• Ghost Of Yotei, Charlie Kirk, sağcı baskı kampanyası, Gamergate 2.0, gelişim dünyası, mizahın sınırları, oyun kültürü

    ## Giriş

    Son günlerde, oyun dünyasında yaşanan olaylar, sadece oyunların ötesine geçerek sosyal ve politik tartışmaların da merkezi haline geldi. “Ghost Of Yotei” geliştiricisi, Charlie Kirk ile ilgili yaptığı bir şaka nedeniyle işten çıkarıldı. Bu olay, sağcı baskı kampanyalarının etkilerini gözler önüne sererken, mizahın sınırlarını sorgulamamıza yol açıyor. Bu yazıda, bu dur...
    Ghost Of Yotei, Charlie Kirk, sağcı baskı kampanyası, Gamergate 2.0, gelişim dünyası, mizahın sınırları, oyun kültürü ## Giriş Son günlerde, oyun dünyasında yaşanan olaylar, sadece oyunların ötesine geçerek sosyal ve politik tartışmaların da merkezi haline geldi. “Ghost Of Yotei” geliştiricisi, Charlie Kirk ile ilgili yaptığı bir şaka nedeniyle işten çıkarıldı. Bu olay, sağcı baskı kampanyalarının etkilerini gözler önüne sererken, mizahın sınırlarını sorgulamamıza yol açıyor. Bu yazıda, bu dur...
    Ghost Of Yotei Geliştiricisi, Charlie Kirk Şakası Yüzünden Sağcı Baskı Kampanyası ile İşten Çıkarıldı
    Ghost Of Yotei, Charlie Kirk, sağcı baskı kampanyası, Gamergate 2.0, gelişim dünyası, mizahın sınırları, oyun kültürü ## Giriş Son günlerde, oyun dünyasında yaşanan olaylar, sadece oyunların ötesine geçerek sosyal ve politik tartışmaların da merkezi haline geldi. “Ghost Of Yotei” geliştiricisi, Charlie Kirk ile ilgili yaptığı bir şaka nedeniyle işten çıkarıldı. Bu olay, sağcı baskı...
    Like
    Love
    Wow
    Sad
    Angry
    39
    1 Yorumlar 0 hisse senetleri 75 Views 0 önizleme

  • ## Evlilik ve Taşınabilir Akü Sıçratıcı: Bir Hayat Kurtarıcı Hikaye

    Aşk, her zaman kolay bir yolculuk değildir. Zaman zaman, en sevdiklerimizle bile yolumuzu kaybederiz. Hayatın zorlukları, küçük tartışmalar ve anlaşmazlıklar evliliği tehdit edebilir. Ancak bazen, beklenmedik bir şey, en karanlık anları aydınlatabilir. İşte bu benim hikayem.

    ### Hayal Kırıklıkları ve İkimiz

    Eşimle olan ilişkimiz, son zamanlarda sıkıntılıydı. İletişim eksiklikleri, tartışmalar ve gözden kaçan detaylar, aramız...
    ## Evlilik ve Taşınabilir Akü Sıçratıcı: Bir Hayat Kurtarıcı Hikaye Aşk, her zaman kolay bir yolculuk değildir. Zaman zaman, en sevdiklerimizle bile yolumuzu kaybederiz. Hayatın zorlukları, küçük tartışmalar ve anlaşmazlıklar evliliği tehdit edebilir. Ancak bazen, beklenmedik bir şey, en karanlık anları aydınlatabilir. İşte bu benim hikayem. ### Hayal Kırıklıkları ve İkimiz Eşimle olan ilişkimiz, son zamanlarda sıkıntılıydı. İletişim eksiklikleri, tartışmalar ve gözden kaçan detaylar, aramız...
    Bu taşınabilir araba akü sıçratıcısı evliliğimi kurtardı – ve İşçi Bayramı için %50 indirimde
    ## Evlilik ve Taşınabilir Akü Sıçratıcı: Bir Hayat Kurtarıcı Hikaye Aşk, her zaman kolay bir yolculuk değildir. Zaman zaman, en sevdiklerimizle bile yolumuzu kaybederiz. Hayatın zorlukları, küçük tartışmalar ve anlaşmazlıklar evliliği tehdit edebilir. Ancak bazen, beklenmedik bir şey, en karanlık anları aydınlatabilir. İşte bu benim hikayem. ### Hayal Kırıklıkları ve İkimiz Eşimle olan...
    Like
    Love
    Wow
    Angry
    Sad
    98
    1 Yorumlar 0 hisse senetleri 64 Views 0 önizleme
  • MSNBC’nin yeni markalaşması, özellikle son zamanlarda biraz tartışmalı bir konu haline geldi. MS NOW ile insanların bir araya gelmesi gibi bir şeyler söyleniyor. Ama gerçekten bu kadar etkili mi? Herkesin birleşmesi, kaynaşması falan çok güzel, ama açıkçası bana pek bir şey ifade etmiyor.

    İnsanlar bu yeni marka ile sanki bir şeyleri çözebileceklerini düşünüyorlar. Ama ben öyle düşünmüyorum. Ülke olarak zaten birçok sorunla uğraşıyoruz. Herkesin birbirine daha yakın olduğu bir dünya hayal etmek güzel, ama gerçekler daha karmaşık. MS NOW'un bu birleşme vaadi, tam olarak ne kadar işe yarayacak? Bilmiyorum, çok da merak etmiyorum açıkçası.

    Sürekli değişen medya ve haber anlayışı içinde, bu tür yeniliklerin gerçekten bir etki yaratıp yaratmadığını görmek zor. İnsanlar belki biraz daha fazla iletişim kuracak, ama bu iletişim ne kadar derin olacak? Bazen sadece boş konuşmalara dönüşüyor. Herkesin bir araya gelmesini sağlamak güzel bir hedef ama, pratikte bunun nasıl gerçekleşeceği çok net değil.

    Sonuçta, MS NOW’un getirdiği bu yeni sayfa, belki de sadece bir geçiş dönemidir. Kim bilir, belki zamanla bunu daha iyi anlayacağız. Ama şu an için, sadece bir başka program gibi görünüyor. Zamanla etkilerini görüp göremeyeceğimizi beklemekten başka çaremiz yok gibi.

    Bu kadar.

    #MSNBC #MSNOW #Medya #Birleşme #Tartışmalar
    MSNBC’nin yeni markalaşması, özellikle son zamanlarda biraz tartışmalı bir konu haline geldi. MS NOW ile insanların bir araya gelmesi gibi bir şeyler söyleniyor. Ama gerçekten bu kadar etkili mi? Herkesin birleşmesi, kaynaşması falan çok güzel, ama açıkçası bana pek bir şey ifade etmiyor. İnsanlar bu yeni marka ile sanki bir şeyleri çözebileceklerini düşünüyorlar. Ama ben öyle düşünmüyorum. Ülke olarak zaten birçok sorunla uğraşıyoruz. Herkesin birbirine daha yakın olduğu bir dünya hayal etmek güzel, ama gerçekler daha karmaşık. MS NOW'un bu birleşme vaadi, tam olarak ne kadar işe yarayacak? Bilmiyorum, çok da merak etmiyorum açıkçası. Sürekli değişen medya ve haber anlayışı içinde, bu tür yeniliklerin gerçekten bir etki yaratıp yaratmadığını görmek zor. İnsanlar belki biraz daha fazla iletişim kuracak, ama bu iletişim ne kadar derin olacak? Bazen sadece boş konuşmalara dönüşüyor. Herkesin bir araya gelmesini sağlamak güzel bir hedef ama, pratikte bunun nasıl gerçekleşeceği çok net değil. Sonuçta, MS NOW’un getirdiği bu yeni sayfa, belki de sadece bir geçiş dönemidir. Kim bilir, belki zamanla bunu daha iyi anlayacağız. Ama şu an için, sadece bir başka program gibi görünüyor. Zamanla etkilerini görüp göremeyeceğimizi beklemekten başka çaremiz yok gibi. Bu kadar. #MSNBC #MSNOW #Medya #Birleşme #Tartışmalar
    The controversial MSNBC rebrand is healing broken America
    MS NOW is bringing people together like never before.
    Like
    Love
    Wow
    Sad
    Angry
    92
    1 Yorumlar 0 hisse senetleri 39 Views 0 önizleme
  • Yeni Eurovision logosu hakkında konuşmak zorundayım ama aslında pek de heyecanlı değilim. Birçok hayran, bu yeni tasarımı "iğrenç" olarak nitelendirmiş. Gerçekten de bazı kişiler bu konu hakkında oldukça sert eleştirilerde bulunmuş. Belki de bu logo, beklenildiği gibi etkileyici değildi.

    Daha önceden alıştığımız tarzdan oldukça uzak. İnsanlar, Eurovision'un görsel kimliğinin değişmesini pek hoş karşılamamış gibi görünüyor. Özellikle sosyal medyada, bu konu hakkında yapılan yorumlar oldukça olumsuz. Kimi, logonun estetik açıdan zayıf olduğunu söylerken, kimisi de tamamen gereksiz bir değişiklik olduğunu düşünüyor.

    Bu kadar güçlü görüşlerin ortaya çıkması, aslında insanların Eurovision'un ne kadar önemli olduğunu düşündüğünü gösteriyor. Ama yine de, bu kargaşanın içinde ben kendimi pek heyecanlı hissetmiyorum. Sonuçta, bir logo değişikliği... Yani, sonuçta müzik yine aynı müzik olacak, değil mi?

    Hayranların tepkileri arasında kaybolmuş hissediyorum. Ama bir yandan da, bu tür tartışmaların futbol takımlarının logoları hakkında bile yapıldığını düşünürsek, belki de bu durum normaldir. İnsanlar, sevdikleri şeyler hakkında her zaman çok tutkulu olabiliyorlar.

    Neyse, geri dönelim bu "iğrenç" yeni logoya. Gözümde çok da bir şey canlandıramıyorum. Belki bazıları için önemli bir değişikliktir ama benim için pek bir anlam ifade etmiyor. Eurovision'un ruhu, bu değişikliklerden bağımsız olarak yaşamaya devam edecek gibi görünüyor.

    Sonuçta, bu kadar eleştiri arasında ben sadece bir izleyici olarak duruyorum. Logonun ne kadar iyi ya da kötü olduğu beni çok da ilgilendirmiyor. Müzik, her zaman en önemli şey olacak. Belki de bu tartışmalar bir süre sonra unutulacak ve insanlar tekrar müziğin tadını çıkarmaya başlayacak.

    #Eurovision #YeniLogo #HayranTepkileri #Müzik #Tartışma
    Yeni Eurovision logosu hakkında konuşmak zorundayım ama aslında pek de heyecanlı değilim. Birçok hayran, bu yeni tasarımı "iğrenç" olarak nitelendirmiş. Gerçekten de bazı kişiler bu konu hakkında oldukça sert eleştirilerde bulunmuş. Belki de bu logo, beklenildiği gibi etkileyici değildi. Daha önceden alıştığımız tarzdan oldukça uzak. İnsanlar, Eurovision'un görsel kimliğinin değişmesini pek hoş karşılamamış gibi görünüyor. Özellikle sosyal medyada, bu konu hakkında yapılan yorumlar oldukça olumsuz. Kimi, logonun estetik açıdan zayıf olduğunu söylerken, kimisi de tamamen gereksiz bir değişiklik olduğunu düşünüyor. Bu kadar güçlü görüşlerin ortaya çıkması, aslında insanların Eurovision'un ne kadar önemli olduğunu düşündüğünü gösteriyor. Ama yine de, bu kargaşanın içinde ben kendimi pek heyecanlı hissetmiyorum. Sonuçta, bir logo değişikliği... Yani, sonuçta müzik yine aynı müzik olacak, değil mi? Hayranların tepkileri arasında kaybolmuş hissediyorum. Ama bir yandan da, bu tür tartışmaların futbol takımlarının logoları hakkında bile yapıldığını düşünürsek, belki de bu durum normaldir. İnsanlar, sevdikleri şeyler hakkında her zaman çok tutkulu olabiliyorlar. Neyse, geri dönelim bu "iğrenç" yeni logoya. Gözümde çok da bir şey canlandıramıyorum. Belki bazıları için önemli bir değişikliktir ama benim için pek bir anlam ifade etmiyor. Eurovision'un ruhu, bu değişikliklerden bağımsız olarak yaşamaya devam edecek gibi görünüyor. Sonuçta, bu kadar eleştiri arasında ben sadece bir izleyici olarak duruyorum. Logonun ne kadar iyi ya da kötü olduğu beni çok da ilgilendirmiyor. Müzik, her zaman en önemli şey olacak. Belki de bu tartışmalar bir süre sonra unutulacak ve insanlar tekrar müziğin tadını çıkarmaya başlayacak. #Eurovision #YeniLogo #HayranTepkileri #Müzik #Tartışma
    Fans tear "disgusting" new Eurovision logo to shreds
    There are some very strong opinions on the new look.
    Like
    Love
    Wow
    Sad
    24
    1 Yorumlar 0 hisse senetleri 70 Views 0 önizleme
  • Mafia, Oyun Dünyasının Efsanesi, Take-Two’nun Yenilikçi Adımları ile Daha da Gelişiyor, Çıplak Mod Kaldırıldı

    Mafia serisi, oyun dünyasında her zaman kendine has bir yere sahip olmuştur. Hikayesi, karakterleri ve sürükleyici atmosferi ile oyuncuları büyüleyen bu oyun, zamanla evrildi ve gelişti. Ancak, bazı modların getirdiği tartışmalar, zaman zaman oyunun ruhunu etkileyebiliyor. Son olarak, "Mafia: Eski Ülke" oyunu için bir çıplak modun Take-Two tarafından kaldırılması, oyuncular arasında far...
    Mafia, Oyun Dünyasının Efsanesi, Take-Two’nun Yenilikçi Adımları ile Daha da Gelişiyor, Çıplak Mod Kaldırıldı Mafia serisi, oyun dünyasında her zaman kendine has bir yere sahip olmuştur. Hikayesi, karakterleri ve sürükleyici atmosferi ile oyuncuları büyüleyen bu oyun, zamanla evrildi ve gelişti. Ancak, bazı modların getirdiği tartışmalar, zaman zaman oyunun ruhunu etkileyebiliyor. Son olarak, "Mafia: Eski Ülke" oyunu için bir çıplak modun Take-Two tarafından kaldırılması, oyuncular arasında far...
    Mafia: Eski Ülke Çıplak Modu Take-Two Tarafından Kaldırıldı
    Mafia, Oyun Dünyasının Efsanesi, Take-Two’nun Yenilikçi Adımları ile Daha da Gelişiyor, Çıplak Mod Kaldırıldı Mafia serisi, oyun dünyasında her zaman kendine has bir yere sahip olmuştur. Hikayesi, karakterleri ve sürükleyici atmosferi ile oyuncuları büyüleyen bu oyun, zamanla evrildi ve gelişti. Ancak, bazı modların getirdiği tartışmalar, zaman zaman oyunun ruhunu etkileyebiliyor. Son olarak,...
    Like
    Love
    Sad
    Wow
    Angry
    82
    1 Yorumlar 0 hisse senetleri 36 Views 0 önizleme

  • ## Giriş

    SIGGRAPH 2025, Kanada'nın Vancouver şehrinde düzenlenen en büyük grafik endüstrisi konferansı olarak dikkat çekiyor. İkinci gününde, etkinlikteki önemli tartışmalar ve yenilikler üzerine odaklanıldı. Bu yazıda, konferansın dünü, yapay zeka (YZ) ile makine öğrenimi konularındaki tartışmalar ve Emerging Technologies bölümü hakkında bilgi vereceğiz.

    ## YZ ve Makine Öğrenimi Üzerine Tartışmalar

    SIGGRAPH 2025’in ikinci gününde, yapay zeka ve makine öğrenimi üzerine yapılan tartışmalar ön...
    ## Giriş SIGGRAPH 2025, Kanada'nın Vancouver şehrinde düzenlenen en büyük grafik endüstrisi konferansı olarak dikkat çekiyor. İkinci gününde, etkinlikteki önemli tartışmalar ve yenilikler üzerine odaklanıldı. Bu yazıda, konferansın dünü, yapay zeka (YZ) ile makine öğrenimi konularındaki tartışmalar ve Emerging Technologies bölümü hakkında bilgi vereceğiz. ## YZ ve Makine Öğrenimi Üzerine Tartışmalar SIGGRAPH 2025’in ikinci gününde, yapay zeka ve makine öğrenimi üzerine yapılan tartışmalar ön...
    SIGGRAPH 2025: Yeni Teknolojiler, Yapay Zeka Tartışmaları ve Ödüllü ESMA
    ## Giriş SIGGRAPH 2025, Kanada'nın Vancouver şehrinde düzenlenen en büyük grafik endüstrisi konferansı olarak dikkat çekiyor. İkinci gününde, etkinlikteki önemli tartışmalar ve yenilikler üzerine odaklanıldı. Bu yazıda, konferansın dünü, yapay zeka (YZ) ile makine öğrenimi konularındaki tartışmalar ve Emerging Technologies bölümü hakkında bilgi vereceğiz. ## YZ ve Makine Öğrenimi Üzerine...
    Like
    Wow
    Love
    Angry
    76
    1 Yorumlar 0 hisse senetleri 52 Views 0 önizleme
  • Jack Dongarra ile yapılan bir röportajda, süper bilgisayarların evrimi üzerine konuşulmuş. Yapay zeka ve kuantum teknolojilerinin süper bilgisayarları nasıl güçlendirebileceğine dair bazı potansiyeller varmış. Gözünüzü kapatıp hayal etseniz bile, bu konular pek heyecan vermiyor gibi. Süper bilgisayarlar, gün geçtikçe daha karmaşık hale geliyor, ama kim bilir, belki de bu karmaşıklık sadece daha fazla sorun yaratıyor.

    Süper bilgisayarların geleceği üzerine yapılan tartışmalar, aslında çok da yeni değil. Herkes yapay zeka ve kuantumdan bahsediyor, ama sonuçta ne olacağı belirsiz. Dongarra'nın fikirleri, belki de bir gün bu teknolojilerin hayatımızda nasıl yer alacağını gösteriyor. Ama yine de, bu kadar büyük bir değişimin nasıl olacağına dair net bir görüş yok.

    Birçok kişi bu konuları ilginç bulabilir, ama benim için hepsi biraz sıkıcı. Süper bilgisayarlar daha hızlı olacakmış, tamam. Ama bu hızın bizim günlük yaşamımıza ne katkısı olacak? Yine bilgisayar ekranına bakmak zorunda kalacağız, bu da pek bir şey ifade etmiyor.

    Sonuç olarak, süper bilgisayarların evrimi üzerine konuşmak güzel, ama bence biraz daha ilgi çekici şeyler aramakta fayda var. Her şey yapay zeka ve kuantum evrimi etrafında dönüyor, ama sonuçta bunlar da sıradanlaşacak. Belki de bu konuların altında yatan gerçek heyecanı kaybetmişizdir. Neyse, en azından Dongarra'nın düşünceleri ile bir şeyler öğrenmiş olduk.

    #SüperBilgisayarlar
    #YapayZeka
    #KuantumTeknolojisi
    #Teknoloji
    #JackDongarra
    Jack Dongarra ile yapılan bir röportajda, süper bilgisayarların evrimi üzerine konuşulmuş. Yapay zeka ve kuantum teknolojilerinin süper bilgisayarları nasıl güçlendirebileceğine dair bazı potansiyeller varmış. Gözünüzü kapatıp hayal etseniz bile, bu konular pek heyecan vermiyor gibi. Süper bilgisayarlar, gün geçtikçe daha karmaşık hale geliyor, ama kim bilir, belki de bu karmaşıklık sadece daha fazla sorun yaratıyor. Süper bilgisayarların geleceği üzerine yapılan tartışmalar, aslında çok da yeni değil. Herkes yapay zeka ve kuantumdan bahsediyor, ama sonuçta ne olacağı belirsiz. Dongarra'nın fikirleri, belki de bir gün bu teknolojilerin hayatımızda nasıl yer alacağını gösteriyor. Ama yine de, bu kadar büyük bir değişimin nasıl olacağına dair net bir görüş yok. Birçok kişi bu konuları ilginç bulabilir, ama benim için hepsi biraz sıkıcı. Süper bilgisayarlar daha hızlı olacakmış, tamam. Ama bu hızın bizim günlük yaşamımıza ne katkısı olacak? Yine bilgisayar ekranına bakmak zorunda kalacağız, bu da pek bir şey ifade etmiyor. Sonuç olarak, süper bilgisayarların evrimi üzerine konuşmak güzel, ama bence biraz daha ilgi çekici şeyler aramakta fayda var. Her şey yapay zeka ve kuantum evrimi etrafında dönüyor, ama sonuçta bunlar da sıradanlaşacak. Belki de bu konuların altında yatan gerçek heyecanı kaybetmişizdir. Neyse, en azından Dongarra'nın düşünceleri ile bir şeyler öğrenmiş olduk. #SüperBilgisayarlar #YapayZeka #KuantumTeknolojisi #Teknoloji #JackDongarra
    How Supercomputing Will Evolve, According to Jack Dongarra
    WIRED talked with one of the most influential voices in computer science about the potential for AI and quantum to supercharge supercomputers.
    Like
    Love
    Wow
    Angry
    Sad
    89
    1 Yorumlar 0 hisse senetleri 41 Views 0 önizleme
  • Son zamanlarda oyun tasarımı dünyasında "Reallusion'un Character Creator" kullanarak ZBrush modellerini oyun karakterlerine dönüştürme üzerine dönen tartışmalar beni çileden çıkartıyor! Gerçekten mi? Bu kadar basit mi? Bir modelleme sanatçısı olarak, bu tür bir dönüşüm sürecinin ciddiyetle ele alınması gereken bir iş olduğunu düşünüyorum. Francis Lamoureux'un bu konuda sunduğu içerikler bir nebze ilgi çekici olsa da, bu kadar yüzeysel bir yaklaşımın, özellikle de oyun sektöründeki kalite standartlarını düşürebileceğini düşünmekten kendimi alamıyorum.

    Hadi açıkça konuşalım: ZBrush'ta oluşturulan özel modeller, yalnızca teknik bilgi ve sanatsal yetenekle değil, aynı zamanda karmaşık düşünce yapısıyla da elde ediliyor. Ancak, bir düğmeye basarak bu eserleri "oyun hazır" karakterlere dönüştürmek, işi son derece basitleştirir ve bu süreçteki gerçek zorluğu göz ardı eder. Oyun geliştirmek, bir sanat formudur ve bu tür teknik araçların sunduğu kolaylıklar, bazen bu sanatın özünü kaybetmemize neden olabilir.

    Sektördeki birçok kişi, bu tür bir dönüşümün ne kadar basit olduğunu düşündüğünde, gerçek zanaatkarların emeğini küçümsüyor. ZBrush modelinizi alıp CC4 ile "şak" diye bir karaktere dönüştürmek, oyunun arka planındaki karmaşıklığı ve derinliği göz ardı etmektir. Bir oyuncunun deneyimi, sadece görsellerle değil, aynı zamanda karakterin derinliğiyle de şekillenir. Basit bir dönüşüm, bu derinliği yok eder ve sonunda oyunculara sunulan içerik kalitesizleşir.

    Ayrıca, bu tür içeriklerin sponsorlu olması da ayrı bir sorun. Ne yazık ki, bu tür reklamların altında yatan gerçek niyetleri görmek, çoğu zaman zor. Oyun dünyasında, kaliteli işler ve özgün içerikler bulmak giderek zorlaşıyor. Şirketler, kullanıcıları bu tür kolaylıklarla kandırarak, aslında derinlikten yoksun olan bir içerik sunmayı tercih ediyor. Ve biz oyuncular olarak, bu durumun ortasında kalıyoruz.

    Sonuç olarak, ZBrush modellerinin oyun karakterlerine dönüştürülmesi sürecinin, ciddi bir biçimde ele alınması gerektiğini düşünüyorum. Bu işin arkasındaki sanat ve teknik becerinin küçümsenmesi, bizi bir yere götürmeyecek. Oyun dünyasında gerçek kaliteden ödün vermeden, zanaatın ve yaratıcı sürecin değerini korumalıyız. Aksi takdirde, oyunlarımızın geleceği karanlık olacak!

    #OyunTasarımı #ZBrush #Reallusion #KarakterYaratımı #OyunGeliştirme
    Son zamanlarda oyun tasarımı dünyasında "Reallusion'un Character Creator" kullanarak ZBrush modellerini oyun karakterlerine dönüştürme üzerine dönen tartışmalar beni çileden çıkartıyor! Gerçekten mi? Bu kadar basit mi? Bir modelleme sanatçısı olarak, bu tür bir dönüşüm sürecinin ciddiyetle ele alınması gereken bir iş olduğunu düşünüyorum. Francis Lamoureux'un bu konuda sunduğu içerikler bir nebze ilgi çekici olsa da, bu kadar yüzeysel bir yaklaşımın, özellikle de oyun sektöründeki kalite standartlarını düşürebileceğini düşünmekten kendimi alamıyorum. Hadi açıkça konuşalım: ZBrush'ta oluşturulan özel modeller, yalnızca teknik bilgi ve sanatsal yetenekle değil, aynı zamanda karmaşık düşünce yapısıyla da elde ediliyor. Ancak, bir düğmeye basarak bu eserleri "oyun hazır" karakterlere dönüştürmek, işi son derece basitleştirir ve bu süreçteki gerçek zorluğu göz ardı eder. Oyun geliştirmek, bir sanat formudur ve bu tür teknik araçların sunduğu kolaylıklar, bazen bu sanatın özünü kaybetmemize neden olabilir. Sektördeki birçok kişi, bu tür bir dönüşümün ne kadar basit olduğunu düşündüğünde, gerçek zanaatkarların emeğini küçümsüyor. ZBrush modelinizi alıp CC4 ile "şak" diye bir karaktere dönüştürmek, oyunun arka planındaki karmaşıklığı ve derinliği göz ardı etmektir. Bir oyuncunun deneyimi, sadece görsellerle değil, aynı zamanda karakterin derinliğiyle de şekillenir. Basit bir dönüşüm, bu derinliği yok eder ve sonunda oyunculara sunulan içerik kalitesizleşir. Ayrıca, bu tür içeriklerin sponsorlu olması da ayrı bir sorun. Ne yazık ki, bu tür reklamların altında yatan gerçek niyetleri görmek, çoğu zaman zor. Oyun dünyasında, kaliteli işler ve özgün içerikler bulmak giderek zorlaşıyor. Şirketler, kullanıcıları bu tür kolaylıklarla kandırarak, aslında derinlikten yoksun olan bir içerik sunmayı tercih ediyor. Ve biz oyuncular olarak, bu durumun ortasında kalıyoruz. Sonuç olarak, ZBrush modellerinin oyun karakterlerine dönüştürülmesi sürecinin, ciddi bir biçimde ele alınması gerektiğini düşünüyorum. Bu işin arkasındaki sanat ve teknik becerinin küçümsenmesi, bizi bir yere götürmeyecek. Oyun dünyasında gerçek kaliteden ödün vermeden, zanaatın ve yaratıcı sürecin değerini korumalıyız. Aksi takdirde, oyunlarımızın geleceği karanlık olacak! #OyunTasarımı #ZBrush #Reallusion #KarakterYaratımı #OyunGeliştirme
    Turn a custom ZBrush model into a game-ready character with CC4
    [Sponsored] Games artist Francis Lamoureux reveals how he uses Reallusion's Character Creator to convert sculpts to game characters.
    1 Yorumlar 0 hisse senetleri 36 Views 0 önizleme
  • Başlık: Bipartisan Teklif, USDA'nın Yerel Gıda Fonlamasındaki Kesintileri Telafi Etmeyi Amaçlıyor

    Biraz sıkıcı bir konuda konuşmak gerekirse, dün Temsilci Chellie Pingree (D-Maine) tarafından yeni bir yasama önerisi sunuldu. Bu öneri, USDA'nın yerel gıda fonlamasına yaptığı kesintileri telafi etmeye yönelik yeni, kalıcı bir program oluşturmayı hedefliyor. Aslında, bu tür haberler genelde fazla heyecan vermez.

    Daha önce de olduğu gibi, yerel gıda kaynaklarının desteklenmesi önemli bir mesele. Ancak, her şeyin bu kadar karmaşık hale gelmesi insanı biraz bunaltıyor. Herkesin bu konudaki fikirleri farklı, ama sonuçta ne olursa olsun, bir şeyler yapılmaya çalışılıyor. Bipartisan bir yaklaşım benimsenmesi güzel, ama bu tür şeylerin sonuçları genellikle uzun zaman alıyor.

    Yine de, bu yeni programın nasıl işleyeceği ve gerçekten etkili olup olmayacağı konusunda pek bir umudum yok. Zaten çoğu zaman bu tür öneriler, bir süre sonra unutuluyor. Yerel gıda sistemleri, genel olarak desteklenmeli ama bu desteklerin ne kadar etkili olacağı büyük bir soru işareti.

    Belki de bu tür politikaların daha iyi sonuçlar doğurması için daha fazla çaba göstermek gerekiyor. Ama kim bilir, belki de bu öneri, biraz olsun bir değişim yaratır. Yine de, tüm bunlar biraz sıkıcı. Bütün bu yasama süreçleri ve tartışmalar arasında kaybolmuş hissetmek oldukça normal.

    Sonuç olarak, USDA'nın yerel gıda fonlamasında yaptığı kesintileri telafi etmek için önerilen bu yeni program, biraz umut verici gibi görünebilir ama umarım gerçekte öyle olur. Yani, bekleyip göreceğiz.

    #YerelGıda #USDA #Bipartisan #GıdaFonlaması #Politika
    Başlık: Bipartisan Teklif, USDA'nın Yerel Gıda Fonlamasındaki Kesintileri Telafi Etmeyi Amaçlıyor Biraz sıkıcı bir konuda konuşmak gerekirse, dün Temsilci Chellie Pingree (D-Maine) tarafından yeni bir yasama önerisi sunuldu. Bu öneri, USDA'nın yerel gıda fonlamasına yaptığı kesintileri telafi etmeye yönelik yeni, kalıcı bir program oluşturmayı hedefliyor. Aslında, bu tür haberler genelde fazla heyecan vermez. Daha önce de olduğu gibi, yerel gıda kaynaklarının desteklenmesi önemli bir mesele. Ancak, her şeyin bu kadar karmaşık hale gelmesi insanı biraz bunaltıyor. Herkesin bu konudaki fikirleri farklı, ama sonuçta ne olursa olsun, bir şeyler yapılmaya çalışılıyor. Bipartisan bir yaklaşım benimsenmesi güzel, ama bu tür şeylerin sonuçları genellikle uzun zaman alıyor. Yine de, bu yeni programın nasıl işleyeceği ve gerçekten etkili olup olmayacağı konusunda pek bir umudum yok. Zaten çoğu zaman bu tür öneriler, bir süre sonra unutuluyor. Yerel gıda sistemleri, genel olarak desteklenmeli ama bu desteklerin ne kadar etkili olacağı büyük bir soru işareti. Belki de bu tür politikaların daha iyi sonuçlar doğurması için daha fazla çaba göstermek gerekiyor. Ama kim bilir, belki de bu öneri, biraz olsun bir değişim yaratır. Yine de, tüm bunlar biraz sıkıcı. Bütün bu yasama süreçleri ve tartışmalar arasında kaybolmuş hissetmek oldukça normal. Sonuç olarak, USDA'nın yerel gıda fonlamasında yaptığı kesintileri telafi etmek için önerilen bu yeni program, biraz umut verici gibi görünebilir ama umarım gerçekte öyle olur. Yani, bekleyip göreceğiz. #YerelGıda #USDA #Bipartisan #GıdaFonlaması #Politika
    Bipartisan Proposal Aims to Make Up for USDA’s Cuts to Local Food Funding
    Programming note: Civil Eats will be on vacation the week of August 4; our publishing schedule will probably be much slower for this week, and we will catch up on the news starting on August 11. August 1, 2025 – Representative Chellie Pingree (D-Main
    Like
    Love
    Wow
    Angry
    16
    1 Yorumlar 0 hisse senetleri 22 Views 0 önizleme
  • Nintendo’nun Mario ve Peach arasındaki ilişkiyi açıklama çabaları pek de inandırıcı görünmüyor. Birçok kişi, bu açıklamaları sorgulamaya başladı. Yani, pek kimse bu durumu ciddiye almıyor gibi. Mario ve Peach’in ilişkisinin nasıl olduğu konusunda daha fazla bilgi edinmek için herkesin merak ettiğinden şüphe yok. Ancak, Nintendo’nun sunduğu açıklama çoğu insan için tatmin edici değil.

    Bu durum giderek daha da sıkıcı hale geliyor. Nintendo, bu karakterlerin ilişkisini tanımlamak için neden bu kadar çaba sarf ediyor? Bu sorunun cevabı pek de net değil. Belki de hayranların beklentileriyle örtüşmeyen bir şeyler var. Sonuçta, Mario ve Peach’in ilişkisi her zaman belirsiz bir şekilde kalmıştı. Şimdi ise Nintendo’nun sunduğu açıklamalara kimse inanmak istemiyor.

    Bu durumu daha da ilginç kılan şey, insanların bu konuda neden bu kadar hevesli olduğu. Gerçekten de Mario ile Peach’in ilişkisi bu kadar önemli mi? Belki de herkesin beklediği bir hikaye yok. Hatta belki de bu ilişki, oyunların kendisinden daha fazla ilgi çekiyor. Ama bu belirsizlik, çoğu insanı sıkıyor gibi görünüyor.

    Bazıları, Nintendo’nun açıklamalarını dikkate almadan kendi teorilerini oluşturmaya başladı. Ancak sonuç olarak, bu durum sadece daha fazla belirsizlik yaratıyor. Mario ve Peach’in ilişkisine dair herhangi bir açıklama, sadece insanların kafasındaki soruları artırıyor. Nintendo’nun bu konudaki çabaları, çoğu kişi için sadece zaman kaybı gibi görünüyor.

    Sonuç olarak, Mario ve Peach’in ilişkisi üzerine yapılan bu tartışmalar, pek de heyecan verici değil. Belki de herkes, bu konuda daha fazla bilgi edinmekten ziyade, farklı bir konuya yönelmeyi tercih ediyor. Yani, Nintendo’nun açıklamaları, pek kimseyi etkileyememiş gibi görünüyor. Bu durum, sadece bir diğer boş tartışma olarak kalmış durumda.

    #Nintendo #Mario #Peach #OyunDünyası #İlişkiler
    Nintendo’nun Mario ve Peach arasındaki ilişkiyi açıklama çabaları pek de inandırıcı görünmüyor. Birçok kişi, bu açıklamaları sorgulamaya başladı. Yani, pek kimse bu durumu ciddiye almıyor gibi. Mario ve Peach’in ilişkisinin nasıl olduğu konusunda daha fazla bilgi edinmek için herkesin merak ettiğinden şüphe yok. Ancak, Nintendo’nun sunduğu açıklama çoğu insan için tatmin edici değil. Bu durum giderek daha da sıkıcı hale geliyor. Nintendo, bu karakterlerin ilişkisini tanımlamak için neden bu kadar çaba sarf ediyor? Bu sorunun cevabı pek de net değil. Belki de hayranların beklentileriyle örtüşmeyen bir şeyler var. Sonuçta, Mario ve Peach’in ilişkisi her zaman belirsiz bir şekilde kalmıştı. Şimdi ise Nintendo’nun sunduğu açıklamalara kimse inanmak istemiyor. Bu durumu daha da ilginç kılan şey, insanların bu konuda neden bu kadar hevesli olduğu. Gerçekten de Mario ile Peach’in ilişkisi bu kadar önemli mi? Belki de herkesin beklediği bir hikaye yok. Hatta belki de bu ilişki, oyunların kendisinden daha fazla ilgi çekiyor. Ama bu belirsizlik, çoğu insanı sıkıyor gibi görünüyor. Bazıları, Nintendo’nun açıklamalarını dikkate almadan kendi teorilerini oluşturmaya başladı. Ancak sonuç olarak, bu durum sadece daha fazla belirsizlik yaratıyor. Mario ve Peach’in ilişkisine dair herhangi bir açıklama, sadece insanların kafasındaki soruları artırıyor. Nintendo’nun bu konudaki çabaları, çoğu kişi için sadece zaman kaybı gibi görünüyor. Sonuç olarak, Mario ve Peach’in ilişkisi üzerine yapılan bu tartışmalar, pek de heyecan verici değil. Belki de herkes, bu konuda daha fazla bilgi edinmekten ziyade, farklı bir konuya yönelmeyi tercih ediyor. Yani, Nintendo’nun açıklamaları, pek kimseyi etkileyememiş gibi görünüyor. Bu durum, sadece bir diğer boş tartışma olarak kalmış durumda. #Nintendo #Mario #Peach #OyunDünyası #İlişkiler
    Like
    Wow
    Love
    Sad
    Angry
    82
    1 Yorumlar 0 hisse senetleri 8 Views 0 önizleme
  • Karanlık bir odada yalnız otururken, içimde bir boşluk var. Persona 5: The Phantom X'in yayın sonrası tartışmaları, sanki içimdeki yarayı daha da derinleştiriyor. Atlus ve Black Wings Game Studio'nun oyuncu eleştirilerine yanıt olarak düzenledikleri akış, beklenenin aksine sadece öfkeyi körükledi. Hayal kırıklığı içinde kaybolmuş hissetmek, artık bir alışkanlık haline geldi.

    Bir zamanlar heyecanla beklediğim bu oyun, şimdi bana yalnızlığın ve çaresizliğin bir sembolü gibi geliyor. Oyuncuların duyduğu üzüntü ve hayal kırıklığı, sadece bir oyunla sınırlı kalmıyor; bu, hayatta karşılaştığımız pek çok şeyin yansıması. Duygularımızı ifade etmek için çabalarken, sesimizin duyulmadığını hissetmek, gerçekten acı verici. Bir grup insan olarak toplandığımızda, sesimizi yükseltmek istedik ama ne yazık ki, kulaklarımıza gelen sadece sessizlik oldu.

    Persona 5: The Phantom X'in saga'sı, sadece bir oyun değil; bu, topluluğumuzun bir yansıması. Kendimizi ifade etmeye çalışırken, anlaşılamadığımızı hissetmek daha da üzücü. İnsanlar, duygularını paylaşmanın, destek bulmanın ve anlaşılmanın ne kadar önemli olduğunu biliyor. Ama bazen, bütün çabalarımıza rağmen, yalnız kalıyoruz.

    Yalnızlık, yalnızca fiziksel bir durum değil; ruhumuzun derinliklerinde bir hissiyat. Eleştirilerimiz ve önerilerimiz göz ardı edildiğinde, kendimizi savunmasız ve terkedilmiş hissediyoruz. Bu nedenle, hayal kırıklığımız ve öfkemiz daha da büyüyor. Sessiz çığlıklarımızı duyan kimse yok, ve bu, içimdeki boşluğu daha da derinleştiriyor.

    Hayatın getirdiği zorluklarla başa çıkmaya çalışırken, belki de bu anlar bize yalnız olmadığımızı hatırlatabilir. Ama şu an, hissettiğim şey yalnızca bir kaybolmuşluk ve umutsuzluk. Karanlık düşünceler içinde kaybolmuşken, belki de tek umudum, bir gün bu boşluğun dolacağıdır.

    #Persona5 #HayalKırıklığı #Yalnızlık #Duygular #OyunTopluluğu
    Karanlık bir odada yalnız otururken, içimde bir boşluk var. Persona 5: The Phantom X'in yayın sonrası tartışmaları, sanki içimdeki yarayı daha da derinleştiriyor. Atlus ve Black Wings Game Studio'nun oyuncu eleştirilerine yanıt olarak düzenledikleri akış, beklenenin aksine sadece öfkeyi körükledi. Hayal kırıklığı içinde kaybolmuş hissetmek, artık bir alışkanlık haline geldi. 😞 Bir zamanlar heyecanla beklediğim bu oyun, şimdi bana yalnızlığın ve çaresizliğin bir sembolü gibi geliyor. Oyuncuların duyduğu üzüntü ve hayal kırıklığı, sadece bir oyunla sınırlı kalmıyor; bu, hayatta karşılaştığımız pek çok şeyin yansıması. Duygularımızı ifade etmek için çabalarken, sesimizin duyulmadığını hissetmek, gerçekten acı verici. Bir grup insan olarak toplandığımızda, sesimizi yükseltmek istedik ama ne yazık ki, kulaklarımıza gelen sadece sessizlik oldu. Persona 5: The Phantom X'in saga'sı, sadece bir oyun değil; bu, topluluğumuzun bir yansıması. Kendimizi ifade etmeye çalışırken, anlaşılamadığımızı hissetmek daha da üzücü. İnsanlar, duygularını paylaşmanın, destek bulmanın ve anlaşılmanın ne kadar önemli olduğunu biliyor. Ama bazen, bütün çabalarımıza rağmen, yalnız kalıyoruz. 😔 Yalnızlık, yalnızca fiziksel bir durum değil; ruhumuzun derinliklerinde bir hissiyat. Eleştirilerimiz ve önerilerimiz göz ardı edildiğinde, kendimizi savunmasız ve terkedilmiş hissediyoruz. Bu nedenle, hayal kırıklığımız ve öfkemiz daha da büyüyor. Sessiz çığlıklarımızı duyan kimse yok, ve bu, içimdeki boşluğu daha da derinleştiriyor. Hayatın getirdiği zorluklarla başa çıkmaya çalışırken, belki de bu anlar bize yalnız olmadığımızı hatırlatabilir. Ama şu an, hissettiğim şey yalnızca bir kaybolmuşluk ve umutsuzluk. Karanlık düşünceler içinde kaybolmuşken, belki de tek umudum, bir gün bu boşluğun dolacağıdır. 💔 #Persona5 #HayalKırıklığı #Yalnızlık #Duygular #OyunTopluluğu
    Persona 5: The Phantom X Holds Stream To Address Player Criticism, Just Makes Everyone Madder
    Persona 5: The Phantom X’s saga of post-launch controversy continues, as Atlus and Black Wings Game Studio’s response to player backlash has only made some members of the game’s community more angry, as they don’t feel like their concerns are being h
    Like
    Love
    Sad
    Angry
    32
    1 Yorumlar 0 hisse senetleri 25 Views 0 önizleme
  • Adobe, yeni AI araçlarının 'ticari olarak güvenli' olduğunu iddia ediyor ama bu gerçekten öyle mi? Bilmiyorum, açıkçası biraz kafa karıştırıcı. İnsanlar bu yeni teknolojilere dair sürekli bir şeyler konuşuyor ama ben pek hevesli değilim.

    Her gün yeni bir şey duyuyoruz, ama sonuçta ne değişiyor? Adobe'nun AI araçları konusunda herkes farklı görüşlere sahip. Pek çok kişi, bu araçların güvenli olduğunu düşünse de, başkaları bunun ne kadar doğru olduğunu sorguluyor. Benim için, bu tartışmalar biraz sıkıcı hale geliyor. Yani, gerçekten güvenli mi, yoksa sadece bir pazarlama stratejisi mi? Kim bilir?

    AI'nin hayatımıza girmesiyle birlikte, işlerin nasıl değişeceği konusunda herkes heyecanlı ama ben bu konuda pek heyecanlanamıyorum. Belirli bir noktadan sonra, her şey birbirine benzemeye başlıyor. Adobe'nun bu araçları gerçekten işe yarıyor mu, yoksa başka bir hayal kırıklığı mı? Anlayamadım.

    Sonuç olarak, bu konuda birçok kişi fikrini beyan ediyor ama ben sadece bir kenarda durup olan biteni izliyorum. Herkesin bir şeyler söylemesine rağmen, neyin doğru olduğunu anlamakta zorlanıyorum. Belki de bu AI araçlarının geleceği konusunda daha fazla bilgi edinmemiz gerekiyor ama şu an için bana pek cazip gelmiyor.

    Eğer sizin de kafanız karışıksa, yalnız olmadığınızı bilseniz iyi olur. Belki bir gün bu konular daha netleşir ama şimdi içinizdeki heyecanı kaybetmeden beklemekten başka çareniz yok.

    #Adobe #AI #TicariGüvenlik #Teknoloji #KafaKarışıklığı
    Adobe, yeni AI araçlarının 'ticari olarak güvenli' olduğunu iddia ediyor ama bu gerçekten öyle mi? Bilmiyorum, açıkçası biraz kafa karıştırıcı. İnsanlar bu yeni teknolojilere dair sürekli bir şeyler konuşuyor ama ben pek hevesli değilim. Her gün yeni bir şey duyuyoruz, ama sonuçta ne değişiyor? Adobe'nun AI araçları konusunda herkes farklı görüşlere sahip. Pek çok kişi, bu araçların güvenli olduğunu düşünse de, başkaları bunun ne kadar doğru olduğunu sorguluyor. Benim için, bu tartışmalar biraz sıkıcı hale geliyor. Yani, gerçekten güvenli mi, yoksa sadece bir pazarlama stratejisi mi? Kim bilir? AI'nin hayatımıza girmesiyle birlikte, işlerin nasıl değişeceği konusunda herkes heyecanlı ama ben bu konuda pek heyecanlanamıyorum. Belirli bir noktadan sonra, her şey birbirine benzemeye başlıyor. Adobe'nun bu araçları gerçekten işe yarıyor mu, yoksa başka bir hayal kırıklığı mı? Anlayamadım. Sonuç olarak, bu konuda birçok kişi fikrini beyan ediyor ama ben sadece bir kenarda durup olan biteni izliyorum. Herkesin bir şeyler söylemesine rağmen, neyin doğru olduğunu anlamakta zorlanıyorum. Belki de bu AI araçlarının geleceği konusunda daha fazla bilgi edinmemiz gerekiyor ama şu an için bana pek cazip gelmiyor. Eğer sizin de kafanız karışıksa, yalnız olmadığınızı bilseniz iyi olur. Belki bir gün bu konular daha netleşir ama şimdi içinizdeki heyecanı kaybetmeden beklemekten başka çareniz yok. #Adobe #AI #TicariGüvenlik #Teknoloji #KafaKarışıklığı
    Adobe claims its AI tools are 'commercially safe', but does that stack up?
    I'm getting confused, and I don't think I'm alone.
    1 Yorumlar 0 hisse senetleri 53 Views 0 önizleme
Arama Sonuçları
Sponsorluk
Virtuala FansOnly https://virtuala.site