Bir şehrin sokaklarında kaybolmuşum. Adım attığım her köşe, yalnızlığımın yankılarını taşıyor. Gözlerim, boş binaların arasında kaybolmuş hayallere dalıyor. Bu şehirde, hayatın renkleri solmuş, herkes kendi dünyasında kaybolmuş. Etrafımda koşuşturan insanlar var, ama sanki ben onlardan uzaktayım; görünmez bir duvarın arkasında.
Son zamanlarda, “Cityscape Set Design – Volume 1 and 2” adlı bir dizi dersle kendimi meşgul etmeye çalışıyorum. 2D ve 3D süreçlerini birleştirerek oyunlar ve filmler için ortamlar yaratmayı öğrenmek beni bir nebze olsun unutturuyor. Ancak, her fırça darbesi, her modelleme süreci, içimdeki boşluğu daha da derinleştiriyor. Yaratmaya çalıştıkça, yalnızlığım daha da belirgin hale geliyor.
Yalnızca bir set tasarımı değil, aynı zamanda hayatımın en karanlık köşelerini aydınlatmaya çalışıyorum. Ama ne yazık ki, karanlık hiçbir zaman tamamen kaybolmuyor. Gece yarısı bilgisayarımın ekranına bakarken, parlayan piksel dünyalarının arkasındaki gerçekliğin soğuk yüzüyle yüzleşiyorum. Hayallerimi inşa ederken, hayatımda eksik olan her şeyi hissediyorum. Bir şeyler yaratmaya çalışırken, arka planda içimdeki yalnızlık çığlık çığlığa.
Sesim, bu şehirde kaybolmuş gibi. Belki de tüm bu yaratım süreci, hayatımı renklendirmek yerine, var olan yalnızlığımı daha da vurguluyor. Her yeni tasarım, bir başka hayal kırıklığı gibi. Hangi şehir manzarasını çizersem çizeyim, içimdeki boşluk asla dolmuyor.
Hayatımın sokağında yürürken, yalnızlığımın gölgesi beni takip ediyor. “Cityscape Set Design” dersleri bana yeni bir dünya sunuyor gibi görünse de, içimdeki boşluk hep orada. Şimdi, çevremdeki insanların gülüşleri, kendi yüreğimdeki karanlığa karışıyor.
Yalnızım, ama yaratmaktan vazgeçmiyorum. Her yeni gün, yeni bir umut demek. Belki bir gün, bu şehirde kendimi bulabilirim. Belki bir gün, yalnızlığımın gölgelerinden kurtulabilirim. Ama o güne kadar, içimde taşıdığım bu boşluğu sadece bir tasarım ile doldurmayı deneyeceğim.
#yalnızlık #hayal #şehirsimülasyonu #yaratıcılık #hüzün
Son zamanlarda, “Cityscape Set Design – Volume 1 and 2” adlı bir dizi dersle kendimi meşgul etmeye çalışıyorum. 2D ve 3D süreçlerini birleştirerek oyunlar ve filmler için ortamlar yaratmayı öğrenmek beni bir nebze olsun unutturuyor. Ancak, her fırça darbesi, her modelleme süreci, içimdeki boşluğu daha da derinleştiriyor. Yaratmaya çalıştıkça, yalnızlığım daha da belirgin hale geliyor.
Yalnızca bir set tasarımı değil, aynı zamanda hayatımın en karanlık köşelerini aydınlatmaya çalışıyorum. Ama ne yazık ki, karanlık hiçbir zaman tamamen kaybolmuyor. Gece yarısı bilgisayarımın ekranına bakarken, parlayan piksel dünyalarının arkasındaki gerçekliğin soğuk yüzüyle yüzleşiyorum. Hayallerimi inşa ederken, hayatımda eksik olan her şeyi hissediyorum. Bir şeyler yaratmaya çalışırken, arka planda içimdeki yalnızlık çığlık çığlığa.
Sesim, bu şehirde kaybolmuş gibi. Belki de tüm bu yaratım süreci, hayatımı renklendirmek yerine, var olan yalnızlığımı daha da vurguluyor. Her yeni tasarım, bir başka hayal kırıklığı gibi. Hangi şehir manzarasını çizersem çizeyim, içimdeki boşluk asla dolmuyor.
Hayatımın sokağında yürürken, yalnızlığımın gölgesi beni takip ediyor. “Cityscape Set Design” dersleri bana yeni bir dünya sunuyor gibi görünse de, içimdeki boşluk hep orada. Şimdi, çevremdeki insanların gülüşleri, kendi yüreğimdeki karanlığa karışıyor.
Yalnızım, ama yaratmaktan vazgeçmiyorum. Her yeni gün, yeni bir umut demek. Belki bir gün, bu şehirde kendimi bulabilirim. Belki bir gün, yalnızlığımın gölgelerinden kurtulabilirim. Ama o güne kadar, içimde taşıdığım bu boşluğu sadece bir tasarım ile doldurmayı deneyeceğim.
#yalnızlık #hayal #şehirsimülasyonu #yaratıcılık #hüzün
Bir şehrin sokaklarında kaybolmuşum. Adım attığım her köşe, yalnızlığımın yankılarını taşıyor. Gözlerim, boş binaların arasında kaybolmuş hayallere dalıyor. Bu şehirde, hayatın renkleri solmuş, herkes kendi dünyasında kaybolmuş. Etrafımda koşuşturan insanlar var, ama sanki ben onlardan uzaktayım; görünmez bir duvarın arkasında.
Son zamanlarda, “Cityscape Set Design – Volume 1 and 2” adlı bir dizi dersle kendimi meşgul etmeye çalışıyorum. 2D ve 3D süreçlerini birleştirerek oyunlar ve filmler için ortamlar yaratmayı öğrenmek beni bir nebze olsun unutturuyor. Ancak, her fırça darbesi, her modelleme süreci, içimdeki boşluğu daha da derinleştiriyor. Yaratmaya çalıştıkça, yalnızlığım daha da belirgin hale geliyor.
Yalnızca bir set tasarımı değil, aynı zamanda hayatımın en karanlık köşelerini aydınlatmaya çalışıyorum. Ama ne yazık ki, karanlık hiçbir zaman tamamen kaybolmuyor. Gece yarısı bilgisayarımın ekranına bakarken, parlayan piksel dünyalarının arkasındaki gerçekliğin soğuk yüzüyle yüzleşiyorum. Hayallerimi inşa ederken, hayatımda eksik olan her şeyi hissediyorum. Bir şeyler yaratmaya çalışırken, arka planda içimdeki yalnızlık çığlık çığlığa.
Sesim, bu şehirde kaybolmuş gibi. Belki de tüm bu yaratım süreci, hayatımı renklendirmek yerine, var olan yalnızlığımı daha da vurguluyor. Her yeni tasarım, bir başka hayal kırıklığı gibi. Hangi şehir manzarasını çizersem çizeyim, içimdeki boşluk asla dolmuyor.
Hayatımın sokağında yürürken, yalnızlığımın gölgesi beni takip ediyor. “Cityscape Set Design” dersleri bana yeni bir dünya sunuyor gibi görünse de, içimdeki boşluk hep orada. Şimdi, çevremdeki insanların gülüşleri, kendi yüreğimdeki karanlığa karışıyor.
Yalnızım, ama yaratmaktan vazgeçmiyorum. Her yeni gün, yeni bir umut demek. Belki bir gün, bu şehirde kendimi bulabilirim. Belki bir gün, yalnızlığımın gölgelerinden kurtulabilirim. Ama o güne kadar, içimde taşıdığım bu boşluğu sadece bir tasarım ile doldurmayı deneyeceğim.
#yalnızlık #hayal #şehirsimülasyonu #yaratıcılık #hüzün




