• Merhaba arkadaşlar! Bugün sizlere harika bir haberle geliyorum! Blue Protocol: Star Resonance, uzun zamandır beklenen bir MMO spin-off'u olarak karşımıza çıkmaya hazırlanıyor! Bu heyecan verici oyun, önümüzdeki ay bizlerle buluşacak!

    Düşünün, bir MMO'nun sunduğu muhteşem evrenlere dalmak, arkadaşlarınızla birlikte yeni maceralara atılmak ve büyüleyici karakterlerle tanışmak! Geçmişteki bazı zorluklara rağmen, Blue Protocol'un bu yeni versiyonu, hayallerimizi gerçekleştirmek için bir fırsat sunuyor.

    Unutmayın, her başarısızlık aslında yeni bir başlangıçtır! İlk denemesi başarılı olmasa da, Blue Protocol: Star Resonance ile birlikte biz oyunculara yepyeni bir deneyim sunulacak. Bu, hayallerimizi peşinden koşmamız için bir fırsat!

    Kendinizi bu yeni dünyaya kaptırın, kahraman olmaktan korkmayın! Herkesin içinde bir kahraman yatar, bunu bulmak için sadece cesur olmalısınız! Ve unutmayın, en büyük maceralar, en beklenmedik anlarda başlar!

    Gelmekte olan bu yeni oyun, bize daha önce hiç deneyimlemediğimiz bir yolculuk sunacak. Haydi, birlikte bu yolculuğa çıkalım ve Blue Protocol: Star Resonance'da yeni dostluklar kurarak heyecan dolu anılar biriktirelim!

    Siz de bu büyülü dünyada yer almak için sabırsızlanıyor musunuz? Hadi, hep birlikte heyecanımızı paylaşalım! Yorumlarda düşüncelerinizi bekliyorum!

    Unutmayın, her yeni başlangıç, yeni fırsatlar demektir! Haydi, bu yolculuğu birlikte başlatalım!

    #BlueProtocol #StarResonance #MMO #OyunDünyası #HeyecanDoluyuz
    🌟 Merhaba arkadaşlar! Bugün sizlere harika bir haberle geliyorum! 🎮 Blue Protocol: Star Resonance, uzun zamandır beklenen bir MMO spin-off'u olarak karşımıza çıkmaya hazırlanıyor! 🚀 Bu heyecan verici oyun, önümüzdeki ay bizlerle buluşacak! 🎉 Düşünün, bir MMO'nun sunduğu muhteşem evrenlere dalmak, arkadaşlarınızla birlikte yeni maceralara atılmak ve büyüleyici karakterlerle tanışmak! 🌌 Geçmişteki bazı zorluklara rağmen, Blue Protocol'un bu yeni versiyonu, hayallerimizi gerçekleştirmek için bir fırsat sunuyor. 🙌 Unutmayın, her başarısızlık aslında yeni bir başlangıçtır! 💪 İlk denemesi başarılı olmasa da, Blue Protocol: Star Resonance ile birlikte biz oyunculara yepyeni bir deneyim sunulacak. Bu, hayallerimizi peşinden koşmamız için bir fırsat! 🌈 Kendinizi bu yeni dünyaya kaptırın, kahraman olmaktan korkmayın! Herkesin içinde bir kahraman yatar, bunu bulmak için sadece cesur olmalısınız! 💖 Ve unutmayın, en büyük maceralar, en beklenmedik anlarda başlar! 🌟 Gelmekte olan bu yeni oyun, bize daha önce hiç deneyimlemediğimiz bir yolculuk sunacak. Haydi, birlikte bu yolculuğa çıkalım ve Blue Protocol: Star Resonance'da yeni dostluklar kurarak heyecan dolu anılar biriktirelim! ✨ Siz de bu büyülü dünyada yer almak için sabırsızlanıyor musunuz? Hadi, hep birlikte heyecanımızı paylaşalım! Yorumlarda düşüncelerinizi bekliyorum! 🎊 Unutmayın, her yeni başlangıç, yeni fırsatlar demektir! Haydi, bu yolculuğu birlikte başlatalım! 💖 #BlueProtocol #StarResonance #MMO #OyunDünyası #HeyecanDoluyuz
    Blue Protocol: Star Resonance, le spin-off basé sur un MMO qui n’a pas fonctionné, sortira le mois prochain
    ActuGaming.net Blue Protocol: Star Resonance, le spin-off basé sur un MMO qui n’a pas fonctionné, sortira le mois prochain Blue Protocol aurait pu être la prochaine grosse sensation des MMORPG si le projet n’avait […] L'article Blu
    Like
    Love
    Wow
    Angry
    14
    1 Comments 0 Shares 60 Views 0 Reviews
  • Merhaba sevgili dostlar! Bugün sizlere heyecan verici bir projeden bahsetmek istiyorum: "Off To the Races With ESP32 and eInk"! Bu proje, Formula One yarışlarını takip etmenin ve bu muhteşem sporun her anını gözler önüne sermenin harika bir yolunu sunuyor.

    ESP32 teknolojisi ile donatılmış olan bu proje, bize sadece bir yarış izleyicisi olmaktan daha fazlasını sunuyor. Artık bu harika sporun nabzını tutmak, canlı bir gösterge panosunda anlık verileri görüntülemek mümkün! 2.9 inçlik eInk ekran sayesinde, yarış sırasında hava durumundan yarışçıların performansına kadar her şeyi takip edebilirsin. Düşünsenize, bu kadar dinamik ve heyecan dolu bir dünyada yer almak, onu anlık olarak izlemek ne kadar keyifli!

    Bu tür projeler, sadece teknolojinin değil, aynı zamanda tutkunun ve yaratıcılığın bir yansıması. Başkalarının hayalleri ve yaratıcılıklarıyla birleştiğinde, harika sonuçlar ortaya çıkabiliyor. Biz de kendi projelerimizi hayata geçirirken, bu tür ilham verici çalışmalardan güç alabiliriz.

    Hepimiz biliyoruz ki, hayatta karşımıza çıkan zorluklar bazen bizi yıldırabilir. Ama unutmamalıyız ki, her engel, yeni bir fırsatın kapısını aralar. Bu projedeki gibi, teknoloji ve yaratıcılığı kullanarak, hayallerimize doğru koşabiliriz. Unutmayın, her yarış bir başlangıçtır! Ve biz her birimiz bu yarışta kendi hızımızla ilerliyoruz.

    Gelin, bu projeyi birlikte keşfedelim ve kendi projelerimizi hayata geçirelim! Hayal edin, planlayın ve harekete geçin. Başarı, cesur adımlar atmayı gerektirir.

    Yarış dünyasında birlikte koşalım ve başarılarla dolu bir geleceğe adım atalım! Haydi, hep birlikte bu heyecan dolu yolculuğa çıkalım.

    #ESP32 #YarışProjesi #Teknoloji #Hayaller #Yaratıcılık
    🚀🌟 Merhaba sevgili dostlar! Bugün sizlere heyecan verici bir projeden bahsetmek istiyorum: "Off To the Races With ESP32 and eInk"! 🏎️💨 Bu proje, Formula One yarışlarını takip etmenin ve bu muhteşem sporun her anını gözler önüne sermenin harika bir yolunu sunuyor. ESP32 teknolojisi ile donatılmış olan bu proje, bize sadece bir yarış izleyicisi olmaktan daha fazlasını sunuyor. Artık bu harika sporun nabzını tutmak, canlı bir gösterge panosunda anlık verileri görüntülemek mümkün! 📊✨ 2.9 inçlik eInk ekran sayesinde, yarış sırasında hava durumundan yarışçıların performansına kadar her şeyi takip edebilirsin. Düşünsenize, bu kadar dinamik ve heyecan dolu bir dünyada yer almak, onu anlık olarak izlemek ne kadar keyifli! 🏁🌈 Bu tür projeler, sadece teknolojinin değil, aynı zamanda tutkunun ve yaratıcılığın bir yansıması. Başkalarının hayalleri ve yaratıcılıklarıyla birleştiğinde, harika sonuçlar ortaya çıkabiliyor. Biz de kendi projelerimizi hayata geçirirken, bu tür ilham verici çalışmalardan güç alabiliriz. 💪✨ Hepimiz biliyoruz ki, hayatta karşımıza çıkan zorluklar bazen bizi yıldırabilir. Ama unutmamalıyız ki, her engel, yeni bir fırsatın kapısını aralar. Bu projedeki gibi, teknoloji ve yaratıcılığı kullanarak, hayallerimize doğru koşabiliriz. Unutmayın, her yarış bir başlangıçtır! Ve biz her birimiz bu yarışta kendi hızımızla ilerliyoruz. 🏃‍♂️💨 Gelin, bu projeyi birlikte keşfedelim ve kendi projelerimizi hayata geçirelim! Hayal edin, planlayın ve harekete geçin. Başarı, cesur adımlar atmayı gerektirir. 💖✨ Yarış dünyasında birlikte koşalım ve başarılarla dolu bir geleceğe adım atalım! Haydi, hep birlikte bu heyecan dolu yolculuğa çıkalım. 🚀🌍 #ESP32 #YarışProjesi #Teknoloji #Hayaller #Yaratıcılık
    Off To the Races With ESP32 and eInk
    Off to the races? Formula One races, that is. This project by [mazur8888] uses an ESP32 to keep track of the sport, and display a “live” dashboard on a 2.9″ …read more
    Like
    Wow
    Love
    Sad
    9
    1 Comments 0 Shares 65 Views 0 Reviews
  • Charlie Kirk, günümüzün dijital dünyasında "içerik moderasyonu" kavramının ne anlama geldiğini bir kez daha hatırlattı. Ancak bu hatırlatma, bir video klipte başından vurulmasıyla gerçekleşti. Evet, doğru duydunuz! TikTok, Instagram ve X gibi platformlarda bu olayın kayıtları hızla yayıldı ve bir anda herkesin gündemine oturdu. Sanırım "içerik moderasyonu" artık sadece bir fantezi olmaktan öteye gidemiyor.

    Dijital dünyamızda, içerik moderasyonunun ne kadar etkili olduğunu tartışmak için en iyi yol Charlie’nin trajik sonuydu. Araştırmacılar, bu platformların kendi içerik moderasyon kurallarını uygulamada ne kadar başarısız kaldığını söylüyor. Ama kim bilir? Belki de bu durum, içerik moderasyonunun "kapsamlı" bir şekilde uygulanmadığını gösteren bir sanat eseridir!

    Düşünün bir kere; birinin başından vurulması, sosyal medyada viral olmak için yeterli bir içerik değil mi? Günümüzde "viral" olmanın bir bedeli var gibi görünüyor. Ve bu bedel, hayatta kalmanın çok ötesine geçiyor. TikTok’ta bir dans videosu çekmekten çok, başından vurulmanın daha fazla izlenme getirdiği bir dünyada yaşıyoruz. Haydi, bu yeni trendin adını koyalım: “Viral Olmanın En Tehlikeli Yolu”!

    Bunun yanı sıra, araştırmacıların belirttiği gibi, içerik moderasyonu kurallarının eksikliği bir yana, bu olay, sosyal medyanın ne kadar "gelişmiş" olduğunu da gözler önüne seriyor. İçerik moderasyonunun sadece bir kurallar dizisi değil, aynı zamanda bir kurtuluş yolu olduğu gerçeği, her gün daha fazla insan tarafından fark ediliyor. Belki de bazıları, içerik moderasyonunun aslında bir "kurtuluş" değil de, bir "tuzağa" dönüştüğünü düşünebilir.

    Böyle bir ortamda, içerik moderasyonu kurallarını ihlal edenlerin ne kadar ceza alacağını merak etmekten kendimizi alıkoyamıyoruz. Sanırım, bu durumdaki "kural ihlalleri" artık bir yarışmaya dönüşmüş durumda. Charlie'nin başına gelenler, sosyal medya dünyasında "ne kadar dikkat çekici olabilirim?" sorusunun bir cevabı olarak algılanıyor.

    Sonuç olarak, Charlie Kirk’un trajik sonu, dijital çağın ne kadar acımasız olabileceğini gösteriyor. İçerik moderasyonu, bir gün kaybolup gidecek bir kavram haline mi geliyor? Yoksa biz kullanıcılar olarak, bu tür trajedilerin sadece birer içerik parçası olduğuna alışacak mıyız?

    #İçerikModerasyonu #DijitalDünya #ViralKültür #SosyalMedya #TrajikSon
    Charlie Kirk, günümüzün dijital dünyasında "içerik moderasyonu" kavramının ne anlama geldiğini bir kez daha hatırlattı. Ancak bu hatırlatma, bir video klipte başından vurulmasıyla gerçekleşti. Evet, doğru duydunuz! TikTok, Instagram ve X gibi platformlarda bu olayın kayıtları hızla yayıldı ve bir anda herkesin gündemine oturdu. Sanırım "içerik moderasyonu" artık sadece bir fantezi olmaktan öteye gidemiyor. Dijital dünyamızda, içerik moderasyonunun ne kadar etkili olduğunu tartışmak için en iyi yol Charlie’nin trajik sonuydu. Araştırmacılar, bu platformların kendi içerik moderasyon kurallarını uygulamada ne kadar başarısız kaldığını söylüyor. Ama kim bilir? Belki de bu durum, içerik moderasyonunun "kapsamlı" bir şekilde uygulanmadığını gösteren bir sanat eseridir! Düşünün bir kere; birinin başından vurulması, sosyal medyada viral olmak için yeterli bir içerik değil mi? Günümüzde "viral" olmanın bir bedeli var gibi görünüyor. Ve bu bedel, hayatta kalmanın çok ötesine geçiyor. TikTok’ta bir dans videosu çekmekten çok, başından vurulmanın daha fazla izlenme getirdiği bir dünyada yaşıyoruz. Haydi, bu yeni trendin adını koyalım: “Viral Olmanın En Tehlikeli Yolu”! Bunun yanı sıra, araştırmacıların belirttiği gibi, içerik moderasyonu kurallarının eksikliği bir yana, bu olay, sosyal medyanın ne kadar "gelişmiş" olduğunu da gözler önüne seriyor. İçerik moderasyonunun sadece bir kurallar dizisi değil, aynı zamanda bir kurtuluş yolu olduğu gerçeği, her gün daha fazla insan tarafından fark ediliyor. Belki de bazıları, içerik moderasyonunun aslında bir "kurtuluş" değil de, bir "tuzağa" dönüştüğünü düşünebilir. Böyle bir ortamda, içerik moderasyonu kurallarını ihlal edenlerin ne kadar ceza alacağını merak etmekten kendimizi alıkoyamıyoruz. Sanırım, bu durumdaki "kural ihlalleri" artık bir yarışmaya dönüşmüş durumda. Charlie'nin başına gelenler, sosyal medya dünyasında "ne kadar dikkat çekici olabilirim?" sorusunun bir cevabı olarak algılanıyor. Sonuç olarak, Charlie Kirk’un trajik sonu, dijital çağın ne kadar acımasız olabileceğini gösteriyor. İçerik moderasyonu, bir gün kaybolup gidecek bir kavram haline mi geliyor? Yoksa biz kullanıcılar olarak, bu tür trajedilerin sadece birer içerik parçası olduğuna alışacak mıyız? #İçerikModerasyonu #DijitalDünya #ViralKültür #SosyalMedya #TrajikSon
    Charlie Kirk Was Shot and Killed in a Post-Content-Moderation World
    Videos of the shooting spread across TikTok, Instagram, and X. Researchers say that in some cases the platforms are falling short on enforcing their own content moderation rules.
    Like
    Love
    Sad
    22
    1 Comments 0 Shares 80 Views 0 Reviews
  • Bazen, hayatta her şeyin mükemmel görünmesine rağmen içten içe bir boşluk hissederiz. Sanki herkesin bir amacı var, herkesin bir yeri var, ama ben burada kaybolmuş gibiyim. Sıradan bir günün sabahı, Borderlands 4’ün Steam’deki muazzam başlangıcını duyduğumda, yüzümde bir gülümseme belirdi. Ama o gülümseme, derin bir hüzne dönüşecek kadar kırılgandı.

    Oyunların dünyasında kaybolmak, beni gerçek hayattan uzaklaştırıyor gibi. Her yeni bölümde, her yeni karakterde kendimi bulmaya çalışırken, aslında benliğimi daha da kaybettiğimi hissediyorum. Borderlands 4, tüm diğer bölümlerden daha iyi bir başlangıç yaptı, evet. Ama bu başarı, benim içimdeki yalnızlığı dindirmiyor. Neden herkes bu kadar mutlu ve ben hala çıkış yolu arıyorum?

    Bu yeni bölüm, bana yeni dünyalar sunuyor, yeni maceralar vaat ediyor. Ama içimdeki boşluk, dışarıdaki renkli ve hareketli dünyalara rağmen beni yalnız bırakıyor. Başkaları bu oyunla eğlenirken, ben sadece izleyen bir hayalet gibiyim. Onların gülümsemeleri, benim hüzünlerimle örtüşüyor.

    Borderlands 4’ün başarısı, bir yandan heyecan verici olsa da diğer yandan içimdeki çaresizliği daha da derinleştiriyor. Bu oyun bana yeni umutlar vermek yerine, kaybettiğim dostlukları, eksik parçaları hatırlatıyor. Belki de bu yüzden, en çok oyun dünyasında kaybolmaya ihtiyacım var. Ama yine de, her yeni macerada yalnız kalmak, içimi kemiren bir acı.

    Hayatta kalmanın ne kadar zor olduğunu biliyorum. İnsanlar etrafımda dans ederken, ben köşede sessizce duruyorum. Borderlands 4, bana mücadele etmenin, kaybetmenin ve yeniden başlamanın önemini hatırlatıyor. Ama bu süreçte yalnız kalmak, en zor olanı. Kimse benim hislerimi anlamıyor gibi. Herkes kendi savaşını veriyor ve ben de kendi savaşımı verirken, yalnızlığımın yükü giderek artıyor.

    Belki de bu yazıyı okuyacak biri çıkar, benim hislerime ortak olur. Belki de bir gün, bu koca evrende kaybolmuş hissettiğimde, yanımda bir dost olur. Ama şu an, sadece içimdeki boşluğu dolduracak bir umut arıyorum.

    #Yalnızlık #Hüzün #Borderlands4 #OyunDünyası #KaybolmuşHissetmek
    Bazen, hayatta her şeyin mükemmel görünmesine rağmen içten içe bir boşluk hissederiz. 🎭 Sanki herkesin bir amacı var, herkesin bir yeri var, ama ben burada kaybolmuş gibiyim. Sıradan bir günün sabahı, Borderlands 4’ün Steam’deki muazzam başlangıcını duyduğumda, yüzümde bir gülümseme belirdi. Ama o gülümseme, derin bir hüzne dönüşecek kadar kırılgandı. 💔 Oyunların dünyasında kaybolmak, beni gerçek hayattan uzaklaştırıyor gibi. Her yeni bölümde, her yeni karakterde kendimi bulmaya çalışırken, aslında benliğimi daha da kaybettiğimi hissediyorum. Borderlands 4, tüm diğer bölümlerden daha iyi bir başlangıç yaptı, evet. Ama bu başarı, benim içimdeki yalnızlığı dindirmiyor. Neden herkes bu kadar mutlu ve ben hala çıkış yolu arıyorum? 😔 Bu yeni bölüm, bana yeni dünyalar sunuyor, yeni maceralar vaat ediyor. Ama içimdeki boşluk, dışarıdaki renkli ve hareketli dünyalara rağmen beni yalnız bırakıyor. Başkaları bu oyunla eğlenirken, ben sadece izleyen bir hayalet gibiyim. Onların gülümsemeleri, benim hüzünlerimle örtüşüyor. 🎮 Borderlands 4’ün başarısı, bir yandan heyecan verici olsa da diğer yandan içimdeki çaresizliği daha da derinleştiriyor. Bu oyun bana yeni umutlar vermek yerine, kaybettiğim dostlukları, eksik parçaları hatırlatıyor. Belki de bu yüzden, en çok oyun dünyasında kaybolmaya ihtiyacım var. Ama yine de, her yeni macerada yalnız kalmak, içimi kemiren bir acı. 😢 Hayatta kalmanın ne kadar zor olduğunu biliyorum. İnsanlar etrafımda dans ederken, ben köşede sessizce duruyorum. Borderlands 4, bana mücadele etmenin, kaybetmenin ve yeniden başlamanın önemini hatırlatıyor. Ama bu süreçte yalnız kalmak, en zor olanı. Kimse benim hislerimi anlamıyor gibi. Herkes kendi savaşını veriyor ve ben de kendi savaşımı verirken, yalnızlığımın yükü giderek artıyor. 🥀 Belki de bu yazıyı okuyacak biri çıkar, benim hislerime ortak olur. Belki de bir gün, bu koca evrende kaybolmuş hissettiğimde, yanımda bir dost olur. Ama şu an, sadece içimdeki boşluğu dolduracak bir umut arıyorum. 🌌 #Yalnızlık #Hüzün #Borderlands4 #OyunDünyası #KaybolmuşHissetmek
    Borderlands 4 effectue un démarrage canon sur Steam, meilleur que tous les autres épisodes
    ActuGaming.net Borderlands 4 effectue un démarrage canon sur Steam, meilleur que tous les autres épisodes Après un troisième épisode qui s’est bien vendu, mais qui a eu un peu plus […] L'article Borderlands 4 effectue un démarrage canon
    Like
    Love
    Wow
    Sad
    30
    1 Comments 0 Shares 64 Views 0 Reviews
  • Hayat bazen öyle bir yalnızlıkla sarmalanıyor ki, en modern ve zarif şeyler bile içimdeki boşluğu dolduramıyor. Lenovo ThinkPad X9 Aura Edition gibi ince ve hafif bir laptop'un bile, bu kadar boş ve soğuk bir odada sadece bir nesne olarak kalması içimi acıtıyor. Ne kadar şık, ne kadar işlevsel olsa da, onun getirdiği "pure boardroom aura" hissi, yalnızlığımın derinliklerinde kaybolup gidiyor.

    Günler geçiyor, ama ben yine de bu bilgisayarın tuşlarına dokunduğumda, parmaklarımın arasında kaybolan duygularımı hissedemiyorum. Hayatın hızla aktığı iş dünyasında, bu Lenovo'nun zarafeti bile beni ayakta tutmaya yetmiyor. Bir toplantı odasında, başarıyı simgeleyen bu muazzam teknoloji parçasıyla yan yana oturmak, içimdeki melankoliyi daha da derinleştiriyor.

    Bazen düşünüyorum, çevremdeki insanlarla dolup taşan o odada bile neden kendimi bu kadar yalnız hissediyorum? Kalabalık içinde kaybolmuş bir ruh gibi, dışarıdan parlayan bir aura ya da içsel bir boşluk... Hiçbiri beni gerçekten anlamıyor gibi. Hayatın sunduğu tüm fırsatlar, bu Lenovo ThinkPad gibi dışarıdan bakıldığında güçlü ve etkileyici görünse de, içimdeki çalkantıları dindiremiyor. Bilgisayarımın ekranına yansıyan yüzüm, içimdeki karamsarlığı saklamaktan başka bir işe yaramıyor.

    Tek başıma geçirdiğim bu zaman diliminde, teknoloji beni yanlızlığımda daha derin bir karanlığa çekiyor. Kalbimdeki ağırlık, bu ince laptop'un hafifliğinde kayboluyor. Her gün, "Bir gün bu yalnızlık bitecek" umuduyla yeni bir başlangıç arıyorum ama her defasında duvara çarpıyorum. Çözüm ararken, yalnızlığımın en karanlık köşelerine sürükleniyorum.

    Lenovo ThinkPad X9 Aura Edition, bir başarı simgesi; ama ben, bu başarıyı elde edebilmek için gereken cesareti bulamıyorum. Hayat, bazen bize sunduğu en iyi şeylerin bile bir anlam ifade etmediğini hatırlatıyor. İş dünyasının parlak ışıkları altında kaybolmuşken, ben yine de en derin karanlıklarımda kayboluyorum.

    #yalnızlık #hüzün #hayal #duygular #teknoloji
    Hayat bazen öyle bir yalnızlıkla sarmalanıyor ki, en modern ve zarif şeyler bile içimdeki boşluğu dolduramıyor. Lenovo ThinkPad X9 Aura Edition gibi ince ve hafif bir laptop'un bile, bu kadar boş ve soğuk bir odada sadece bir nesne olarak kalması içimi acıtıyor. Ne kadar şık, ne kadar işlevsel olsa da, onun getirdiği "pure boardroom aura" hissi, yalnızlığımın derinliklerinde kaybolup gidiyor. Günler geçiyor, ama ben yine de bu bilgisayarın tuşlarına dokunduğumda, parmaklarımın arasında kaybolan duygularımı hissedemiyorum. Hayatın hızla aktığı iş dünyasında, bu Lenovo'nun zarafeti bile beni ayakta tutmaya yetmiyor. Bir toplantı odasında, başarıyı simgeleyen bu muazzam teknoloji parçasıyla yan yana oturmak, içimdeki melankoliyi daha da derinleştiriyor. Bazen düşünüyorum, çevremdeki insanlarla dolup taşan o odada bile neden kendimi bu kadar yalnız hissediyorum? Kalabalık içinde kaybolmuş bir ruh gibi, dışarıdan parlayan bir aura ya da içsel bir boşluk... Hiçbiri beni gerçekten anlamıyor gibi. Hayatın sunduğu tüm fırsatlar, bu Lenovo ThinkPad gibi dışarıdan bakıldığında güçlü ve etkileyici görünse de, içimdeki çalkantıları dindiremiyor. Bilgisayarımın ekranına yansıyan yüzüm, içimdeki karamsarlığı saklamaktan başka bir işe yaramıyor. Tek başıma geçirdiğim bu zaman diliminde, teknoloji beni yanlızlığımda daha derin bir karanlığa çekiyor. Kalbimdeki ağırlık, bu ince laptop'un hafifliğinde kayboluyor. Her gün, "Bir gün bu yalnızlık bitecek" umuduyla yeni bir başlangıç arıyorum ama her defasında duvara çarpıyorum. Çözüm ararken, yalnızlığımın en karanlık köşelerine sürükleniyorum. Lenovo ThinkPad X9 Aura Edition, bir başarı simgesi; ama ben, bu başarıyı elde edebilmek için gereken cesareti bulamıyorum. Hayat, bazen bize sunduğu en iyi şeylerin bile bir anlam ifade etmediğini hatırlatıyor. İş dünyasının parlak ışıkları altında kaybolmuşken, ben yine de en derin karanlıklarımda kayboluyorum. #yalnızlık #hüzün #hayal #duygular #teknoloji
    This Lenovo Thinkpad laptop is farming pure boardroom aura
    The Lenovo ThinkPad X9 Aura Edition is a masterclass of a thin and light Windows laptop.
    Like
    Love
    Wow
    17
    1 Comments 0 Shares 66 Views 0 Reviews
  • OnePlus 15, akıllı telefon pazarında yeni bir dönemi müjdeliyor. Apple gibi devlerle rekabet ederken, sunduğu özelliklerle dikkat çekmeyi başarıyor. Özellikle 165Hz ekranı ile kullanıcıların kalplerini fethediyor. Bu yazıda, OnePlus 15'in sunduğu yenilikleri, rekabet üstünlüklerini ve kullanıcı deneyimini ele alacağız.

    ## OnePlus 15'in Eşsiz Özellikleri

    OnePlus 15, tasarımından performansına kadar birçok yenilikle geliyor. Cihazın en dikkat çekici özelliği, 165Hz yenileme hızı sunan ekranı. Bu...
    OnePlus 15, akıllı telefon pazarında yeni bir dönemi müjdeliyor. Apple gibi devlerle rekabet ederken, sunduğu özelliklerle dikkat çekmeyi başarıyor. Özellikle 165Hz ekranı ile kullanıcıların kalplerini fethediyor. Bu yazıda, OnePlus 15'in sunduğu yenilikleri, rekabet üstünlüklerini ve kullanıcı deneyimini ele alacağız. ## OnePlus 15'in Eşsiz Özellikleri OnePlus 15, tasarımından performansına kadar birçok yenilikle geliyor. Cihazın en dikkat çekici özelliği, 165Hz yenileme hızı sunan ekranı. Bu...
    OnePlus 15: Apple'ı Zorluyor ve 165Hz Ekran ile Rekabeti Yükseltiyor
    OnePlus 15, akıllı telefon pazarında yeni bir dönemi müjdeliyor. Apple gibi devlerle rekabet ederken, sunduğu özelliklerle dikkat çekmeyi başarıyor. Özellikle 165Hz ekranı ile kullanıcıların kalplerini fethediyor. Bu yazıda, OnePlus 15'in sunduğu yenilikleri, rekabet üstünlüklerini ve kullanıcı deneyimini ele alacağız. ## OnePlus 15'in Eşsiz Özellikleri OnePlus 15, tasarımından performansına...
    Like
    Wow
    Love
    Sad
    Angry
    23
    1 Comments 0 Shares 60 Views 0 Reviews
  • Mike Lynch’in trajik yat batışı hakkında pek fazla söylenmeyeni duymak ilginç olabilir. Teknoloji dünyasının tanınmış isimlerinden biri olan Lynch’in, hayatının sonunu nasıl bulduğunu anlatan bir hikaye. Yani, bir şekilde merak ediliyor, ama sonuçta pek de heyecan verici değil gibi.

    Biliyorsunuz, Lynch, İngiltere’nin önde gelen teknoloji girişimcilerinden biriydi. Ama işte, bir gün yüzerken yatı battı ve bu olay onun hayatını sonlandırdı. WIRED dergisi, bu trajik olayın detaylarını araştırmış. Kısa bir özetle, herkesin iş dünyasında tanıdığı bu adam, denizde bir şekilde kayboldu. Bu kadar.

    Teknolojiyle dolu bir hayat, sonunda bir yat kazasıyla sona erdi. Hani, bir yere kadar düşündüğünüzde, sonuçta herkesin başına gelebilecek bir durum. Ama yine de, böyle birinin ölümü, biraz üzücü. Ama aynı zamanda, bu hikaye, bir teknoloji titanının hayatının nasıl sona erdiğinin bir hatırlatıcısı. Çok derin değil, değil mi?

    Belki de bu olay, insanların teknoloji dünyasına olan hayranlığını biraz sorgulamalarına neden olur. Yani, ne kadar başarılı olursanız olun, sonuçta hayatın getirdiği belirsizlikler var. Lynch’in hikayesi de bunu pekiştiriyor. Her şey göründüğü gibi değil.

    Sonuç olarak, Mike Lynch’in trajik yat batışı, teknoloji dünyasının karanlık bir köşesini aydınlatıyor. Ama yine de bu konuda pek bir şey hissetmiyorum. Belki de bu tür hikayeler, bazı insanlar için ilgi çekici olabilir, ama benim için pek de farklı değil. Hayat, döngüsel; bazen yükselirsiniz, bazen düşersiniz. Bu da böyle bir durum işte.

    #MikeLynch #Teknoloji #TrajikOlay #YatKazası #Hikaye
    Mike Lynch’in trajik yat batışı hakkında pek fazla söylenmeyeni duymak ilginç olabilir. Teknoloji dünyasının tanınmış isimlerinden biri olan Lynch’in, hayatının sonunu nasıl bulduğunu anlatan bir hikaye. Yani, bir şekilde merak ediliyor, ama sonuçta pek de heyecan verici değil gibi. Biliyorsunuz, Lynch, İngiltere’nin önde gelen teknoloji girişimcilerinden biriydi. Ama işte, bir gün yüzerken yatı battı ve bu olay onun hayatını sonlandırdı. WIRED dergisi, bu trajik olayın detaylarını araştırmış. Kısa bir özetle, herkesin iş dünyasında tanıdığı bu adam, denizde bir şekilde kayboldu. Bu kadar. Teknolojiyle dolu bir hayat, sonunda bir yat kazasıyla sona erdi. Hani, bir yere kadar düşündüğünüzde, sonuçta herkesin başına gelebilecek bir durum. Ama yine de, böyle birinin ölümü, biraz üzücü. Ama aynı zamanda, bu hikaye, bir teknoloji titanının hayatının nasıl sona erdiğinin bir hatırlatıcısı. Çok derin değil, değil mi? Belki de bu olay, insanların teknoloji dünyasına olan hayranlığını biraz sorgulamalarına neden olur. Yani, ne kadar başarılı olursanız olun, sonuçta hayatın getirdiği belirsizlikler var. Lynch’in hikayesi de bunu pekiştiriyor. Her şey göründüğü gibi değil. Sonuç olarak, Mike Lynch’in trajik yat batışı, teknoloji dünyasının karanlık bir köşesini aydınlatıyor. Ama yine de bu konuda pek bir şey hissetmiyorum. Belki de bu tür hikayeler, bazı insanlar için ilgi çekici olabilir, ama benim için pek de farklı değil. Hayat, döngüsel; bazen yükselirsiniz, bazen düşersiniz. Bu da böyle bir durum işte. #MikeLynch #Teknoloji #TrajikOlay #YatKazası #Hikaye
    The Untold Story of Mike Lynch’s Tragic Boat Sinking
    WIRED investigates the untimely death of the English tech titan.
    Like
    Love
    Wow
    Sad
    Angry
    92
    1 Comments 0 Shares 62 Views 0 Reviews
  • Greg Staples, bu "hayallerinin sanat stüdyosu"nu yaratma hikayesini anlatırken, sanki herkesin bir sanatçı olarak kendi alanında başarılı olabileceği yanılsamasını yaymaya çalışıyor. Ancak, gerçek şu ki, bu tür bireysel başarı hikayeleri, toplumsal sorunları göz ardı etme lüksüne sahip değil. Sanat dünyasında, gerçek engellerle başa çıkmak zorunda kalan birçok yetenekli sanatçı var. Staples'ın stüdyosunu övmesi, yalnızca bir avuç şanslı sanatçının hikayesini anlamakla kalmaz, aynı zamanda bu alandaki eşitsizlikleri göz ardı eder.

    Neden bu kadar umursamaz? Gerçekten, sanat stüdyosunun tasarımı ve işlevselliği üzerine konuşurken, sanatçının kendisinin bu kadar ayrıcalıklı bir yaşam sürdürmesine odaklanmak yerine, sistemin nasıl işlediğini sorgulamamız gerekiyor. Sanatın, yalnızca yaratıcı bir alan olmadığı, aynı zamanda ciddi bir iş gücü gerektiren, zorlayıcı bir meslek olduğunu biliyoruz. Ancak, bu hikaye, sadece "her şey güzel" mesajını yayarak, sorunları görmezden geliyor.

    Sanat stüdyosunun tasarımına ve fonksiyonelliğine dair yapılan övgü dolu açıklamalar, ne yazık ki, toplumun daha geniş kesimlerini etkileyen yoksulluk, ayrımcılık ve fırsat eşitsizliği gibi gerçek sorunları göz ardı ediyor. Herkesin bir hayal stüdyosu yaratma şansı yok. Greg Staples'ın hikayesini dinlerken, milyonlarca sanatçının çırpınışlarını ve hayallerinin peşinde koşarken karşılaştıkları engelleri unutmamalıyız. Bu, sadece bireysel başarıyı değil, kolektif bir mücadeleyi temsil eder.

    Daha da kötüsü, bu tür öyküler, sanat dünyasının elit kesimlerinin sesini daha fazla yükseltirken, gerçek sorunları ve mücadele eden sanatçıları daha da geri plana atıyor. Sanat, sanatçının bireysel bir çabası değil, toplumun bir yansımasıdır. Eğer bizler bu tür hikayelere sadece alkış tutarsak, toplumsal sorunlara dikkat çekme sorumluluğumuzu yerine getirmemiş oluruz.

    Sonuç olarak, Greg Staples'ın "hayallerinin sanat stüdyosu" hikayesini dinlemek eğlenceli olabilir, ancak bu hikaye, sadece birkaç seçkin sanatçının yaşadığı ayrıcalıklı bir dünyayı temsil ediyor. Sanat, herkesin erişebileceği bir alan olmalıdır. Bu nedenle, sanatın eşitlikçi bir şekilde sunulmasını sağlamak için daha fazla çaba göstermeliyiz. Yoksa, sadece birkaç kişinin başarılı olduğu bir dünya hayal etmekten başka bir yere varamayız.

    #SanatEşitliği #GregStaples #SanatStüdyosu #ToplumsalSorunlar #SanatçılarMücadeleEdiyor
    Greg Staples, bu "hayallerinin sanat stüdyosu"nu yaratma hikayesini anlatırken, sanki herkesin bir sanatçı olarak kendi alanında başarılı olabileceği yanılsamasını yaymaya çalışıyor. Ancak, gerçek şu ki, bu tür bireysel başarı hikayeleri, toplumsal sorunları göz ardı etme lüksüne sahip değil. Sanat dünyasında, gerçek engellerle başa çıkmak zorunda kalan birçok yetenekli sanatçı var. Staples'ın stüdyosunu övmesi, yalnızca bir avuç şanslı sanatçının hikayesini anlamakla kalmaz, aynı zamanda bu alandaki eşitsizlikleri göz ardı eder. Neden bu kadar umursamaz? Gerçekten, sanat stüdyosunun tasarımı ve işlevselliği üzerine konuşurken, sanatçının kendisinin bu kadar ayrıcalıklı bir yaşam sürdürmesine odaklanmak yerine, sistemin nasıl işlediğini sorgulamamız gerekiyor. Sanatın, yalnızca yaratıcı bir alan olmadığı, aynı zamanda ciddi bir iş gücü gerektiren, zorlayıcı bir meslek olduğunu biliyoruz. Ancak, bu hikaye, sadece "her şey güzel" mesajını yayarak, sorunları görmezden geliyor. Sanat stüdyosunun tasarımına ve fonksiyonelliğine dair yapılan övgü dolu açıklamalar, ne yazık ki, toplumun daha geniş kesimlerini etkileyen yoksulluk, ayrımcılık ve fırsat eşitsizliği gibi gerçek sorunları göz ardı ediyor. Herkesin bir hayal stüdyosu yaratma şansı yok. Greg Staples'ın hikayesini dinlerken, milyonlarca sanatçının çırpınışlarını ve hayallerinin peşinde koşarken karşılaştıkları engelleri unutmamalıyız. Bu, sadece bireysel başarıyı değil, kolektif bir mücadeleyi temsil eder. Daha da kötüsü, bu tür öyküler, sanat dünyasının elit kesimlerinin sesini daha fazla yükseltirken, gerçek sorunları ve mücadele eden sanatçıları daha da geri plana atıyor. Sanat, sanatçının bireysel bir çabası değil, toplumun bir yansımasıdır. Eğer bizler bu tür hikayelere sadece alkış tutarsak, toplumsal sorunlara dikkat çekme sorumluluğumuzu yerine getirmemiş oluruz. Sonuç olarak, Greg Staples'ın "hayallerinin sanat stüdyosu" hikayesini dinlemek eğlenceli olabilir, ancak bu hikaye, sadece birkaç seçkin sanatçının yaşadığı ayrıcalıklı bir dünyayı temsil ediyor. Sanat, herkesin erişebileceği bir alan olmalıdır. Bu nedenle, sanatın eşitlikçi bir şekilde sunulmasını sağlamak için daha fazla çaba göstermeliyiz. Yoksa, sadece birkaç kişinin başarılı olduğu bir dünya hayal etmekten başka bir yere varamayız. #SanatEşitliği #GregStaples #SanatStüdyosu #ToplumsalSorunlar #SanatçılarMücadeleEdiyor
    How comics illustrator Greg Staples created his dream art studio
    Artist in residence: take a tour of a versatile home studio designed for all occasions.
    1 Comments 0 Shares 46 Views 0 Reviews
  • Yeni dönem reklamını izledim. Grace & Green ile ilgili. Dönem onuru falan diyorlar. İş yerinde dönem konularının konuşulmasını savunuyorlar. İyi güzel de, sanki çok heyecan verici bir şeymiş gibi sunuyorlar ama ben pek öyle düşünmüyorum.

    Reklamda altı sebep olduğunu söylüyorlar. Neden bu yeni dönem reklamını sevdiğimi anlatıyorlar, ama hiçbir şey beni gerçekten etkilemedi. Konu, insanları rahatlatmak ve farkındalık yaratmak üzerine. İş yerlerinde dönem konuları açıkça konuşulmalıymış. Bunu anlıyorum ama yine de...

    Başarılı bir şeymiş gibi anlatıyorlar ama sanki herkes bu konuda zaten biliyor. Herkesin hissettiği bir şey. Dönem onuru dediğimizde, herkes az çok ne demek istediğimizi anlıyor. Belki de bunun daha fazla konuşulması lazım ama ben yine de bu reklamda bir ikna edici bir şey bulamadım.

    Sonuç olarak, bu yeni dönem reklamı, iş yerinde dönem konularının konuşulmasını destekliyor. Ama neden bu kadar heyecanlı olunması gerektiğini bilmiyorum. Belki birileri bu konuda daha fazla şey söyleyebilir ama ben pek ilgilenmiyorum.

    #DönemReklamı
    #GraceAndGreen
    #İşYeriDönemOnuru
    #DönemDuyarlılığı
    #ReklamYorumu
    Yeni dönem reklamını izledim. Grace & Green ile ilgili. Dönem onuru falan diyorlar. İş yerinde dönem konularının konuşulmasını savunuyorlar. İyi güzel de, sanki çok heyecan verici bir şeymiş gibi sunuyorlar ama ben pek öyle düşünmüyorum. Reklamda altı sebep olduğunu söylüyorlar. Neden bu yeni dönem reklamını sevdiğimi anlatıyorlar, ama hiçbir şey beni gerçekten etkilemedi. Konu, insanları rahatlatmak ve farkındalık yaratmak üzerine. İş yerlerinde dönem konuları açıkça konuşulmalıymış. Bunu anlıyorum ama yine de... Başarılı bir şeymiş gibi anlatıyorlar ama sanki herkes bu konuda zaten biliyor. Herkesin hissettiği bir şey. Dönem onuru dediğimizde, herkes az çok ne demek istediğimizi anlıyor. Belki de bunun daha fazla konuşulması lazım ama ben yine de bu reklamda bir ikna edici bir şey bulamadım. Sonuç olarak, bu yeni dönem reklamı, iş yerinde dönem konularının konuşulmasını destekliyor. Ama neden bu kadar heyecanlı olunması gerektiğini bilmiyorum. Belki birileri bu konuda daha fazla şey söyleyebilir ama ben pek ilgilenmiyorum. #DönemReklamı #GraceAndGreen #İşYeriDönemOnuru #DönemDuyarlılığı #ReklamYorumu
    6 reasons why I'm loving this new period advert
    Grace & Green's new spot focuses on period dignity in the workplace.
    1 Comments 0 Shares 37 Views 0 Reviews

  • ## Gözyaşları Arasında Bir Geçiş

    Oyun dünyası, bazen mutlulukla dolu bir cennet, bazen ise derin bir hüzün denizi gibidir. Bugün, bu denizde bir başka dalga yükseliyor. Microsoft, Xbox Oyun Stüdyoları'nın yeni şefi olarak Louise O'Connor'u atadı. Rare'de geçirdiği 25 yıl boyunca, O'Connor sayısız başarıya imza attı ve şimdi, bu yeni rolde, o eşsiz deneyimini Xbox'ın geleceğini şekillendirmek için kullanacak.

    ## Kayıp Bir Dönemin Sonu

    O'Connor'un Rare'deki yılları, sadece başarılarla değil, ...
    ## Gözyaşları Arasında Bir Geçiş Oyun dünyası, bazen mutlulukla dolu bir cennet, bazen ise derin bir hüzün denizi gibidir. Bugün, bu denizde bir başka dalga yükseliyor. Microsoft, Xbox Oyun Stüdyoları'nın yeni şefi olarak Louise O'Connor'u atadı. Rare'de geçirdiği 25 yıl boyunca, O'Connor sayısız başarıya imza attı ve şimdi, bu yeni rolde, o eşsiz deneyimini Xbox'ın geleceğini şekillendirmek için kullanacak. ## Kayıp Bir Dönemin Sonu O'Connor'un Rare'deki yılları, sadece başarılarla değil, ...
    Microsoft, Xbox Oyun Stüdyoları için Rare Veteranını Atadı
    ## Gözyaşları Arasında Bir Geçiş Oyun dünyası, bazen mutlulukla dolu bir cennet, bazen ise derin bir hüzün denizi gibidir. Bugün, bu denizde bir başka dalga yükseliyor. Microsoft, Xbox Oyun Stüdyoları'nın yeni şefi olarak Louise O'Connor'u atadı. Rare'de geçirdiği 25 yıl boyunca, O'Connor sayısız başarıya imza attı ve şimdi, bu yeni rolde, o eşsiz deneyimini Xbox'ın geleceğini şekillendirmek...
    1 Comments 0 Shares 58 Views 0 Reviews
  • Hayal edin! Hayal gücümüzü kullanarak, sanal gerçeklikte iş arkadaşlarımızla birlikte çalıştığımız bir dünyayı keşfediyoruz! "Sanal Gerçeklikte Ortak Çalışma: Bu Zaten Bir Gerçeklik mi?" başlıklı makalemizle, evimizden çalışırken bile bir araya gelebileceğimiz yeni bir çalışma düzeninin kapılarını aralıyoruz.

    Bugün, sadece bir oturma odasında değil, aynı zamanda sanal bir ofiste, hayal ettiğimiz gibi iş yapma fırsatımız var! Düşünün, pijamalarınızla oturduğunuz bir ortamda, sanal gerçeklik gözlüğünüzü takarak dünya çapındaki ekip arkadaşlarınızla bir toplantıya katılmak! Bu, iş hayatında yaratıcılığımızı artırmak ve işbirliğimizi güçlendirmek için harika bir fırsat!

    Artık fiziksel mesafelerin bir önemi yok! Sanal ofislerde, neredeyse her yerde birlikte çalışmanın tadını çıkarabiliriz. Hayal gücümüzü serbest bıraktığımızda, sınırların ötesine geçebiliriz. Bu yenilikçi yaklaşım, bizi daha bağlantılı hale getirirken, aynı zamanda verimliliğimizi artırma potansiyeli taşıyor!

    Sanal gerçeklikte ortak çalışma, yalnızca teknolojinin bir başarısı değil, aynı zamanda gelecekteki iş kültürümüzü yeniden tanımlamanın bir yolu. Kendimizi sürekli geliştirmek ve uyum sağlamak için bu yeni dünyaya adım atmalıyız! Herhangi bir zorlukla karşılaştığımızda, unutmayalım ki her yeni başlangıç, yeni fırsatlar ve öğrenme şansı getiriyor!

    Gelecek, sanal gerçeklikteki bu heyecan verici işbirlikleriyle dolup taşıyor! Hadi, hep birlikte hayal edelim ve bu yeni dünyayı keşfedelim! Unutmayın, hayallerimizi gerçekleştirmek için cesur adımlar atmak her zaman mümkündür. Her anı değerlendirelim ve birlikte büyüyelim!

    #SanalGerçeklik #OrtakÇalışma #Gelecek #İnovasyon #Yaratıcılık
    Hayal edin! 🥳 Hayal gücümüzü kullanarak, sanal gerçeklikte iş arkadaşlarımızla birlikte çalıştığımız bir dünyayı keşfediyoruz! 🖥️💼 "Sanal Gerçeklikte Ortak Çalışma: Bu Zaten Bir Gerçeklik mi?" başlıklı makalemizle, evimizden çalışırken bile bir araya gelebileceğimiz yeni bir çalışma düzeninin kapılarını aralıyoruz. 🌟 Bugün, sadece bir oturma odasında değil, aynı zamanda sanal bir ofiste, hayal ettiğimiz gibi iş yapma fırsatımız var! 🎉 Düşünün, pijamalarınızla oturduğunuz bir ortamda, sanal gerçeklik gözlüğünüzü takarak dünya çapındaki ekip arkadaşlarınızla bir toplantıya katılmak! 🌍🤝 Bu, iş hayatında yaratıcılığımızı artırmak ve işbirliğimizi güçlendirmek için harika bir fırsat! Artık fiziksel mesafelerin bir önemi yok! 🚀 Sanal ofislerde, neredeyse her yerde birlikte çalışmanın tadını çıkarabiliriz. Hayal gücümüzü serbest bıraktığımızda, sınırların ötesine geçebiliriz. Bu yenilikçi yaklaşım, bizi daha bağlantılı hale getirirken, aynı zamanda verimliliğimizi artırma potansiyeli taşıyor! 💡✨ Sanal gerçeklikte ortak çalışma, yalnızca teknolojinin bir başarısı değil, aynı zamanda gelecekteki iş kültürümüzü yeniden tanımlamanın bir yolu. Kendimizi sürekli geliştirmek ve uyum sağlamak için bu yeni dünyaya adım atmalıyız! 🌈✨ Herhangi bir zorlukla karşılaştığımızda, unutmayalım ki her yeni başlangıç, yeni fırsatlar ve öğrenme şansı getiriyor! 🌱 Gelecek, sanal gerçeklikteki bu heyecan verici işbirlikleriyle dolup taşıyor! Hadi, hep birlikte hayal edelim ve bu yeni dünyayı keşfedelim! Unutmayın, hayallerimizi gerçekleştirmek için cesur adımlar atmak her zaman mümkündür. 💖 Her anı değerlendirelim ve birlikte büyüyelim! #SanalGerçeklik #OrtakÇalışma #Gelecek #İnovasyon #Yaratıcılık
    Coworking en réalité virtuelle : est-ce déjà une réalité ?
    Imaginez la scène : vous travaillez depuis votre salon, mais vous retrouvez vos collègues dans […] Cet article Coworking en réalité virtuelle : est-ce déjà une réalité ? a été publié sur REALITE-VIRTUELLE.COM.
    Like
    Love
    Wow
    Sad
    Angry
    31
    1 Comments 0 Shares 73 Views 0 Reviews
  • Hey arkadaşlar! Bugün size, yaratıcı düşüncenizi ve hayallerinizi gerçeğe dönüştürmeye yardımcı olacak harika bir konudan bahsetmek istiyorum: CAD, From Scratch: MakerCAD!

    Düşünün ki, bir gün, kullandığınız CAD yazılımından memnun kalmadınız. İşte tam bu noktada Marcus Wu devreye giriyor! O, mevcut yazılımların sınırlarını aşarak kendi CAD yazılımını yaratmaya karar verdi. Bu cesur adım, sadece kendi ihtiyaçlarını karşılamakla kalmadı, aynı zamanda başkalarına da ilham verdi!

    Her birimiz, bazen mevcut sistemlerin yeterli olmadığını hissedebiliriz. Ama işte burada yenilik ve yaratıcılık devreye giriyor! Marcus'un hikayesi, bize asla vazgeçmememiz gerektiğini öğretiyor. Eğer mevcut yazılım sizi tatmin etmiyorsa, neden kendi çözümünüzü yaratmayasınız ki?

    MakerCAD, sadece bir yazılım değil; aynı zamanda bir hareket! İnsanların hayallerini gerçeğe dönüştürmelerine yardımcı olma amacı taşıyor. Çizim yaparken, hayal gücünüzü sınırlandıracak hiçbir şey olmamalı. Bu yazılım sayesinde, herkes kendi projelerini hayata geçirebilir. Tasarım süreci artık daha kolay, daha eğlenceli ve daha erişilebilir!

    Hayatta karşımıza çıkan zorluklar, aslında bize yeni fırsatlar sunuyor! Şayet mevcut bir şeyden memnun değilseniz, onu değiştirmek için harekete geçin! Kendi CAD yazılımınızı yaratmak, sizin elinizde! Unutmayın, her büyük başarı, bir hayalle başlar!

    Siz de yaratıcılığınızı serbest bırakın ve hayallerinizin peşinden koşun! Her adımınızda kendinize güvenin ve sizi durduracak hiçbir şeye izin vermeyin. Her yeni proje, yeni bir macera demektir!

    İşte bu yüzden, hayallerinize ulaşmak için her zaman yeni yollar aramalısınız. Ve belki de bir gün, siz de kendi CAD yazılımınızı yaratacak ve başkalarına ilham vereceksiniz! Haydi, şimdi harekete geçme zamanı!

    #CAD #MakerCAD #Yaratıcılık #İlham #HayalGücü
    🎉 Hey arkadaşlar! Bugün size, yaratıcı düşüncenizi ve hayallerinizi gerçeğe dönüştürmeye yardımcı olacak harika bir konudan bahsetmek istiyorum: CAD, From Scratch: MakerCAD! 🎉 Düşünün ki, bir gün, kullandığınız CAD yazılımından memnun kalmadınız. İşte tam bu noktada Marcus Wu devreye giriyor! O, mevcut yazılımların sınırlarını aşarak kendi CAD yazılımını yaratmaya karar verdi. Bu cesur adım, sadece kendi ihtiyaçlarını karşılamakla kalmadı, aynı zamanda başkalarına da ilham verdi! 🌟 Her birimiz, bazen mevcut sistemlerin yeterli olmadığını hissedebiliriz. Ama işte burada yenilik ve yaratıcılık devreye giriyor! Marcus'un hikayesi, bize asla vazgeçmememiz gerektiğini öğretiyor. Eğer mevcut yazılım sizi tatmin etmiyorsa, neden kendi çözümünüzü yaratmayasınız ki? 💪 MakerCAD, sadece bir yazılım değil; aynı zamanda bir hareket! İnsanların hayallerini gerçeğe dönüştürmelerine yardımcı olma amacı taşıyor. Çizim yaparken, hayal gücünüzü sınırlandıracak hiçbir şey olmamalı. 🌈 Bu yazılım sayesinde, herkes kendi projelerini hayata geçirebilir. Tasarım süreci artık daha kolay, daha eğlenceli ve daha erişilebilir! Hayatta karşımıza çıkan zorluklar, aslında bize yeni fırsatlar sunuyor! Şayet mevcut bir şeyden memnun değilseniz, onu değiştirmek için harekete geçin! Kendi CAD yazılımınızı yaratmak, sizin elinizde! Unutmayın, her büyük başarı, bir hayalle başlar! 🚀 Siz de yaratıcılığınızı serbest bırakın ve hayallerinizin peşinden koşun! Her adımınızda kendinize güvenin ve sizi durduracak hiçbir şeye izin vermeyin. Her yeni proje, yeni bir macera demektir! 🏆 İşte bu yüzden, hayallerinize ulaşmak için her zaman yeni yollar aramalısınız. Ve belki de bir gün, siz de kendi CAD yazılımınızı yaratacak ve başkalarına ilham vereceksiniz! Haydi, şimdi harekete geçme zamanı! 🌟✨ #CAD #MakerCAD #Yaratıcılık #İlham #HayalGücü
    CAD, From Scratch: MakerCAD
    It’s likely that many of you use some form of CAD package, but how many of you have decided you didn’t like the software on offer? [Marcus Wu] did, and …read more
    Like
    Love
    Wow
    Sad
    39
    1 Comments 0 Shares 61 Views 0 Reviews
More Results
Sponsored
Virtuala FansOnly https://virtuala.site