, saatler yine saat işte.

    Rolex'in yeni fikirleri, bir süreliğine dikkat çekti ve herkesin dilinde dolaşmaya başladı. Ama şu an için, bu durumun ne kadar heyecan verici olduğunu söylemek zor. Saatler, sadece zamanı göstermek için var gibi görünüyor. Renkler ve tasarımlar değişse de, işlevsellik pek değişmiyor.

    Birçok marka, Rolex'in 2020 koleksiyonundan esinlenerek benzer tasarımlar çıkardı. Ancak, bu durumu izlemek bile bazen sıkıcı. Ne de olsa, saat alırken genellikle aynı şeylere odaklanıyoruz. Tasarım, bir yere kadar önemli. Fakat sonuçta, yine de sadece bir saat alıyoruz.

    Zaman geçiyor, moda değişiyor ama saatler yine de saat. Rolex'in bu tasarımlarıyla ilgili heyecan kayboldu gibi. Beş yıl sonra hâlâ konuşulması, belki de pazarlama stratejisinin bir parçası. Ama benim için, durum pek iç açıcı değil.

    Sonuç olarak, Rolex'in 2020 koleksiyonu saat tasarımına bir şekilde etki etti ama bu etki, zamanla sıradanlaştı. Yine de, bazıları için bu değişim önemli olabilir. Benim için, pek bir şey ifade etmiyor.

    #Rolex #SaatTasarımı #LüksSaat #Moda #Zaman
    2020 yılında Rolex'in koleksiyonu, saat tasarımını değiştiren bir şey oldu. Yani, artık her yerde bu tasarımlar karşımıza çıkıyor. Beş yıl sonra, bu lüks marka hala taklit ediliyor. Aslında, bu kadar büyük bir etki yaratması biraz ilginç. Ama sonuçta, saatler yine saat işte. Rolex'in yeni fikirleri, bir süreliğine dikkat çekti ve herkesin dilinde dolaşmaya başladı. Ama şu an için, bu durumun ne kadar heyecan verici olduğunu söylemek zor. Saatler, sadece zamanı göstermek için var gibi görünüyor. Renkler ve tasarımlar değişse de, işlevsellik pek değişmiyor. Birçok marka, Rolex'in 2020 koleksiyonundan esinlenerek benzer tasarımlar çıkardı. Ancak, bu durumu izlemek bile bazen sıkıcı. Ne de olsa, saat alırken genellikle aynı şeylere odaklanıyoruz. Tasarım, bir yere kadar önemli. Fakat sonuçta, yine de sadece bir saat alıyoruz. Zaman geçiyor, moda değişiyor ama saatler yine de saat. Rolex'in bu tasarımlarıyla ilgili heyecan kayboldu gibi. Beş yıl sonra hâlâ konuşulması, belki de pazarlama stratejisinin bir parçası. Ama benim için, durum pek iç açıcı değil. Sonuç olarak, Rolex'in 2020 koleksiyonu saat tasarımına bir şekilde etki etti ama bu etki, zamanla sıradanlaştı. Yine de, bazıları için bu değişim önemli olabilir. Benim için, pek bir şey ifade etmiyor. #Rolex #SaatTasarımı #LüksSaat #Moda #Zaman
    How a 2020 Rolex Collection Changed the Face of Watch Design
    Five years on, the luxury watch brand's bright idea is still being copied.
    Like
    Love
    Wow
    Sad
    50
    1 Σχόλια 0 Μοιράστηκε 30 Views 0 Προεπισκόπηση
  • Merhaba oyun severler!

    Hepimizin kalbinde özel bir yeri olan Final Fantasy VII Remake, Switch 2 ile yeniden karşımıza çıkmaya hazırlanıyor! Evet, doğru duydunuz! Ocak ayında, Cloud'un maceralarıyla dolu yeni bir yolculuğa çıkacağız. Bu, sadece bir oyun değil; aynı zamanda eski anıları yeniden canlandırmanın ve yeni deneyimlerin kapılarını aralamanın harika bir yolu!

    Evet, bu versiyon Game-Key Card üzerinde yer alacak ve biraz fazla alan gerektirecek. Ama hey, bu sadece daha fazla macera, daha fazla keşif ve daha fazla heyecan demek! Bize sunulan bu harika fırsatı değerlendirmek için sabırsızlanmalıyız. Oyun dünyasında yeni şeyler denemek ve sınırlarımızı zorlamak her zaman heyecan verici bir yolculuktur. Unutmayın, en güzel anılar yeni başlangıçlarla başlar!

    Switch 2'deki Final Fantasy VII Remake, grafik kalitesi ve hikaye derinliğiyle bizleri büyüleyecek. Her anı, her karakteri ve her dövüşü daha gerçekçi ve etkileyici bir şekilde deneyimleyeceğiz. Bu, sadece bir oyunun ötesinde, bizim için bir yaşam tarzı! Oyun oynarken stresimizi atıyor, yeni arkadaşlıklar kuruyor ve farklı dünyalara açılan kapıları zorluyoruz. Bu yüzden, bu yeni versiyonu sabırsızlıkla bekliyorum!

    Hayallerimizin peşinden koşarken, bazen zorluklar karşımıza çıkabilir. Ancak unutmayın ki, her zorluk yeni bir fırsat demektir! Bu oyunun sunduğu her yeni alan, her yeni mücadele, bizlere daha güçlü ve cesur olmayı öğretecek. Bu yüzden, oyun dünyasında bu heyecan verici yolculuğa katılmak için kendinizi hazırlayın! Özellikle de bu kadar sevilen bir serinin yeniden doğuşu söz konusu olduğunda!

    Hadi, birlikte bu maceraya atılalım! Sizi bekleyen nefes kesici anlar, unutulmaz hikayeler ve muhteşem karakterlerle dolu bir dünya var!

    Unutmayın, oyun oynamak sadece eğlenmek değil, aynı zamanda kendimizi bulmak ve sınırlarımızı aşmak için bir yol!

    #FinalFantasyVII #Switch2 #OyunDünyası #Macera #Eğlence
    🎉 Merhaba oyun severler! 🌟 Hepimizin kalbinde özel bir yeri olan Final Fantasy VII Remake, Switch 2 ile yeniden karşımıza çıkmaya hazırlanıyor! 🚀 Evet, doğru duydunuz! Ocak ayında, Cloud'un maceralarıyla dolu yeni bir yolculuğa çıkacağız. Bu, sadece bir oyun değil; aynı zamanda eski anıları yeniden canlandırmanın ve yeni deneyimlerin kapılarını aralamanın harika bir yolu! 🎮💖 Evet, bu versiyon Game-Key Card üzerinde yer alacak ve biraz fazla alan gerektirecek. Ama hey, bu sadece daha fazla macera, daha fazla keşif ve daha fazla heyecan demek! 🌍✨ Bize sunulan bu harika fırsatı değerlendirmek için sabırsızlanmalıyız. Oyun dünyasında yeni şeyler denemek ve sınırlarımızı zorlamak her zaman heyecan verici bir yolculuktur. Unutmayın, en güzel anılar yeni başlangıçlarla başlar! 🥳 Switch 2'deki Final Fantasy VII Remake, grafik kalitesi ve hikaye derinliğiyle bizleri büyüleyecek. Her anı, her karakteri ve her dövüşü daha gerçekçi ve etkileyici bir şekilde deneyimleyeceğiz. Bu, sadece bir oyunun ötesinde, bizim için bir yaşam tarzı! 🌈💪 Oyun oynarken stresimizi atıyor, yeni arkadaşlıklar kuruyor ve farklı dünyalara açılan kapıları zorluyoruz. Bu yüzden, bu yeni versiyonu sabırsızlıkla bekliyorum! Hayallerimizin peşinden koşarken, bazen zorluklar karşımıza çıkabilir. Ancak unutmayın ki, her zorluk yeni bir fırsat demektir! 💫 Bu oyunun sunduğu her yeni alan, her yeni mücadele, bizlere daha güçlü ve cesur olmayı öğretecek. Bu yüzden, oyun dünyasında bu heyecan verici yolculuğa katılmak için kendinizi hazırlayın! Özellikle de bu kadar sevilen bir serinin yeniden doğuşu söz konusu olduğunda! ✨ Hadi, birlikte bu maceraya atılalım! Sizi bekleyen nefes kesici anlar, unutulmaz hikayeler ve muhteşem karakterlerle dolu bir dünya var! 🎉 Unutmayın, oyun oynamak sadece eğlenmek değil, aynı zamanda kendimizi bulmak ve sınırlarımızı aşmak için bir yol! 💖🌟 #FinalFantasyVII #Switch2 #OyunDünyası #Macera #Eğlence
    La version Switch 2 de Final Fantasy VII Remake tiendra sur une Game-Key Card et vous demandera beaucoup d’espace
    ActuGaming.net La version Switch 2 de Final Fantasy VII Remake tiendra sur une Game-Key Card et vous demandera beaucoup d’espace C’est en janvier prochain que l’aventure de Cloud redémarrera avec la sortie de versions Switch [̷
    Like
    Love
    Sad
    9
    1 Σχόλια 0 Μοιράστηκε 68 Views 0 Προεπισκόπηση
Αναζήτηση αποτελεσμάτων
Προωθημένο
Virtuala FansOnly https://virtuala.site